diorex
life

Yaklaşık 170 yıl önce Tendürek Dağı'ndan akan lavların altında kalan köyler görüntülendi

Türkiye'nin en son patlayan volkanik dağı olarak bilinen Tendürek Dağı'ndan akan lavların yuttuğu köyler, ilk defa İLKHA tarafından görüntülendi.

  • 24.07.2025 14:24
Yaklaşık 170 yıl önce Tendürek Dağı'ndan akan lavların altında kalan köyler görüntülendi

Tarihi kaynaklara göre 1855 yılında son defa patlayan Tendürek Dağı, Ağrı'nın Doğubayazıt, Diyadin ilçeleri ile Van'ın Çaldıran ilçesinde yer alıyor.

3 bin 532 metre yüksekliği bulunan dağ Türkiye'de en son patlayan volkan olmuştur. Bilim adamları Tendürek Dağı etrafında zamanında yerleşim birimlerinin olduğunu, patlama yaşandığında ise bazılarının lavların altında kaldığını ifade ediyor.

O dönem Ağrı'nın Diyadin ilçesine bağlı köyler ile Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı bazı köyler akan lavların altında kalıyor. Kaç köyün lavlar altında kaldığı ve can kaybının yaşanıp yaşanmadığı tam olarak bilinmiyor.

Tendürek Dağı bir kalkan tipi volkandır. Ağrı Dağı gibi Stratovolkan olmadığı için Tendürek daha sakin patlayan bir volkandır. Bilim adamları bu farkı şu şekilde açıklıyor, Ağrı Dağı bir düdüklü tencere gibi patlar ve çok yüksek enerji açığa çıkarır. Stratovolkan tipi volkanlar bir fiskiye gibi enerji açığa çıkarır. Kalkan tipi volkanlar ise alttan taşan bir tencereye benzer ve lavlar yavaş yavaş ilerler. Bundan dolayı insanların bölgeden uzaklaşması daha mümkün hale geliyor.

"AA Lav Akıntıları" ismi verilen Tendürek Dağı'ndan akan lavlar, yaklaşık 1500 derece sıcaklıkla önüne çıkan her şeyi zamanında yutmuş durumda.

Ulaşımın daha kolay olması ve lavların yuttuğu köylerden kalıntılara ulaşılabildiği için Ağrı İbrahim Çeçen Üniversite Fen Edebiyat Fakültesine bağlı bir heyet Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı Soğuksu köyü bölgesinde çeşitli araştırmalar gerçekleştirebildi.

Ağrı İbrahim Çeçen Fakültesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alperen Kayserili, Dr. Öğretim Üyesi Tolga Korkusuz ve Araş. Gör. Emre Sakaoğlu bölgede çeşitli incelemelerde bulundu.

Araştırmalardan sonra'ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Alperen Kayserili, bölgede 5 volkanik dağın mevcut olduğunu, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en hareketli bölgesi olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Kayserili, Tendürek Dağı'ndan daha önce 15'nci ve 20'nci yüzyılları arasında 3 defa gaz ve laf çıkışı olduğunu, son patlamanın ise 1855 yılında yaşandığını, lavların dağın etrafında bulunan köyleri yuttuğunu, geçen yıl keşfedilen Arap Zengi Kalesinde ise büyük tahribat meydana getirdiğini belirtti.

Prof. Dr. Kayserili, "Bulunduğumuz bölgeyi yapı olarak şöyle güneybatıdan kuzeydoğuya doğru değerlendirecek olursak Nemrut Dağı, Süphan Dağı, Tendürek Dağı, Büyük Ağrı Dağı ve Küçük Ağrı Dağı olmak üzere beş volkanı içerisinde barındıran bir yayı çizen, oldukça önemli bir yapı ve Doğu Anadolu'nun volkanik açıdan değerlendirdiğimizde en hareketli bölgesi ve dikkatimizi çeken bölge içerisindeyiz. Tabii burada Türkiye'nin en yüksek dağı ve zirvesi olarak kabul ettiğimiz Büyük Ağrı Dağı yine bu bölgede Büyük Ağrı Dağı'nın biraz daha güneybatısında şu anda bulunduğumuz bölgede Tendürek Volkan'ı bulunmakta." dedi.

Tendürek Dağı patlamasından önce Ağrı Dağı'nda volkanik hareketlilik yaşandığını kaydeden Kayserili, o dönem 1900 civarında insanın hayatını kaybettiğini söyledi.

"Arazilerin üzerinde konumlanmış köylerin bir kısmı maalesef lavlar altında kalmaya başlıyor"

"Bulunduğumuz volkanik arazi içerisindeki son patlama tarihi kaynaklara göre 1855 yılında kendini göstermiş ve lav akıntısı olarak kendini ifade etmiştir" diyen Kayserili sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan 15 yıl önce 1840 yılında ise önce Doğubayazıt'ta bir deprem meydana geliyor 7'nin üzerinde. Ardından Doğubayazıt'taki depremin tetiklediği Ağrı Dağı'nda buhar çıkışı ve buhar çıkışına bağlı olarak buzuldaki erime ile beraber büyük bir çamur akıntısı meydana geliyor. Bununla birlikte o zaman ismi Ahura olan sonradan Yeni Doğan olarak bugünümüzde adlandırılmış olan köyde dâhil olmak üzere çok sayıda köy çamur akıntısı altında kalmış. Tarihi kayıtlara göre 1900 civarında insanın kaybına sebep oluyor. Bunu takiben 15 yıl sonra ise hemen Büyük Ağrı Dağı'nın güneybatısında yer alan Tendürek Dağı'nda ise lav çıkışı meydana geliyor ve bu lav çıkışı ile beraber direk dağın etrafında yer almakta olan ve oldukça verimli araziler barındıran arazilerin üzerinde konumlanmış köylerin bir kısmı maalesef lavlar altında kalmaya başlıyor"

Lavların tahrip ettiği tarihi kale

Tarihi kalenin de lav akıntısından olumsuz etkilendiğini ve kalede büyük tahribat meydana geldiğini belirten Kayserili, "Sadece araziler ve köylerden bahsetmiyoruz. Burada Ortaçağ'dan kalmış önemli bir tarihi eser olan yerel insanların adlandırdığı Arap Zengi veya Zeyd Kalesi olarak adlandırmış olduğu hemen arkamızda görülmekte olan kalede lavlar altında kalmış oluyor. Üçgen bir kare tarzında kurulmuş olan bu kalenin büyük ihtimalle savaşlardan sonra askerlerin istirahate çekildiği veya önemli çalışmaların yapıldığı bir kale olarak kullanıldığı tahmin edilmekte tarihçiler tarafından. Şuanda gördüğümüz kadarıyla kalenin etrafı lavlarla kapatılmış olması ile birlikte kalenin zayıf duvarlarında veyahut surları aşan bazı bölgelerden de lavların kalenin içerisine kadar girmiş olduğunu görmekteyiz." şeklinde konuştu.

"… bu bölgede sıcak su ve buhar çıkışı halen daha devam etmektedir"

Tendürek için sönmüş volkan tabirinin kullanılmasının doğru olmadığının altını çizen Kayserili, "Dünyada veya Türkiye'de sönmüş veya ölmüş volkan diye bir şey kullanmaktan imtina etmeye çalışıyoruz. Bunun aksine uyuyan Volkan terimini kullanmaya gayret gösteriyoruz. Çünkü şöyle baktığımız zaman özellikle Tendürek Volkan'ı 15'inci yüzyıl ile 20'nci yüzyıla varan süreç içerisinde 3 kere gaz çıkışı veya lav çıkışı gerçekleştirdiğini görebilmekteyiz. Şuanda da Tendürek zirve kesimlerde yer alan bir krater var ve bu kraterde bir göl bulunmakta bu bölgede sıcak su ve buhar çıkışı halen daha devam etmektedir. Dolayısıyla buraya sönmüş bir volkan veya ölmüş bir volkan tabirini kesinlikle kullanmamaya imtina ediyoruz." diye konuştu.

Lavların altında kalan köy sayısı belli değil

Kaç köyün lavlar altında kaldığı yönünde net bir bilginin olmadığını hatırlatan Kayserili, "Yaşanan patlamanın ardından bölgede dört köyün lavlar altında kaldığı belirlenmiş ama bunun dışında belki o dönemlerde dağa daha yakın kurulmuş küçük köylerin veya mezra tarzı yerleşimler varsa onlar tespit edilmemiş durumda. Ama büyük köyler açısından değerlendirdiğimizde dört köy, bu lavların altında kalmış durumda." ifadelerini kullandı.

Turizm açısından değerlendirilmesi gereken bir bölge

Bölgenin Jeomorfoturizm açısından önemli olduğunu ve dünyada ise örneğinin çok az olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alperen Kayserili, bölgenin değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Kayserili, "Bulunduğumuz bölge özellikle Diyadin, Doğubayazıt, Çaldıran bölgesi Tendürek Dağı etrafına yerleşmiş ilçeler olarak dikkatimizi çekmekte. Özellikle Tendürek Volkanının buralardaki göstermiş olduğumuz lav akıntıları bu köyler ile kalenin lavlar altında kalmış olmasından dolayı da bölgenin Jeomorfoturizm açısından oldukça verimli bir bölge olduğu kayda değer bir gerçekliktir. Çünkü şöyle baktığımızda Ege Bölgesi'nde Kula Volkanik arazisinin Jeomorfoturizm açısından büyük bir potansiyel taşıdığı ve buradan faydalanmayı başardığı gerçeğiyle karşı karşıyayken, az önce de ifade ettiğimiz gibi 5 tane volkanı bir arada barındıran bu bölgenin Jeomorfoturizm açısından da kesinlikle değerlendirilmesini gerektiği kanaatini taşımaktayım." dedi.

Lavların altında kalan köylerin belirgin bir şekilde ortada olduğunu söyleyen Kayserili, "Burada belirgin bir şekilde geçmiş dönemlerde yaşanmış bir alan olduğu kendini gösteriyor zaten. Ve buralarda en son izler bariz bir şekilde var. İnsanlar tarafından yapılmış olan eserlerin kalıntıları kendini halen daha gösteriyor ve Tendürek'in etkisi ovaya kadar inmiş durumda." şeklinde konuştu.

"Türkiye'deki eşsiz örneklere sahip bir alandayız"

Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Görevlisi Tolga Korkusuz ise şunları söyledi:

"Evet, şuanda Tendürek Volkanı lavlarının ulaştığı uç noktalardayız, kayıtlara göre 1800'lü yollarda patlayan volkan nedeni ile yanımda görmüş olduğunuz köy lavlar adında kalıyor. Lavların yavaş yavaş akmasına biz AA tipi akım diyoruz. Jeomorfoturizm açısından değerlendirdiğimizde Türkiye'deki eşsiz örneklere sahip bir alandayız. Çünkü volkanik akışı her yerde görebiliriz. Erciyes'te de görebiliriz Ağrı Dağı'ndan da görebiliriz ama böylesine bir sonucun, yerleşim yerinin lavlar altında kalmasını hiçbir yerde göremiyoruz."

İLKHA

Yorum Yaz