tatlidede

Hâlid-i Bağdâdî kimdir? Hâlid-i Bağdâdî kitapları ve sözleri

Âlim ve mutasavvıf Hâlid-i Bağdâdî hayatı araştırılıyor. Peki Hâlid-i Bağdâdî kimdir? Hâlid-i Bağdâdî aslen nerelidir? Hâlid-i Bağdâdî ne zaman, nerede doğdu? Hâlid-i Bağdâdî hayatta mı? İşte Hâlid-i Bağdâdî hayatı... Hâlid-i Bağdâdî yaşıyor mu? Hâlid-i Bağdâdî ne zaman, nerede öldü?
  • 14.05.2022 11:00
Hâlid-i Bağdâdî kimdir? Hâlid-i Bağdâdî kitapları ve sözleri
Âlim ve mutasavvıf Hâlid-i Bağdâdî edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hâlid-i Bağdâdî hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hâlid-i Bağdâdî hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hâlid-i Bağdâdî hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî / Halid-E Bagdadee

Doğum Tarihi: 1779

Doğum Yeri: Süleymaniye, Osmanlı İmparatorluğu

Ölüm Tarihi: 1827

Ölüm Yeri: Şam, Osmanlı İmparatorluğu

Hâlid-i Bağdâdî kimdir?

Zamanın ünlü hoca ve alimlerinden eğitim görmüştür. 1804 yılında Medine'ye, dört yıl sonrada Hicri 1224 yılında Hindistan'ın Cihanabad şehrinde Şeyh Abdullah Dehlevi'nin yanına giderek Nakşibendlik tarikatının eğitimine girmiştir. Burada Şâh Ghulam Ali Dehlevî'den "irşad icazeti" alarak beş ayrı tarikata halife olmuştur.

Nakşibendi, Kadiri, Sühreverdi, Kübrevi, Çeşti.

Süleymaniye'ye geri dönüp iki yıl sonra Bağdat'a giderek yerleşir. Burada öğrencilerine tefsir, hadis, tasavvuf, fıkıh gibi çeşitli dersler verir. On yıl sonra müritleri ve halifeleriyle birlikte Şam'a yerleşir.

Babası Pir Mikail'dir. Osmanlıya yakınlığı ile tanınır. Müslümanların birliğini Osmanlı Devleti'nin sağlayacağı düşüncesindeydi. En büyük özelliği Medreselerinde eğitim dili olarak Osmanlıca, Arapça ve Farsça'nın yanında Kürtçe'yi kullanmış olmasıdır. İki temel inanç özelliği şeriata bağlılık ve Tasavvufa olduğunun tersine cerhî zikirden kaçınmak olarak özetleyebiliriz. Halifeleri aracılığıyla gerek Kuzey Irak'ta gerekse Şam, Kudüs, Bağdat ve Güney Anadolu'da binlerce müridi oldu. Sonradan "Mevlana" mahlasını aldı. 1827 yılında Şam'da veba hastalığından vefat etmiştir. Türbesi Şam'da Salihiye'de olup ziyarete açıktır.

Hâlid-i Bağdâdî Kitapları - Eserleri

  • Herkese Lâzım Olan Îmân
  • Halidiye Risalesi
  • Halidi Yolunda Rabıta
  • Caliyetü'l-Ekdar Ve's-Seyfü'l-Bettar
  • Akaidin Kalbi
  • İman ve İslam
  • Divan

Hâlid-i Bağdâdî Alıntıları - Sözleri

  • Sevgiliden sâdır olan her şey sevgilidir. (Halidiye Risalesi)
  • Hiç rüya görmemiş olana, rüya anlatılsa ve bütün hislerin, aklın ve düşüncenin durduğu bir hâl vardır ki, insan bu halde iken aklın eremediği şeyleri görüyor denilse inanmaz. Böyle şey olamaz der. Eğer denilse ki, dünyada küçük bir şey vardır. Bir şehre konulsa, şehrin hepsini yer. Sonra, kendini de yer denilse, hemen böyle şey olamaz cevabını verir. Hâlbuki bu sözler, ateşi, yangını tarif etmektedir. (İman ve İslam)
  • Zi câm-ı feyz-i hod kun Hâlid-i der mânde râ sirâb Ki û leb teşne-i tîhest u tu deryâ-yi ihsânî (Sen kendi feyiz kadehinle âciz ve muhtaç Halid'e kana kana içir. Çünkü o, çölde susamış bir kişidir. Sen ise ihsan denizisin.) (Divan)
  • Herkes için ezelde yapılmış olan takdîr, hiç değişdirilemez. Hep günâh işleyip, hiç tâ’at yapmamış olan bir müslimânı, Allahü teâlâ, dilerse afv eder. Bekara sûresinin otuzuncu âyetinde, Melekler, meâlen, (Yâ Rabbî! Yer yüzünde fesâd çıkaracak ve kan dökecek olan insanları niçin yaratıyorsun) dediklerinde, (Onlar fesâd çıkarmazlar) demedi. (Sizin bilmediklerinizi ben bilirim) buyurdu. (Lâyık olmıyanları lâyık yaparım. Uzak kalanları yaklaşdırırım. Zelîl olanları azîz ederim) buyurdu. Siz onların işlerine bakarsınız. Ben kalblerindeki îmâna bakarım. Siz, günâhsız olduğunuza bakıyorsunuz. Onlar, benim rahmetime sığınırlar. Sizin günâhsız olduğunuzu beğendiğim gibi, müslimânların günâhlarını afv etmeği de severim. Benim bildiğimi sizler bilemezsiniz. Îmânı olanları, ezelî olan lutfüme kavuşdurur, ebedî olan lutfüm ile hepsini okşarım buyurdu. (Herkese Lâzım Olan Îmân)
  • {Mevlânâ Hâlid Hazretleri} Gerek aklî gerek naklî ilimlerde söz sâhibi bir ârifti. Hadis, fıkıh, usûl, hikmet, tasavvuf, kelâm, sarf, nahiv, mantık, vaz’, aruz, münâzara, belâgat, bedî’, hesab, hendese, usturlap, hey’et gibi ilimlerin tamâmında mâhirdi. (Halidi Yolunda Rabıta)
  • Hakiki anlamda kimse onu bilemez. Ezelden ta ebediyete kadar da bilemeyecektir. (Akaidin Kalbi)
  • ..Hâlid ez ebrû-yi mişkinet eger gûyed suhen Çûn keşed âhir kemân kâbe kavseyn-i tu râ (Halid, senin miske benzeyen siyah kaşlarından bahsetse bile iki kaşının arasındaki yayı nasıl çekebilir?) (Divan)
  • Alî “radıyallahü anh” şöyle buyuruyor, (Dünyâ karanlıkdır.İlm nûrdur! Fekat, doğru olmıyan bilgi ancak gölgedir.) (Herkese Lâzım Olan Îmân)
  • Mevlânâ Hâlid son derece heybetli idi, hiç kimse yüzüne dikkatli bakamazdı. (Halidi Yolunda Rabıta)
  • Ben, kalpleri (benden dolayı) kırık/mahzun olan kullarımın, (rahmetim ve yardımımla) yanındayım. Hadis-i Şerif (Halidiye Risalesi)
  • "Bildiklerine uygun hareket edene, Allahü teâlâ, bilmediklerini de bildirir!" Hadîs-i şerîf (İman ve İslam)
  • Allahu Teala'nın gösterdiği ve emir ettiği ulluk vazifelerine İslamiyet denir. (Herkese Lâzım Olan Îmân)
  • Hicrî 13. asrın müceddîdi olarak bilinen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî {kaddesallâhu sirrahu aliyye} büyük bir âlim ve kâmil bir mürşiddir. İslâm dînine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Hâlidiyye kolunun kurucusudur. _______ MEVLÂNÂ HÂLİD-I BAĞDÂDÎ (Akaidin Kalbi)
  • Altın tahtlar üzerinde yatan padişahlara iyi bak!(şimdi) neresi onlara yer ve makam oldu. (Divan)
  • Yedinci kat semadan yeryüzüne düşmek, batın ehli velilerin/kâmil mürşidlerin kalbinden düşmekten daha iyidir. (Halidiye Risalesi)
  • Akaid imamlar Ebu’l Hasan El- Eş’ari (r.a) ve Ebu Mansur el- Maturidi’dir (r.a). Hanefi mezhebi itikad (inanç) bakımından Maturidi’ye, Şafii mezhebi ise Eş’ari’ye göre amel eder. Bu akaid inamlarından birine tabi olmayan hak yol üzerinde olmaz. (Akaidin Kalbi)
  • Rabita, yüce Nakşibendiyye tarikatımızın usullerinden büyük bir usuldür. İmam Şarani k.s ; Zikir esnasındaki yedinci edep, müridin şeyhinin Suretini iki gözü ortasindan hayal ve tasavvur etmesidir. Bu, ehl-i tasavvufa göre edeplerin en gerekli ve en kuvvetli olanidir. İmam Şarani (kuddise sirruhu) devamında şöyle der: "Çünkü bu sayede mürid, Allah Teala ile beraber olma edebine ve O'nu murakabe haline ulaşır (Halidi Yolunda Rabıta)
  • Dünya ve ahireti, denizler olarak gördüm. Hepsini feyiz olarak içtim; fakat kanmadım. (Halidiye Risalesi)
  • {Mevlânâ Hâlid} Son vasiyetlerinin birinde şöyle demişti: “Allah’a yemin ederim ki, bulûğ çağından îtibâren iki vakit namazı kazâya bırakmadım. Kuşluk ve teheccüd namazları da üzerimden geçmedi. Bu sözleri işitip de, ‘Şeyhimiz hayır ve hasenâta muhtaç değildir’ demeyin. Vefâtımdan sonra hayır ve iyiliklerde bulunun. Fâtiha-i Şerife’den ve İhlâs-ı Şerif’ten bizi unutmayın.” _________ Ahlâkı ve Takvası (Halidi Yolunda Rabıta)
  • Ne-başed bâd râ der hazreteş tâb-ı sebûk rûhi Ne-başed kûh râ himmeteş hadd-i girâncâni (Rüzgarın gücü onun huzurunda çeviklikten bahsetmeye yetmez. Onun himmetine karşı ağırlıktan dem vurmak dağın haddi değildir. (Divan)

Yorum Yaz