diorex
Dedas

İvo Andriç kimdir? İvo Andriç kitapları ve sözleri

Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi Yugoslav Yazar İvo Andriç hayatı araştırılıyor. Peki İvo Andriç kimdir? İvo Andriç aslen nerelidir? İvo Andriç ne zaman, nerede doğdu? İvo Andriç hayatta mı? İşte İvo Andriç hayatı... İvo Andriç yaşıyor mu? İvo Andriç ne zaman, nerede öldü?

  • 09.03.2022 08:00
İvo Andriç kimdir? İvo Andriç kitapları ve sözleri
Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi Yugoslav Yazar İvo Andriç edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İvo Andriç hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İvo Andriç hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İvo Andriç hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 9 Ekim 1892

Doğum Yeri: Dolac

Ölüm Tarihi: 13 Mart 1975

Ölüm Yeri:

İvo Andriç kimdir?

Ivo Andrić, 1892'de Travnik yakınlarında Dolac'ta doğdu. Zagreb, Viyana ve Krakow'da sürdürdüğü eğitimini Graz Üniversitesi'nde verdiği "Osmanlı Yönetimindeki Bosna-Hersek'te Kültür Yaşamı" konulu doktora tezi ile tamamladı. I. Dünya Savaşı sırasında milliyetçi etkinliklerinden ötürü Avusturya-Macaristan yetkilileri tarafından bir süre gözaltında tutuldu. Savaşı izleyen yıllarda Yugoslavya Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştı. Budapeşte, Madrid, Cenevre ve Berlin'de dış görevlerde bulundu.

Yazarın en büyük özelliği kitaplarindaki olayları tarafsızlıkla anlatmasıdır. En acımasız hatta insanlık dışı sayılabilecek eylemlerde dahi yazar yalnızca olayı, o sırada insanların ne düşündüklerini ve hareketlerinin sebeplerini anlatmakta; fakat herhangi bir görüş belirtmemektedir. Hümanist olan Ivo Andrić eserinde çeşitli dinlerin ve soyların kaynaştığı bu bölgede en küçük bir din ve ırk ayrımı yapmadan, anlattığı olaylarda yer alan bütün kişilere eşit bir sevgi ve ilgi göstermiştir.

İvo Andriç Kitapları - Eserleri

  • Drina Köprüsü
  • Lanetli Avlu
  • Irgat Siman
  • Hanımefendi
  • Sinan’ın Tekkesinde Ölüm
  • Travnik Günlüğü
  • Uğursuz Avlu
  • Ömer Paşa
  • Güneşli Tarafta
  • Veli Paşa'nın Oynaşı
  • Bosna Hikayeleri

İvo Andriç Alıntıları - Sözleri

  • Son 18 yılda dilenciler bu evde duygusal bir şekilde ağırlanır ve onalara bolca hediye verilirdi. Bu biliniyordu. Şimdi bunu da değişmesi gerekiyordu. Sadece, Hanımefendi bu hususu, hizmetçiler konusundaki gibi katı ve kestirmeden halledemeyeceğinin farkındaydı. (Hanımefendi)
  • Çünkü dört farklı inancın iç içe yaşadığı bu yoksul, geri kalmış ülkenin başka ülkelerden dört kat daha fazla sevgiye, karşılıklı anlayışa ve hoşgörüye ihtiyacı var. Fakat Bosna’da, tersine, anlayışsızlık, düzenli aralıklarla açık nefret yaymak buranın insanının tipik bir özelliği. Farklı inançlar arasındaki uçurum o kadar derin ki bazen yalnızca nefret bunları aşmayı başarıyor. (Sinan’ın Tekkesinde Ölüm)
  • Tuhaftır, mutlu olabilmemiz için ne kadar az şey gerekiyor, çoğunluk bu pek az şeyle yetinmeyişimizse daha da tuhaf! (Irgat Siman)
  • En iyisi insanı hikâyesini dilediği gibi anlatması için serbest bırakmaktı. (Lanetli Avlu)
  • Türkiye 'nin dışına giden çiçekli yollar yoktur. Yoktur, hiç olmamıştır. (Ömer Paşa)
  • ... İnsanın kurtuluşuna ve mutluluğuna giden tek yolun insanın dürtülerinden kurtulmasından geçtiğine dair bir teorisi vardı. (Güneşli Tarafta)

  • «Bir ülkenin ve hükümetinin değerini ölçmek, geleceği hakkında hüküm vermek istiyor musun ? O ülkede, cezaevine tıkılmış namuslu ve suçsuz kişilerle, ellerini kollarını sallayarak dolaşan sabıkalıları bir say.» (Uğursuz Avlu)
  • "Gözünün önünde hiçbir hayal belirmiyor, mısralar ancak güçlükle kurulabiliyor ve yine de eksik kalıyor, kafiyeler eskiden olduğu üzere artık kıvılcım saçarcasına birbirlerini ateşlemiyorlardı." (Travnik Günlüğü)
  • Kısacası, fakirlik korkusundan, alçakça ve rezilce düşüncelerden, yontulmamış tabirlerden asla kurtulamadıktan sonra, acı ve göze görünmez ve silinmez bir sefalet insanın her adımında peşinden ayrılmazken ve o güzel hayat bir rüya gibi gözlerimizin önünden silinip giderken, az veya çok bir şeylere sahip olmak ne işe yarardı? (Travnik Günlüğü)
  • Bana gelince kitap okumayı ve başkalarının hayatına karışmayı sevmem. Herkesin düşüncesi kendine. (Uğursuz Avlu)
  • "Yaşlanmak, zayıflamak ve ölmek o kadar korkunç bir şey değil. Asıl korkunç olanı, bizi, bizden çok daha farklı olan başkalarının, daha gençlerinin takip edeceğini idrak etmemizdir. İşte asıl ölüm buradadır. Bizi mezara çeken hiç kimse yok, hayır, biz arkamızdan mezara itiliyoruz!" (Travnik Günlüğü)
  • Anılar ise bir kez harekete geçti mi sadece başlangıçlarda durmuyorlardı. (Hanımefendi)
  • Dilencilerin dahi geçip gittiği boş ve neşesiz, gülüşmelerin ve sohbetlerin olmadığı, sıcaklıktan ve süslemelerden yoksun olan bu ev, yeni ve sıradaşı misafirler ağırlamaya başlamıştı. Farklı insanların nasıl görünmez bağlarla para ve para arayışı tarafından çekildiği burada görülebiliyordu. (Hanımefendi)

  • ...Çoğumuzun bazen tek ihtiyaç duyduğu şey yalnızca bize yakın birinin sevecen bir sözüdür. (Sinan’ın Tekkesinde Ölüm)
  • çoğumuzun bazen tek ihtiyaç duyduğu şey yalnızca bize yakın birinin sevecen bir sözüdür. (Sinan’ın Tekkesinde Ölüm)
  • Çünkü hayâl kırıklığı ve acı, düşünceleri geçmişe götürür. (Irgat Siman)
  • Genelde böyle olur. Görmeyi umduğumuz kişiler onları düşündüğümüz ve en çok beklediğimiz zamanlarda değil, aklımızdan hiç geçmedikleri anlarda ortaya çıkarlar. Ve onları görmekten duyduğumuz sevincin, içimizin onu bastırdığımız derinliklerinden çıkması biraz zaman alır. (Lanetli Avlu)
  • O, kim olduğu bilinmeyen masallaştırılmış bir üstaddır. (Drina Köprüsü)
  • ... En soğuk zamanlarda bile bu oda ısıtılmazdım Soğuk zamanlarda gelen konuklara “ Paltolarınızı çıkarmayın” derdi Hanımefendi ve intikamcı bir ses tonuyla eklerdi: “ Zira burada soba yakılmıyor.” (Hanımefendi)
  • Çünkü kuşku daima insanın kendi içindeydi, daima da alesta beklerdi, biraz uyukladığında, tek gözü açık, bir kulağı delik uyurdu, en küçük bir gürültü, kelebeğin kanat çırpışından daha hafif bir ses uyandırabilirdi onu; kendisini kimse hiçbir şekilde uyandırmazsa şüpheli görülen sessizlikten kendi kendine uyanabilirdi. (Irgat Siman)

Yorum Yaz