Peygamber Sevdalıları: Günümüzün Kuvayı Milliyesi olan HAMAS desteklenmeli
Aksa Tufanına destek amaçlı Diyarbakır'da basın açıklaması düzenleyen Peygamber Sevdalıları Vakfı, Gazze'de uygulanan soykırım ve yaşanan drama dikkat çekerken işgal rejimine karşı amansız mücadele yürütren HAMAS'ın her yönüyle desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

7 ekim 2023 günü sabahıyla başlayan Aksa Tufanı Operasyonunun ilk anlarından bu yana Gazze'deki direnişin Diyarbakır'daki sesi olan Peygamber Sevdalıları Vakfı, 19 aydan fazla sürede yapılan katliam ve soykırımlar sonrasında oluşan manzaraya dikkat çekerek dünyanın özgür halkları ve vicdan sahibi devlet liderlerine seslendi.
Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü Kavşağında düzenlenen basın açıklaması öncesinde bir konuşma yapan HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yahya Oğraş, düzenlenen bu tür basın açıklaması ve gösterilerin önemine dikkat çekerken emperyalist güçlerin işgal rejimine verdiği destek karşısında ülke çıkarlarını düşünerek Gazze'yi yalnız bırakan sözde İslam ülkelerinin tutumuna da vurgu yaptı.
"Gazze halkının yanında yer almak için meydanlardayız ve olmaya da devam edeceğiz"
İşgalci siyonistlerin soykırıma devam ettiğini, Gazze'de katliam devam ettiği müddetçe meydanları terk etmeyeceklerini ifade eden Oğraş, "Bizler de yaklaşık 20 aydır halkımızla tepkimizi en gür şekilde dile getirmek, safımızı ve tavrımızı net olarak ortaya koymak, Müslüman halkımıza ses olabilmek adına düzenli bir şekilde basın açıklamamızı, tepki ve duruşumuzu ortaya koyduk, koymaya da devam edeceğiz inşallah. Bu konuda tavrımızı ortaya koyarken birincisi Kudüs ve Mescid-i Aksa Allah tarafından mukaddes kılındığı için bizim için kıymetlidir, değerlidir ve biz bu mukaddes beldelerimize sahip çıkmak adına meydanlarda olmaya devam edeceğiz. İkincisi Gazze'de devam eden bir soykırım ve katliam var. İşgalci siyonistlerin barbarca ve gaddarca yapmış oldukları eylemler sadece onları bağlamıyor. Çünkü arkalarında emperyalizm ve büyük şeytan Amerika var. Biz de dünya müstekbirleri karşısında mazlum Gazze halkının yanında yer almak için meydanlardayız ve olmaya da devam edeceğiz." dedi.
"Haçlı zihniyeti Müslümanlardan intikam almak için var gücüyle saldırmaya devam ediyor"
"İslam alimlerinin ortak bir görüşüne göre İslam'ın 6'ncı farzı zulme karşı gelmektir" diye devam eden Oğraş, "Biz bunu bir akidevi mesele olarak görürüz. Biz zalimlerin karşısında durmak için, İslam'ın bir farzı olarak bunu gördüğümüz için bilinçli, sorumluluk sahibi, davasını özümsemiş, Allah'a kul olma yolunda adım atan ve bunun için duruşunu ortaya koyan her bir kardeşimize omuz omuza, el ele bütün meydanlarda haykırmaya devam edeceğiz Allah'ın izniyle." şeklinde konuştu.
Oğraş konuşmasına şöyle devam etti:
"Kıymetli kardeşlerim, haçlı zihniyeti toplanmış ve Müslümanlardan intikam almak için var gücüyle saldırmaya devam ediyor. Bu konuda asla geri durmuyor, açık bir şekilde her ortamda bunu dile getirmeye çalışıyorlar. Sözüm ona evrensel hukuk beyannameleri, insan hakları, kadın-çocuk hakları, eğitim hakkı, sağlık hizmetlerini görme hakkı vesaire ifade edeceğimiz hiçbir hak bugün işgalci siyonistlerce dikkate alınmadığı gibi büyük şeytan Amerika'da arkasında her türlü desteğini de vermeye devam ediyor. O halde bizde mazlumun yanındayız, mazlumun sesi olmaya çalışacağız Allah'ın izniyle.
"Müslümanlar olarak tarihimizi ve senaryomuzu kendimiz yazmalıyız"
ABD'nin Müslüman halkın var olan yeraltı ve yerüstü kaynaklarından elde ettiği parayı İslam ülkelerinin liderlerinin vermesiyle cebine koyduğunu dile getiren Oğraş, ABD'nin bu paraları yakın zamanda israile hibe edileceğini belirtti.
"Müslümanlar olarak biz halk olarak kendi senaryosu yazmazsak başkaları tarafından yazılmış olan senaryoda bize biçilen rol neyse onu oynayacağız. O yüzden kendi tarihimizi ve senaryomuzu kendimiz yazmalıyız." diye belirten Oğraş, "Gazze'de tarihte görülmemiş bir mücadele ortaya koyan HAMAS'a selam olsun! Kahraman mücahit kardeşlerimizin Rabbim yardımcıları olsun. Onlar zulme boyun eğmeyecekler. Onlar ancak Allah'a boyun eğip teslim olacaklar. Gazze'deki HAMAS mücahitlerine ve Yemen'deki kıyam ruhunu taşıyan kardeşlerimize Diyarbakır'ın selam gönderiyoruz." ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
"Zulümlere seyirci kalan tüm insanlık ailesi ve İslam ülkeleri büyük bir vebal altındadır"
Oğraş'ın konuşmasının ardından hazırlanan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Habip Akdoğan okudu.
siyonist işgal rejiminin Filistin topraklarını işgal ettiği günden bu yana işlemediği cürüm, katliam ve soykırımın kalmadığını belirten Akdoğan, Filistinli Müslümanların her türlü hak ihlallerine maruz kalmakla beraber siyonistler tarafından katledildiğini, arazilerine el konulduğunu, ev ve yaşam alanlarının gasp edildiğine vurgu yaptı.
Gazze'de insanlık haysiyetini ayaklar altına alan siyonist rejimin işlediği suçların her geçen gün katlandığına dikkat çeken Akdoğan, "Bir millet dünyanın gözleri önünde yıkım, talan, açlık, kıtlık, insani tüm ihtiyaçlardan yoksun bırakılarak ölüme terk edilmektedir. Bir avuç siyonist tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka bu cürümleri işlemektedir. Uluslararası toplum, Gazze'de soykırıma maruz kalan kardeşlerimizin akan kanını durdurmakta aciz kalmıştır. Gücü ve iktidarı elinde bulunduran devlet idarecileri başta olmak üzere bu zulümlere seyirci kalan tüm insanlık ailesi ve İslam ülkeleri büyük bir vebal altındadır." dedi.
"siyonist rejim, işgal politikalarını Gazze dışına da taşımıştır"
İslam ülkelerinin sessizlik ve ihtilaflarından istifade eden siyonist işgal rejiminin Gazze'nin yüzde 90'ından fazlasını enkaza çevirdiğini kaydeden Akdoğan, "7 Ekim 2023'ten bu yana 55 bine yakın kardeşimiz şehid, 130 bine yakını ise yaralanmıştır. 20 binden fazla kardeşimiz enkaz altında olup henüz naaşlarına ulaşılamamıştır. Şehid ve yaralıların yüzde 70'den fazlası bebek, çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır. Sınır kapılarını işgal eden siyonist rejim, Gazze'ye insani yardımların ulaşmasına engel olmaktadır. Bunun neticesinde bir halk, açlık, kıtlık ve ilaçsızlıkla ölüme terk edilmektedir." ifadelerini kullandı.
Akdoğan, "Gazze'de yaklaşık 2 milyondan fazla kardeşimiz, yüksek derecede akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya bırakılmıştır. 495 bin kardeşimiz aşırı açlıktan ölme yol açabilecek hastalıklara yakalanmıştır. 50 binden fazla çocuk akut yetersiz beslenme yüzünden tedaviye muhtaç hale gelmiştir. İslam aleminin Gazze'deki soykırımı durduracak askeri, siyasi, ekonomik ve bürokratik adımları atmaması siyonistlere cesaret vermiştir. Bunun neticesinde siyonist rejim, işgal politikalarını Gazze dışına da taşımıştır." şeklinde konuştu.
"siyonist zulme karşı bölgesel müdahale gücü oluşturulmalı, somut adımlar atılmalıdır"
İşgal rejiminin yayılmacı politikalarını Lübnan'a, Suriye'ye ve Yemen'e saldırarak işgalin Gazze ile sınırlı kalmadığını gösterdiğini sözlerine ekleyen Akdoğan, tüm bu saldırılar ve ihlaller yaşanırken hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyasının varrlığına dikkat çekti.
Akdoğan, "Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden siyonist rejim, Filistin, Lübnan ve Suriye'den sonra gözünü dikeceği yer, Türkiye'dir. İnsanlık ailesinin baş belası siyonist rejimin modern çağ zulümlerini durdurmanın vakti çoktan gelip geçmiştir. siyonist zulme karşı bölgesel müdahale gücü oluşturulmalı, somut adımlar atılmalıdır. Türkiye başta olmak üzere, vicdan sahibi ülkeler bu gücü oluşturmalıdır. "Kudüs İttifakı" kurularak Gazze, Kudüs ve Mescidi Aksa işgalden kurtarılmalıdır."
"Direnişe, silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir"
"Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir." Ayeti kerimesiyle açıklamasına devam eden Akdoğan, dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden taleplarini şu şekilde sıraladı:
-Açlık, kıtlık ve ilaçsızlıktan dolayı bir halkın yok olması tüm insanlık aleminin yok olması anlamına gelecektir. İnsanlığın haysiyetini omuzlamak için, sınır kapıları derhal açılmalıdır. Gazze'de insani krize bir an önce son verilmelidir.
-Günümüzün Kuvayı Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askeri olarak desteklenmelidir.
-İşgal rejimine karşı direnişe, silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.
-Tarih boyunca verdikleri sözleri tutmayan siyonistler, ateşkes anlaşmasına sadık kalmamıştır. İşgal rejiminin ateşkes anlaşmasına geri dönmesi için ciddi yaptırımlara tabi tutulması gerekmektedir.
-netanyahunun ateşkes müzakerelerini sabote etmesine ve oyalama stratejisine müsaade edilmemeli, askeri seçenekler masaya yatırılarak, barış gücü hareketi başlatılmalıdır.
-HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilecek adımlar atılmalıdır.
-Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.
-Filistin devletinin tanınması ve Gazze'de soykırımın durdurulması için çaba sarf eden devletlerin ve uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz.
-siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykot en büyük silah olduğunu unutmayalım. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edilmelidir.
-siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz. Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun.
İLKHA