tatlidede

Heybemizde Ne Var Ey Can! (2)

Heybemizde Ne Var Ey Can! (2)

Sen ey öğrenci kardeşim!

Sen de heybene bir göz at; bu ruhla bu aşkla alıp veriyorsun musun?

Nefes alıp vermek gibi sevgiyi-aşkı alıp veriyor musun?

Coşkun, heyecanın, enerjin çağlayan gibi Allah aşkıyla oradan buraya, buradan oraya koşturuyor musun? Çilen, derdin, dersin, sevdan ve davan bundan ibaret. Zira etrafındaki her şey, O’nu sana işaret ediyor. Seni hep O’na götürüyor. Onlarda hep O’nu görüyorsun. Bundan bir arkadaşına daha, bir insana daha Allah aşkını aşılamanın uğraşında mısın?

Sen öğretmen kardeşim!

Öğrencilerine öğretiyorsun musun; anlatıyorsun musun, sevdiriyor musun Allah’ı?

Rabbinden bihaber beyhude hayat geçiren öğrencinin sorumluluğunun omzunda olduğunu bilincindesin de heybende buna karşılık ne var?

Asıl vazifenin Rabbini öğretmek olduğuna göre bunu yaparken Rabbini sevdirenlerden misin, yoksa (Allah muhafaza) Rabbinden nefret ettirenlerden misin?

Kalbi ve fiili hastalıkları tedavi ederken Rabbinin izniyle ihya edenlerden misin; yoksa delaletin derinliklerine yuvarlatanlardan mısın?

Sen esnaf, tüccar ve iş adamı olan kardeşim!

Senin heybende ne var?

Alışverişteki tavırların, yaklaşımın davana ve davetçiliğine paralel midir?

Esnaflığınla insanları İslam’a ısındırıyor musun; yoksa ticaretinle insanları İslam’dan uzaklaştırıyor musun? Paranla malınla mülkünle ticaretinle davanın hizmetinde misin, yoksa (Allah muhafaza) davetçiliğini kullanarak dünyalık elde etme derdinde misin? Ticaretinle davana koşuyorsun, yoksa dünyalık için davetçiliğinden ve davanın maslahatlarından mı geçiyorsun?

Heybende Rabbini razı ettiğin bir ticaret mi mevcut yoksa dünyanı imar ederken ahretini mahvettiğin bir ticaret mi?

Dünyalık tutkusu ve mal düşkünlüğü mü ön plandadır ticaretinde; yoksa davan ve ilkelerin mi?

Sen vasıflı vasıfsız işçi, usta ve aşçı ya senin… Doğruluk, dürüstlük ve davetçilikle heybeni süslüyor musun?

Sen anne, baba, evlat,  kardeş ve bacı senin heybende ne var? Gerçekten Allah resulünün ölçülerinde bir baba mısın? Fatımat-üz Zehra’yı kendine numune seçen bir eş ve bir anne misin?

Nasıl bir kardeşsin, kardeşlik hukukunu gözetiyor musun; validenle ilgili heybende yumuşaklık, incelik ve itaat mi var? Yoksa aksi heybeni çirkinleştirmiş mi?

Madem öyle ey can!

Bu günden yarına bak, yarın için ne hazırladığına bak. Yarın Rab Teâla seni hesaba çekmeden bu gün sen kendini hesaba çek.

İyi bak heybene, heyben saidliğini ya da şakiliğini haykırıyor.

Ve heybeni gördüysen, görüyorsan; tekrar iyi bak. Heybende mevcut güzelliklere et devam, kirliliklere, çirkinliklere ve günahlara karşı başlat bir kıyam.

Haydi can! Bak, bak heybene; bak karnene. Bu bakışın, ibret ve ders alışın geleceğini değiştirebilir. Yönünü karanlıktan nura çevirebilir. Heybesindeki güzel amellerle Rabbine kavuşana ne mutlu!

 

[1]Haşr, 59/18.

[2]Hz. Ömer

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz