tatlidede

İhtiyar Çilingir - Memduh Şevket Esendal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İhtiyar Çilingir kimin eseri? İhtiyar Çilingir kitabının yazarı kimdir? İhtiyar Çilingir konusu ve anafikri nedir? İhtiyar Çilingir kitabı ne anlatıyor? İhtiyar Çilingir kitabının yazarı Memduh Şevket Esendal kimdir? İşte İhtiyar Çilingir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.03.2022 02:00
İhtiyar Çilingir - Memduh Şevket Esendal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Memduh Şevket Esendal

Yayın Evi: Bilgi Yayınevi

İSBN: 9789754946581

Sayfa Sayısı: 232

İhtiyar Çilingir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İhtiyar Çilingir, Memduh Şevket Esendal'ın hikâyeciliğinin en güzel örneklerinden biri. Gözlemlere ve bu gözlemlerin ortaya koyduğu kanılara yaslanan bu hikâyelerde de Esendal'ın olaylara ve kişilere bakışı ve eleştirileri var.

Yoksul insanların iç yaşamlarına, ruh dokularına ince bir anlayış ve sezişle girip, ezilmiş insanlar dünyasının köşesinde bucağında sıkışıp kalmış; memurundan ev kadınına, aldatılmış kadından kocasına kadar nice insanları sergiler Esendal bu öykülerinde...

İhtiyar Çilingir Alıntıları - Sözleri

  • Bir evde dü (iki) zen (kadın) olsa, düzen olmaz o evde, Manendi tevem (ikiz), şerîk - i şerdir, iki şer.
  • Unutmamak ne kadar güçse,unutmak da o kadar güçtür.  
  • "Çok zengin yerler gördüm, orada insanlar cehennemin ta ortasında yaşıyorlar gibiydi."
  • "Bir gün bencileyin, bir uçuruma yuvarlanırsanız, artık her şey burada bitti, sanmayınız. Acılar, umutsuzluklar bir ömür sürmez. Bir bıçak yarası nasıl savar yerinde bir iziyle biraz sızısından başka bir şey kalmazsa, gönül yarası da böyledir. Acısı geçer de, sızısı kalır."

İhtiyar Çilingir İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap gözleme dayalı,hayatın gündelik konularını ele alan,nihayeti olay sırasında anlatan,Çehov tarzı hikâyeden“acı tenkitçi gerçekçilik"izlerini taşımayarak ayrılan hikâyelerden oluşur.Yazarın 1.Dönem eserlerinde daha çok Maupassant tarzı hikâye izleri vardır.Yaşamın kusurları,acı tarafları işlenir ki,bu da karamsar bir hava oluşturur.1908 -1920 arası 1.Dönemidir ve hikâyeler klasik giriş-geçiş-sonuç bölümlerini barındırır.Daha sonra bu yapı kullanılmaz.Hikâyeler birdenbire ya da kısa bir sonuç paragrafıyla biter.1.Dönem tasvire dayalıdır.Tenkitçi sosyal gerçekçidir.İhtiyar Çilingir'de 1.Döneme ait öykülerin genel hatlarını anlatmaya çalışıyorum.Yoksa her biri tema olarak farklıdır.Lakin zıtlıklar üzerine kurulu oluşları ortak özellikleridir.Yoksulluk-varlık,geleneksel olan -yozlaşan,köylü-simsar vs.Kişiler de tezatlık üzerine kuruludur.Bolca entrika vardır.Yine Maupassant tarzı hikâyede olduğu gibi kişilerin iç dünyaları,bunalımları,psikolojileri işlenir.Ayrıca hikâyelerin vaka üzerine kurulmaları ve idealize edilmeleri Maupassant tarzı ile örtüşür.Kitap içindeki 1.Döneme ait hikâyeler:İhtiyar Çilingir(Yok olmaya yüz tutmuş bir zanaatı acıklı bir şekilde,işine âşık bir usta üzerinden anlatır), İkisinin Arasında(Evlenmek için iki kişi arasında kalan,İngiliz okulunda okumuş bir kızı evlilik,aile kurma teması ile işler.Baba ve anne arasında kopan bağ ise alt katmanı oluşturur)Bomba(Bulgarların demiryoluna düzenledikleri sabotajı işler.)Bu hikâyeler tasvir,tahlil içerir ve gözlem gücüne dayalı gerçekçilik özelliğini taşırlar.Vakitsiz Bir Ezan(bir minareyi sembol kullanarak,bir yıkımı anlatır),Eyüpsultan Yolcusu(köy hayatı ve insanlarının yaşadığı zorlukları,şehre geldiklerinde yaşadıklarını anlatır.)Bu hikâyeler 1.Dönemin sadece tasvirci olduğu,sosyal gerçekçilik denilebilen dönemine aittir.1 Döneme ait Altınbalıkları sevgi temalı,hayal kırıklıkları olan bir hikâye iken,Korku hikâyesi bir Bulgar  kızının Türklerden nefret edişinin,korku ve biraz da saygı duygularına dönmesini işler.Bunu genç kızın Velika adında bir arkadaşına yazdığı mektuptan okuruz.Arkadaşım,genç ve zeki bir şairin evli bir kadına duyduğu aşkı konu alır.Platonik  bir aşkı anlatır. Kitapta yer alan 2.Dönem öykülerinden bahsedeceğim .Genel olarak tasvir azdır, eleştirel değildir,psikolojiden ziyade kişilerin tavırları ön plandadır.Atmosfer 1.Dönemi gibi karamsar değildir. Rüştiye,yazarın kendi hatıralarından oluşan, eğitim üzerine yazılmış bir hikâyedir.Bozdayı bir cinayet zincirini anlatırken,Postacı Halit cahil kesimin din istismarına uğramasını işler.Rüşveti,memuriyet sistemindeki çarpıklığı ,yönetim, bürokrasideki çarpıklıkları; Monte Muvare Belediye Başkanı(kitaptaki uzun hikâyelerden biridir), Sorumlu,Otomobilin Hızı(diyalog ağırlıklıdır),Halkevine Bir Adam hikâyelerinde işler.Yazar, Hürriyet Gelirken hikâyesinde, bir yöneticinin,hikâyede geçen bölgede yaşayanların 2.Meşrutiyeti, hürriyeti algılayışını konu olarak seçmiştir ve mizahi bir dil kullanmıştır.Bu Sıska Karı’nın teması evliliktir.Sevginin temelindeki duygulardan olan merhameti, merhametin evlilik için gereken duygulardan biri oluşunu işler. Sıska karı denilen Habibe'nin hikâyesi hüzünlüdür. Değişen gelenekler açısından da önemlidir,resmi nikahın önemi vurgulanır.Büyük Yanlış'ın konusu yöneten ve yönetilen ilişkisidir.Ankara'da Kiralık Ev, mizahi bir dille iki arkadaşın bir kız için yaptıklarını ve ümitlerinin yıkılmasını anlatır.Bey Özarıer erkek kadın ilişkisi zeminine kurulu olarak erkeğin kadının duygularını kullanmasını anlatır.Hacı Dedemin Evi, aile ve bir evdeki huzur üzerine yazılan en güzel hikâyelerdendir.Hafız hikâyesi, şapka kanununun birkaç gün sonrasında başlar.Bir değişimin hikâyesidir,eski ile yeninin çatışması ve yeniye uyum işlenir. (hernevikitap)

Kitabın Yazarı Memduh Şevket Esendal Kimdir?

29 Mart 1883 tarihinde Çorlu'da doğdu. Çiftçilikle uğraşan ailesinin maddi sıkıntıları nedeniyle hiçbir mektepten mezun olamadı. 1906'da intisap ettiği İttihat ve Terakki'de 1908'de müfettiş oldu, çok genç yaşlarda gizli politika işleriyle uğraşmaya, gizli kurumlara girip çıkmaya başlayan Memduh Şevket, Farsça, Fransızca ve Rusça da öğrenerek kendi kendisini yetiştirdi. İttihat ve Terakki Fırkası'nda Kara Kemal'in siyasi cephe yardımcılığını üstlendi, Mütarekede İtalya'ya kaçtı, İzmir'in işgalinde geri döndü. 1919'da Ali İhsan Bey'le birlikte Mesleki Temsil Programını hazırladı ve bu görüşü Halk ve Meslek dergilerinde de işleyerek Cumhuriyet dönemine taşıdı. Milli Mücadele'de Mustafa Kemal'e intisap eden, Memduh Şevket, 1920'de Azerbaycan Cumhuriyeti nezdinde Hükümet temsilcisi olarak görevlendirildi, 1924 yılında Rusların Azerbaycan Cumhuriyetini lağvetmeleri üzerine İstanbul'a döndü, 1925'te Tahran elçiliğine atanıncaya kadar Galatasaray ve Kabataş Liselerinde tarih, coğrafya öğretmenliği yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. 1925'de, Mesleki temsil görüşünü benimseyen eski arkadaşlarıyla birlikte Meslek gazetesini çıkardı, siyasi rakiplerini tasviye için İzmir Suikastini plânlayanlarca, bu işten zarar görmemesi için elçilikle yurt dışına gönderildi (1926). 1930'da Elazığ'dan milletvekili yapılan Memduh Şevket Esendal, 1933 yılında memur-milletvekili olarak Kabil, ardından Moskova Büyükelçiliğiyle görevlendirildi. 1941 yılında Bilecik milletvekili olarak yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne döndü. Bir yıl sonra da 1945 yılına kadar sürdüreceği Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği'ne getirilen Memduh Şevket, II. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Almanya'nın yanında yer alan Turancıları desteklerken, 1945'in başında Japonya ile ilişkilerin kesilmesi, Almanya ile Japonya'ya savaş ilanı konularında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önergelere imza koydu. 1945'de CHP Genel Sekreterliğinden ayrılan Memduh Şevket, 1947'de Peker'e kırmızı oy veren 35. kişi olarak, CHP'nin 7. Kurultayında liberal politikacılar kuşağının partide öne çıkmasına katkıda bulundu. Son yıllarında aktif siyaseti bırakarak, eski öykülerini derleyip yayımlayan ve yeni öyküler yazan Memduh Şevket 16 Mayıs 1952 tarihinde Ankara'da öldü.

Memduh Şevket Esendal Kitapları - Eserleri

  • Ayaşlı ile Kiracıları
  • Otlakçı
  • Mendil Altında
  • Vassaf Bey
  • Miras
  • Bir Kucak Çiçek

  • İhtiyar Çilingir
  • Hava Parası
  • Veysel Çavuş
  • Kelepir
  • Sahan Külbastısı
  • Gönül Kaçanı Kovalar
  • Güllüce Bağları Yolunda

  • Bizim Nesibe
  • Gödeli Mehmet
  • Mutlu Bir Son
  • Feminist
  • Ev Ona Yakıştı
  • Oğullarıma Mektuplar
  • Bir Haydut Kuş

  • Tahran Anıları ve Düşsel Yazılar
  • Temiz Sevgiler
  • Kızıma Mektuplar
  • Tahran Anıları ve Düşsel Yazılar

Memduh Şevket Esendal Alıntıları - Sözleri

  • Düşünmüyorlar ki sevmek insanın elinde olan bir şey değildir. İnsan isteyerek sevemez ve zaten geçen bir şey için yemin olur ama geleceğe yemin olmaz. 'Ben seni sevdim ve seviyorum' yeminine inanılsa doğru olur. Ancak, 'seveceğim' de yemin olmaz. (Mutlu Bir Son)
  • Böyledir. Birçok şeyleri, başkalarına göstermezsek hiç değeri yoktur. Başkaları görüp de onu değersiz bulurlarsa biz de soğuruz. (Gödeli Mehmet)
  • Sonra anladım ki erkekler de sevmek, kadınlarda da sevilmek tarafı kuvvetlidir. Erkek ‘ beni seviyor!’ dese, bundan anlamalıdır ki kendisi o kadını seviyor. Kadın, ‘seviyorum!’ derse o da ‘beni seviyor ‘ demektir. Donna Alvonza’ nın Söylevi / Mutlu Bir Son (Mutlu Bir Son)
  • Bu yıllarda herkes yemeğe ekmek bulamazken onlar rahat geçiniyorlardı. (Mendil Altında)
  • Düşmanın yaklaştığını ve girdiği köylerde cami yıkıp kadınlara iliştiğini duyan bir Müslüman köyünde kadınlar, genç ihtiyar ne kadar erkek varsa kavgaya sevk ettiler, bir ordu karşısında bir köy halkı nedir? Elbette hepsi öleceklerdi. Kadınlar kocalarını, babalarını son dakikaya kadar beklediler ve nihayet bir taraftan köye düşman girerken onlar ilkin çocuklarını dereye attılar, sonra kendileri de, bütün kadınlar el ele tutuşarak ve Allah Allah çağırarak kendilerini suya atıp boğuldular. (Gödeli Mehmet)
  • Ben gençliğimde böyle bir kadına rasgelebilse idim, bekârlığın bu kadar uzun süren yıllarının acılığını çekip, türlü sinir hastalıkları ile yıpranmazdım. Kimsesizlik insanı canından bezdirir. (Vassaf Bey)

  • “Bir günde, bir dakikada ondan vazgeçtim. Bu kadar da olur mu? Kendimden korkuyorum.” (Vassaf Bey)
  • Hiç hastalığın iç yüzü, dış yüzü olur mu? Yatak çarşafı mı bu? (Veysel Çavuş)
  • İçimde bir düğüm gibi kaskatı kalacağına söyleyivereyim dedim. (Vassaf Bey)
  • Yalancı şöhret beni korkutuyor (Ayaşlı ile Kiracıları)
  • Benim yaşayışım gün geçtikçe tatsızlaşıyor. Ne ben kimseyi seviyorum, ne kimse beni arıyor. (Ayaşlı ile Kiracıları)
  • Unutmamak ne kadar güçse,unutmak da o kadar güçtür.   (İhtiyar Çilingir)
  • Dün iyi sayılan, beğenilen,istenilen şeylerin bugün istenilmemesi, beğenilmemesi bizim iyiliğimizden mi, kötülüğümüzden mi olduğunu kestiremiyorum. (Gödeli Mehmet)

  • Öldüreceklerse ortalığı soyanları öldürsünler. (Bizim Nesibe)
  • Dilimizin yalnız sözleri değil, sözlerin kullanışları da değişmiş; o kadar ki, söylenilince güçlükle anlıyorum. (Gödeli Mehmet)
  • Söylemeye değil, yapmaya kıymet veriyordu. (Miras)
  • Biz hem yalancılıkları kendimiz öğretiyoruz, hem de yeni nesil bozuldu, diye, şikâyet ediyoruz. (Otlakçı)
  • Başkaları sizin olan şeyleri severlerse siz de seviyorsunuz. Onlar sevmezlerse siz de soğuyorsunuz. (Gödeli Mehmet)
  • "İçimde sebepsiz bir küskünlük duyuyordum." (Otlakçı)
  • Böyledir. Birçok şeyleri, başkalarına göstermezsek hiç değeri yoktur. Başkaları görüp de onu değersiz bulurlarsa biz de soğuruz. (Gödeli Mehmet)

Yorumlar

Image
Tr
29.03.2022 / 17:43

Güzel

Yorum Yaz