tatlidede
tatlidede

Hayata Anlam Katmak 'SİYAHTAKİ BEYAZ'

Kitap vardır akademik bilgi verir, kitap vardır eğlendirir, kitap vardır manipüle eder...
Hayata Anlam Katmak 'SİYAHTAKİ BEYAZ'

Bu kitap ise umutlandırır, yaşam sevincini ve azmini artırır; Riyad Tezcan’ın “Siyahtaki Beyaz” kitabından söz ediyorum.

Kitabın bilgece ve deruni ismi ile zifiri karanlıkta parlayan bir mehtap misali nurani yüzün etkileyici kapağı bile cezbediyor okuru.

Karamsarlığa umut, endişeye sükun, kuraklığa yağmur, ya da ‘Siyahtaki Beyaz’..

Hep ufuklara bakar gibi durur. Beyaz alnın altındaki boncuk gözlerle bakıp ta görmeyenlere inat, zihnin ve kalbinin derinliklerinden basiret ile kavramak...

İki böbrekte de oluşan habis tümörün operasyonla alınması öncesi -güya- kendisine moral ziyaretinde bulunduğumda Riyad hocanın yaklaşımı aynı bilgelikteydi;

-Ben hiç Allah ile kavgalı olmadım ki..

-Düçar olduğum bunca müsibetleri “imtihanım” görerek hiç isyan etmedim ki..

-Niye korkayım ki, daha -on iki yaşındaki çocuğunu ima ederek- oğlumu evlendirip torun göreceğim ve bundan ümitliyim...

Yirmi yıldır küçük-büyük, kız-erkek , öğretmen-öğrenci demeden muhatabına moral-motivasyon sağlayan Riyad hoca’ya moral vereyim derken yine moral alarak döndüm..

Allah bir kulundan esirgediği bir uzvun yerini başka uzvu güçlendirerek ikmal edermiş... 

Riyad hoca da pozitif yaklaşımı, kadife sesi ve okuma aşkı yanında müzik yeteneğinin farkında..

Bir çok güfte yazmış ve bestelemiş. Bosna, Filistin, Afganistan, Suriye ve bilumum mazlumlar için...

Dost meclislerinde moral, hüzün vaktinde neşe ve sürur dağıtır hep.

Kitap okunduğunda mahcubiyet duyar Okur; bunca kısıtlılığa ve musibetlere müptela birinin bu kadar ruhen dingin ve kendisiyle barışık olmasının sırrına hayranlık duyar.

“Akıl yürütmek bilgiyi;

gönül yürütmek sevgiyi verir.

Bu nedenle denmiştir ki;

yalnızca kullanılmayan uzuvlar değil,

kullanılmayan duygular da körelir.

Aklınız ile kalbinizi sürekli kullanınız;

biri bilgidir diğeri sevgi” der İhsan Fazlıoğlu.

‘Siyahtaki Beyaz’ sürekli kullanılan kalbin etrafına sevgi rayihası dağıtması, işlenen zihnin hikmetle parıldamasını gösterir.

Gözün nesneleri rapt etmesi değildir hüner; esas hüner, kalbin ve zihnin körelmemesidir.

İşinde, ailesinde, dostları içinde ve en önemlisi de iç dünyasında zihni berrak, ruhi dingin, umudu yüksek ve kendisiyle barışık bir portreyi resmediyor Siyahtaki Beyaz...

Beyaz nokta siyah zemine öyle baskın çıkıyor ki, siyah bile apayrı bir renk cümbüşüne dönüşüyor.

Antipatik ve kaçınılası bir halden tavus kuşunun tüylerini ve gökkuşağının renklerini andırıyor.

Siyahtaki Beyaz, kendisiyle barışık olmanın, çevresiyle uyumlu ve Rabbiyle emin olmanın otobiyografisidir.

Bir uzvun eksik olmasının, benliğin körelmesinden daha ehven olduğunu da gösteriyor biyografideki hatırat.

Kitapta psikolojik danışmanlık dersleri yanında sosyolojik değerlendirmeler ve bilgece öğütler de önemli bir yer tutuyor.

Kendi yaşadıklarından hareketle; toplumun hatta bazı bürokratların bu konuda bilinçsizliği, acıyarak acıtmasını, sözle değil ama fiiliyatta adeta “sen körsün, sen körsün” demesinin aslında bireysel yetenekleri köreltmeye ve hep “eksik insan” olmaya ittiği tespitini paylaşıyor. Ama bunlara takılmayıp sabır ve dirençle bunların aşılabileceği tecrübesini de...

‘Siyahtaki Beyaz’ klasik bir biyografiden fazlasını, çok fazlasını veriyor okuyucusuna.

İnsan olarak, insani hasletleri çapraz şekilde yaşattı bana.

Okurken duygulandım, ağladım, hüzünlendim; ama aynı zamanda umut, ışık, direnç ve azim ile de donandım...

Zaten insan olmanın özetidir bu.

Kitapta hayatın akışı içinde iyiler ile kötüler, daha doğrusu iyilik ve kötülük örnekleri de somut, yalın,anlaşılır ve duygulu bir üslup içinde anlatmada çok etkileyici ve başarılı olmuş.

Kitabın yazılmasında ve yayımlanmasında emeği geçen ve katkıda bulunanları tebrik ediyorum.

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz