tatlidede

Günübirlik Acı - Françoise Sagan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Günübirlik Acı kimin eseri? Günübirlik Acı kitabının yazarı kimdir? Günübirlik Acı konusu ve anafikri nedir? Günübirlik Acı kitabı ne anlatıyor? Günübirlik Acı PDF indirme linki var mı? Günübirlik Acı kitabının yazarı Françoise Sagan kimdir? İşte Günübirlik Acı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.07.2022 18:00
Günübirlik Acı - Françoise Sagan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Françoise Sagan

Çevirmen: Mükerrem Akdeniz

Orijinal Adı: Un Chargin de Passege

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755109640

Sayfa Sayısı: 125

Günübirlik Acı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Françosie Sagan, adını dünyaya 1954 yılında, on dokuz yaşındayken yazdığı Günaydın Hüzün adlı romanıyla duyurmuştu. Unutulmazlar arasına giren o kitabından sonra bugüne kadar tam kırk iki roman yazdı ve ilk romanında yakaladığı başarıyı sürdürdü. Fransanın klasik yazarları arasında yer alan Françosie Sagan, romanlarındaki kurguları daha çok, birlikte olan bir kadınla bir erkek ve onların dışındaki üçüncü bir kişi üzerine oturtur. Kahramanları, genellikle burjuva çevrelerinin insanlarıdır. Yalnızlık, acı ve hüzün, onun temel izlekleridir. Günübirlik Acının kahramanı bir erkektir; başarılı bir mimar olan Matthieu. Sıradan şikayetlerle gittiği doktorundan bir gün hiç beklemediği bir şey öğrenir genç adam: kanserdir. Çoğu kişinin yaptığını yapmaz Matthieu, kendisiyle hesaplaşmaz, içine kapanmaz. Sorununu yanındaki insanlarla paylaşır; onların tepkileri, onun bu insanlarla olan ilişkilerinin de sınanmasıdır bir bakıma. Çelişkiler içinde geçirdiği bu süreç, Matthieuyü, uzun zamandır yaşamından silmiş olduğu birine götürür: bir zamanlar delice sevmiş olduğu kadına. Bütün düzeni altüst olan genç adamı bir büyük süpriz daha beklemektedir.

Günübirlik Acı Alıntıları - Sözleri

  • Yaklaşan bir ölümün önünde kim ayakta kalabilir ki?
  • "Ve her zaman neşesinde, kızgınlığında, insanlara duyduğu sevgide karşısındakine bulaşan bir şey vardı. Ötekiler gibi kozları, silahları olmadığı doğruydu: Bu yüzden bugün her şey elinden bir anda kayıp gidiyor ve o, insanların karşısında hasta, çıplak ve yalnız kalakalıyordu."
  • Günün birinde öleceğini biliyordu: Asıl sinirine dokunan durumunun sıradanlığıydı!
  • Ölümü onu sevenleri şaşırtacak, üzecekti, ama kimseyi onu sarstığı kadar sarsmayacaktı.
  • Bakışlar ve bakış açıları azaltılır ve daraltılır. Yavaş yavaş, gerçek bir aptal olunur, gerçek bir aptal.
  • "Gerçeği kime söylemeli? Gerçeği kimden gizlemeli? Bunu bilemiyordu."
  • Günün birinde öleceğini biliyordu: Asıl sinirine dokunan durumunun sıradanlığıydı!
  • ve kendinden nefret ediyordu. Nefret ve utanç hissediyordu.
  • Ama kime hınç duyuyordu?... uzun zamandır Tanrı’ya inanmıyordu ve ancak bugünkü gibi sıkıntılı anların dışında aslında bundan pişmanlık da duymuyordu.
  • Kendimi bildim bileli ‘sigara içiyorum’
  • "Aşırı duyarlı insanlar yaşamları boyunca uzun süren bir düş kırıklığı yaşıyorlardı, doğumlarında başlayıp ölümlerine kadar bitmez bir çığlık olarak süren bu gerçeğe, yaşam boyunca katlanıyorlardı."

Günübirlik Acı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

altı aylık ömrü kalan bir insanın hissedecekleri ne olur? yaşam, öleceğin zamanı bile bile nasıl geçer? bu acıyı insanın kendisi kabul edememişken kimlerle paylaşacak acısını? üzerinde düşünülmesi lazım olan, her insanın bu soruları dürüstçe cevaplayıp nefes aldıkları her güne bir anlam yüklemektense sadece yaşadıkları için bile mutlu olmayı öğrenmesi gereken bir konu. ama bu konuyu kitabın ele alışı beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı. hayat sadece çevrenizdeki arkadaşlar, edinilen sevgililer, evlilikler, metresler, aldatmalar demek değil. ama yazar kahramanını, kadınlarla olan ilişkileri üzerinden hayatı sorgulamaya itmiş. Sagan'ın ilk kitabını on dokuz yaşında çıkarmış olduğunu öğrenince kendilerini merak ettim ve bir kitabını okumak istedim. kitap kısaydı o yüzden çabuk bitti ama istediğim hazzı ve bulmak istediğim cevapları alamadım. (teto)

“Aklımız ölüme alışkın, ama daha sonraki, her zaman daha sonraki ölüme, bu düşünce insanların korkularına dinginlik katıyor. İşin püf noktası acı, ölüm ani olmalı. Ama, ama böyle olmuyor. Yapacak bir şey yok. Bunun mantıklı bir açıklaması yok.” (Dilara)

Günübirlik Acı PDF indirme linki var mı?

Françoise Sagan - Günübirlik Acı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Günübirlik Acı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Françoise Sagan Kimdir?

Françoise Sagan (21 Haziran 1935–24 Eylül 2004) veya asıl adıyla Françoise Quoirez, Fransız oyun yazarı, romancı ve senaryo yazarı. Sanatçı, François Mauriac tarafından verilen "alımlı küçük canavar" takma adıyla da bilinmektedir. Sagan, havalı burjuva karakterler içeren güçlü romantik eserleriyle tanınmaktadır.

Hayatı

Sagan, Fransa'nın Cajarc kentinde dünyaya geldi ve bu kentin de içinde bulunduğu Lot ilinde büyüdü. Çocukluğunda hayvanlara karşı özel bir hayranlığı vardı. Bu dönemde 'Kiki' takma adıyla çağrılan Sagan, zengin bir ailenin en küçük kızıydı. Babası bir şirketin genel müdürü, annesi toprak sahibi bir ailenin kızıydı. Savaş döneminde Dauphiné'e yerleşen aile, ardından Vercors'a gitti. Sagan, 1953 yılındaki Sorbonne'a giriş sınavlarını kazanamadı. Aşırı savurgan yaşam tarzıyla bilinen sanatçı, yine de bu okula daha sonra girdi fakat mezun olmadan ayrıldı.

İlk romanı Günaydın Hüzün, 1954 yılında, Sagan 18 yaşındayken satışa sunuldu. Kitap kısa sürede uluslararası çapta başarı elde etti. Kitapta on yedi yaşındaki Cécile'in zevk düşkünü hayatı anlatılır. Romanda ayrıca kahramanın erkek arkadaşıyla olan ilişkileri ve zina tutkunu-eğlence düşkünü babasının tutumuna da yer verilir. Roman, Simon & Garfunkel'in "The Sounds of Silence" adlı şarkısında esin kaynağı oldu. Sanatçının takma adı, Marcel Proust'ın "Kayıp Zamanın İzinde" adlı kitabındaki 'Sagan Prensesi' karakterinden esinlenilerek verildi.

Sagan'ın karakterleri, J.D. Salinger'in eserlerindekine benzer bir şekilde bozulmuş gençlik için birer ikon oldu. 1996 yılına kadar düzinelerce eser veren Sagan'ın bu eserlerinden bazıları sinemaya uyarlandı. Sanatçı, nouveaux roman tarzının popüler olduğu dönemde bile sadece Fransız psikolojik romanlar yazdı. Karakterlerinin konuşmalarında sıklıklavaroluşçu duygulara rastlanır. Buna ek olarak sanatçının yazdığı şarkı sözleri ve senaryo yazıları bulunmaktadır.

Özel yaşamı

Sagan, iki kez evlendi. Bunların ilkini 13 Mart 1958 tarihinde kendinden yirmi yaş büyük bir editör olan Guy Schoeller ile yaptı. Bu ilk evliliği Haziran 1960'ta noktalandı. Daha sonra ise 10 Ocak 1962 tarihinde Bob Westhof adlı Amerikalı bir çömlekçiyle evlendi. Bu son evliliği ise 1963 yılında bitti. Haziran 1963'te ise oğlu Denis dünyaya geldi. Sonraları ise lezbiyen olarak takılmayı sürdürmeyi seçen Sagan, bu bağlamda bir moda stilisti olan Peggy Roche ile birliktelik yaşamaya başladı. Ancak sonrasında evli bir erkek olan Bernard Frank ise beraber oldu. Daha sonra tekrar Fransız Playboy dergisinde editör olan Annick Geille ile lezbiyen birliktelik yaşadı.

Sagan Amerika Birleşik Devletleri'nde gezmeyi severdi. Bu geziler sırasında çoğunlukla Truman Capote ve Ava Gardner gibi isimlerle görüntülenirdi. 14 Nisan 1957 tarihindeAston Martin marka spor arabasıyla kaza yaşayan yazar, bir süre komada kaldı. Otomobil tutkunu olan Sagan'ın bir Jaguar ve kumar oynamaya giderken kullandığı bir Monte Carlo marka arabası bulunmaktaydı.

1990'larda kokain kullandığı gerekçesiyle tutuklanan Sagan, hayatının belli dönemlerinde uyuşturucu bağımlılığı yaşadı. Öyle ki, kendisi hakkında bilinen bir olayda; evinde uyuşturucu aramaya gelen polis köpeğinin uyuşturucuyu bulup yalaması sonrasında Sagan, polise "Bak! O da bunu sevdi." şeklinde bir cümle kurmuştur.

Ölümü

2000'lere gelindiğinde yazarın sağlığı kötüleşti. Öyle ki 2002 yılında yargılandığı vergi kaçakçılığı davasına katılamadı. Bu nedenle cezası askıya alındı. Françoise Sagan 24 Eylül 2004 tarihinde, 69 yaşındayken Honfleur, Calvados'ta akciğer ambolisi geçirerek öldü.

Ölümü sonrasında Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac: "Onun ölümüyle Fransa tarihinin en parlak ve hassas yazarlarından birini kaybetti. O ayrıca edebi hayatımızda seçkin bir yere sahip olan yazarlardandı." yorumunu yaptı.

Film

Sagan'ın yaşamı, Diane Kurys tarafından yönetilen "Sagan" adlı biyografik filmde yer aldı. Bu film, Fransa'da 11 Haziran 2008'de gösterime girdi. Fransız aktris Sylvie Testud, Sagan'ın rolünü üstlendi.

Françoise Sagan Kitapları - Eserleri

  • Merhaba Hüzün
  • Günübirlik Acı
  • Brahms'ı Sever misiniz?
  • Hoş Geldin Hüzün
  • Çarpık Yansımalar
  • Arsız Köpek
  • Tasma
  • Hoşgeldin Hüzün / Büyük Aşklar
  • Bonjour Tristesse ve Acı Tebessüm
  • Bonjour Tristesse
  • Ruhumun Acıları
  • Seçilmiş Əsərləri

Françoise Sagan Alıntıları - Sözleri

  • ... atlar adeta yırtılan bir kumaş sesiyle önümden geçer ve halkın bağırışı önce patlayıp sonra sönerken, birisinin hoparlörden "Sanseverina kazandı! Sanseverina dayandı! Sanseverina birinci! Paçuli ve Numea kaybetti!" diye bağırdığını duydum. (Tasma)
  • Her şeyden konuşmuştuk: aşk­tan, ölümden, müzikten... Ama şimdi o beni bıra­kıyor, beni silahsız koyup gidiyordu. (Merhaba Hüzün)
  • Evet, çok güldüm. Ama bir kez daha anladım ki, gülmemeliymişim. (Tasma)
  • Size Roger’yi sevdiğimi söyledim. — Ben de annemi, yaşlı süt annemi, arabamı seviyorum.. (Brahms'ı Sever misiniz?)
  • Lorans heç vaxt məni sevməmişdi; o, mənə sahib çıxmışdı. (Seçilmiş Əsərləri)
  • Kısacası zengin olmak bir şey değildi, asıl önemli olan zengin kalabilmekti! (Tasma)
  • "Aşırı duyarlı insanlar yaşamları boyunca uzun süren bir düş kırıklığı yaşıyorlardı, doğumlarında başlayıp ölümlerine kadar bitmez bir çığlık olarak süren bu gerçeğe, yaşam boyunca katlanıyorlardı." (Günübirlik Acı)
  • . İnsan ancak tüm çelişkileri, iştahları, nefretleri ve öfkeleriyle doğasındaki aşırılıkları takip ederek hayatın ne hakkında olduğunu biraz anlamayı umabilir. ... (Ruhumun Acıları)
  • Ben kendimden, ancak mutlu olduğumda hoşnuttum. (Tasma)
  • Hissedilen her şeye cümle kurulamıyor. (Merhaba Hüzün)
  • Acaba kendi özgürlüğünü herkesin özgürlüğünden üstün tutan , şımarık , budala , bencil bir kız mıydım ben? (Merhaba Hüzün)
  • Yaklaşan bir ölümün önünde kim ayakta kalabilir ki? (Günübirlik Acı)
  • İnsanın kendi gerekçeleri karşısındakinin hemen aklına gelmiş olsa hiç kavga dövüş olmazdı. (Tasma)
  • Bakışlar ve bakış açıları azaltılır ve daraltılır. Yavaş yavaş, gerçek bir aptal olunur, gerçek bir aptal. (Günübirlik Acı)
  • Çok zor da olsa bu bilinçlenme, bana zaman kazandırmış, üstelik içimde de hiçbir pişmanlık bırakmamıştı: Hayata karşı beslediğim zevki korumuştum. (Tasma)
  • Onların layiq olduqları şəkildə yasları tutulmadı: əvvəla, həddindən artıq uzun müddət axtarılmışdılar, digər tərəfdən də onların nə öldükləri zaman, nə də qəribə ölümlərinin səbəbi dəqiq məlum deyildi. (Seçilmiş Əsərləri)
  • ve kendinden nefret ediyordu. Nefret ve utanç hissediyordu. (Günübirlik Acı)
  • Aydın məsələdir ki, başqalarının gördüyü yuxular çox darıxdırıcı görünür, ona görə də mən bütün gecəni gözəl qar yağmasının, fortepiano səsinin, şabalıd ağaclarının xışıltısının yuxuma girdiyini söyləməklə kifayətlənirəm. (Seçilmiş Əsərləri)
  • Alışkanlık, sahiplenmenin en kötü ve sinsi biçimlerinden biridir. (Tasma)
  • – Ey qəribə adam, sirr dolu insan, de görüm, daha çox kimi sevirsən? Atanı, ananı, bacını, yoxsa qardaşını? – Mənim nə atam, nə anam, nə bacım, nə də qar daşım var. – Bəlkə, dostlarını? – Bu söz məndən çox uzaqdır…. – Vətəni? – Onun hansı genişlikdə olduğunu belə bilmirəm. – Gözəlliyi? – Əgər gözəllik ölümsüz ilahə olsaydı, bəlkə də, sevə bilərdim. – Qızılı? – Ona nifrət edirəm, sizin Tanrıya nifrət etdiyiniz qədər... – O zaman kimi? – Buludları… Səmada süzən buludları… Orada… Yüksək likdə… Sehrli buludları… Şarl Bodler (nəsrdə poema) (Seçilmiş Əsərləri)

Yorum Yaz