tatlidede

Beytül Hikme Nedir? Beytül Hikmenin Özellikleri Nelerdir?

Beytül Hikme, Dar'ül Hikme ya da Beytül Hikmet. Tarihte 9. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar olan süreç İslam'ın Altın Çağı olarak nitelendirilir. Bu dönemde Antik Yunan Felsefesinden etkilenen birçok filozof ve düşünür kaleme aldıkları eserlerle, Avrupa'da büyük yankı uyandırmıştır. Bu alim ve filozofların yetiştiği okulların birçoğu Kahire ve Irak'ta kurulmuştur. Beytül hikme nedir? İşte, merak edilen tüm detaylar.
  • 16.06.2021 23:16
Beytül Hikme Nedir? Beytül Hikmenin Özellikleri Nelerdir?

Beytül Hikme Nedir?

Dar'ül Hikme adıyla da bilinen akademide birçok din bilgini, matematikçi ve filozof yetişti. Bu isimlerden bazıları şunlardır: Muhyiddin İbn Arabi, Harezmi ve Sadreddin Konevi.

Bilgelik Evi, aynı zamanda Büyük Bağdat Kütüphanesi olarak da bilinen, ya büyük bir Abbasi devlet akademisini ve Bağdat'taki entelektüel merkezini ya da İslam'ın Altın Çağı sırasında Abbasi halifelerine ait büyük bir özel kitaplığı belirtir.

Beytül Hikme, halifeliğin Abbası Devletine geçtiği dönemde, Memun ve Harun Reşid tarafından kurulmuş bir akademidir. Başlangıçta sadece kütüphane olarak faaliyet gösteren kurum, daha sonra eğitim merkezi haline gelmiştir.

İki değişim Beyt'ül Hikme'nin kuruluş sürecini hızlandırmıştır. Bunlardan ilki halifeliğin Emeviler'den Abbasilere geçmesidir. Bağdat'ın başkent ilan edilmesi de buranın tam bir kültür merkezi haline gelmesinde etkili olmuştur.

Kısaca Beyt'ül Hikme'nin Özellikleri Nelerdir?

Beytü'l Hikme, Hikmet Evi anlamına gelir. Abbasi hükümdarlarının emriyle Arapçaya çevrilen felsefi metinler, ilk kez bu akademide bir araya getirildi. Aristoteles ve Platon gibi Antik Yunan filozofları dışında, Marceluis ve Seneca gibi Roma düşünürlerinin eserleri de tercüme edildi.

Yapılan araştırmalar, Bağdat’taki Beytülhikme’nin bağımsız bir yapı olmayıp saray müştemilâtı içinde çeşitli bölümler ihtiva eden bir bina olduğunu göstermektedir. Burada kitapların korunduğu hücreler, müellif, mütercim, kâtip, müstensih ve mücellitler için ayrılan odalar ve bir de okuma salonu bulunuyordu. Buna göre Beytülhikme’nin kadrosu, “sâhibü Beytilhikme” unvanıyla anılan bir müdür, müellifler ve mütercimler, bunların emrinde çalışan kâtipler, yazılan kitapları çoğaltan müstensihler, verrâklar ve mücellitlerden oluşmaktaydı.

Beytülhikme’yi bizzat görmüş ve kütüphaneden faydalanmış olan İbnü’n-Nedîm bu konuda çok değerli bilgiler vermektedir. Onun tesbit ettiği mütercimler listesine göre Grekçe’den Süryânîce’ye, oradan da Arapça’ya veya doğrudan Grekçe’den Arapça’ya tercüme yapanların sayısı kırk yediyi buluyordu. Farsça’dan tercüme yapanlar on altı, Sanskritçe’den tercüme yapanlar üç kişi idi. İbn Vahşiyye de birçok kitabı Nabatî dilinden Arapça’ya çevirmişti (el-Fihrist, s. 340-342). Rivayete göre Halife Me’mûn sadece Grekçe’den yaptırdığı tercümeler için 300.000 dinar vermişti (Tırâzî, I, 101). Hatta bazı tercümeler terazinin bir kefesine konuyor ve altın tozuyla tartılarak mütercim ödüllendiriliyordu. İlim alanındaki bu yatırımlar kısa zamanda feyizli ürünlerini vermiş, müslümanlar arasından büyük bilginler, filozoflar, kâşif ve mûcitler yetişmişti. Meselâ Me’mûn Benî Mûsâ’dan dünyanın enlem ve boylamını ölçmelerini istemiş, onlar da Sincar ve Kûfe ovalarında yaptıkları iki ayrı deney sonucunda bir meridyen yayının 360 derece ve bir dereceye tekabül eden mesafenin 106 ⅔ km., ayrıca dünyanın çevresinin 8000 fersah=38.400 km. olduğunu tesbit etmişlerdi (İbn Hallikân, V, 162-163).

Beytülhikme’nin bünyesinde bir de rasathânenin bulunduğu yolundaki iddialar abartılmış sayılmakla beraber, Me’mûn’un Bağdat yakınlarındaki Şemmâsiye’de kurdurduğu rasathânede araştırma yapan astronom ve matematikçilerin çoğunun Beytülhikme kadrosunda bulunan âlim ve kâşiflerden olduğu bilinmektedir. Batlamyus’un el-Mecisṭî’sindeki bilgileri ve astronomiyle ilgili ölçüm araç ve gereçlerini yetersiz bulan Me’mûn daha geliştirilmiş gözlem aletleri yaptırarak kozmografik haritalar hazırlatmıştır (Sâid el-Endelüsî, s. 58).

Öyle anlaşılıyor ki ilk dönemlerde bir tercüme bürosu ve bir kütüphane olarak kurulan Beytülhikme giderek fizikî ve fonksiyonel açıdan gelişip genişlemiş, özellikle pozitif ilimlerin araştırıldığı bir merkez ve bir eğitim kurumu haline gelmiştir. 500 yıldan fazla İslâm ilim dünyasına kaynak teşkil eden bu merkez 1258’de Hülâgû tarafından yakılıp yıkılmıştır.

X. yüzyılın başlarında Tunus’un Kayrevan şehrinde de Bağdat’takine benzer bir müessesenin kurulduğu bilinmektedir. Ağlebîler Devleti, Tunus’ta kurulduğu 800’den 909’a kadar geçen bir asır içinde çeşitli ilimler alanında, özellikle tıp ve felsefede önemli gelişmeler göstermiş, Mısır, Şam, Irak ve Horasan gibi kültür merkezlerinden temin ettiği kitaplarla, ayrıca Sicilya’dan davet ettiği hıristiyan din adamlarına Grekçe’den yaptırdığı tercümelerle büyük bir kütüphane kurmuştur. Kayrevan’daki Beytülhikme’yi ilk kuranın III. Ziyâdetullah (903-909) olduğu söylenir. Beytülhikme, Kayrevan’ın en büyük caddesi üzerinde Ulucami yakınında bir yerde idi. Kütüphanenin yanında telif ve tercüme heyetleri için ayrılan odalardan başka tıp, eczacılık, matematik, geometri, astronomi ve botanik alanlarında araştırma ve öğretim yapılan bölümler vardı. Ayrıca Beytülhikme kadrosuna dahil ilim adamlarının ikametlerine ayrılan yerler ve her türlü sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler bulunuyordu.

Kayrevan’da Bağdat’takine benzer yüksek düzeyde ilmî araştırmalar yapacak böyle bir merkez ve kütüphanenin kurulması konusunda III. Ziyâdetullah’ı teşvik eden İbrâhim b. Ahmed eş-Şeybânî’dir (ö. 298/910). Riyâzî unvanıyla anılan bu değerli âlim Bağdat’ta yetişmiş, Câhiz, İbn Kuteybe ve Müberred gibi devrinin en ünlü bilginleriyle beraber bulunmuş ve doğu İslâm memleketlerindeki ilmî faaliyetleri Kayrevan’a taşımayı başarmıştı.

Ağlebîler Devleti Fâtımîler tarafından yıkıldıktan sonra (909) Beytülhikme’nin âkıbeti hakkında bilgi mevcut değilse de buradan yetişen ilim adamlarının Endülüs’e geçerek çalışmalarını daha uygun bir ortam olan Kurtuba’da sürdürdükleri tahmin edilmektedir.

Beyt'ül Hikme'de sadece felsefe değil, matematik, geometri ve astronomi alanında da çalışmalar yapıldı. Akademide Kelam, Hadis, Fıkıh ve Şiir dersleri de verildi.

830 yılında kurulan Hikmet Evinin içerisinde birçok medrese vardı. Bu medreselerde tıp ve kimya alanında eğitim veren hocalar da vardı. Beytü'l Hilmede yetişen en önemli bilim insanlarından biri Harezmi'dir. Harezmi'nin kaleme aldığı Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine adlı kitabı, uzun yıllar boyunca Avrupa'da ders kitabı olarak okutuldu.

Yaklaşık 450 yıl boyunca eğitim verilen Beytü'l Hikme, Moğol istilası sonucu yıkıldı.

Editör: Mustafa Kardaş

Yorum Yaz