tatlidede

Güvenilmek, Sevilmekten İyidir…

Güven; Korku, çekinme ve kuşku duymadan karşımızdaki insana inanma ve bağlanma duygusudur. Örneğin bir insandan bize karşı bir kötülük gelmeyeceğine inanmak da güvendir; ya da bir insanın sözüne itimat etmek ve inanmak da güvendir.
Güvenilmek, Sevilmekten İyidir…

Çağımız insan ilişkilerinin temelini oluşturan bu duygu aynı zamanda bir arada yaşayan insanların birbirine karşı saygı gösterme olgusunun derecesini de belirlemektedir. Yani güven aynı zamanda saygı kavramını da kapsamaktadır.

“Güvenilmek, sevilmekten iyidir” der. George Macdonald. Bu söz aslında sevilmekten ziyade toplumda güvenilir olmanın daha önemli olduğunu göstermektedir. Zira güvenin olmadığı yerde saygı da olmaz, saygının olmadığı yerde ise güvensizlik ve yüksek sesle konuşma halleri baş göstermeye başlar.

Güven duygusunun en yüksek olduğu insan grubu çocuklardır. Çünkü çocuklar tereddütsüz bir şekilde ebeveynlerine sadıktırlar. Bu yüzden çocuklar en çok ebeveynlerinin olduğu ortamda mutlu olurlar.

Buna mukabil en az güvenilen insanlar da şüphesiz siyaset kurumu ile ilgilenen kişilerdir. Zira bu durumdaki kişilerin söylemleri üç farklı şekilde görülebilmektedir.

*Muhataplarına ihtiyaç duydukları zamanlardaki söylemler

*Hedeflerine ulaştıktan sonraki söylemler

*Vazifeleri sona erdikten sonraki söylemler.

Güvenilmek, sevilmekten daha iyidir sözüne mukabil; toplumda güven duygusunun aşınmış olması rastgele gelişen bir süreç değildir. Bu aşınmanın ana nedeni birebir insan ilişkilerindeki yaşam döngüsünde vücut bulan tecrübelerden ibarettir. Halbuki topluma mal olmuş (!) bu kişilerin yakaladıkları şans milyonlarca insanın hayalini süsleyen çok önemli bir argümandır. (Yani seçilmiş olma potasına girme) Ancak kişilik sorunu, makam hırsı ve sayamayacağımız birçok neden güven duygusunun tesis edilmemesindeki en büyük etkenlerdir.

Seçilmişlerin ya da başka bir tabirle seçilmeye namzet olanların en öncelikli görevi toplumun güvenine mazhar olmaktır. Zaten güven duyulanların herhangi bir propaganda veya vaatlerde bulunmaya ihtiyaçları yoktur. Lakin Ziya Paşa "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. Özetle; "İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür." diyerek bu konuda son sözü söylemiştir.

Bu nedenle siyaset kurumu ile ilgilenen şahısların yani güven duyguna nail olmuşların (!) en önemli özelliğitoplumdaki diğer insanlarındertleriyle hemhal olmalarıdır.

Toplumun acısını duymayan ve yalnızca kendi çıkarları için yaşayanların topluma lider olma yolunda kat edeceği büyük mesafeler vardır. Toplumun saygınlığını/güvenini kazanmadan siyaset yapılamaz. Şahısları değersizleştirerek, yol yürümeye çalışmakla ancak toplumdaki güven duygusunun daha da törpülenmesine neden olursunuz. Aslında toplumumuzda acil bir saygı/güvenkazanma seferberliğine ihtiyaç vardır. Tabi bu söylemlerden ziyade eylemler ile mümkün olacaktır.

Aksi takdirde şişkin egolar çağında narsizm salgınına kapılmaktan öteye geçemeyeceğiz.

Dua ile

#makamemanettir…

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz