diorex
Dedas

İşgalcinin yeni oyunu: Gazze'de yerel çetelerle direnişi parçalama taktikleri

Geçmişte Lübnan'da uygulanan yerel milis modeli, şimdi Gazze'de yeni bir versiyonuyla tekrar sahnede. Siyonist rejim eski bakanının itirafıyla netleşen destek, Gazze'deki çetelerin silahlandırılması ve örgütlenmesini ortaya koyuyor. Direniş güçlerinin hedef alındığı ve yardım konvoylarının gasp edildiği bu kaos, işgalin yeni oyununu gözler önüne seriyor.

  • 07.06.2025 09:24
İşgalcinin yeni oyunu: Gazze'de yerel çetelerle direnişi parçalama taktikleri

1970 ve 1980'li yıllarda, işgalci yönetimi, Lübnan'ın güneyinde "Güney Lübnan Ordusu" adıyla bilinen yerel bir milis örgütü kurdu. Saad Haddad ve sonrasında Antuan Lahad'ın liderliğindeki bu yapı, siyonist rejimin sözde kuzey sınırlarını korumak ve Lübnan ile Filistin direniş gruplarına karşı mücadele etmek üzere desteklendi. Siyonist rejimin lojistik ve askeri desteğiyle güçlendirilen bu milis grubu, bölgedeki sivil halka baskı uygulayarak Güney Lübnan'daki sosyal dokunun parçalanmasına yol açtı.

Bugün ise işgalci yönetim, benzer bir modeli Gazze'de yeniden hayata geçiriyor. Ancak bu kez daha organize olmayan, küçük çaplı ama işgal ordusunun koruması altındaki silahlı çeteler ön planda. En riskli model ise "Yaser Ebu Şebab Çetesi" olarak anılan, özellikle Gazze'nin güneyinde işgal ordusunun denetimindeki bölgelerde insani yardımları gasp eden silahlı grup.

Güvenlik kaynakları ve gazetecilerin kayıtlarına göre, bu çete işgal ordusunun kontrolündeki "kırmızı bölgelerde" rahatça hareket ediyor. Üyeler sivil kıyafetler içinde ve sivil araçlarla dolaşıyor; ancak ellerinde M16 tipi işgal rejimi yapımı silahlar bulunuyor. Bu durum, işgal ordusunun doğrudan veya dolaylı desteğini ortaya koyuyor.

Suç milisleri

Eski işgal ordusu bakanı Avigdor Lieberman, siyonistlerin Gazze'de "suç milislerine" silah sağladığını açıkladı. Sağcı muhalefet lideri Lieberman, resmi yayın kuruluşuna verdiği röportajda, sözde Başbakan Netanyahu'nun talimatıyla "Gazze'deki milislere saldırı tüfekleri ve hafif silahlar verildiğini" söyledi.

Lieberman, bu karara kabinenin onay vermediğini, ancak istihbarat servisi Şin Bet'in bilgi sahibi olduğunu ifade etti. Genelkurmay'ın ise durumdan haberdar olup olmadığı net değil.

Lieberman, "Gazze'deki bu yapı neredeyse DAİŞ kadar tehlikeli ve kimse bu silahların bir gün bize karşı kullanılmayacağının garantisini veremez" dedi. Şin Bet ise iddialara yanıt vermedi.

Netanyahu'nun ofisi ise konuyla ilgili kısa bir açıklama yaparak, "israil, HAMAS'a karşı tüm güvenlik birimlerinin önerileri doğrultusunda çeşitli yöntemlerle mücadele ediyor" dedi ancak iddiaları yalanlamadı.

Gazze'nin içten parçalanması

Siyonist rejimin Gazze'de suç çetelerini destekleyerek yardım malzemelerini çalmak ve kargaşa yaratmak yoluyla HAMAS'ın otoritesini zayıflatmaya çalıştığı yönündeki haberler daha önce de gündeme gelmişti.

Gazze hükümetinin medya ofisi, defalarca "işgalci destekli silahlı çetelerin" Gazze'ye giren sınırlı insani yardımları gasp ettiğini ve bunun yoğun abluka altında gerçekleştiğini duyurdu.

Saha araştırmaları ve güvenilir kaynaklar, Ekim 2023'te başlayan işgal savaşının ilk aylarından itibaren bu çetelerin ortaya çıkmasına siyonist rejimin destek verdiğini ortaya koyuyor.

Kara saldırılarının yoğunlaştığı geçen yılın son çeyreğinde bu çeteler belirginleşmeye başladı. İşgal ordusu, yardım tırlarının korunmasına izin vermeyerek çetelerin bu araçları soymasına zemin hazırladı.

Çetelerin lideri Yaser Ebu Şebab, savaştan önce çeşitli suçlardan hüküm giymiş biri ve militan sayısı 100-300 arasında tahmin ediliyor.

Güvenlik güçlerine yönelik saldırılar

Gazze hükümetinin raporlarına göre, yardım ve güvenliği sağlayan içişleri güçlerine 20 ay boyunca yapılan doğrudan saldırılarda 754 şehit verildi.

Durum, 23 Mayıs'ta Deyr el-Belah'da yardım araçlarını soymaya çalışan çetelere müdahale eden güvenlik güçlerine yönelik insansız hava araçları ve keşif uçaklarıyla yapılan sekiz doğrudan saldırıyla daha da kötüleşti. Bu saldırılarda 6 güvenlik görevlisi şehit oldu.

Benzer biçimde 29 Mayıs'ta Gazze şehir merkezinde yaşanan müdahalede 5 güvenlik görevlisi ve 4 sivil hayatını kaybetti.

Direnişin tepkisi

Kassam Tugayları, bu çeteleri işgal ordusunun gizli ajanları olarak tanımladı ve saldırılarla bu militanları hedef aldı.

Direniş kaynakları, bu grubun işgalci ordunun "ajanları" olduğunu ve görevlerinin sınır bölgelerinde devriye, direniş hareketlerini gözetleme ve yardım malzemelerini yağmalamak olduğunu belirtti.

Bir güvenlik kaynağı, işgalin eski bir planı güncellediğini ve güneyde Rafah'da hareket eden silahlı bir çetenin işgalin açık koruması altında olduğunu söyledi.

Bu çete, soygun ve terör eylemleri yapıyor ve işgalci bilinçli şekilde saldırılardan kaçınarak bu grubu koruyor. Amaç, Gazze içindeki kaosu artırarak direnişi zayıflatmak.

Sosyal yapının çöküşü

Bazı Filistinli gözlemciler, Yaser Ebu Şebab'ın "Filistin yönetimi"ne bağlı olduğunu ima eden açıklamalarının, yönetimle bu çete arasında bir bağlantı olduğu endişesine yol açtığını belirtiyor.

Sosyologlar, böyle bir durumun toplumsal güvenin sarsılması, iç çatışmaların artması ve işgalcinin klasik müşteri-tedarikçi ilişkisini daha karmaşık ve tehlikeli bir boyuta taşıması riskini doğurduğunu vurguluyor.

Eski Filistin büyükelçisi Adli Sadık, Ramallah'taki güvenlik teşkilatlarında bazı üst düzey isimlerin bu yapıya dahil edilmesi teklifini reddettiğini açıkladı.

Sadık, sosyal medya üzerinden, bu tür ihanet hareketlerinin Filistin'in ulusal kimliğine ve birliğine yönelik ciddi tehditler olduğunu ifade etti.

Sadık, Filistin Özgürlük Hareketi (Fetih) içindeki onurlu unsurlara seslenerek, bu küçük grubun hareketlerinin Fetih'in itibarını zedelediğini ve siyonist rejimin bu tür unsurları kullanarak Filistin'i parçalamaya çalıştığını söyledi.

Savaşın sonrasına hazırlık yok

Gazeteci ve yazar Muhammed Ayyaş, siyonist rejimin bu çeteleri kurmasının "savaş sonrası senaryolarına" dair bir plan eksikliğini gösterdiğini yazdı.

Ayyaş'a göre, bu yapıların bir işgal ajanı olduğu iddiaları doğruysa, siyonist rejimin Gazze'de sadık müttefikler oluşturma girişiminin başarısız olduğu anlamına geliyor.

Bu gelişmeler, işgalin Gazze'yi sadece dıştan değil, içeriden de çözmeye yönelik çok yönlü bir savaş yürüttüğünü ortaya koyuyor.

İLKHA

Yorum Yaz