diorex
life

Hüsamettin Arslan kimdir? Hüsamettin Arslan kitapları ve sözleri

Profesör, Yazar, Çevirmen Hüsamettin Arslan hayatı araştırılıyor. Peki Hüsamettin Arslan kimdir? Hüsamettin Arslan aslen nerelidir? Hüsamettin Arslan ne zaman, nerede doğdu? Hüsamettin Arslan hayatta mı? İşte Hüsamettin Arslan hayatı... Hüsamettin Arslan yaşıyor mu? Hüsamettin Arslan ne zaman, nerede öldü?

  • 06.12.2022 06:00
Hüsamettin Arslan kimdir? Hüsamettin Arslan kitapları ve sözleri
Profesör, Yazar, Çevirmen Hüsamettin Arslan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hüsamettin Arslan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hüsamettin Arslan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hüsamettin Arslan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 12 Ocak 1956

Doğum Yeri: Mesudiye, Ordu, Türkiye

Ölüm Tarihi: 2 Ocak 2018

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Hüsamettin Arslan kimdir?

Hüsamettin Arslan (d. 12 Ocak 1956, Ordu - Mesudiye), sosyolog (toplum felsefecisi), Uludağ Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi.

Yatılı okuduğu Tunceli öğretmen okulunu bitirdi. 1979 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal İdari ve Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldu. 1979-1981 yılları arasında aynı fakültede yüksek lisans yaptı ve "Ondokuzuncu Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğun'da Sanayileşme Girişimleri" konulu bir yüksek lisans tezi hazırladı.

Doktorasını 1986 - 1991 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde yaptı ve doktora bittikten sonra yayınlamış bulunduğu "Epistemik Cemaat / Bir Bilim Sosyolojisi Denemesi" (Paradigma Yayınevi, İstanbul 1992) adlı bir doktora tezi hazırladı.

Çalışmakta olduğu Sosyoloji alt bilim dalı Genel Sosyoloji ve Metodolojidir. Çalışmaları ; Bilgi Sosyolojisi, Bilim Sosyolojisi, Sosyal Bilimlerde Yöntem ve Hermeneutik alanlarında yoğunlaşmıştır.

Çeşitli dergilerde bilgi , bilimsel bilgi ve bilim üzerine makaleleri ve yabanсı dillerden yaptığı sosyoloji kitapları çevirileri yayınlanmıştır. 2018'de hayatını kaybetmiştir.

Hüsamettin Arslan Kitapları - Eserleri

  • Epistemik Cemaat
  • Jöntürkler, Jönkürtler, Muhafazakarlar
  • İnsan Bilimlerine Prolegomena
  • Twitmania Etnomania Şiddetmania
  • Meselelerimizi Konuşmak
  • Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilim
  • Hermeneutik ve Hümaniter Disiplinler

Hüsamettin Arslan Alıntıları - Sözleri

  • Düşünmeyi öğrenmek: Okullarımızda artık bununla ilgili düşüncelere sahip hiç kimse yok. Üniversitelerimizde bile, gerçek felsefe bilginleri arasında bile bir teori olarak, bir pratik olarak, bir zanaat olarak mantık ölmeye başladı. (İnsan Bilimlerine Prolegomena)
  • ...bilimsel cemaatin, dini cemaate rağmen doğduğu ve geliştiği apaçık bir şeydir. (Epistemik Cemaat)
  • Dünya tarihi, deyim yerindeyse, metinlerini anlamakla yükümlü olduğumuz geçmişin dilleriyle yazılmış insan Geist'in toplu eseri durumunda bir büyük karanlık kitaptır. (Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilim)
  • Diji-manyaklar kitap okumazla; twit-okurlar; kitap okurken okuduğunuz şeyi düşünecek kadar vaktiniz vardır fakat dijital mesaj size düşünme zamanı vermez; size twit'in içeriğiyle ilgili kuşku duyma zamanı tanımaz; diji-teknolojisi bir görme teknolojisi olduğu için kolayca ikna etmekle ya da olmakla ve sorgulamaksızın iknayla sonuçlanır. (Twitmania Etnomania Şiddetmania)
  • Bilimsel dil de bütün diğer diller gibi konvansiyonlara (geleneklere) dayalıdır. (Epistemik Cemaat)
  • İster din adamı, ister sıradan insan, ister bilim adamı olsun, insan dogmaya mahkumdur (Epistemik Cemaat)
  • Düşünme elden ele geçen bir süreçtir (İnsan Bilimlerine Prolegomena)
  • Bana göre dinin eğer bir omurgası varsa, bu omurga etiktir. (Meselelerimizi Konuşmak)
  • Diji-manyaklar kitap okumazlar; twit-okurlar; kitap okurken okuduğunuz şeyi düşünecek kadar vaktiniz vardır; fakat dijital mesaj size düşünme zamanı vermez; size twit’in içeriğiyle ilgili kuşku duyma zamanı tanımaz; diji-teknolojisi bir “görme” teknolojisi olduğu için “kolayca ikna etmekle ya da olmakla” ve sorgulamaksızın “ikna”yla sonuçlanır. Bu yüzden bu sorgulama fırsatı tanımaksızın ikna dijitokrasinin (demokrasinin değil) silahıdır. Diji-mani bir görüntü rejimidir; görünenin altını, üstünü, gerisini, ötesini gizler; çünkü göz kamaştırıcıdır ve kamaşan göz kördür. Diji-manyak bu anlamda kurbandır. Twit-mani ya da diji-mani biblio-mani’nin karşıt kutbudur; twit-okuru kitap okuma ve dolayısıyla düşünme yeteneği iğdiş edilmiş “yaratık”tır. Diji-manyağın beyni “estetik ameliyat geçirmiş” ettir/bedendir. Doğru artık bir “dijital yurttaş”tan söz edilebilir; fakat dijital yurttaş memleketsiz ve vatansız ve “halksız/insansızdır; dijital teknolojiyle Gezi parkı hadiselerinde sokaklara dökülenlerin herhangi bir “memleket” endişesinden yoksun olmalarını dijital yurttaşlar olmalarına bağlayabiliriz. Batı solu evrilerek “intiküreseleşmeci” aşamaya geçti; versiyonlarıyla birlikte Türkiye’de sol “küresselleşmeci” aşamada can çekişiyor. Sloganı açık: Küresel değerlere evet, yerel ya da otantik değerlere hayır. Gezi Parkı direnişi baharın “b”si bile değildir; diji-direniş, “sanal-direniş”tir; bu direnişin çoğulculuğunun ve renkliliğinin nedeni ya da kaynağı, Türkiye’nin veya toplumumuzun realitesi değil, diji-teknolojinin mantığıdır. “Gezi Parkı direnişi” bir diji-direniştir ve sonucu (elbette etkili) bir diji-mania, ya da twit-maniadır. Diji-mania uçsuz bucaksız bir çöldür; hayatın yeşerdiği vaha değil. Twit-mania reel dünyanın yanı başında ve dışında bir başka dünyadır; bu direniş (parktaki taktik ve sembolik kitap sahnelerine rağmen) kitap-okuru öğrencilerin ve gençlerin direnişi değil, twit-okurlarının direnişidir ve sanaldır; politik iktidardan taleplerinin hiçbirinin toplumun gerçek sorunlarına tekabül etmemesinin nedeni budur. (Twitmania Etnomania Şiddetmania)
  • ...toplumların ve dillerin farklılığı, düşüncelerin, dünya görüşlerinin, bilgi sistemlerinin farklılığına tekabül eder. (Epistemik Cemaat)
  • Kürtler " Kürt" olmaları dolayısıyla sorun değiller; Ortadoğu cehenneminin, petrol ve doğal gaz cehenneminin kuzey sınırında yaşadıkları için sorunlar. Kürtlerin yaşadığı coğrafyada başka bir otantik halk da yaşıyor olabilirdi ( meselâ Gürcüler, Çerkezler, Boşnaklar, Eskimolar vb. ); Türkiye için sorun yine de değişmezdi. (Jöntürkler, Jönkürtler, Muhafazakarlar)
  • “Etik, zulme karşı duruşun adıdır, zulme, haksızlığa karşı duruşun.” (Meselelerimizi Konuşmak)
  • "Nasıl aynı anda hem modernleşebiliriz hem kendimiz kalabiliriz? Aynı anda hem modernleşmek hem kendimiz kalmak mümkün müdür? Mümkünse nasıl mümkündür?" (Meselelerimizi Konuşmak)
  • İnsanların eylemde bulundukları tarzda eylemde bulunmalarının nedenini kavramak için, bizim onların faaliyetlerinin anlamını anlamamız gerekir. Davranışın anlamını anlamak, Winch'e göre, aktörlerin yaptıkları şeyi yaparken izledikleri kuralları anlamaktır. (Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilim)
  • “Dindar muhalif olmalıdır. Çünkü eğer dindar iktidar olursa, sahip olduğu şey artık din olmaktan çıkar.” (Meselelerimizi Konuşmak)
  • Fakat akıl meselesi ciddi bir meseledir. / John D. Caputo (İnsan Bilimlerine Prolegomena)
  • Doğa durumunda birey, Batı düşüncesinin tarihî gelişimi içinde inşa edilmiş bir kurgu veya daha yerinde bir söyleyişle bir 'mit'tir, Yeryüzünde günümüze kadar "doğa durumunda bir insanın" yaşadığına tanık olunmamıştır. (Epistemik Cemaat)
  • Etiği, başka birçok düşünür gibi ben de bir sorumluluk etiği olarak görüyorum. (Meselelerimizi Konuşmak)
  • Görüntü' rejimleri ve 'görme' rejimleri, iktidar ilişkilerine atıfta bulunur. Görmek, egemen olmaktır! Dışımızdaki dünya ile görme kabiliyetimiz ya da gözümüzle kurduğumuz ilişki, demokratik değildir! Dijital dünyada gördüğümüz şey, bize kendisini dikte eder ve buna boyun eğeriz. Göz, diktatörlük organıdır, demokrasi organı değil! Görüntünün kesinliği, bizi felç eder ve aksini düşünemeyiz. Bütün iktidarlar, 'görme teknolojileri'ni tercih ederler; çünkü çok etkilidirler. Göz, randıman ve verimlilik organıdır. Etiğe sağırdır, mazlumlara sağırdır. (Twitmania Etnomania Şiddetmania)
  • Ortalama bir sosyalistle konuşun, bir Marksist'le konuşun, bir sosyal demokratla konuşun ya da bunların partilerinin başkanlarıyla konuşun, bu insanlar ne düşünüyorlar? Mustafa Kemal ve arkadaşları da öyle düşündüler: Türkiye'yi modernleştirelim. Modernleştirirsen bir gün zaten bu insanların dine ihtiyaçları kalmayacak, dolayısıyla din kendiliğinden yok olacak, diye düşündüler. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı tabii. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir yerinde uymadı. (Meselelerimizi Konuşmak)

Yorum Yaz