tatlidede

Kariyer ve Çocuk Neden Olmasın?

Kariyer mi çocuk mu sorusu günümüz dünyasında özellikle kadınların iş hayatına yoğun olarak katılması ile birlikte daha çok tartışılmaktadır.
  • 28.06.2019 23:28
Kariyer ve Çocuk Neden Olmasın?

Öncelikle bu konunun uzun uzadıya konuşulup tartışılabilecek nitelik taşıdığını söylemek gerekir. Her insan farklı bir alem olup, her insanın farklı bir dünyası, farklı hedef ve beklentileri vardır. Ayrıca her evli çiftin modernitenin getirdiği ortak zorlukların dışında kendilerine münhasır etkenlerden kaynaklı imkansızlıkları olabiliyor. Şunu da ifade etmek gerekir ki her evli çiftin yaşam ve iş hayatı koşulları, toplum gelenek ve görenekleri tercihlerini ciddi şekilde etkiler.

​Her birey eğitim hayatında kazandığı bilgi beceriyi kullanarak topluma faydalı olmayı, daha iyi hayat standartlarında yaşamayı ve hayat mücadelesi içerisinde daha çok gelir elde etmeyi ister. Bu özellik insanın doğasında var çünkü insan ruhunda hep daha iyi olmak, daha çok başarmak gibi tekamül hissi vardır.

​Diğer taraftan insanda ve diğer canlılarda yüce yaratıcı tarafından içgüdüsel olarak programlanmış şekilde yavru sahibi olmak, neslini devam ettirmek hissi vardır.

​Esasen kariyer basamaklarını tırmanma isteği ve çocuk sahibi olma arzusu, sorumluluk bilinci içerisinde gerçekleştirildiğinde, bireylerin ruh ve kalp dünyası ile aile ve toplum yaşantısına inanılmaz güzellikler katar.

Yazımıza konu ailede baba kaymakamlık, anne doktorluk mesleğini icra ediyor. Malum her iki meslek de çalışma hayatı yoğun ve yorucu olan mesleklerdir. Mesai mefhumu olmaksızın 24 saat görev yaparlar. Kaymakam, İlçede Devlet hizmetlerinin en üst seviyede yürütülmesinden sorumlu, doktor ise hastanelerin tam gün hizmet vermesine bağlı olarak mesai dışında nöbet ve icap görevi yapar. Üstelik radyoloji doktorları ultrason, tomografi ve EMAR baktıkları için, günün her anında olabilecek özellikle trafik kazalarında önemli ve acil vakalar için rapor düzenlerler.

Mesleki yoğunlukları fazla olan anne baba olmalarına rağmen Ermiş ailesinin 3 kız 3 erkek olmak üzere 6 çocukları var.

Doktor Hatice Hanım, çocuk sevgisinin duygu ve düşünce dünyalarında daha ağır bastığını söylüyor. Biz zaten 23 Nisan günü evlenmiştik. Bir gün yaşlanıp emekli olduğumuzda elde çocuklar, gelin ve damatlar kalacak makam mevki olmayacak diyor ve ekliyor: Çocuklarımızın ikiz olup olmadığı sorulduğunda ikiz olmadığını, hepsinin bilerek ve isteyerek olduğunu söylüyorum. Ayrıca bazı arkadaşlarım üniversitelerde doçent oldu. Tokatta görev yaparken dahiliye bölümünde Yrd. Doç. olan bir arkadaşım üniversiteye geçmek istemez misin diye sorduğunda kendisinin Doçentlik yerine 6.çocuğu tercih ederim diye cevap verdiğini ve gülüştüklerini ifade etti.

Kaymakam Erdoğan Bey, kendisinin 7 çocuklu bir ailede büyüdüğünü, amca, dayı, teyze, hala gibi yakınlıkların olması için en az 4 çocuklu olmak gerektiğini, Vatanımıza ve topluma faydalı çocuklar yetiştirebilmenin kendisini ve eşini mutlu ettiğini ve çocukların yorgunluğunu aldığını, her akşam eve gidince onlarla oynayıp vakit geçirmenin kendisini rektefe ettiğini ifade etti.

​ERMİŞ ailesi 2006 yılında evliliklerinden bu yana Aksaray-Sarıyahşi, Yozgat-Merkez, Kars-Sarıkamış, Mardin-Kızıltepe, Tokat-Zile ve yaklaşık 3 yıla yakın bir süreden beri Giresun-Görele ilçesinde yaşıyor.

​Doktor hanım: Ankara Eğitim-Araştırma Hastanesinde Radyoloji Bölümü asistanı iken 2007 Nisanında ilk çocuğumuz Ayşe dünyaya geldi. Eşim o sırada 185 km uzaklıkta bulunan Aksaray ili Sarıyahşi ilçesinde görev yapıyordu. Ben geceleri nöbet de tutuyordum. Tıp fakültesinde yakını olanlar özellikle asistanlığın ne kadar yorucu olduğunu bilirler. Eşim hafta sonları ve hafta içi bir gün mesai sonrası Ankara’daki evimize gelebiliyor, ben yıllık izin ve doğum izni zamanlarında eşimin görev yerinde kalıyordum. 3 sene zarfında, gündüzlü bakıcımız olduğu halde yaklaşık 2 yıl annem yanımda kaldı. Çünkü ders çalışmam gerekiyordu ve bahsettiğim gece nöbetlerim oluyordu. Radyoloji asistanlığı bizim dönemimizde 5 yıldı. Bu süreyi ailece sabır ve birlikte özveri ile geçirdik.

​Uzman olduktan sonra eşim Yozgat Vali Yardımcısı olarak görev yaparken Ahmet Furkan’ımız doğdu. Daha sonra görev yaptığımız Sarıkamış’ta Elif, Mardin’de Zehra, Zile’de Yusuf Eren ve son olarak şu anda 7 aylık olan Yakup Kerem Görele’de görev yaparken hayata gözlerini açtı.

​Şu anda kendim Görele Devlet Hastanesinde Uzman Hekim olarak görev yaparken eşim Görele Kaymakamı olarak görev yapıyor. Görele’yi çok seviyoruz. Denizi, yeşilliği, güzel insanları ile keyifle görev yapılabilecek bir ilçe olduğunu söylemek isteriz.

​Zaman zaman çocuk konusu farklı ortamlarda gündem oluyor ve birçok tanıdığım bizden cesaret alarak çocuk sahibi oldu.

​Kaymakam bey çocuk konusunda birkaç anısını şu şekilde özetledi:

Sarıkamış’ta 3. çocuk olunca Vali Bey bana benim kaymakamlığımda; Kenan Evren Cumhurbaşkanıydı, o yüzden 2 çocukta kaldık demişti.

​Görele’de ilk hatıram; 2017 Ocak ayında Görele’de başladığımda Köy pazarının orda bir hanımefendi (Güler Hanım) kaymakam bey hoş geldiniz diyerek manav dükkanında çay içmeye davet etti. Geçtim oturdum, mangalda fındık kabuğu yanıyordu. Tanışma esnasında kaç çocuk olduğunu sorunca 5 dedim ama çok değil mi cevabını bekliyordum ki, kaç kız kaç erkek diye 2. soruyu yöneltti. 3 kız 2 erkek demiştim ki eşit olsa iyi olur dedi. Nasip kısmet Görele’de bundan tam 7 ay önce eşitlendi.

Ermiş ailesi, modern hayatın kısmı zorluklar içerse de, örneğin otomobiller 5 koltuklu, apartman dairelerinde komşuya gürültü gider korkusu, özel eğitim masrafları, bakıcı problemleri, dünyadaki gidişat (savaşlar, hastalıklar, küresel ısınma vb) istenip azmedildiğinde rahatlıkla bir çok sorunun üstesinden gelindiğini çocuk sahibi olmaktan korkmamak gerektiğini ifade ediyorlar.

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni evlenenlere en az 3 çocuk tavsiyesi üzerine kamuoyundaki zaten yanlış olan aile planlaması baskısının kırıldığını, kamuoyunun çok çocuklu olanlara artık pozitif ve özenti içinde baktığını ifade ettiler.

​Bu

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz