matesis
dedas

“Teknolojik yatırımda ara malı için de çaba şart”

Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü Dr. Mehmet Yurdal Şahin, yatırımcılara çağrıda bulunarak, “Teknolojik yatırımda sadece nihai ürün değil, ara malı için de çaba şart” dedi. Şahin ayrıca, proje bazlı destek kapsamında 31 projeye 114 milyar yatırım yapıldığını kaydetti.
  • 16.12.2020 17:49
“Teknolojik yatırımda ara malı için de çaba şart”

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü Dr. Mehmet Yurdal Şahin, proje bazlı destekler kapsamında 2017 yılından bu yana 31 proje için 114 milyar liralık teşvik belgesi düzenlendiğini söyledi.

Son dönemlerde yüksek ve orta yüksek teknolojili yatırımların payının arttığını dile getiren Şahin, yatırımcılara çağrıda bulunarak, teknolojik yatırımlarda sadece nihai ürün değil ara malı ve yatırım malları için de çaba sarf edilmesi gerektiğini bildirdi.

Yüksek ve orta-yüksek teknolojili yatırımlara sağlanan destekler sonucu bu tür yatırımlar ivme kazandı mı? Özellikle teknolojik yatırımlar açısından hangi sektörlerde yatırım teşvik talebi bulunuyor?

Teknoloji sınıfı olarak orta-yüksek ve yüksek teknolojik yatırımlar öncelikli alanlarımız olup, bu alanlarda yapılmakta olan yatırımları daha yüksek destek yoğunlukları ile destekliyoruz. Halen yatırım sürecinde bulunan imalat sanayi yatırımlarının içerisinde orta-yüksek ve yüksek teknolojiye sahip yatırımların payını gösteren aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere eğilim pozitif yönlü. Yani orta-yüksek ve yüksek teknoloji yatırımların payı giderek artmaktadır. 2015 ve 2016 yıllarından itibaren sırasıyla yüksek ve orta-yüksek teknoloji sınıfındaki yatırımları daha yoğun biçimde desteklemeye başladık. Bu uygulamanın sonuçlarını da son yıllarda daha yoğun biçimde görüyoruz.

Bu teknoloji sınıflarında kimya, makine ve cihazların imalatı ile motorlu kara taşıtları imalatı sektörleri öncü konumda yer almaktadır.

Sürekli gündemde olan katma değerli yatırımlara ne gibi destekler veriliyor?

Katma değerli olduğu değerlendirilen yatırımları üç farklı mekanizma ile destekliyoruz. Bunlar öncelikli ve stratejik yatırımların teşviki uygulamaları ve proje bazlı teşvik sistemidir. Ülkemize çeşitli açılardan faydalar sağlayacağı değerlendirilen bazı yatırım konularına, yatırımların bölgesine bakılmaksızın 1. 2. 3. ve 4. bölgelerde gerçekleştirilmiş olsalar dahi 5. bölgede uygulanan bölgesel destekleri sağlıyoruz. Bu yatırımlar, 5. ve 6. bölgede gerçekleştirilmeleri halinde ise kendi bölgelerinde uygulanan desteklerden yararlanmaktalar. Öncelikli yatırımlar uygulaması ile belirlenen yatırım konuları tek bir amaca odaklanmış değildir. Burada çok farklı amaçlara hizmet eden yatırım konuları yer alıyor.

Cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacağı belirlenen yatırımları stratejik yatırımlar olarak değerlendirmekteyiz. Bu kapsamda, ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı veya ürünlerin üretimine yönelik yatırımları stratejik yatırım sistemi kapsamında destekliyoruz. Bu tür yatırımların şu kriterleri bir arada sağlamaları gerekmektedir;

Asgari sabit yatırım tutarının 50 milyon TL olması,

Yatırım konusu ürünle ilgili yurt içi toplam üretim kapasitesinin ithalattan az olması,

Yatırımla sağlanan katma değerin asgari yüzde 40 olması (rafineri ve petrokimya yatırımlarında bu şart aranmayacaktır),

Üretilecek ürünle ilgili toplam ithalat değerinin son 1 yıl itibarıyla en az 50 milyon dolar olması.

Ayrıca ülkemiz için kritik önemi haiz olduğu değerlendirilen, cari açığın azaltılmasına önemli ölçüde katkı sağlayabilecek, teknoloji seviyemizi yukarılara taşıyabilecek

yüksek montanlı projeleri, projeye ve yatırımcıya uygun teşvik unsurları ile desteklediğimiz proje bazlı teşvik sistemimiz bulunmaktadır.

‘PROJE’DE PETROKİMYA, ULAŞTIRMA ARAÇLARI VE SAVUNMA ÖNE ÇIKIYOR'

Proje bazlı yatırım teşvik sisteminde destek sağlanan yatırımlar ne aşamada? Hangi sektörler ön plana çıkıyor? Şirketler özellikle hangi destekleri talep ediyorlar?

Proje bazlı yatırım teşvik sisteminin, 2016 yılında altyapısını hazırladık ve 2017 yılından itibaren de bu kapsamda yatırım teşvik belgeleri düzenlenmeye başladık. Günümüze kadar toplam yatırım tutarı 114 milyar TL’yi aşan 31 yatırım için destek kararı çıkardık. Bu yatırımların birkaçında öngörülen sabit yatırım tutarının üzerinde yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Uzun soluklu yatırımlardan oluşan proje bazlı teşvik sistemindeki yatırımların önemli bir kısmının yatırım süreci devam etmekte.

Petrokimya, ulaştırma araçları ve sistemleri ile savunma sanayi öne çıkan sektörler olmakla birlikte, yarı iletken teknolojisi ve güneş enerjisi sistemleri gibi ülkemize her açıdan katkı sağlayacağı değerlendirilen yatırımları da destekliyoruz. Proje bazlı teşvik sisteminde destek unsurlarımız oldukça çeşitli, hangi destek unsurlarının hangi projeler için uygun olacağına karşılıklı görüşmelerle karar veriyoruz.

BİRE BİR GÖRÜŞME İLE BİLGİLENDİRME YAPILIYOR

Teşvik uygulamalarınız hakkında yerli ve yabancı yatırımcıları ne şekilde bilgilendiriyorsunuz, tanıtım faaliyetleriniz var mıdır?

Yatırım teşvik sistemimiz hakkında tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinde çeşitli kanalları kullanıyoruz. Öncelikli olarak Bakanlığımız web sitesi vasıtasıyla her yatırımcının tanıtıcı ve bilgilendirici materyallere ulaşabilmesini sağlıyoruz. Ayrıca bilgi talebinde bulunan yatırımcılarımıza gerek yönetimimiz gerekse de uzmanlarımız vasıtası ile bire bir görüşmelerle bilgi aktarımı ve yönlendirmeleri sağlıyoruz. Bunun yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları, odalar, kalkınma ajansları gibi kuruluşların organize ettiği yatırım bilgilendirme toplantılarına katılım sağlıyoruz. Bunlarla birlikte yatırıma ilişkin ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarının müzakere ve imza süreçleri Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülüyor. Bu süreçler kapsamında, ülkemizdeki yatırım teşviklerine ilişkin bilgilendirmeler ile yabancı yatırımcılara ulaşabiliyoruz. Son olarak yatırım teşvik belgesi düzenlenmiş olan yatırımların tamamlama vizeleri ağırlıklı olarak Genel Müdürlüğümüz uzman personelleri tarafından yapılmakta ve yatırım yerleri ziyaret edilmekte.

Yabancı sermayeli yatırımların yatırım teşviklerine olan ilgisi nasıl? Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, yabancı sermayeli yatırımları, görece yüksek teknoloji içermeleri, kendi ekosistemlerini oluşturmaları gibi ekonomimize önemli katkılar sağlayan yatırımlar olarak görüyoruz. Bu bakış açısıyla yabancı sermayeli yatırımcılarımıza gerekli yönlendirmeleri sağlıyoruz. Yabancı sermayeli yatırımlara sağlanan yatırım teşvik istatistiklerini paylaşmak isterim.

Yıllar itibari ile yabancı sermayeli yatırımlar için düzenlemiş olduğumuz belge sayısında önemli bir artış yakaladık. 2012 yılında 153 seviyesinde olan yıllık yabancı sermayeli yatırım teşvik belgesi adedi 2019 yılında 351 seviyesine ulaştı. Salgının etkisi ile 2020 yılında cüz’i bir gerileme beklense de önümüzdeki yıl bunu telafi edeceğimizi ve artış trendimizi sürdüreceğimizi düşünüyorum.

Üretim yapısı radikal bir şekilde değiştirilmeli

Değişen üretim dinamikleri ve uluslararası rekabet koşulları karşısında firmalar nasıl bir vizyonu özümsemelidir? Bakanlık olarak öneriniz nedir?

Bildiği üzere, 2023 yılına yönelik temel vurgularımızdan birisi de yüksek ve orta yüksek teknolojili üretim ve ihracat yapısına geçmiş bir Türkiye’dir. Bu kapsamda, temel politika metinlerimizde de belirtildiği üzere girişimciliğe, yenilikçiliğe, bilimsel gelişmeye ve yüksek katma değerli teknoloji üretimine dayalı, bilgi tabanlı ve rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmak gerek devlet olarak bizim gerekse de bu sürecin en önemli aktörleri olan üreticilerimizin sorumluluğundadır. Bu noktada, Bakanlığımız ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretimin artırılmasına yönelik olarak, az önce ifade ettiğim gerek mevcut teşvik sistemi kapsamında yapılan düzenlemeler gerekse de proje bazlı destek sistemi ile yatırımcılarımıza sunulan vergisel, istihdama ve yatırım yerine yönelik destekler ve finansal destek araçlarının etkinliğini artırmakta, bununla birlikte yeni destek sistem ve unsurlarıyla sermayenin yukarıda belirttiğimiz hedeflere yönlendirilebilmesi amacıyla yatırım teşvik politikası aracını son derece aktif bir şekilde kullanmaktadır. Bunun yanında, ülkemizin yüksek teknolojili, Ar-Ge ve inovasyona dayalı bir üretim yapısına geçebilmesi adına Bakanlığımızın bağlı kuruluşları TÜBİTAK ve KOSGEB gibi birçok kamu kurum ve kuruluşu tarafından da yatırımcılarımıza cazip destekler sunulmaktadır. Devlet olarak biz yatırım politikası tarafında hedeflerimiz doğrultusunda kurgu ve yönlendirmeler yaparken, yatırımcılarımız da öncelikle küresel anlamda endüstriyel gelişmeleri takip ederek mevcut üretim alanlarında teknolojikleşmeye açık olmalı, halihazırda geleneksel nitelik arz eden veya geleneksel olmasa dahi üretim teknolojileri eskiyen sektörlerde kullanılan üretim modellerini yeni nesil teknolojiler kullanarak dönüştürmeli ve böylece tekstil, gıda-tarım, makine imalatı, demir çelik veya motorlu taşıtlar gibi güçlü olduğumuz sektörlerde rekabet güçlerini daha da artırmalı ve uluslararası pazarlarda konumlarını güçlendirmelidirler. Diğer bir önemli nokta ise, teknolojik yatırımlara odaklanırken sadece nihai ürün bazında bir değerlendirmeye gidilmemesi, üretimin ara malı ve yatırım mallarına da kaymasını sağlayarak katma değer zincirinin önemli bir kısmının ülke içinde yaratılması için çaba sarf edilmesi gerektiğidir. Ar-Ge’ye dayalı ve yüksek teknolojili üretim yapmak ve ülke ekonomisine fayda sağlamak bu şekilde çok daha fazla anlam ifade edecektir. Netice olarak esas olan, üretim yapısının radikal bir biçimde değiştirilmesi olup, yatırımcılarımız ve bizim üzerimize düşen görevleri eksiksiz ve süreklilik arz edecek şekilde yerine getirmemizdir."

Editör: Aydın

Yorum Yaz