Sağlık-Sen Şırnak Şubesi: Türkiye büyürken memurun da refahı büyümelidir
Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanlığı, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde hükümet tarafından sunulan zam teklifini yapmış olduğu basın açıklaması ile tepki gösterdi.

Sağlık-Sen Şırnak şubesi, memurların genelini ilgilendiren zam teklifini Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi önünde düzenlediği basın açıklaması ile kabul etmediklerini açıkladı.
Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi önünde toplanan ve aralarında Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabgatullah Anmal’ın hazır olduğu ve Memur-Sen Şırnak İl Başkanı Abdullah Çatı’nın destek verdiği basın açıklamasında sendika üyeleri adına açıklamayı Sağlık-Sen Cizre İlçe Temsilciliği yönetim kurulu üyesi Yunus Emre Yiğit yaptı.
“Bu teklif, memurun emeğini değersizleştiren, yılların birikimini yok sayan bir yaklaşımdır”
Verilen teklifte memurun emeğinin ve alın terinin yok sayıldığını aktaran Yiğit, “Bugün, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Kamu İşvereninin sunduğu teklife karşı, ortak irademizi, sesimizi ve kararlılığımızı göstermek için buradayız. Sorunların masada çözülmesi imkânı varken, kamu işvereninin yetersiz ve adaletsiz teklifi; kamu görevlilerini ve emeklileri meydanlara ve eylemlere mecbur bırakmıştır. Bildiğiniz üzere, kamu işvereni 2026 için yüzde 10 artı 6, 2027 için yüzde 4 artı 4 zam önerisinde bulunmuştur. Bu teklif, memurun emeğini, alın terini yok sayan; yetersiz bir tekliftir. Bu teklif, kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır. Çünkü; bu teklifte acildeki hekim yok! Bu teklifte idaredeki tıbbi sekreter yok, bu teklifte yoğun bakımdaki hemşire yok, bu teklifte doğum salonundaki ebe yok. Bu teklifte, kısacası sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının tümü yok. Bu teklif, refah payını yok saymaktadır. Taban aylığa zam öngörmemektedir. Gelirde adaleti sağlamamaktadır. Emekli ve emekçiyi koruyan bir anlayış taşımamaktadır. Kira artış oranının yüzde 41 olduğu bir dönemde, yalnızca düşük enflasyon hedeflerine dayandırılmış bir zam önerisi; kamu görevlilerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıları görmezden gelen bir öneridir. Bu teklif, memurun emeğini değersizleştiren, yılların birikimini yok sayan, çalışma barışını zedeleyen bir yaklaşımdır. Yüksek enflasyon, artan pazar fiyatları, geçmiş dönem kayıplarımız ve geleceğe dair kaygılarımız bu teklife yansımamıştır. Kamu işvereni, 7. dönem toplu sözleşmedeki hatasını maalesef tekrar etmektedir. Bizim kaybedecek iki yılımız daha yok. Tutmayan hedeflerin, adaletsiz hakem kurullarının, mali disiplin politikalarının mağduru olmak istemiyoruz.” şeklinde konuştu
“Memur yüksek enflasyon karşısında ezilmemeli”
Teklif edilen rakamların çarşı pazarla alakası olmadığını vurgulayan Yiğit, “Sağlık-Sen olarak kamu işveren heyetine yapmış olduğumuz teklifler, 11 aylık bir çalışmanın çıktısıdır. Sahanın masaya yansımasıdır; çarşı-pazarın, mutfağın görüntüsüdür. Hissedilen enflasyonun, memurun cüzdanının röntgenidir! Hekimin emeğidir, hemşirenin özverisidir, paramediğin fedakârlığıdır.
Ancak kamu işveren heyeti, acilde çalışan hemşirenin sesini duymamıştır. Kamu işveren heyeti, yoğun bakımdaki hemşireyi görmezden gelmiştir. Doğum salonundaki ebeyi yok saymıştır! 7/24 dört teker üstünde ambulansta koşturan paramediği görmemiştir. Teklif edilen rakamların çarşı pazarla alakası yoktur.
Sürecin başından beri söylediğimiz bir şey vardı: Rakamların adil olması, tekliflerin hakkaniyetli olması. Ama görüyoruz ki; teklif edilen rakamlar, bozulan iş barışının ateşini körüklemekten öteye gitmeyecektir. Teklifimiz nettir: 2026 yılı için; ilk 6 ay yüzde 10 refah payı artı 10.000 TL taban aylık artışı ve yüzde 25 oranında zam, ikinci 6 ayda yüzde 20 oranında zam. 2027 yılı için; ilk 6 ay 7.500 TL taban aylık artışı artı yüzde 20 oranında zam, ikinci 6 ayda ise yüzde 15 oranında zam. Refah payı istedik, çünkü geçmiş kayıplarımız telafi edilmeli. Taban aylığa zam istedik, çünkü görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki denge yeniden kurulmalı. Oransal zam istedik, çünkü memur yüksek enflasyon karşısında ezilmemeli. Bunlara ek olarak; nöbet ücretlerinin artırılmasını, gece çalışma tazminatı verilmesini, ek ödemelerin artırılmasını, sosyal hizmetlerde nöbet ücretleri ve ek ders ücretlerinin artırılmasını, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının ödemelerinin artırılmasını, hekime, hemşireye, ebeye özel görev kıyafeti verilmesini, ilave 1 derece verilmesini, 1’inci dereceye 3600 ek gösterge getirilmesini, hekimlerin 4200 olan ek göstergelerinin 7200’e yükseltilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın kaldırılmasını, bayram ikramiyesi verilmesini, kira desteğinin hayata geçirilmesini, gelir vergisinin %15’e sabitlenmesini, seyyanen ödemenin ve tüm gelirlerin emekliliğe yansıtılmasını, 4688 sayılı Kanun’un revize edilmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hakkımızı alana kadar da mücadeleye devam edeceğiz”
Son olarak Yiğit, “Türkiye büyürken memurun da refahı büyümelidir. 8. Dönem Toplu Sözleşme uzlaşmayla tamamlanmalıdır. Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır şekilde imzalanmalıdır. Milli gelir artarken, kamu emekçisinin yaşam standardı da yükselmelidir. Toplu sözleşme masası, adaleti tesis edecek ve eşitliği sağlayacak güçtedir. Süre giderek daralıyor. Kamu işvereni, daha fazla zaman kaybetmeden; çalışma barışını sağlayacak, müzakereye uygun, adil ve gerçekçi bir teklifi masaya sunmalıdır. Bizler, emekten gelen gücümüzü sahaya yansıtmakta kararlıyız. Hakkımızı alana kadar da mücadeleye devam edeceğiz. Son sözümüz şudur: Adil, acil ve hakkaniyetli bir teklif bekliyoruz.” ifadelerini aktardı.
İLKHA