diorex
life
Dedas

9,75 Santimetrekare - Mehmet Eroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

9,75 Santimetrekare kimin eseri? 9,75 Santimetrekare kitabının yazarı kimdir? 9,75 Santimetrekare konusu ve anafikri nedir? 9,75 Santimetrekare kitabı ne anlatıyor? 9,75 Santimetrekare kitabının yazarı Mehmet Eroğlu kimdir? İşte 9,75 Santimetrekare kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.03.2022 06:00
9,75 Santimetrekare - Mehmet Eroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Eroğlu

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750516429

Sayfa Sayısı: 282

9,75 Santimetrekare Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Rüzgârın uğultusu, son köpeğin telaşlı adımları, kuzeyde kırık bir şimşeğin sessiz resmi, uykusu bölünmüş bir tarla faresinin kuşkuyla çevresini koklayışı, uçamayan bir kuşun ötüşü, buzlaşmış karın hışırtısı ve az ötede ince, öfkeli bir ses; çocuk sesi: "...Ba-bam tö-rö-ist be-nim. Ba-bam öldö-recek seni..."İstanbul öksürüyor, Taksim'de barikatlar... Cümle isteyen GV, dağınık yatak, eksik defter, Leyla Sayar afişi, Marilyn kapıya gelmiş, Ahmet Abi Zinar'la konuşuyor. Serap sorular soruyor. Cihangir'de bir apartman, Basmahane'de bir tren, roman içinde roman...2013 Haziranı'nda insanlar iyimserken, umutluyken, devran başka türlü dönerken...Yaralı bir adamı anlatıyor Mehmet Eroğlu. Sokaktan gelen çocuğu, ruhu bereli olanı, İsa'nın Meryem'i öldürdüğünü gören bebeği, unutmaya ve arınmaya çalışan bir yazarı. "Sağlığına Cyrano."9,75 Santimetrekare, Mehmet Eroğlu dünyasının sıcak ve yaralı yüzü.

(Tanıtım Bülteninden)

9,75 Santimetrekare Alıntıları - Sözleri

  • "llginç ve çekici olan, güzel kadınların günahlarıdır," diyorum. Serap alınmış görünmeden, "Ya çirkin kadınlar?" diyor. "Onların günahlarıyla kim ilgilenir?"
  • "Anlamını çözdüğümüzde bir işe yaramadığını keşfettiğimiz yararsız bir bilmece. "
  • "Ve insan seni seyrederken karşısındaki güzelliğin hakkını verebilmesi için ya ressam ya da şair olması gerektiğini kavrıyor. .."
  • "Mücevher takmamıştı ama gözleri vardı. .. "
  • "Kelebekler kadar büyüleyici değiller.."
  • Kim dediyse haklı: Mutluluğun ömrü ancak bir kelebeğinki kadar. .
  • Yalnızlığın ne elde edilmez zenginlik olduğunu sıkılırken keşfettim.
  • "Yüreği çok abartmamalıyız," diyorum. "O da bağırsak gibi bir organ en nihayetinde ... "
  • Şimdi biri sorsa, 'hayatta bir şey öğrendiysem o da insanların iflah olmaz birer budala olduklarıdır' derim.
  • O belki Roxane değil ama ben kesinlikle Cyrano'yum. Güzel, baştan çıkarıcı cümleler satıyorum.
  • "Eğer birisi onulmaz yalnızlığımızı giderebiliyorsa onu sevmeye yazgılıyız demektir. "
  • Onun içinde pişmanlığını itiraf edemeyen birisi, benim içimdeyse uykusuzluğuma, körlüğüme eşlik eden karanlık biri var ve ne kadar üstünü kapamaya çalışsak da, ikimiz de çaresiz bir hastalığı andıran, umutsuz bir anlaşılma isteğiyle doluyuz.
  • Hüzünde zaman aşımı yok: bunu bilmiyor.
  • İnsanın tek gizi kendisi için her zaman bir bilmece olarak kalmasıdır ..
  • Dostlar eninde sonunda birbirlerinin sahibi olurlarmış ... Mülkiyete inanmam ben.

9,75 Santimetrekare İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Mehmet Eroğlu'yla ilk tanışmam 9.75 Santimetrekare'yle oldu. İyiki de bununla olmuş çünkü hafızamda yer eden güzel bir kitap oldu. Esas karakter Ahmet'in hikayesinin yanında birde Ahmet'in yazdığı roman var. İki roman bi arada ilerliyor yani. Cyrano de Bergarac'dan, Kemalettin Tuğcu'ya, ülkemizdeki yetimhanelerden, lgbt haklarına kadar göndermeler o kadar başarılı ki. Mehmet Eroğlu'nun tüm kitaplarını okumaya karar verdim. İkinci kitabım, Fay Kırığı 1 Mehmet oldu ve sanıyorum ki 9 sene sonra yazılan 9.75 Santimetrekare, Fay Kırığına göre yazarın ustalık eseri olmuş. Son olarak bendeki yeri bambaşkadır, tavsiye edilir. (Berna Kalaycıoğlu)

Bir solukta okudum denirya işte öyle bir kitap bu... gezi olaylarının meteforunda yalnızlık ve kimsesizligin gölgesinde vicdan azabıyla her geçen gün biraz daha yok olan bir adam...ve kaçınılmaz son... (Ali K.)

Geçmişimiz geleceğimizi belirler...: Okuduğum 4. Mehmet Eroğlu kitabı ve aralarında en sevdiğim aynı zamanda... hikâyesi, kurgusu, kullanılan cümleler gayet güzel... Son derece sürükleyici... okunmasını öneriyorum... (ÖZgülYILMAZ)

Kitabın Yazarı Mehmet Eroğlu Kimdir?

Mehmet Eroğlu (d. 2 Ağustos 1948, İzmir) Türk yazar, senarist, romancı.

Yazar, 2 Ağustos 1948 günü İzmir'de dünyaya geldi. Edebiyat öğretmeni olan babası Farik Eroğlu'nun tayinleri sebebiyle ilkokul döneminde birkaç şehir ve okul değiştirdikten sonra İzmir Karşıyaka'daki Ankara İlkokulu'nu 1960 yılında bitirdi. Daha sonra İzmir Maarif Koleji'nde (bugünkü adıyla Bornova Anadolu Lisesi) 7 yıl boyunca kesintisiz olarak yatılı okudu. Liseyi bitirdiği 1967 yılında ODTÜ Müh. Fak. İnşaat Mühendisliği Bölümüne girdi; öğrenciliği sırasında Öğrenci Derneği Başkanlığı yaptı.

1971 yılında üniversiteden mezun olan Eroğlu, mezun olduğu sırada 12 Mart Darbesi sonucu kurulan sıkıyönetim mahkemesinde Dev-Genç Davası nedeniyle yargılanmaya başladı. 1972 yılında dava devam etmekteyken evlendi. İki yıl süren dava sonucunda TCK'nın 141-142 maddesine muhalefetten 8 yıl ağır hapis ve 2 yıl sürgün cezasına mahkûm edildi. Sonuç kesinleşmeden 1974 genel affıyla mahkumiyeti ortadan kalktı. Bu tarihten sonra mühendislik yapmaya ve roman kaleme almaya başladı, 1974 yılında bir kızı dünyaya geldi. 1989 yılında bir devlet bankası olan Turizm Bankası'ndaki 15 yıl sürdürdüğü görevinden siyasi baskılar sonucu ayrıldıktan sonra mühendislik kariyerine ve yazarlığa devam etti. Sadece yazmak ve bir sivil toplum örgütünde gönüllü çalışmak amacıyla mühendislik yaşamını 1999'da noktaladı. 1999'dan bu yana Uğur Mumcu Gazetecilik Araştırmaları Vakfı'nda yazarlık seminerleri vermeyi sürdüren yazar, romanlarının yanı sıra televizyon dizisi ve sinema filmi senaryoları yazmıştır.

İlk romanı Issızlığın Ortasında 1976 yılında tamamlandı ve 1979'da Milliyet Roman Ödülü'nü kazandı ancak 1980 Darbesi sonucunda kitap sakıncalı bulunarak yayınevi tarafından basımına son verildi. Birincisinin devamı niteliğindeki ikinci kitabı Geç Kalmış Ölü de aynı gerekçeyle uzn süre basılamadı. Her iki kitap da 1984 yılında yayımlandı ve ikisi birlikte hem Orhan Kemal Roman Armağanı'na hem de Madaralı Roman Ödülü'ne layık bulundular.

Yazar, 1968 kuşağını anlatmaya "Yarım Kalan Yürüyüş" (1968); "Adını Unutan Adam"(1989) kitaplarıyla devam etti. 1994'te yayımlanan "Yürek Sürgünü" adlı romanından sonra roman yazmaya 5 yıl ara verdi, senaryo yazmaya eğildi ancak senaryo çalışmalarının sonuçlarından memnun kalmadığını ifade etmiştir. 2000 yılından itibaren art arda romanlar yayımlamayı sürdürdü.

Yazar, kendisini "İnsan yaratılışının gölgeli alanlarında boy atan temaları” yazan bir yazar olarak tanımlamaktadır."

Mehmet Eroğlu Kitapları - Eserleri

  • Adını Unutan Adam
  • Issızlığın Ortası
  • Kusma Kulübü
  • Belleğin Kış Uykusu
  • Düş Kırgınları
  • Yüz: 1981

  • Fay Kırığı - 1: Mehmet
  • Zamanın Manzarası
  • Yarım Kalan Yürüyüş
  • İyi Adamın On Günü
  • Geç Kalmış Ölü
  • Kıyıdan Uzakta
  • Fay Kırığı - 2: Emine

  • Fay Kırığı - 3: Rojin
  • Yürek Sürgünü
  • 9,75 Santimetrekare
  • Kötü Adamın On Günü
  • Meraklı Adamın On Günü
  • Mermer Köşk
  • Edebi Aforizmalar

  • Kendi Hayatında Ölme Vakti
  • Devlet Adamı ve Güvenilirlik

Mehmet Eroğlu Alıntıları - Sözleri

  • Sürekli bir eksiklik duygusu, zaman zaman akla gelen, uysal bir diş ağrısına benzeyen acı: Unutmak buydu. (Yarım Kalan Yürüyüş)
  • "Budalalarla bozuk saatler birbirlerine benzerler," dedim. "Doğruyu bulmaları sadece bir rastlantıdır." (Kusma Kulübü)
  • "Sözcüklerin önce seslerini, ardından anlamlarını yitirdim; tıpkı ateşin üstüne dökülen su damlaları gibi beynimde buharlaşıp yok oldular.." (Yürek Sürgünü)
  • Her insan ,sanki yazgisina hukmedecekmis gibi ,kendi hayatinin en önemli varlığı olmayı dener !!!! (Yüz: 1981)
  • Işığı perdeleri kapattıktan sonra açtım. (Geç Kalmış Ölü)
  • "Bazı psikologlar cesaretin, ki cesaret bir anlamda insanın hayatını sürekli tehlikeye atmasıdır, özünde intihar dürtüsü olduğuna inanırlar." (Yarım Kalan Yürüyüş)

  • "Yalnızlığa katlanamayan birisinin Tanrı’yı kıskanmaya yeltenmesi affedilmez bir budalalık değil mi sence?" (Kusma Kulübü)
  • Çoğu aşkın büyüsü, cinsel merakın giderilmesiyle sona erer (Fay Kırığı - 3: Rojin)
  • “Amaçsız bir insan eninde sonunda değersiz insana mı dönüşür? Bizleri insan yapan nedir?” (Belleğin Kış Uykusu)
  • Yalnızlıkla yoğrulmuş bir ıssızlığın ortasındaydım.. (Kusma Kulübü)
  • "Anlamını çözdüğümüzde bir işe yaramadığını keşfettiğimiz yararsız bir bilmece. " (9,75 Santimetrekare)
  • İnsan kendine acımaktan vazgeçince gerçek acımayı öğreniyor olmalıydı. (Kusma Kulübü)
  • Geçmişin sessizliği, servi ağaçlarının arasında -belki de her şeye rağmen yaşayabileceğimizi hatırlatırcasına- öylece duruyor. (Kıyıdan Uzakta)

  • “Ya leyn, ya ayn” “Karışmış birbirine gecem ve düşüncem, demek. Hatırladın mı?” (Adını Unutan Adam)
  • Saklamayacaktım: Eninde sonunda her insan kalbi kırık bir palyaço değil midir? (İyi Adamın On Günü)
  • İnsanın en değerli şeyi özgürlüğüdür. Bu yüzden herkes ona saldırır. (Kıyıdan Uzakta)
  • Bazen birini o kadar çok severiz ki, kendimizi sevmeyi unuturuz. (Edebi Aforizmalar)
  • Dilsiz sanılır ama ruh kendini hep beden yoluyla ifade eder (Fay Kırığı - 3: Rojin)
  • Kendimi zamanın her şeyi unutturan kollarına bıraksam beynimdeki sorulardan kurtulabilir miydim? (Geç Kalmış Ölü)
  • İnsan mezarının yerini seçince yurdunu da seçmiş olur.. (Zamanın Manzarası)

Yorum Yaz