tatlidede

Gençliğin Kulağına Küpe Sözler

Kitaplarda Hz. Lokman’a ithafen birçok hikmetli söz nakledilmektedir… Kur’an’da Lokman suresi 12-19. ayetlerde geçen sözler dışında Hz. Lokman’a aidiyeti ıspatlanmış herhangi bir söz bilinmemektedir. Büyük ihtimal her nerede sahibi bilinmeyen güzel bir söz bulunmuşsa etkili olması açısından Hz. Lokman’a nispet edilmiştir… Zaten sözlerin söyleyeni değil, ifade ettikleri anlam önemlidir… Anlamlı ve faydalı olan her söz Hz. Lokman’a ait olmasa da Lokmani/hikmetli sözler kapsamında değerlendirilebilir…
Gençliğin Kulağına Küpe Sözler

Lokman suresinde geçen Hz. Lokman’ın öğütleri günümüz gençliğinin kulağına küpe olacak niteliktedir. Kur’an’da anlatılan tüm genç örneklerin mücadeleleri bu birkaç satırlık ayetlerde özetlenmiş durumdadır. Kur’an’ın gençliğimize gösterdiği kurtuluş yolunu Hz. Lokman’ın oğluna yaptığı öğütlerden öğrenmekteyiz:

“Hani Lokman oğluna -öğüt vererek- demişti ki;

“Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür.”

Hz. Lokman’ın oğluna verdiği öğüdün bu ilk cümlesi zulümlerin kaynağına işaret etmektedir. Tüm zulümlerin ana kaynağı Allah’a ortak koşmak, Allah’ı hakkıyla tanımamak ve ona bağlanmamaktır.

Gençliğimizin kurtuluşu öncelikle sağlam bir inanca/imana sahip olmalarına, Allah’ı hakkıyla tanıyıp ona bağlanmalarına ve Allah’a ortak koşmamalarına bağlıdır. Gelen her peygamberin kavmine tevhidi iletmesi ve bunun mücadelesini vermesi tevhidin önemini ortaya koymaktadır. Allah sevgisi ve korkusu taşımayan gençliğin tevhidten saptığını ve tüm sapmaların başlangıcının tevhidten kopmak olduğunu söyleyebiliriz. Hz. Lokman’ın oğluna verdiği bu öğütten doğru din eğitiminin önemini de ortaya koymaktadır.

“Biz insana anne-babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır. (Bununla birlikte,) onlar (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onlara itaat etme ve dünya (hayatın)da onlara iyilikle (ma’ruf üzere) davran (onlarla iyi geçin) ve bana ‘gönülden-katıksız olarak yönelenin’ yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.”

Hz. Lokman’ın oğluna yapmış olduğu bu ikinci öğüt, gençliğimizi âhiret bilinci ile beslememiz gerektiğini anlatmakta ve ailenin önemine dikkat çekmektedir. Bu nasihatte aile bağlarının önemine dikkat çekilmekte ve farklı inançlara ragmen aile birliğinin korunmasına önem verilmektedir. Zira farklı inançlar aile içinde çatıştığı zaman toplumda bölünme daha rahat gerçekleşmektedir. Bu ayetlerde mü’min gence imanını koruması ve müslümanlığına tahammül göstermeyen ana-babasına sahip çıkması öğütlenmektedir. Bu öğütte dikkatimizi çeken en önemli vurgu ise âhiret hesabıdır. Gençlerimize hayâtın sadece dünyadan ibaret olmadığının, âhiret hesabının da olacağının bilincini işlemeliyiz.

“Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (herşeyden) haberdardır.”

Hz. Lokman’ın bu öğüdü sorumluluk bilincine sahip, kötülüğün zerresinden kaçınan, iyiliğin en küçüğünü dahi yapmaktan geri durmayan, her an rabbi tarafından gözetlendiğinin bilincinde hareket eden bir gençlik yetiştirmemizi anlatmaktadır. Günümüz gençliğinin bencilliğini, duyarsızlığını, bireyselciliğini, zararlı alışkanlıklarını biteren bu öğüt sorumluluk ahlakını gençlerimize işlememiz gerektiğini ifade etmektedir.

“Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, iyi olanı emret, kötü olan şeylerden sakındır ve başına gelen musibetlere karşı sabret. Çünkü bunlar, yapılmaya değer işlerdendir.”

Hz. Lokman’ın bu öğüdü; dini ile barışık, şahsiyetini ibadetlerle besleyen, çevresinde olup bitenlere kör ve sağır kesilmeyen; dinine yabancılaşmamış, kimlik kaybı yaşamamış, zorluklardan kaçmayan, toplumun içinde elini taşın altına koyan, haram işlemenin başkasının hukukunu ihlal olduğuna inanan bir gençliğin yetişmesi gerektiğini anlatmaktadır. Bu öğüt, yukarıda anlattığımız tüm örneklerin ahlak ve mücadelelerini özetler niteliktedir.

“İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.”

Hz. Lokman’ın bu öğüdü, toplumuna yabancılaşmamış, kültüründen kopmamış, halkına tepeden bakmayan, kendini toplumunun üstünde görmeyen, toplumunu küçümsemeyen, toplumunun içinde olan, toplumu ile barışık yaşayan, haddini bilen, haddinde duran bir gençlik yetiştirmemizi anlatmaktadır. Mütevazi, ahlak sahibi, alçak gönüllü, geldiği yeri unutmayan bir gençlik yetiştirmek bu öğüdün bir gereğidir.

“Yürüyüşünde orta bir yol tut, yüksek sesle konuşma çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir.”

Hz. Lokman bu öğüdü ile gençlere toplumsal kurallara uyulmasını, insanlık dairesinde kalınmasını, bireysel takınılmamasını öğütlemektedir. Hz. Lokman’ın tüm öğütleri gençlerimizin din, aile ve toplum ilişkileri konusunda dikkatli ve duyarlı olmaları gerektiğini, Allah ve ahiret bilincinin daima diri tutulması gerektiğini anlatmaktadır.

Editör: Aydın

Yorum Yaz