1793 Devrimi - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
1793 Devrimi kimin eseri? 1793 Devrimi kitabının yazarı kimdir? 1793 Devrimi konusu ve anafikri nedir? 1793 Devrimi kitabı ne anlatıyor? 1793 Devrimi kitabının yazarı Victor Hugo kimdir? İşte 1793 Devrimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Victor Hugo
Çevirmen: Ester Yanarocak
Orijinal Adı: Quatrevingt-Treize
Yayın Evi: Bordo Siyah Yayınları
İSBN: 9786053541097
Sayfa Sayısı: 494
1793 Devrimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Victor Hugo'ya göre 1793 yılını özel yapan şey, bu yılın
"Paris'in Fransa ile ve Fransa'nın da Paris ile mücadele ettiği yıl" olmasıdır; ona göre "bundan daha trajik bir şey olamaz".
Romantik gerçekçiliğin en ünlü şairi ve yazarı Hugo, çeşitli politik ve ekonomik çıkarların kaos alanına dönüşen Fransa'nın bu
"İç Savaş" dönemini, bir tarihçinin dikkati, bir romancının duyarlılığıyla anlatır bize. XVI. Louis'nin Konvansiyon kararıyla idam edildiği, iktidarın güç dengelerinin bir günden ötekine değiştiği, Fransız halkının, işçilerin feodalizmin bütün kalıntılarını ortadan kaldırma öfkesiyle her şeye saldırdığı ve iktidar oyunlarına alet edilmek istendiği günlerdir bunlar. Victor Hugo, gerçek tarihsel kişilere yer verse de, asıl olay örgüsünü farklı cephelerden temsili karakterlerle örerken fedakârlık, yurtseverlik, vicdan, ideal vb. sorularını da bu tarihsel fonda tematize eder.
1793 Devrimi: Kaos ortamında sınıfların hesaplaşması.
1793 Devrimi Alıntıları - Sözleri
- Subay:"Gerçeği söyle kimsin sen" Kadın:"Bilmiyorum." Subay:"Kim olduğunu bilmiyor musun?" Kadın:"Biz kaçan insanlarız." Subay:"Hangi tarafı tutuyorsun?" Kadın:"Bilmiyorum." Subay:"Mavilerden mi, yoksa beyazlardan misin? Kimden yanasın?" Kadın:"Ben çocuklarımın yanındayım."
- Merak da, kadınlara özgü kahramanlık cesitlerinden biridir
- Benim ruhumu yok etmekle, kendi ruhunu da yok etmiş oluyorsun
- Merak da, kadınlara özgü kahramanlık çeşitlerinden biridir.
- Her zamanki gibi, düşünmekten çok, hayal kuruyordu. Çünkü düşünen kişinin bir amacı vardır,ama hayal kuranın yoktur.
- Ama ne yazık ki Claymore şan ve şöhretten yoksun gitti. Çünkü kendi vatanına karşı savaşanlar, kahraman olamazlar.
- Duman, hem huzur verir hem de korkutur. Sakin sakin tüten dumanlar olduğu kadar, kötülük saçan dumanlar da vardır. Ancak aynı duman korkunç bir orman yangının habercisi de olabilir. Insanoğlunun mutluluğu kadar, acısını da belirleyebilir..
- Merak, bazen korkuyu bastırır ve böyle bir durumda bu duyguyu hissetmeyecek hiç kimse yoktur; insan, ölmek pahasına da olsa olup biteni öğrenmek ister.
- Yoksullar ve zenginler... işte bu korkunç bir şey. Bütün felaketlerin nedeni de bu. En azından bana öyle geliyor. Fakirler zengin olmak istiyor, ama zenginler fakir olmak istemiyor sanıyorum ki sorun biraz da bundan kaynaklanıyor.
- Bu sevimli ihtiyar gülümsedi: - Eh! Artık ayağa kalktık, yaralarımız iyileşti. Kadın: - Yalnız yüreğimdeki yara duruyor! dedi.
- Düşünüyor ve susuyordu. Istırabın acı derinliklerine gömülen saf yürekler için suskunluğun ne tür bir sığınak olduğu anlaşılamaz pek.
- ...başarmak için emin olmak gerekiyor.
- Hep ileriye gitmek ve asla durmamak.
- -Doğru söyle, kimsin sen? -Bilmiyorum. -Kim olduğunu bilmiyor musun? -Biz kaçan insanlardanız. -Hangi partidensin? -Bilmiyorum. -Cumhuriyetçilerden mi? Kralcılardan mı? Kimin tarafındansın? -Ben çocuklarımlayım.
1793 Devrimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Victor Hugo'nun okuduğum ilk romanı yazarın ölmeden önce yazdığı son romanı olan Doksan Üç oldu. Kitap 1793 yılının Fransa'sını anlatıyor. Fransız İhtilali olmuş ve ülkede bir iç savaş devam etmektedir. Savaş cumhuriyetçilerle kralcılar arasında gerçekleşmektedir. Öyle ki kardeşi kardeşe, babayı oğula düşman eden bir iç savaştır. İşte bu savaşın en kanlı yılı 1793 yılıdır. Cephede ölenler olduğu kadar giyotinle idam edilenlerin sayısı da az değildir. Hugo bu kitabında cumhuriyetçilerin yanında ve ihtilali öven bir kişidir ama bununla birlikte idam cezasına da karşıdır. Karşı olduğu sadece idam cezası değil toplum içerisinde gerçekleşen tüm eşitsizliklerdir. Özellikle papazları ve askerleri toplumun asalakları olarak görür. Kadın erkek eşitliğini ister ve toprakların halka eşit olarak dağıtılmasından yanadır. Bunlar aynı zamanda Paris Komün'ün de istekleri arasındadır. Kitap Fransız İhtilali dönemini anlatan belgesel niteliğinde bir kitap. Klasik okumayı seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. (Fatoş Kesici)
Bir kitabın sonuna daha gelmiş bulunmaktayım.Victor Hugo ilk kez bir eserinde seffil kelimesini kulanmıştır.Üç bölümden oluşan eserin, denizde geçen ilk bölümünde duygusal ve sürükleyici bir anlatım var. İkinci bölümde ise Paris'teki toplumun karmaşası ve meclisin ayaklanmaya yönelik kararları, yazar tarafından bütün ayrıntılarıyla, bir tarihçi gözüyle anlatılıyor. İkinci bölümde verilen ayrıntıların fazlalığı kitabın akışını kısmen aksatıyor. Son bölüm, en uzun olan ve Vendee'de kıyametin koptuğu bölüm. Fransız İhtilali sonrası yaşanan insanlık dışı olayların eleştirel bakış açısıyla ele alındığı ve Victor Hugo'nun yazdığı son roman olan bu eseri, o döneme ilgi duyan, tarihi, romantik gerçekçi kitapları okumayı sevenlerin beğeneceğini umuyorum.Eserde 1793 yılında Fransa'da yaşanan olaylar anlatılıyor. İhtilalden sonra cumhuriyete karşı çıkan ve kralı destekleyen insanlar Vendee bölgesinde ayaklanıyorlar.Bu ayaklanma cumhuriyetçiler tarafından oldukça kanlı bir şekilde bastırılıyor.Kral yanlıları ile cumhuriyet yanlılarının birbirleriyle mücadelesi ve yaptıkları katliamlar sonucu binlerce kişi hayatını kaybediyor. Victor Hugo bu olayları romantik ve tarihsel bir anlatımla sunuyor. Doksan Üç, Victor Hugo’nun son romanıymış.Herkese iyi okumalar . (Esra Akçay)
İnceleme: kitab möhtəşəm idi. Bu kitabı Artıq 2 ci dəfədir ki oxuyuram. Və kitab hər oxunuşunda sizdə fərqli təəssurat yaradır Oxumağınızı şiddətli şəkildə tövsiyə edirəm (Aysel Əliyeva)
Kitabın Yazarı Victor Hugo Kimdir?
Victor Hugo 26 Şubat 1802'de Fransa'da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında Fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan La Muse Française dergisini kurdu. Cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçildi. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 Devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kaldı.
Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de geçirdi. O dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan Les Misérables (Sefiller) adlı romanını yayımladı. Bunu 1866'da Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve aynı yıl L'Homme qui Rit (Gülen Adam) gibi önemli romanları izledi.
Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Artık Fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. Paris Komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti.
1885 yılında ölüm döşeğinde iken; "Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir." diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Victor Hugo Kitapları - Eserleri
- Sefiller (2 Cilt Takım)
- Notre Dame'ın Kamburu
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü
- Nişanlıya Mektuplar 1820-1822
- 1793 Devrimi
- Hernani
- Tapner Davası
- Seçme Şiirler
- Küçük Gavroş
- Bug-Jargal
- Gördüklerim İşittiklerim
- Bir Nutuk Bir Mektup
- Denizde Gece
- Les Contemplations
- Şairin Görevi
- Şeytanın Kemanı
- Sefiller - Goriot Baba
- Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet
- Robin Hood - Sefiller
- Ruy Blas
- Deniz İşçileri
- Marion de Lorme
- Anılar
- Kozet
- Claude Gueux
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux
- 1871 Paris Komünü Günleri
- Aforizmalar
- Gülen Adam
- Sefiller 2. Cilt
- Mary Tudor
- Sefiller 3. Cilt
- Sefiller 4. Cilt
- Sefiller 5. Cilt
- Küçük Erkekler - Notre Dame 'in Kamburu
- Claude Gueux
Victor Hugo Alıntıları - Sözleri
- MEZAR VE GÜL “Senin gibi bir aşk çiçeği ne yapar Seher vakti yağdığında yağmurlar?” Diye sordu mezar güle "Ya senin o kuyu gibi ağzına Düşen insan ne yapar daha sonra?” Diye sordu ona gül de “Ey karanlık mezar, ambar ve bal Kokusuna döner o damlacıklar Anladın mı beni şimdi?” Mezar da dedi ki “ey dertli çiçek Melek olup göklerde süzülecek İçime düşen her kişi” (Denizde Gece)
- Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum. (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
- Bu hep böyle olmuştur. Ünlü olma, düşmanı ve sevmeyeni olmadan olmuyor. (Claude Gueux)
- “…İndi mən doğrudan da, koram. Əvvəl mən gecənin nə olduğunu bilmirdim. Gecə ayrılıqdır”. (Gülen Adam)
- Mutluluk, herkesi mutlu görmek ister. (Sefiller 5. Cilt)
- "Ana baba sevgisi tatmadan, ot gibi yaşıyordu çocuk. Sevilmediğine üzülmüyordu. Zaten bir ana babanın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ki!" (Küçük Gavroş)
- "İnsanların hayatını kurtarıp sonra unutuyorsunuz! Yazık, yazık! Oysa onlar sizi her zaman hatırlıyorlar." (Kozet)
- "Tanrı aşkına acı bana! Bir kadını sevmek! Üstelik papaz olmak!..." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
- ''Böylece yiğit Türkler geleneksel giysilerini, insan giysilerinin bu en güzel ve en gösterişlisini bir kenara attılar , ve bizim giysilerimizi yalan yanlış benzetlemeye başladılar. Türklerin bizden fazla bir şeyleri, güzellikleri vardı; biz onlara kendi çirkinliğimizi vermeyi başardık. Bizim uygarlık taslayan bilgiçlerimiz ise buna ilerleme adını veriyorlar. '' (Anılar)
- "Tıpkı bir sürgün gibiyim." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
- "Bir günlük mutluluk, mutsuz bir yaşamdan çok daha değerlidir." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
- "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç..." . (Sefiller (2 Cilt Takım))
- Mantıksız ceza, suçu suçun üstüne mühürlemek ve perçinlemektir... (Claude Gueux)
- Duygulara kelimeler yetmiyor (Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux)
- "Bu adam o kadının var olduğunun farkına vardığı ve o kadın bu adamın orada olduğunu görmediği andan itibaren, felaket artık kaçınılmazdır." (Gördüklerim İşittiklerim)
- "Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
- Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz. (Sefiller (2 Cilt Takım))
- Sokak çocuğu demek Paris demektir, Paris demek dünya demektir. (Sefiller 3. Cilt)
- Efendilerin nefreti kölelerin tutkusundan her zaman daha fazla olur... (Claude Gueux)
- Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç. (Sefiller (2 Cilt Takım))