20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal - İlker Başbuğ Kitap özeti, konusu ve incelemesi
20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kimin eseri? 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kitabının yazarı kimdir? 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal konusu ve anafikri nedir? 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kitabı ne anlatıyor? 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal PDF indirme linki var mı? 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kitabının yazarı İlker Başbuğ kimdir? İşte 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İlker Başbuğ
Yayın Evi: Remzi Kitabevi
İSBN: 9789751415103
Sayfa Sayısı: 353
20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mustafa Kemal, her şeyden önce yorulmaz bir savaşçıdır; işine sertlikle, eserine gönülden bağlanmıştır. Çok hareketli, sabırlı, dostluklarına sadık fakat onların egemenliği altına girmeyen bir mizaç.
Her şeyde gösterişten nefret eder, ancak her şeyle ilgilenilmesini de şart koşar. Anlattıklarındaki açıklık, çarpıcı niteliktedir; hafızalarda asıl kalan şey, kanıtlamadaki berraklık, tabirlerdeki isabettir.
Gözlem yapma becerisi en ileri derecede gelişmiş, hiçbir şeyi rastlantıya bırakmıyor. Kendine güveni tam. Ama yine de beklemeyi, düşmanı yorgun düşürmeyi, kendine kalan zamanı kullanmayı iyi bilen bir lider.
Mustafa Kemal, beklemesini bilir, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz. Başarısının belirgin üç nedeni var: sezgi, tedbirli olma ve inceleme.
(Berthe G. Gaulis; Aralık 1921, Ankara)
20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal Alıntıları - Sözleri
- Ben Panislamist değilim. Bu sömürülen halkların kullandığı belirsiz bir formül. Biz Türk'üz. Hepsi bu kadar. İyi müslümanlar olarak kalmak bize yeter.
- Cumhuriyet, onun 29 Ekim 1923 günü doğan çocuğuydu, onun eseriydi.
- "Vatan mutlaka kurtulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi kurtuluşunu, kendi saadetini ve milletin kurtuluşu ve saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur."
- Mustafa Kemal Atatürk'e göre; lider, ülkesinin ve ulusunun şerefi ve kurtuluşu için çalışandır. Kendilerini ilahlaştırmak için çalışanlar lider olamaz. Kamu hizmetinin en yüce şekli, bencil olmayan çabadır.
- Bu notlarda (Atatürk'ün not defterleri) diğer iki husus da dikkat çekmektedir. Birincisi özellikle geceleri ve fırsat bulduğunda gündüzleri de, onun en büyük niteliklerinden birisini oluşturan, kitap okuma alışkanlığıdır. Aslında, onun bu niteliği, onu emsalsiz yapan niteliklerinin başında gelmektedir.
- " ... Bizim aydınlar buna çalışmalı. Neden Anadolu'ya gelip uğraşmazlar! Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar! Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir, görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla muhabbet fayda vermez."
- Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.
- Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle doğruyu, birliği, bunlara saldıran bazı yabancı unsurlar ile mücadele etmenin gereği ve milli düşünceye önem verme ile her zıt düşünceye karşı mücadele etme lüzumu, şiddetle ve fedekarlık göstererek korumanın zorunluluğu telkin edilmelidir.
- 15 Mayıs 1919 İzmir'i işgal. 3 sene 4 ay. Ben aynı gün İstanbul'u terk... O kara günde Karadeniz'de, bugün Akdeniz'deyim.
20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal İncelemesi - Şahsi Yorumlar
2 cilt olan bu kitapta eski Genel Kurmay Başkanı olan İlker Başbuğ'un askerî olarak Liderlik vasıflarını incelediği ve bir liderin nasıl olması gerektiği üzerine yazılan bir kitap. Bol kaynaklı olmakla beraber biraz önceden dönem hakkında bilginiz varsa sıkılacağınızı sanmıyorum okunması gereken bir kitap. (Cafer Temel)
Emekli Genel Kurmay Başkanımız İlker Başbuğ tarafından kaleme alınan bir Atatürk Kitabı karşımızda duruyor. Şahsen daha öncesinde Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" serisini okuduğum için bir kaç detay dışında ek olarak öğrendiğim bir detay olmadı. Bu açından kitap beklentimin altında kaldı. Peki bilader senin beklentin neydi? derseniz eğer, ben daha çok Atatürk'ün herşeyden önce asker olması sebebiyle katıldığı muharebelerde göz önüne alındığında doğal olarak onun askeri kişiliği üzerine yorumlanacağı beklentisiyle kitabı okudum, haliyle de beklediğimi bulamadım, ama bu demek değil ki bu kitap kötüdür. Öncelikle gayet akıcı bir dille okuyucuyu sıkmadan yazılmış, kaynakçası oldukça derin. İlk defa Atatürk üzerine bir kitap okuyacaksınız ideal bir tercih olabilir. (Yiğit)
Ne denilebilir ki, mükemmel bir kitap.... Ezberlerle değil de mantıklarla anlatıyor bize Mustafa Kemal Atatürk'ü ve o yıllardaki ortamı ve savaş taktik sebeplerini ve birçok şeyi... 1881-1923 yıllarını tabii ki.... 1923-1938 bu kitabın ikinci ciltidir.... Teşekkürler Sayın BAŞBUĞ.... (Emre PETEK)
20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal PDF indirme linki var mı?
İlker Başbuğ - 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İlker Başbuğ Kimdir?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 26. Genelkurmay Başkanı. Görevini 30 Ağustos 2008 tarihinde, 25. Genelkurmay Başkanı Mehmet Yaşar Büyükanıt’tan devralmış olan Başbuğ, TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası ve TSK Şeref Madalyası sahibidir. Başbuğ 9 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Y.A.Ş. sonrasında görevini 27. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'e bırakmıştır.
Mehmet İlker Başbuğ, 29 Nisan 1943 tarihinde Afyonkarahisar’da doğmuştur. Balkan Savaşı'ndan sonra Makedonya'nın Manastır şehrinden Türkiye Karaman’a göç eden ailesi daha sonra Afyonkarahisar’a yerleşmiştir. İlkokulu Afyon 27 Ağustos İlkokulu'nda, ortaokulu Afyon Lisesi’nin orta kısmında okuduktan sonra Kuleli Askeri Lisesi’ne gitmiştir. 1962 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olan Başbuğ, 1963 yılında Piyade Okulu’nu başarıyla bitirdi. 1963-1971 yılları arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı birimlerde görev alan Başbuğ, 1973 yılında Kara Harp Akademisi’ni bitirerek kurmay subay ünvanı aldı.
Kara Harp Akademisi’nden mezun olmasının ardından Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanlığında Karargâh Subaylığı, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği, Belçika / Brüksel'de NATO Uluslararası Askerî Karargâhında Cari İstihbarat Plan Subaylığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanlığı Savunma Araştırma Şube Müdürlüğü ve 51'inci Piyade Tümeni 247'nci Piyade Alay Komutanlığı görevlerini yürüten Başbuğ, ayrıca İngiltere Kara Harp Akademisi ve NATO Savunma Koleji’ndeki eğitimlerini de başarıyla tamamladı.
1989 yılında Tuğgeneral rütbesine terfi ettirilen Başbuğ, 1993 yılında ise Tümgeneral’liğe terfi ettirildi. Tümgeneral olarak Belçika’da, Milli Askeri Temsil Heyeti Başkanı olarak görev yapmasının ardından 1997 yılında Korgeneralliğe terfi ettirilen Başbuğ, Korgeneral olarak görev yaptığı sırada 2. Kolordu Komutanlığı ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Başyardımcılığı görevlerinde bulundu.
2002 yılında Orgeneral rütbesine terfi eden İlker Başbuğ, 30 Ağustos 2008 tarihinde, Mehmet Yaşar Büyükanıt’dan Genel Kurmay Başkanlığı görevini devralarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı ünvanını aldı.
TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası ve TSK Şeref Madalyası sahibi olan Orgeneral İlker Başbuğ, Sevil Başbuğ ile evlidir ve çiftin iki çocuğu bulunmaktadır.
Başbuğ 9 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Y.A.Ş. sonrasında görevini 27. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e bırakmıştır.
İlker Başbuğ, Emekliliğinde kitap yazmaya başladı.
6 Ocak 2012 tarihinde “silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarından tutuklandı. 5 Ağustos 2013 tarihinde Mahkemenin karar duruşması yapılarak kararın açıklanması bekleniyor.
Yazdığı Kitaplar :
2011 - Terör Örgütlerinin Sonu
2012 - 20. Yüzyılın En Büyük Lideri: Mustafa Kemal
2012 - 20. Yüzyılın En Büyük Lideri: Atatür
İlker Başbuğ Kitapları - Eserleri
- Suçlamalara Karşı Gerçekler
- Nasıl Bir Türkiye
- Osmanlı’dan Cumhuriyete Güç Odaklarının Mücadelesi
- Ergenekon'dan Çıkış
- 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal
- 15 Temmuz Öncesi ve Sonrası
- Sorunlarla Yüzleşmek
- Unutulan Ada Kıbrıs
- 20. Yüzyılın En Büyük Lideri Atatürk
- Türkiye Cumhuriyeti'nde Güç Odaklarının Mücadelesi
- Terör Örgütlerinin Sonu
- Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler
- Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi
- Mustafa Kemal Atatürk (2 Cilt)
- Güç Odaklarının Mücadelesi
İlker Başbuğ Alıntıları - Sözleri
- Ermeni ihtilalcilerin amaçları diğer milliyetçi ihtilalcilerinkinden çok farklıydı. İtalya'da yaşayan insanlar İtalyan idi ve İtalyan devrimcileri çoğunluğun yönettiği bir devlet istiyorlardı. Polonyalı milliyetçiler, Rus bir azınlık tarafından yönetilen ve bastırılmış bir çoğunluk olan Polonyalılar için bir devlet oluşturmak istiyorlardı. Aynı şey tüm dünyada geçerliydi, yöntemleri her ne olursa olsun, iyi ya da kötü, milliyetçiler en azından çoğunluğun kendini yönetebileceği bir devlet için savaştılar. Ermeni milliyetçileri için bu böyle değildi. Ermeni isyancıları, kendilerinin nüfusun %20'sinden daha az bir kısmını oluşturdukları bir toprağı ele geçirmek için savaştılar. Altı vilayet dedikleri bölgede, Müslümanlar Ermenilerin dört katı fazlaydı. Polonyalılar, İtalyanlar, Özbekler, Güney Afrikalılar, Cezayirliler ya da İrlandalıların aksine, Ermeniler imparatorluk tarafından yönetilen büyük bir çoğunluk değildiler. Çoğunluğu yenerek topraklarını ele geçirmek isteyen küçük bir gruptular. Ülkelerinin düşmanlarından yardım alan küçük bir gruptular; çünkü dışarıdan yardım almadan Müslüman çoğunluğu yenmeleri imkânsızdı. Eğer başarılı olsalardı, Ermeni milliyetçileri ne yapacaktı? Balkanlar'daki Türklerin acı kaderini örnek vererek gösteriyor tarih bunu bize. Bir Ermenistan kurmanın tek yolu çoğunluğu sürmek ya da öldürmekti. İhtilalciler Müslümanları saf dışı etmediği sürece, Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulamazdı. Osmanlıların Ermeni isyancılara verdiği karşılık her düşünüldüğünde, bu gerçek hatırlanmalı. Osmanlılar sadece iktidarlarını savunmuyorlardı. Çoğunluğun yönetimini reddedenlere karşı çoğunluk olan halkı savunuyorlardı. Dahası, isyancılar başarıya ulaştıkları takdirde isyancıların öldüreceği ya da yurtlarından süreceği insanları savunuyorlardı. (Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler)
- Mustafa Kemal Atatürk'e göre; lider, ülkesinin ve ulusunun şerefi ve kurtuluşu için çalışandır. Kendilerini ilahlaştırmak için çalışanlar lider olamaz. Kamu hizmetinin en yüce şekli, bencil olmayan çabadır. (20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal)
- İyi durum da olmayan ülke yönetimi için tek çıkış yolu vardır. O da meşruti idarededir. Bunu sağlayacak tek güç de ordudur. (15 Temmuz Öncesi ve Sonrası)
- Diplomaside yapılan hatanın daha sonra düzeltilebilmesi hemen hemen imkânsızdır. (Unutulan Ada Kıbrıs)
- Türkler ve Ermeniler arasında oluşan gerginliğin rasyonel sebeplerini aramak daha uygun olacaktır. Türklerin Ermenilere karşı savaşmalarının gerçek nedeni kolayca açıklanabilir ve tamamen rasyoneldir. Türkler kendilerini savunuyorlardı.* * Justin McCarthy, "Kim başlattı?", 24 Nisan 2002 tarihinde İstanbul'da yaptığı konuşma. (Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler)
- "Türkiye'de seçimler yapılacak olursa, CHP bu seçimleri kazanabilecektir." –cia başkanı alen dulles / 28 nisan 1960 (Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi)
- McCarthy'nin dediği gibi "Bir taraf ölülerini sayarken diğer tarafın kendi ölülerinden bihaber olması" olaylara soykırım görüntüsü veriyor. (Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler)
- Okuduğunu, gördüğünü, isittigini sorgulayan insandan korkmayın. Onlardan zarar gelmez. (Nasıl Bir Türkiye)
- Biz teslim etmezsek, kendimize olan saygımızı alamazlar. (Ergenekon'dan Çıkış)
- Hunlar bu topluluklar içinde yer alan ve günümüze kadar taninan bir halktır. (Osmanlı’dan Cumhuriyete Güç Odaklarının Mücadelesi)
- Cemaatlerin oluşumunda ekonomik çıkarlar var. Din bu amaç için bir araç olarak kullanılıyor. Bu olay sonra eğitim, daha sonra da siyaset alanına sıçrıyor. (Ergenekon'dan Çıkış)
- Fırtınalı denizde gemisini en az hasarla karaya yanaştıran kaptanların tarihi başka, gemisini terk edenlerin tarihi başka yazılır. (Suçlamalara Karşı Gerçekler)
- Toplumu terörle mücadelenin süresi hakkında yanlış beklentiler içine sokacak söylem ve ifadelerden kaçınılmalıdır. Terörle mücadele karmaşık bir süreçtir. 1967 Arap-İsrail Savaşı'nda altı günde zafer kazanan İsrail Silahlı Kuvvetleri, 2007'de birkaç bin kişiden oluşan Hizbullah örgütünü Lübnan'da etkisiz hale getirememiştir. (Terör Örgütlerinin Sonu)
- Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler , dervişler , müritler , meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat , medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin emir ve taleplerini yapmak , insan olmak İçin kâfidir. (15 Temmuz Öncesi ve Sonrası)
- Etkisiz hale getirilen teröristlerin yaş durumu incelendiğinde ortalama olarak, örgüte katılım yaşının 19, örgütte kalma süresinin 7 yıl, ölüm yaşının ise 26 olduğu görülmektedir. (Terör Örgütlerinin Sonu)
- Uluslararası alanda ciddi bir konuda adım atmadan önce her şeyi çok detaylı ve iyi şekilde değerlendirmek zorundasınız. Hesapsız olarak atılan adımlardan geriye çekilme o ülkeye çok büyük zararlar da verebilir. Dış politikaya; sağduyulu, gerçekçi ve ideolojik görüşlerden arındırılmış şekilde yaklaşılmalıdır. (Unutulan Ada Kıbrıs)
- Mustafa Kemal 1922'de eğitim ve öğretime ilişkin şunları da not defterine yazmıştır: "Milleti kurtarmak isteyen her vatansever için milli onur ve fedakarlık başlıca özelliklerdir. Fakat bunlar yeterli değildir. Bir milleti kurtarmak için iyi niyet de yeterli değildir. Aynı zamanda ilim ve eğitim lazımdır. Düşmanı mağlup eden ordularımızın sevk ve idaresinde fenni bilim ve ilmi kurallar rehberimiz olmuştur. Bir milletin geleceğini elde etmesi ve idare etmesi için de eğitim bilimi lazımdır. Eğitim biliminin faaliyet merkezi: Mekteptir. Milletin siyasi ve toplumsal hayatında, düşünce yapısında; her türlü dış etkiye koyabilmesi için ilmi ve fenni bilimi rehber kabul edeceğiz." (Sorunlarla Yüzleşmek)
- Sıkıştığımız zaman bizim başvuracağımız tek rehber vardır, o da Mustafa Kemal Atatürk'tür. (Sorunlarla Yüzleşmek)
- Başarı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekata katılan bütün personeline ve özellikle bu harekatta şehit düşen, 498 ölümsüz kahramana aittir. (Unutulan Ada Kıbrıs)
- Bu nedenle, Malta Yargılaması tarihi bir gerçektir. Bu yargılamada, Malta'da o günün deyimiyle “Ermeni Kırımı” bugünün deyimiyle ise “soykırım” iddiasıyla yargılanan Türkler yargı önünde aklanmışlardır. Suçsuz bulunmuşlardır. Malta kararı, Osmanlı devletinin ve İttihatçı liderlerin “soykırım” suçunu işlemediklerini ortaya koyan tarihi bir yargı kararıdır. Bu kararın, uluslararası meşruiyetini kimse sorgulayamaz. Savcılıkların, “suçsuzluk” anlamı taşıyan “kovuşturmaya yer olmadığı”, ya da “takipsizlik” kararı da yargı sürecinin bir parçasıdır. 1919-1921 Malta Yargılaması, yargısal olarak “bir soykırım soruşturması”dır. Bu açıdan çok önemli bir olaydır. Bu gerçeği hiçbir şey ortadan kaldıramaz. Son söz; 1915 Tehcir olayı; Malta'da yargılanmıştır. Kraliyet Savcılığı, soruşturma sonunda verdiği “kovuşturmaya yer olmadığı” veya “takipsizlik” kararı ile Tehcir olayında kovuşturma açılmasını gerektirecek, herhangi bir “suç unsuruna” veya “deliline” ulaşamamıştır. Bu, bir şekilde “suçsuzluk” anlamına gelmektedir. (Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler)