tatlidede

Juhani Pallasmaa kimdir? Juhani Pallasmaa kitapları ve sözleri

Mimar, Yazar Juhani Pallasmaa hayatı araştırılıyor. Peki Juhani Pallasmaa kimdir? Juhani Pallasmaa aslen nerelidir? Juhani Pallasmaa ne zaman, nerede doğdu? Juhani Pallasmaa hayatta mı? İşte Juhani Pallasmaa hayatı...
  • 02.07.2022 03:00
Juhani Pallasmaa kimdir? Juhani Pallasmaa kitapları ve sözleri
Mimar, Yazar Juhani Pallasmaa edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Juhani Pallasmaa hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Juhani Pallasmaa hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Juhani Pallasmaa hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 14 Eylül 1936

Doğum Yeri: Hämeenlinna, Finlandiya

Juhani Pallasmaa kimdir?

Juhani Uolevi Pallasmaa (Finlandiya, Hämeenlinna'da doğan 14 Eylül 1936) Finlandiyalı bir mimar ve eski Helsinki Teknoloji Üniversitesi mimar ve dekan profesörüdür. Finans Mimarlık Müzesi Müdürü 1978-1983 ve Helsinki Endüstri Sanatları Enstitüsü Müdürü olan birçok akademik ve sivil tavır içinde. 1983'te Helsinki'de kendi mimar bürosunu - Arkkitehtitoimisto Juhani Pallasmaa KY'yi kurdu.

Juhani Pallasmaa Kitapları - Eserleri

  • Tenin Gözleri
  • The Eyes of the Skin
  • Architecture and Empathy

Juhani Pallasmaa Alıntıları - Sözleri

  • Loş ışık ve gölge imgelem ve düşlemi uyarır. Ber­rak düşünmek için görmenin keskinliği bastırılmalıdır, zira düşün­celer dalgın ve odaklanmamış bir bakışla yolculuk ederler. (Tenin Gözleri)
  • "Elmanın tadı ... meyvenin damakla temasındadır, meyvenin kendisin­ de değil; benzer biçimde ... şiir şiir ile okuyucunun buluşmasındadır, bir kitabın sayfalarına basılı simgelerde değil. Asıl olan estetik edimdir, heyecandır, her okumada oluşan neredeyse fiziksel duygudur." Jorge Luis Borges (Tenin Gözleri)
  • Beyond architecture, contemporary culture at large drifts towards a distancing, a kind of chilling de sensualisation and de-eroticisation of the human relation to reality. Painting and sculpture also seem to be losing their sensuality; instead of inviting a sensory intimacy, contemporary works of art frequently signal a distancing rejection of sensuous curiosity and pleasure. These works speak to the intellect and to the conceptualising capacities instead of addressing the senses and the undifferentiated embodied responses. (The Eyes of the Skin)
  • Her barınağın kendi bireysel ev kokusu vardır. (Tenin Gözleri)
  • Dokunsal ve tatsal deneyimler arasında hassas bir aktarım var­dır. Görme de tada aktarılır; bazı renkler ve ince detaylar oral duyumlar uyandırırlar. İncelikle renklendirilmiş parlak bir taş yüzey bilinçdışında dil tarafından duyumlanır. (Tenin Gözleri)
  • Memory takes us back to distant cities, and novels transport us through cities invoked by the magic of the writer’s word. (The Eyes of the Skin)
  • Beden salt bir fiziksel varlık değildir; bellekle ve düşle, geçmişle ve gelecekle zenginleşir. (Tenin Gözleri)
  • My assumptions about the role of the body as the locus of perception, thought and consciousness, as well as about the significance of the senses in articulating, storing and processing sensory responses and thoughts, have been strengthened and confirmed by other writers. (The Eyes of the Skin)
  • Eller karmaşık bir organizma, en farklı kaynaklardan gelen haya­tın birlikte akarak büyük eylem akımını doğurduğu bir delta. Ellerin tarihi vardır; hatta kendi kültürleri ve kendi özel güzellikleri bile. Onlara kendi gelişimlerine, kendi dileklerine, duygularına, hal ve meşguliyetlerine sahip olma hakkını veririz. Rilke (Tenin Gözleri)
  • In heightened emotional states and deep thought, vision is usually repressed. (The Eyes of the Skin)
  • The invention of perspectival representation made the eye the centre point of the perceptual world as well as of the concept of the self. Perspectival representation itself turned into a symbolic form, one which not only describes but also conditions perception. (The Eyes of the Skin)
  • Bir şehrin niteliklerinin gerçek ölçüsü, ona aşık olmayı hayal edebilip edemediğinizdir. (Tenin Gözleri)
  • Bedenim ve şehir birbirini tamamlar ve tanımlar. Ben şehirde barınırım, şehir de bende barınır. (Tenin Gözleri)
  • Bedene ilişkin algı ile dünyaya ilişkin imge tek bir sürekli deneyime dönüşür; mekandaki yerinden ayrı bir beden yoktur, algılayan kendiliğin bilinçdışı imge­siyle bağlantılı olmayan bir mekan yoktur. (Tenin Gözleri)
  • The main object of artistic education is not in the principles of artistic making, but in the personality of the student and his or her image of themselves and the world. (The Eyes of the Skin)
  • "Nesneye ben bakarım, ama ses bana gelir; göz uzanır, kulak karşılar." (Tenin Gözleri)
  • Ontolojik anlamını yitirmiş olan pencere artık duvarın yokluğundan ibaret. (Tenin Gözleri)
  • ... for a radical poetic of architecture, in which theory informs praxis, in which the satisfaction of function includes the awareness of the psychological dimensions of design, in which orders of material, structure, light and space accumulate towards a metaphysical experience. (The Eyes of the Skin)
  • The narcissistic eye views architecture solely as a means of self-expression, and as an intellectual–artistic game detached from essential mental and societal connections, whereas the nihilistic eye deliberately advances sensory and mental detachment and alienation. (The Eyes of the Skin)
  • ‘Our body is both an object among objects and that which sees and touches them.' (The Eyes of the Skin)

Yorum Yaz