“Bu dönemde tesettür giyen kadın, cihat yapmış gibidir”
Mardin'de tesettür mağaza sahibi Zöhre Duman, tesettür giymenin önemine vurgu yaparak “Tesettür İslam'ın bir sembolüdür. Bu dönemde hakkıyla tesettür giyen kadınlar bir cihat içerisindedir. Çünkü biz tesettürü yalnızca giyim olarak değil, bir dava, bir temsil, bir duruş olarak görüyoruz.” dedi.

Tesettür mağaza sahibi Zöhre Duman, tesettürün İslam dinindeki önemi, yazın yüksek sıcak havaya aldırış etmeden giyilen tesettürün mükafatı, teşviki ve ailelerin tesettür noktasındaki bilinci hakkında mikrofonuna önemli açıklamalarda bulundu.
Mardin'de tam tesettür mekânların yok denecek kadar az olmasıyla 3 yıl önce tam tesettürlü mağaza açan Duman, buradaki amaçlarının kadınları tesettüre teşvik ve sevdirmek olduğunu aktardı.
Ayrıca tesettürün yalnızca bir kıyafet değil; iman, takva ve İslam’ın temsili olduğunu vurgulayan Duman, ailelerin bu konuda baskıcı değil bilinçlendirici olması gerektiğini belirtti.
"Tesettür, bu dönemin cihadıdır"
Tesettürü sevdirmek ve teşvik etmek niyetiyle girişimlerde bulunduklarını ifade eden Duman "Tesettür, İslam’ın sembollerinden biridir. Tesettür dendiğinde ilk olarak Müslüman bir kadın akla geliyor. İslam’da tesettür, bol giyinmek ve omuzlardan aşağı örtülü olmaktır. Kesinlikle ziynet eşyalarının belli olmaması gerekiyor. Bizler Mardin’de tesettür mağazasını açarken 'Tesettür bu dönemin cihadıdır' anlayışıyla hareket ettik. Bu sebeple tesettür giyimin tanıtılması, teşvik edilmesi ve sevilmesi amacıyla girişimlerde bulunduk." dedi.
Duman "Üç yıl öncesinde Mardin’de tam anlamıyla tesettürlü bir mağazanın olmadığını gözlemledik ve bu eksikliği hissederek mağazayı açtık. Birçok giyim mağazası mevcut; ancak Müslüman kadınların inançlarına uygun bir şekilde alışveriş yapabileceği yerler ne yazık ki çok az. Biz bu mağazayı açmakla sadece tesettürün yaygınlaşmasına katkı sunmak istemedik, aynı zamanda tesettürlü kadınların da iş hayatında başarılı olabileceğini göstermeye çalıştık. Rabbimize hamdolsun, üç yıl içinde birçok insanın tesettürü sevmesine vesile olduk ve başka şehirlerde bu tarz mağazaların açılmasına da örnek olduk." şeklinde konuştu.
Tesettüre bürünen kadınların ilk duygularını paylaşan Duman "Tesettüre yönelen kadınlardan çok sayıda geri dönüş aldık. Hatta hiç tahmin edemeyeceğimiz bir kadının tesettüre girmesine vesile olduk. Bu gibi durumlar bizi çok mutlu ediyor. Tesettüre girmeye karar veren birçok kadın, ilk olarak gözyaşları içinde geliyor. Farklı farklı kadınlar, 'Bize tesettürü anlatın, tesettüre girmek istiyoruz,' diyerek yardım talep ediyor. Biz de elimizden geldiğince tesettürü en güzel şekilde anlatıyor, saçlarını örterek kendilerini aynada tesettürlü bir şekilde görmelerini sağlıyoruz. Tesettüre girmeden önceki ve sonraki hallerini aynada gördüklerinde çok heyecanlanıyorlar. Bu süreçte çok fazla dua alıyoruz." ifadelerini aktardı.
Duman, toplum içinde yargılanan kadınların olduğuna dikkat çekerek "Toplum içinde tesettürlü olduğu için yadırganan kadınlarla da karşılaştık. Özellikle ailesi, annesi ya da babası tesettüre karşı çıkan kişilerle muhatap olmak zorunda kalan kadınlar var. Bir kız kardeşimiz, ailesi tarafından tesettürüne karşı çıkıldığı için defalarca ağladı. Biz de ona sabırla, yavaş yavaş tesettüre teşvik konusunda destek olmaya çalıştık. Tesettür, bu çağda cihattır. Bu bilinci taşıyarak daha sağlam adımlar atıyoruz. Nasıl ki bir bayrak bir ülkeyi temsil ediyorsa, tesettür de bir Müslüman kadının imanını ve İslam’ı temsil eder." ifadelerini kullandı.
"Tesettürü bir adet, bir gelenek olarak değil; imanî bir mesele olarak görülmelidir"
Duman, tesettürün İslam dinindeki önemine vurgu yaparak "Tesettür hakkında hem Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadislerinde hem de Kur’an-ı Kerim’de açık ayetler bulunmaktadır. Nur Suresi 31. ayette ve Ahzab Suresi 59. ayette, kadınların ziynetleriyle birlikte kendilerini örtmeleri gerektiğini Yüce Allah bizlere bildiriyor. Bu ayetler sadece Peygamberimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hanımları için değil, bütün mümin kadınlar içindir. Kadınlar tesettürün nasıl olması gerektiğini Kur’an-ı Kerim’den okuyarak öğrenebilirler. Tesettürü bir adet, bir gelenek olarak değil; imanî bir mesele olarak görmelidirler. Aileler de bu noktada çocuklarına baskı uygulamamalı, tesettürün amacını ve anlamını anlatarak onları bilinçlendirmelidir. Eğer böyle yapılırsa, temeli sağlam olur ve ilk darbede yıkılmaz. Ne yazık ki günümüzde temel sağlam atılmadığı için bazı kadınlar tesettürden uzaklaşabiliyor." şeklinde ifade etti.
"Yüksek sıcaklıklara rağmen tesettürle örtünmenin mükâfatı büyüktür"
Yüksek hava sıcaklığında örtünmenin mükafatı hakkında konuşan Duman, şu ifadeleri kullandı "Yüksek sıcaklıklara rağmen tesettürle örtünmenin mükâfatı büyüktür. Özellikle yazın sıcak havalarda tesettürlü olmak zordur. Ama biz, bu zorluğun Rabbimizin rızasına vesile olacağına inanıyoruz. Tesettürü, Allah’ın emri ve İslam’ın bir gereği olarak giydiğimiz için, sıcaklık bize zarar vermiyor. Çünkü içimizdeki iman, dışımızdaki sıcağa karşı bir kalkandır. Tesettür zaten İslam’ın temsilcisidir. Açık bir bayanı, arkasından giderken hangi dine mensup olduğunu anlayamazsınız. Ama bir tesettürlü kadına bakıldığında onun Müslüman olduğu hemen anlaşılır. En iyi örneklerden biri de tesettürlü kadının duruşu, kendini koruyuşu ve taşıdığı İslam’ı yansıtışıdır. Bu çağda tesettür giyen bir kadın, adeta bir cihat içindedir. Çünkü tesettürlü bir kadın ne kadar çok kişiyi tesettüre teşvik ederse, onları özendirirse, o kadar çok sevap kazanır ve insanları doğru yola yönlendirmiş olur."
Örtünmeden taviz verilmemesinin temelinde takva anlayışı olduğunu aktaran Duman "Tesettürden taviz verilmemesinin temelinde takva anlayışı vardır. Takva sahibi olan bir insan, saçının tek bir telinin bile görünmesini istemez. Peygamber Efendimiz'in (Sallalahu Aleyhi Vesellem) kızı Hazreti Fatıma’dan örnek verecek olursak; kendisi, vücut hatlarının cenazede belli olacağından endişe ederek, gece defnedilmesini istemiştir. Bu durum bize takvanın ne demek olduğunu gösteriyor. Aynı takva bilincini, yaşadığımız depremde de gördük. Hâlâ takva sahibi insanların var olması bizlere umut veriyor. Rabbimize hamdolsun." şeklinde konuştu.
"Filistin ve Gazze'deki Müslümanların yanında olmak zorundayız"
Filistin ve Gazze'de yaşanan katliama da değinen Duman "Filistin’de yaşanan savaşla ilgili olarak da biz Müslümanların duyarlı olması gerekiyor. Hiçbir şekilde Kudüs’ü ve Filistin’i savaşa itenlerin safında yer almamalıyız. Boykotlara dikkat etmeli ve Filistinli kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Onlar bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Oradaki kardeşlerimize sahip çıkmak, Müslümanların görevidir. Bugün oradaki insanların yaşadığı acıları biz de yaşayabilirdik. Bugün Mescid-i Aksa saldırı altındaysa, yarın hedef Kâbe olabilir. Kâbe’ye saldırıldığında da Müslümanların sessiz mi kalacağını düşünmeliyiz. Kâbe bizim için ne kadar değerliyse, Mescid-i Aksa da o kadar kıymetlidir." ifadelerine yer verdi.
Duman, 28 Şubat ve türban yasağı hakkında da konuşarak "28 Şubat sürecinde tesettürlü Müslüman kadınlar üniversitelere alınmıyordu. Bugün ise tesettür serbestleşti, üniversitelerde hiçbir kısıtlama kalmadı. Ancak ben isterdim ki tesettür serbestleşmesin. Çünkü yasak olduğu dönemde tesettür daha çok değer görüyordu. Şimdi öyle bir hale geldi ki, dar pantolon ve dar gömlek giyip başını sadece boneyle örten kişiler tesettürlü sayılıyor. Bu durum çok üzücü. Tesettür, neredeyse oyuncak haline geldi. Keşke yine yasak olsaydı da tesettürü hakkıyla taşıyanlar onu bir onur, bir şeref olarak taşısaydı." dedi.
"Batı kültürüne olan özentiden dolayı açıklık ve çıplaklık yayıldı"
Duman bu dönemde açıklığın değil çıplaklığın olduğunu ve bu çıplaklığın batı kültüründen kaynaklandığını vurgulayarak "Biz kimsenin açık giyimine karışmıyoruz. Ancak bizim tesettürümüze karışılıyor. Bana bile 'Yaşlı nene, bu ne çirkeflik, Suudi Arabistan’a git' gibi sözler söylendi. Ben Türküm, Türk kadınıyım. Yıllar boyunca bu topraklarda tesettür vardı. Tesettür yeni gelmedi; aksine açıklık sonradan geldi. Batı kültürüne olan özentiden dolayı açıklık ve çıplaklık yayıldı. Önceden açık giyinenler bile diz kapağının altında etek giyer, saygılı bir şekilde davranırdı. Hatta açık bir kadına 'Hanımefendi' denirdi. Şimdi ise durum içler acısı. Geçenlerde üniversite sınavına neredeyse çıplak bir şekilde gelen bir öğrenciyi gördüm ve çok utandım. Tesettür başka, açıklık başka. Ama artık açık kadın bile kalmadı, tamamen çıplaklık başladı. Açık olabilirler, ama çıplak olmasınlar." ifadelerini belirtti.
Duman, ebeveynlere tesettür hususunda çağrıda bulunarak "Ailelere çağrıda bulunmak istiyorum: Çocuklarınıza 'Tesettüre gir' diye baskı yapmayın. Çünkü baskı sonucu kapanan bir genç kız, birkaç yıl sonra üniversiteye başladığında bir anda açılabilir. Bu da hem aile için hem de birey için kötü sonuçlar doğurabilir. Tesettürün amacı, anlamı ve güzelliği çocuklara anlatılmalı. Eğer temeli sağlam olursa, o tesettür ilk darbede yıkılmaz. Temeli zayıf olan her bina ilk sarsıntıda yıkılır; tesettür de böyledir." dedi.
Duman, sözlerini şöyle tamamladı "Şu anda üç yaşında olan kızımla birlikte namaz kılıyoruz. Ona İslam’ı, yaşantımla anlatmaya çalışıyorum. Çünkü üç yaşındaki bir çocuğa sözle değil, davranışla anlatılır. Dışarı çıkarken kızım bana 'Anne, şuran açılmış' dediğinde hemen kapatıyorum. 'Neden kapalısın' dediğinde ise anlayacağı şekilde izah ediyorum. Örtünmek istediği zaman başına bir sufle geçirerek onu teşvik ediyorum. Tesettürü sevdirmeye çalışıyorum ki büyüdüğünde ilk darbede tesettürü terk etmesin. Ne yazık ki bu dönemde ilk darbede tesettürü bırakan birçok kişi var."
İLKHA