Kavurucu sıcak altında zorlu mesai: Allah’ın yardımı olmasa dayanamayız
Meteoroloji verilerine göre geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en sıcak ili olan Siirt’te termometreler 49 dereceyi aştı. Kavurucu sıcak altında çalışan inşaat işçileri, ekmek mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.

Siirt’te yaz aylarında etkili olan kavurucu sıcaklar, özellikle inşaat sektöründe çalışanların mesaisini daha da ağırlaştırıyor. Sabahın erken saatlerinden akşama kadar güneş altında çalışan kalıp ustaları, hem işin ağırlığı hem de hava koşulları nedeniyle zor günler geçiriyor.
“Sabahın erken saatinde başlayıp akşama kadar çalışıyoruz”
14 yıldır kalıp işi yapan Mehmet Kaplan, işlerinin hem ağır hem de tehlikeli olduğunu söyledi.
Kaplan, “Sabahın erken saatlerinde kalkıp iş başı yapıyoruz, akşam saatlerine kadar çalışıyoruz. Sürekli inşaata malzeme taşıyor, kalıpları çakıyoruz. Bir nevi hamallık yapıyoruz. İşimizin tehlikeli yönleri var, iş güvenliğimiz sınırlı. Her an düşme tehlikesi var, birçok arkadaşımız yüksekten düşüp yaralandı. İnsan bir noktadan sonra bu işe alışıyor ama yazın kavurucu sıcak, kışın ise dondurucu soğuk oluyor. Allah bize yardım ediyor, güç veriyor; yoksa Allah’ın yardımı olmasa bu sıcakta dayanamazdık.” dedi.
“Emeğimizin karşılığını almakta güçlük çekiyoruz”
Siirt’te ödeme konusunda sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Kaplan, “Emeğimizin karşılığını alıncaya kadar canımız çıkıyor. Ama biz yine de işimizi sağlam yapıyoruz. Hiçbir malzemeden kaçmıyoruz. İnşaat sahipleri de genelde çalışmamızdan memnun kalıyor.” diye konuştu.
Okulu bırakıp babasının yanında çalışmaya başladı
Babasının yanında kalıp işine başlayan 14 yaşındaki Furkan Kaplan ise, ders notlarının düşük olması nedeniyle okuldan ayrıldığını ancak pişman olduğunu dile getirdi.
Furkan Kaplan, “Dayılarım, amcam ve babamla kalıp işinde çalışmaya başladım. Okulu bırakmak zorunda kaldım ama gördüm ki kalıp işi çok zormuş. Şimdi pişmanım, tekrar okula dönmeyi düşünüyorum. Sabah 06.00’da babam beni kaldırıp inşaata götürüyor. Akşam 4-5’e kadar çalışıyoruz. İnşatta direkleri, tahtaları taşıyorum, bazen de kalıplara çivi çakıyorum. Havanın çok sıcak olmasından dolayı sürekli gelip yüzüme su vuruyorum, gerçekten çok zor.”
İLKHA