diorex
Dedas

Mardin, gıda ve turizmde küresel çekim merkezi oluyor

Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hatip Çelik, kentin yeni fabrika yatırımlarıyla temel gıda ürünleri ihracatındaki büyümesine devam ettiğini belirterek Mardin’in turizmde dünyada bilinen cazibe merkezleri arasına yükseldiğini belirtti.

  • 11.06.2025 17:13
Mardin, gıda ve turizmde küresel çekim merkezi oluyor

Temel gıda ürünlerinde Türkiye’nin en yüksek dış ticaret istatistiklerine sahip olan Mardin, turizmde sahip olduğu kültür ve inanç merkezleriyle büyümeye ve kalkınmaya hızla devam ediyor. Kentin lokomotif sektörlerini tarıma dayalı sanayi üreticileri oluştururken Türkiye hububat üretiminin yüzde 20’sini tek başına Mardin üstleniyor. 2024 yılını 1 milyar doları aşkın ihracatla tamamlayan kent, 2025 yılının ilk 4 ayında 310 milyon dolar dış satıma ulaştı. Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hatip Çelik, kentin pek çok alanda ciddi bir başarı ivmesi gerçekleştirdiğini söyledi. Şehrin tarımda, sanatta, sosyal ve kültürel alanda dünyada bilinirliği artıran kentler arasında yer aldığına dikkat çeken Hatip Çelik, “Geçmiş dönemlerde farklı inançlar ve kültürlerin bıraktığı eserler ve yapılan mücadele kentimizi dünyada farklı bir noktaya taşıyor. Şuanda tarımda kentimiz ülkemizin hububat ihtiyacının tek başına yüzde 20’sini üstleniyor. İnanç ve kültür turizminde şehrimiz sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli cazibe merkezlerinden birisi konumuna erişti. Kentimizin İpek yolu üzerindeki konumu ve hem Irak hem de Suriye’deki lojistik avantajları sayesinde sanayi yatırımları aralıksız devam ediyor. Tüm bu potansiyelin farkında olarak girişimlerimize devam ediyoruz. Özel sektörümüzün daha da güçlenmesi için kamu, üniversite, sanayi işbirliğini artıracak projelere dönüyor, düzenlediğimiz etkinliklerle yeşil dönüşüm, teknoloji, dijitalleşme ve dış ticaret etkinlikleriyle firmalarımızı doğru kanallara yönlendiriyoruz” dedi.

“Mardin iş dünyası temsilcileri sürdürülebilir lojistik hizmetler bekliyor”

Kentteki iş dünyası temsilcilerinin en önemli taleplerinden birisinin demiryolu hizmetlerine erişim ve Mardin Lojistik Merkezi olduğunu ifade eden Hatip Çelik, “Kentimiz Orta Doğu pazarına ihracatta önemli bir lokasyonda yer alıyor. Bunun için Mardin Lojistik Merkezi’nin yapımını hızlandıracak yeni girişimler bekliyoruz. Güneydoğu’ya en yakın lojistik merkezi ne yazık ki Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinde yer alıyor. Ankara’nın Kazan ilçesinde kurulan Lojistik Köyü inceledik. Bu projenin benzerinin Mardin’de kurulacak olması bizi heyecanlandırıyor. Bütçesi 1 milyar TL olacak Mardin Lojistik merkezi yaklaşık 2 bin dekar alan üzerinde yükselecek. Projede şuan fizibilite çalışmaları devam ediyor. Yaptığımız incelemelerde Mardin Lojistik Merkezi’nin 1’nci derecede yaklaşık 2.000 dekar tarım arazisi üzerinde konumlandırıldığını tespit ettik. Oda olarak buna karşı çıktık bakanlığımıza gerekli girişimleri yaptık. Bu sayede tarım arazilerimizi betonlaşmadan kurtardık. Yakın zamanda fizibilite çalışmalarının tamamlanmasını ve uygulamaya geçilmesini bekliyoruz. Kurulacak lojistik merkezinin çevresinde sanayi siteleri, toptancılar sitesi, meyve sebze hali, yük elleçleme merkezleri ve Tren Gar’ı da inşa edilecek. Kalkınma Yolu Projesi bölgemizden geçtiği için bölgede kurulacak Mardin Gar’ı yolcu taşımacılığında da önemli bir işlev üstlenecek. Bu yatırımla birlikte Mersin ile Gaziantep arasında inşa edilen hızlı tren hattının Mardin’e kadar uzatılması için de lobi faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz” diye konuştu.

GAP Projesi’nde dağıtım kanallarının inşaatı yavaş ilerliyor

Güney Doğu’nun kalkınması için 1997’de başlayan GAP Projesi’nin Mardin etabının tamamlanma oranının yüzde 30’a ulaştığını kaydeden Hatip Çelik, projeyi hızlandıracak çalışmalar beklediklerini ifade etti. Mardin sulaması ana hattının inşası bittiğini ancak dağıtım kanalları inşaatının yavaş ilerlediğini ifade eden Hatip Çelik, şöyle devam etti: “Şuanda GAP Projesi’nin Mardin etabında hedeflenen 112 bin hektarlık alanın sadece yaklaşık 30 bin hektarı sulanabiliyor. Ana hatlardan tarlalara ulaşan hatların inşası ise devam ediyor. Mardin – Ceylanpınar Ovası Sulama Projesi’nde yaklaşık 15 bin hektar alanı sulayacak kanalların yapımı tamamlandı. Ancak teknik sorunlar nedeniyle hatta su verilemiyor. Bu projede 5 bin 708 hektarlık alan ile 15 bin hektarlık alan üzerinde su dağıtım kanalı inşaatı da devam ediyor. Çiftçilerimizin cazibeli sulama hizmetlerine erişimi için 56 bin hektar alanı suyla buluşturacak Mardin Depolaması Pompaj Sulama Projesi’nin de bir an önce uygulamaya alınması gerekiyor.”

Yenilenebilir enerji ve kapalı devre sulama sistemi teşvik edilmeli

Sulama projelerinin getirdiği yüksek enerji maliyetlerinin doğrudan çiftçileri ve tüketicileri olumsuz etkilediğini kaydeden Hatip Çelik, gıda enflasyonunun artmaması için cazibeli sulama projelerinde pek çok bölgede olduğu gibi yenilenebilir enerji yatırımlarının desteklenmesini ve kapalı devre sulama sistemine geçilmesi gerektiğini belirtti. Başkan Çelik, “Şuanda Harran Ovası’nda çiftçilerin ödediği sulama ücretleriyle bölgemizdeki üreticilerin ödediği ücretler arasında ciddi bir fark var. Harran’da çiftçiler dönüm başı 150 TL ile 200 TL arasında değişen ödemeler yaparken Mardin’deki çiftçilerimizin dönüm başı 1500 TL – 2.000 TL ödeme yapıyor. Enerjiye erişimde bölgedeki haksız rekabetin önlenmesi için bölgemizdeki pompaj sistemlerinde tüketilen enerji miktarı kadar yenilenebilir enerji sistemlerinin altyapısı oluşturulmalı. Ancak bunun sağlanması için sulama kooperatifleri ile çiftçilerimizin sürdürülebilir finans kaynaklarına erişimi sağlanmalı. Sulamada yaşanan en önemli sorunlardan birisi de sulama suyu potansiyelinin hızla düşüş göstermesidir. Su yetersizliğinden dolayı şuanda bazı hatlara su verilemiyor. Su kaynaklarımızın sürdürülebilir bir şekilde kullanılması için bölgemizde kapalı devre sulama hatlarının inşaatına da bir an önce başlanması gerekiyor” dedi.

İlk 2 OSB’miz doldu, Midyat OSB’de ise arsa tahsisine başlanacak

Kentteki sanayi yatırımlarının büyük bir hızla devam ettiğini vurgulayan Hatip Çelik, “Türkiye un ihracatının önemli bir kısmını tek başına Mardin gerçekleştiriyor. Temel ihtiyaç ürünlerinde önemli tedarikçi il konumundayız. Sadece un üreten 50 fabrikamız var. Bu alandaki ihracat rakamlarını daha da ileri seviyelere taşıyabiliriz. Bunun için yeni fabrika yatırımları için sanayi parseli oluşturma çalışmalarımız devam ediyor. Mardin 1. OSB’mizde tüm parseller doldu. Kurulum çalışmaları ile fabrika inşatlarının eş zamanlı olarak devam ettiği kentimizin 2’nci OSB’si olan Yeşilli OSB’de de arsa tahsisleri doldu. Burada yatırımcılarımızdan gelen yüksek arazi talebi nedeniyle Yeşilli OSB’yi 3 bin 500 dekar daha büyüttük. Genişleme alanındaki parseller için de parsel satış işlemleri başladı. Kentimizin 3’ncü OSB’si olan 840 dönüm üzerine 50 parsel olarak kurulan Midyat OSB’de ise altyapı çalışmaları hızlandırıldı. Burada parsel tahsislerinin kısa süre içinde başlamasını öngörüyoruz. Nusaybin’inde bir endüstriyel üretim üssüne dönüştürülebilmesi için Midyat OSB’ye benzer 1000 dönüm arazi üzerinde 60 parsellik bir alanda Nusaybin OSB’nin planlanarak kurulması gerekiyor. Bunun yanında Midyat Tekstil İhtisas OSB, Derik Tekstil ve Gıda İhtisas OSB yeni küçük sanayi siteleri ve Mardin Küçükbaş Hayvancılık İhtisas OSB’nin kurulması için de girişimlerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

Ur-Ge projemizle gıda sanayicilerimizin pazar çeşitliliğini sağlayacağız

Kentte kümelenen gıda sanayicilerinin küresel pazarlardaki rekabet gücünün artırılması, pazar çeşitliliğinin sağlanması ve Irak pazarına olan dış ticaret bağımlılığının azaltılması için Ur-Ge Projesi’ne başladıklarını ifade eden Başkan Çelik, “Ticaret Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Tebliği kapsamında düzenlediğimiz Ur-Ge Projemizin ilk etabında gıda sanayicilerinin üretim altyapısı, ürün portföyü değerlendirilecek ve ihracata yönelik ihtiyaç analizleri çıkartılacak. İkinci etapta yapılacak pazar araştırmaları ile Mardinli gıda sanayicilere yönelik en katma değerli pazarlar belirlenecek. Projenin üçüncü etabında ise projede yer alan firmaların hedef ülkelerdeki fuar, ticaret heyeti ve be to be toplantılarına katılımı sağlanacak. Proje süresinde çözüm ortağımız Ava Danışmanlık, firmalarımıza teknik destek sağlayarak ihracat altyapısını güçlendirilecek. Bu sayede gıda sanayicilerimizin yeni alternatif pazarlar keşfetmesini sağlayacağız. Aynı zamanda Irak’a olan dış ticaret bağımlılığımızı sürdürülebilir olarak azaltarak bu pazarda çıkan riskleri minimum seviyeye düşüreceğiz” dedi.

Nusaybin ve Şenyurt Sınır Kapıları bir an önce açılmalı

Güney Doğu Anadolu’da bölge ticaretinin Suriye iç savaşının öncesindeki günlerine dönebilmesi için iki ülke arasındaki lojistik bağları güçlendirecek mekanizmalara ihtiyaç olduğunu ifade eden Hatip Çelik, en acil taleplerinin 1980’den beri kapalı bulunan Şenyurt (Dırbesiye)  gümrük kapısı ile Nusaybin Sınır Kapısının (Kamışlı) biran önce açılması olduğunu kaydetti. Nusaybin Sınır Kapısı’nın 2012 yılından beri kapalı halde beklediğini dile getiren Başkan Çelik, “Nusaybin gümrük kapısından Suriye'ye girdikten sonra, Suriye-Irak arasındaki El Rabia (Yarbiye) kapısına sadece 76 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Bu durum özellikle zaman ve maliyet açısından ihracatçılarımıza büyük bir kolaylık sağlıyor. Ayrıca TOBB öncülüğünde 2011 yılında Nusaybin'in ve bölgenin ekonomisinin güçlenmesi için Türkiye'nin ilk ortak kullanımlı kardeş sınır kapısının Nusaybin Sınır Kapısı olarak belirlendiğini hatırlatıyoruz. Eğer sınır kapımız yeniden açılırsa Kardeş Sınır Kapısı modeli ile geçişler tek mühürle yapılacak ve Türkiye, Orta Doğu’daki pazarlara daha kolay açılacak. Şuanda Suriye ile ticaret yapmak isteyen iş insanlarımız, 1000 km’den fazla yol kat etmek ve ciddi lojistik maliyetler üstlenmek zorunda kalıyor. Bu kapının açılması yalnızca ekonomik anlamda değil, aynı zamanda karşıdaki kardeşlerimizle dostluk ve ticaret ilişkilerinin yeniden kurulması açısından da büyük önem arz ediyor” diye konuştu.  

Sürdürülebilir turizmde için şehir içi ulaşım konforu artırılmalı

Kentin lokomotif sektörlerinden birisinin de turizm sektörü olduğuna dikkat çeken Hatip Çelik, şöyle konuştu: “Turizm sektörümüz her yıl düzenli büyüyerek kentimizin ticaret hayatına önemli bir katkı sağlıyor. Şuanda kentimizdeki kayıtlı 73 tesisteki 3137 odada 6.290 yatak kapasitesiyle misafirlerimizi ağırlıyoruz. 2024 yılında yatırım belgeli tesis sayımız ise 8’e ulaşırken buradan ek 1036 yatak kapasitesi kazandık. 2024 yılında tekil konaklamada 1 milyon aşkın kişiyi kentimizde geceletilmesini sağladık. Turizm sektörümüzün daha hızlı büyüyebilmesi için sektör temsilcilerimizle sürekli iletişim halindeyiz. Sektörümüzün yerel ve merkezi yönetimlerden en büyük beklentileri şehir içi trafik sorununu çözecek yatırımların bir an önce başlamasıdır. Şuanda tüm Mardin’in trafik yükünü tek bir cadde üstleniyor. Artuklu’ya bir an önce yeni çevreyolları kazandırmalı ve şehir içi trafiği rahatlatmalıyız” şeklinde konuştu.

Tarihi mekanlar için Mardin Kültürel Miras Fonu kurulmalı

Mardin ve çevresinde toplamda 266 adet sit alanı bulunduğunu ifade eden Hatip Çelik, bu yapıların korunması ve geleceğe aktarılması için Mardin Kültürel Miras Fonu’nun bir an önce kurulması gerektiğini söyledi. Artuklu – Akkoyunlu Eserleri, TurAbidin Manastırı ve Kiliseleri, Zeynel Abidin ve Mor Yakup’un Unesco Dünya Miras Listesi katılımı için hazırlık yapıldığını sözlerine ekleyen Başkan Çelik, “Bunun yanı sıra kentimizin Avrupa Megalitik Kültür Rotası, Avrupa Şarap Rotası, Avrupa Zeytin Rotası’na katılımı için girişimlerimiz devam ediyor.  Burada alan yönetim planın hazırlanması ve gerekli restorasyonların yapılması için çalışıyoruz. Ancak yıkılma riski olan tarihi yapılarımız için 300 milyon TL’lik bir fon oluşturulmasını öneriyoruz. Özellikle Maristan Külliyesi’nin bir an önce restorasyonunu başlatılmasında fayda var. Öte yandan Mardin Müzesi’nin tekrar Süryani Katolik Cemaatine devredilmesi gündeme alındı. Bu kapsamda Mardin kentsel sit alanı içinde arkeolojik kazılardan çıkarılan eserlerin sergilenebileceği yeterli kapasitede ve modern bir Arkeoloji Müzesi’nin kurulması gerekiyor. Dara, Boncuklu Tarla, Mardin Kalesi ve Gırnavaz’ın kazılarının sürdürülmesi için kurumlar vergisinden istisna yapılmasını öneriyoruz” dedi.

Dijital Dönüşüm Ofisi, sanayicilerin AB’ye uyumunu güçlendirecek

Mardin TSO’ya modern bir hizmet binası kazandırmayı hedeflediklerini ifade eden Başkan Çelik, yeni binalarının proje çalışmalarını büyük oranda tamamladıklarını kaydetti. 2 yıl içerisinde inşaatı bitirmeyi amaçladıklarını dile getiren Çelik, şunları söyledi: “Sanayi ve ticaret hayatına yönelik hizmet kalitemizin artırılması için altyapımızı geliştiriyoruz. Bu sayede sanayi firmalarına ve yeni nesil girişimcilere özel yeni destek mekanizmaları kuracağız. İlk etapta odamız bünyesinde kuracağımız Dijital Dönüşüm Ofisi ile işletmelerimizin dijitalleşme süreçlerini destekleyeceğiz. Bu sayede sanayicilerimiz AB Yeşil Mutabakatına daha hızlı uyum gösterecek. Aynı zamanda işletmelerimizin finansmana erişim IK yönetimi ve ERP konularında gelişimine destek vereceğiz. Ayrıca dış ticaret istihbarat merkezi, AB Bilgi Merkezi, çeşitli alanlarda atölyelerimiz üyelerimize hizmet verecek” diye konuştu.

 “Mardin Coğrafi İşaretleri Çalıştayı” hazırlıkları devam ediyor

Mardin’in yerel lezzetlerine yönelik sürdürülen Coğrafi İşaret Tescili çalışmaları ile ilgili yeni bir süreç hazırlığında olduklarını kaydeden Hatip Çelik, pek çok alanda proje hazırlıklarına devam ettiklerini söyledi. Mardin’de Coğrafi İşaret tescili alan toplamda 24 ürünün bulunduğunu ifade eden Başkan Çelik, şöyle konuştu: “Coğrafi işaret, ürünlerimizin geleceğe taşınmasını sağlarken aynı zamanda üreticilerimizin katma değerini artırarak tarımsal ekonomimizin büyümesine ve ata tohumlarımızın korunmasına olanak sağlıyor. Oda olarak bu alandaki çalışmalara bir sinerji kazandırmak üzere çalışıyoruz. Türkiye-AB İş Dünyası Diyaloğu II (TEBD II) Projesi kapsamında yürüttüğümüz girişimlerde ilk etapta ilgili tüm aktörlerin katılacağı bir Coğrafi İşaret Çalıştayı düzenlemeyi hedefliyoruz. Bu sayede hem mevcut ürünlerimizin değerlendirmesini yapacağız hem coğrafi işaret potansiyeli olan yeni ürünlerimizi belirleyeceğiz hem de mevcut ürünlerimizin AB Mahreç İşareti alması için de hazırlıklarımızı masaya yatıracağız. Mardin TSO olarak da Süryani Çöreği ve Mezroni Üzümü ile yan ürünlerinin Coğrafi İşaret tescilini almayı hedefliyoruz.”

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz