tatlidede

Kendini Bilmek Yaşamın Başlangıcıdır

Yaşamınız, sizlere ait olan görüşlerinizin, devam eden alışkanlıklarınızın, var olan inançlarınızın, duygu ve düşüncelerinizin, içinde bulunduğunuz durumların, korkuların, endişelerin ve algıların birer yansımasıdır.
Kendini Bilmek Yaşamın Başlangıcıdır

Sizler farkında olsanız da olmasanız da, kendi zihniniz, kim olduğunuzu, kendinizi bilmeniz adına yaşamınızın gidişatını şekillendirmek için var gücüyle bir araya gelir.

Lao Tzu der ki; “Başkalarını bilmek zekadır; kendini bilmek ise gerçek bilgeliktir. Başkalarına hakim olmak güçtür; kendinize hakim olmak gerçek güçtür.”

Yaşamın içerisinde kendinizle olan ilişki, hayatınızdaki var olan ve olacak olan en önemli ilişkilerinden biridir. Kendinizi bildiğiniz zaman, yaşamınızda yeni başlangıçlara yelken açmış olursunuz. Bununla birlikte mutlu ve daha iyi bir hayat sizinle başlamış olur. Ama kendinizi bilmediğiniz ve reddettiğiniz zaman işte o zaman istediğiniz yaşamı elde edememiş olup, yaşamı sonlandırmış olursunuz.

Kendinizi bilme ve tanıma, istediğiniz yaşamı sürdürmenin ilk ve ana birleşenidir.

Kendinizi bilmeniz, daha akıllı kararlar vermenize vesile olur. Daha iyi kişisel gelişim ve profesyonel ilişkileri kurmanıza fayda sağlamakla beraber daha olgun fikirler üretmiş olursunuz. Kendilerini bilenler, daha yaratıcı ve daha özgüvenlilerdir. İnsan ilişkilerinde ve iletişimlerinde çok daha başarılılardır. Onlar ki daha az sinirlenirler, daha az saldırganlıkları olur, insanları aldatmada ve yalan konuşmada daha düşük seviyededirler.

Unutmamak gerekir ki;

Nereye gidersek gidelim kendimizi de yanımızda götürürüz. Her şeyden kaçabiliriz belki. Anlamsız bir tartışmanın içinde bulduğumuzda kendimizi, hemen oradan uzaklaşırız belki. Sevmediğiniz bir program başladığında, istediğimiz gibi tek dokunuşla kanalı değiştirebilir, duygusal bir şarkı çıktığında radyonun sesini kısabilir ya da yükseltebiliriz. Birçok şeyden kaçabiliriz bir şekilde, lakin kendimizden asla.

Yaşanan tüm olumsuzlukların, sorunların temelinde insanın kendisini bilmemesinde yatmaktadır. Farkında olmuyor ama insan en çok da kendisine yabancı olarak yaşıyor bu hayatı.

Yaşam içten dışarı doğru yaşanmaktadır. Özündeki güzelliği, duruluğu, iyiliği, eşsizliği fark eden insan öncelikli olarak kendinin farkına, sonrasında yaşamın farkına varmaya, çevresindekilerle daha iyi anlaşmaya ve soluduğu havayı bile paylaşmaya başlar. Anlaşmazlıkların sona erdiği nokta işte tam da burasıdır. Çünkü yaşam bir yansımanın kendisidir.

Kendini bilmek yaşamın başlangıcıdır.

Kendinizi nasıl bilirseniz, karşınızdakileri de öyle bilirsiniz.

Yaptığınız iyilikler kadar iyilik görürsünüz. Sevdiğiniz kadar sevilirsiniz. Nefret ettiğiniz kadar nefret edilirsiniz. Güldürebildiğiniz kadar güler, ağlattığınız kadar ağlarsınız. Var olan her şey kendinizi bilmekten geçer. Yaşamın başlangıcı kendinizi bilmekten geçer.

Peygamber Efendimiz de, bir hadis-i şerifinde “Kim kendi nefsini tanırsa Allahı’da tanımış olur” diye buyurmuştur. İslami açıdan da bir insanın kendini bilmesi farz-ı ayndir. Öyle ki, kendini bilmeyen insan ne kâinatı ne de Allah’ı anlayabilme yetisine varabilir.

Kendini bilmek; haddini bilmek, kendi mesuliyetini idrak etmek ve varoluşunun bilincine vararak gereğini en güzel şekilde yerine getirmektir.

Yunus Emre ne güzel söylemiştir: “İlim, ilim bilmektedir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.”

Bu vesileyle makalemi şu güzel sözle noktalamak istiyorum:

Kendini bilen, Rabbini bilir. Rabbini bilen, mutlu yaşamın bayrağını eline alır ve en güzel şekilde yol almaya devam eder.

Vesselam…

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz