tatlidede

İnsanlığın Diğer Bir Adı: Sevgi ve Hoşgörü

İnsanlığın Diğer Bir Adı: Sevgi ve Hoşgörü

Yaşam içerisinde insanların hepsi farklı farklı olarak yaratılmışlardır. Yeryüzünde hiçbir canlı gerek bedensel olarak gerekse de rûhi bakımından hiçbiri diğerinin aynısı olmamakla beraber çok çeşitliliğe sahiplerdir. Hiçbir canlının karakteri, kişiliği, inancı, yaşam biçimi, yaşamın içerisinde hayat tarzı ve temâyülü (ilgi duyma, meyletme) tamamen farklıdır.

İşte yaşam içerisinde var olan bu farklılıkların tamamını anlayışlı bir şekilde karşılamak ve saygı duymak sevginin ve hoşgörünün kendisidir. İnsanlığın bir diğer adıdır sevgi ve hoşgörü. Sevginin olduğu yerde mutlaka hoşgörü vardır. Öyle ki, Kâinatın yaratılış sebebi sevgidir.

Hoşgörü, insanları oldukları gibi kabul etme erdemliğidir.

Hoşgörülü bir birey olmak, kendimize ait olan fikir ve düşünceleri başkalarına dayatmaya kalkışmamaktır.

Hz. Mevlânâ: “Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, hoşgörüde deniz gibi ol” der. Bu vesileyle insanlar her vakit hoşgörüde çok derin olmalıdır.

Yaşamın içerisinde yaşanan olumsuzları hoş görmek, bizlerin düşünce ve fikirlerine uymayan insanlara karşı hoşgörülü olmak erdemliğin bir diğer adıdır.

Hz. Mevlânâ ne güzel demiş; “Olumsuzları hoş görmek ne iyidir. Zira bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır ama deniz bu kereminden dolayı eksilmez. Zaten sevgi ve hoşgörü insanlıktır.”

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), insanları hoşgörülü olmaya davet ederken, “Hoşgörülü ol ki, sende hoş görülesin” demiştir.

Aynı şekilde,

Yunus Emre de şöyle demiştir, “Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak.”

Aynı şekilde Victor Hugo ise, “Hoşgörü en iyi dindir” diye söylemiştir.

Hoşgörülü bir birey olmak için başta adaletli, vicdanlı, şefkatli merhametli ve sevgi dolu olmak gerekir. Hoşgörülü olmayan ve sevgiyle yol almayanlar çevrelerinde kimseleri bulamazlar.

Bizler insanlık olarak dünyaya başkalarının kusurlarını aramaya gelmedik. Sevmeye, sevilmeye ve hoşgörülü olmaya geldik. Yaşamın içerisinde rahat yaşamak istiyorsanız eğer, var olan birçok şeyi hoş görmeli ve hoş karşılamalıyız.

Hoşgörü ve sevgi birbirini tamamlayan iki özel ve önemli unsurdur.

İnsanın kalbinde sevgi ve hoşgörü uzaklaşırsa eğer, vicdani ve insani duyguları tamamen zayıflar. O vesileyle de Allah (c.c) o kalbe bakmaz. Yunus Emre: “Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü” ne güzel de ifade etmiş.

Bu vesileyle adil, saygılı, merhametli nesillerin yetişmesi için onlara sevgiyi, iyiliği ve hoşgörü kavramının öğretilmesi ve benimsetilmesi gerekir.

Bu konuda anneler babalar, aileler, okullarda ve devletin her kurum kuruluşlarında bu konuda önemle her daim hizmet vermeliler. Değerlerimiz ancak ve ancak bu şekilde yaşayarak ve de yaşatarak özel bir noktaya getirilir. İşte o zaman yaratıcılığı olan, sevgiyi veren, saygıyı bilen, başarılı, yaratıcı ve çözümleyici olan, iyiye, doğruya ve de her şeyden önemlisi hoşgörüye ulaşan bireyler yetiştirmiş oluruz.

Bu vesileyle makalemi ünlü Fransız yazar Voltaire’nin sözüyle bitirmek istiyorum:

“Anlaşmazlık insanın en büyük hastalığıdır. Hoşgörü ise en büyük çaresidir.”

Editör: Aydın

Yorum Yaz