tatlidede

İnsanın Şiir Hali...

İnsanın Şiir Hali...

Kalp ne ki; ateşle barutu, ateşle suyu birada barındırıyor. Kalp ne ki tufan, kasırga ve yangınlara eyvallah etmiyor.

Kâinatta yaratılmışların sultanı insan, insanda azaların sultanı kalp, kalpte hislerin sultanı aşk, aşklarda sultanların sultanı ilahi aşk…

Kalbin suyu aşk imiş… Güllere bahar imiş… Suya susamış güle, işte kalp diyar imiş.

Dil kalbin tercümanıdır. Hem de vitrinidir. Kalpte olanlar dil vitrininde sergilenir. 

Ve bazen susmak en büyük çığlık, en büyük haykırıştır. Zira kelimeler kifayetsiz kalıyor bazen, kalbin dünyasındakilerini dile getirmeye. 

O zaman dilden kulağa, gönülden gönle akarmış kelimeler. Peki dilden çıkan kelimeleri kulaktan öte götürmeyen ne? Gönülden gönle yol gösteren ne? Kelimeler kimin emriyle dökülüyor, kalbin mi aklın mı? Yoksa kimi kelimeler görevine çok sadık olan bir memur olan gönlün gözyaşları mı ne!

Yörüngesinden çıktıktan sonra yanlış yanlıştır. Bu ha kalp olmuş, ha akıl. Kalp mi yoksa akıl mı bilmiyorum. Bildiğimse Rabbini bilmeyen kalp de akıl da bir hiç.

Gerçekten kalbinizi hiç düşündünüz mü? Ne yorulur ne usanır; biz yatarız o yine çalışır. Kendisine biçilen mühlete kadar atar da atar. 

Kalp sihirli sözcük, duyanın alnına busedir. Sevginin lübbünden hissedir. Varlığı bu olan, Allah için olan kimsedir. Kalbim, yanmaya bahaneli arkadaş! "Şahadet, şahadet" bir yangın meydanıdır, şahadet aşkını edindi aş.

Hiç bir zaman hiçbir şekilde ağlamayan kalp ölmüş kalptir. İnsanlığa ve ahiretinize ağladığınız müddetçe korkmayın kalbiniz yaşıyor. Öyleyse ağla gönül, insanlığa ağla, ahiretine ağla. Maneviyatının azığı bu olacak.

Kalbin elçisi gözdür, mesajları derindir. Dilini bilen bilir, zebanı şîr şirindir.

Şüphesiz her kalp hakikatte ilahi aşka açtır. Diğeri laf-u güzaftır. Kalbi kalbe sorarsan, "mecnunum" deyip geçer. Allah için zindanı, saraya tercih eder. Kalp gözüyle bakarsan, tüm mahlûkat "Allah" der. Kalbi kalbe sararsan, "en sevdiğim Allah" der. Kalbi aşkla doku sen, döner durur "Allah" der. Kalbi aşkla oku sen, her atışı "Allah" der. Tatlı, şirin bir seda "Allah Allah" sedası… Nazenin, zelal, delal; aynen lale edası. Haydi, sen de “Allah Allah” de ve kalbinin ritmine bırak kendini. Unutma sen bilmezsen de o, Ona ram ve müştak, durmadan Allah deyip atıyor. Allah, Allah... Hem bülbülün hem gülün asıl sevdası Allah. 

Hem derdi veriyorsa Allah, seviyordur vallahi. Derdi veren Allah'tır. Derman bazen bir ahtır. Dert gönle ilaçtır, gönülse derde hep açtır. Dert seni Allah’a ulaştırıyorsa, Allah'a yaklaştırıyorsa, dert seni Allah'a muhtaç ediyorsa; o derdin kalbinden öp ey gönül. O dermandır. Tutuşturacağı güneş imandır.

Gökte güneş olur da, kalp güneşsiz olur mu? Kalp imanı tatmazsa hiç güneşi bulur mu? Allah'ım kalbim kadar amelim güzel olsun, öyle ki her bir zerrem imanla hayat bulsun.

Kalbe sahip çıkmalı. Zira kalbi çalmak isteyen o kadar kişi var ki! Kalbine sahip olamayan hiçbir şeye sahip olamaz... Çünkü kalbimiz aynamızdır... Kendileriyle, kalpleriyle ve vicdanlarıyla barışık olmayanın başkalarıyla barışık olması hiç mümkün olur mu? Kalple yol almayan yolunu bulur mu?

Kalp, en özel kaptır. O sahibinin olmalı, ona amade kılınmalıdır, onu tatmin edene adanmalıdır. Kalbe amade olmak, kalbi mutmain olduğuna bırakmaktır. Peki, kalp çalmak suç mu? Suçsa cezası ne? Kalp hırsızı mı olmak kalp fatihi mi olmak; bilmiyorum; ama bildiğim şey Allah için olmayanın anlamı yok.

Kalp açsa, mide toksa ne yazar. Kalpsiz mide, kanaat da bilmez azar da azar. Kalem değil, kalp yazmalı... İnsanlığı tarihe kazımalı... Duygu seline dayanan nedir, iki çeşmeye ne bahanedir. Kalp nasıl ki, yandıkça yanmak ister. Acep odu nedir, sevgi mi, hicran mı, özlem mi, vuslat mı yoksa iman mı?

Gönül aklı dinlemez, akıl gönlü dinlemez... Hal bu olunca akıl kimde bilinmez. Harfler, kelimeler ve cümleler... Bağrında saklar neler... Bazen bağırdaki deli eyler... Kalbi kalbinden deler.

Kalbin diğer namı sevgidir. Sevgi, kalbin emeğidir. Gönül adamı olmak mı, gönlün adamı olmak mı? Hangisi yeğdir ey gönül! Seni alan mı, senin olan mı? 

Ondan sonra kalbin elinden tutmalı, kalpten kalbe iz sürmeli, kalbi kalple buluşturmalı, kalp dünyasına nefret değil muhabbet ekmeli, dünya değil, ahiret dilenmelidir. Kalpsizlik çağında kalbine sahip çıkıp kalbin elinden tutanlara selam olsun.

Fatih AKMAN

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz