Bitlis’te Gazze için "Vicdan Yürüyüşü" düzenlendi
Bitlis Filistin Dayanışma Platformu tarafından Güroymak ilçesinde düzenlenen programla, Filistin'e destek yürüyüşü ve basın açıklaması yapıldı.

Bitlis’in Güroymak ilçesinde Filistin halkına destek amacıyla düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasında, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekildi.
Şehir merkezinde başlayan yürüyüş, Mehmetçik Parkı’nda düzenlenen programla sona erdi.
Bitlis Filistin Dayanışma Platformu adına konuşan Cihat Bakırhan, dünyayı bu sessizliğe son vermeye çağırdı.
Bakırhan, dünyanın gözleri önünde büyük bir soykırımın sürdüğünü vurguladı.
"Dünya, tarih boyunca tanıklık ettiği en büyük insanlık dramlarından birine, en acımasız zulümlerden birine sessiz kalıyor." diyen Bakırhan, işgal rejiminin, tüm dünyanın gözleri önünde, uluslararası hukuku ve insan haklarını açıkça çiğneyerek Gazze’de bir soykırım suçu işlediğine dikkat çekti.
7 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılarda, büyük çoğunluğu kadın ve çocuk olan yaklaşık 60 bin Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 125 bin kişinin ise yaralandığını hatırlatan Bakırhan, binlerce kişinin hâlâ enkaz altında kayıp olduğunu aktardı.
"Gazze’de hiçbir yer güvenli değil"
Sivillerin yoğun bombardıman altında kaldığını vurgulayan Bakırhan, "Gazze’de 1 milyon 900 bin sivil en az bir kez göçe zorlanmış, çadırlarda bile bombardımanların hedefi olmuşlardır. Camiler, hastaneler, okullar ve yerleşim alanları açık hedef haline gelmiştir." dedi.
220 gazeteci ve binin üzerinde sağlık çalışanının şehit olduğunu, sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini ifade eden Bakırhan, 164 sağlık kuruluşunun hedef alındığını ifade etti.
Bakırhan, 300’e yakın sağlık çalışanının siyonist işgal zindanlarında esir alındığını söyledi.
"Gazze halkı açlığa mahkûm ediliyor"
İşgalci rejimin Gazze’ye yönelik insani yardım geçişlerini sistematik biçimde engellediğini belirten Bakırhan, "İnsanlar gıdaya ulaşamadığı için hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Bazı bölgelerde halk, haftalar boyunca insani yardıma erişemediği için yabani otlarla beslenerek yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır." diye konuştu.
Anne ve bebekler ölümle burun buruna
Gazze’de yaklaşık 55 bin hamile kadının temel sağlık hizmetlerinden yoksun biçimde doğum yapmak zorunda kaldığını söyleyen Bakırhan, doğum sırasında hayatını kaybeden anne sayısının 60’a ulaştığını belirtti.
"Birçok kadın anestezi uygulanmaksızın sezaryen ameliyatı geçiriyor." diyen Bakırhan, Gazze’deki sağlık krizinin boyutlarını gözler önüne serdi.
"Hastalar ölüme terk ediliyor"
Böbrek yetmezliği, kanser ve diyabet gibi hastalıklarla mücadele eden binlerce kişinin tedaviye erişemediğini belirten Bakırhan, "Haftalık diyaliz tedavisine muhtaç yaklaşık 1000 böbrek hastası, yakıt ve elektrik yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir." dedi.
"Gazze’de su bir yaşam lüksü değil, hayatta kalma mücadelesi"
Ayrıca, kemoterapi ilaçlarının tükenmesi ve radyoterapi cihazlarının çalışmaması nedeniyle kanser hastalarının da tedavi olamadığının belirten Bakırhan, işgalin uyguladığı abluka nedeniyle Gazze’de enerji ve temiz su ihtiyacının karşılanamadığını ifade etti.
Bakırhan, "Çocuklar, dehidrasyon, kronik ishal ve kolera gibi ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya. Temiz içme suyu artık bir yaşam konforu değil, doğrudan hayatta kalma meselesi haline gelmiştir." dedi.
"Uluslararası mekanizmalar etkisiz, İslam dünyası yetersiz"
Bakırhan, İslam dünyasının cılız tepkilerini de eleştirerek, "Kınama mesajlarının ötesine geçilememiştir. Artık sözün değil, fiilî adımların zamanıdır." dedi ve diplomatik, siyasi ve lojistik tüm imkanların seferber edilmesi gerektiğini vurguladı.
"Mavi Marmara: Sadece bir gemi değil, bir direniş çizgisidir"
Açıklamanın sonunda 31 Mayıs 2010’da Gazze ablukasını kırmak amacıyla yola çıkan Mavi Marmara yardım filosuna da atıfta bulunan Bakırhan, "Mavi Marmara, ümmetin vicdanıyla yol alan bir rahmet gemisiydi. Gazze’ye ulaşamasa da kalplerimize ulaşan bir direniş çağrısı oldu." ifadelerini kullandı.
"Bugün herkesin sorması gereken soru şudur: ‘Bu soykırım sürerken ben üzerime düşeni yapıyor muyum?’" diyen Bakırhan, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Bizler, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya dek mücadelemizi sürdüreceğiz."
İLKHA