diorex
Dedas

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı - Turhan Temuçin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kimin eseri? Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kitabının yazarı kimdir? Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı konusu ve anafikri nedir? Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kitabı ne anlatıyor? Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı PDF indirme linki var mı? Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kitabının yazarı Turhan Temuçin kimdir? İşte Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.06.2023 22:00
Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı - Turhan Temuçin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Turhan Temuçin

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9789944298674

Sayfa Sayısı: 304

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tez akşam oldu, daha yapacak çok iş var....

Abdullah Palaz

O, Türkiye’nin gerçek “Tatar Ramazan”ıydı...‘Baba’ değil ‘Dayı’ydı...

Kendini katil olarak değil, Allah’ın kılıcı olarak görür, cinayetlerini öyle işlerdi...

O, Antep Canavarı Abdullah Dayı’ydı...

İlk cinayetini 12 yaşındayken işledi. Dayısını öldüren iki kiralık katili baltayla parçaladı.

İkisi baltayla, sekizi bıçak ve falçatayla, geri kalanları ise ateşli silahlarla olmak üzere 43 cinayet işledi.

250’nin üzerinde insanı yaraladı.

Cezaevlerinde üç kez büyük koğuş baskını düzenledi.

En büyük koğuş baskınında 59 yaralı, 1 ölü çıktı, kendisi sıyrık bile almadı.

4 kez idam yedi, 740 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Türkiye’nin 38 ayrı cezaevinde, 48 yıl net hapis yattı.

Cezaevlerinde hem çok hasımı oldu, hem de büyük saygı gördü.

Ona “Antep Canavarı” da diyen oldu, “Abdullah Dayı” diyen de...

Ama Turhan Temuçin’in tabiriyle aslında O, “Azrail’in Öbür Adı” idi.

Ölümünden yıllar sonra internette adına fan kulüpler kuruldu.

Türkiye’nin ilk büyük katili Abdullah Palaz’ın inanılması güç yaşam öyküsü...

Soluk soluğa okuyacaksınız.

.

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı Alıntıları - Sözleri

  • “Bir şartla söz veririm..." "Nedir o şart?" "O adamı bizim koğuşa vereceksin. " "Hangi adamı?" "O şair, yazar, tarihçi olan adamı. O adamı bizim koğu­şa verirsen, sana söz veririm. Vermezsen, bak müdür bey, bu cezaevinde öyle şeyler yaparım ki tarih bunu yazmamıştır. Bursa Cezaevinin tarihini kanla yazarım. Hepsi bu kadar işte." "Kimmiş o adam? Nazım Hikmet mi yoksa?"
  • Nâzım Baba da biraz sonra eşyalarıyla geldi. Zaten pek bir eşyası da yoktu. Kalktım, elini öpmek istedim vermedi, boynuma sarılıp beni öptü. "Abi" dedim, "senin suçun ne? Niye yatarsın burada?" "Benim suçum kalemimdir. Şiirlerimdir. İnsanları sevmemdir. Memleketimi de çok severim.''
  • "Müdür Beyim! Sen de şunu iyi bil. Benim önümde de, arkamda bıraktığım cinayetlerden çok daha fazlası var. Ben senin çukurunu gördüm. Ama sen benim cinayetlerimi görmedin. Sadece duydun."
  • Şu yıldızlara bak! Ne güzel dururlar! Hiç birbirlerine sataşmadan, kavga etmeden. Ya insanlar? Onlar niye birbirlerini yerler?
  • Çobanyıldızı yol gösteren bir yıldızdır. Bunu iyi bilirim. Acaba insanlara da doğruyu gösteren bir yıldız olamaz mıydı? Hep bunu düşünmüşümdür. İyiyi, kötüyü ayırt eden, yapılacak kötülüklerin önüne geçen bir yıldız yok mudur?
  • Getirdiği suyla temizlenmesine yardımcı olan ve sigarasını paylaşan Nâzım Hikmet’le ilk diyaloglarını şöyle aktarmıştı Abdullah Palaz: “Abi” dedim, “Senin suçun ne? Niye yatarsın burada?” “Benim suçum kalemimdir. Şiirlerimdir. İnsanları sevmemdir. Memleketimi de çok severim.” “Peki abi, biz yazmasını bilmeyiz ama biz de insanları severiz. İnsanlara kötülük gelmesin diye bunca işler yaptık. Haksızlığa tahammül etmeyiz, haksızlığa uğrayanın yanında oluruz. Benim atalarım da bu memleket için savaşmıştır. Cenk etmiştir. O zaman bizim bunlardan da suçumuz olması mı gerekir?” “Yok, sizin bunlardan suçunuz olmaz. Size bundan bir şey demezler, bize derler. Bu yüzden de bana ceza verirler.” “Neden?” “Çünkü bana bunlardan dolayı komünist diyorlar.” “Komünist ne demek ağam?” “İşte bu anlattıklarım, yazdıklarım, düşüncelerim komünistlik oluyor.” Ben bu 'komünist' sözünü yeni duyuyordum. Güldüm. “O zaman demek ki, ben de komünistim de haberim yokmuş” dedim. Bu kez de o dev gibi adam güldü: “Yok, olmaz öyle şey. Çünkü sen haksızlıkların üzerine silahla gidiyorsun. İnsan sevgini, haksızlık yapanı öldürerek göstermek istiyorsun. Ben bu işi kalemimle yapıyorum. Kalemimle anlatıyorum. Senin silahın patladığı yerde kalır. Benim kalemim ise bu haksızlıkları anlatarak, bir gün bu düzeni patlatır, anladın mı?” Hiçbir şey anlamamıştım. Ama bu dev gibi, yiğit adamı çok sevmiştim.
  • Onlar yedi arkadaş, Konya'ya büyük güvenlik önlemleri ile geldiklerinde, görüldü ki Abdullah Palaz'ın adı kendinden önce gelmişti.
  • Bana döndü: "Ne demek 'Yaşamak Direnmektir'?" Güldüm. "Bunu en iyi senin bilmen gerekir Dayı” dedim. "Sen yarım asır direnmişsin. Cezaevlerinde, işkencelerde, kurşunlarda. Direnmeseydin yaşayabilir miydin?"
  • Yerine oturdu. Hâkim bağırdı: "Ayağa kalk, savunmanı oku!" Oturduğu yerden o da bağırdı: "Ayağa kalkmıyorum. Savunmamı da yapmıyorum. Ne yaparsanız yapın! Beni rahat bırakın, kararınızı da temyiz et- meyeceğim. " 2 Aralık 1989 Cumartesi günü, tüm gazeteler bu haberi yazıyordu.
  • Ben şair ne demektir , yazar ne demektir , tarihçi ne demektir bilmiyordum , komünistliği ise hiç bilmiyordum . Ama vatan haini denmesi ağrıma gitmişti . Böyle bir adam , böyle bir yiğit adam vatan haini olamazdı .

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

kaç defa okuduğumu ben bile unuttum: Herkesin mutlaka okuması gereken gerçek bir yaşam hikayesi. İnsanlar kolay kolay cinnet geçirmiyor. Bütün ömrü cezaevlerinde geçmiş dönemin tatar ramazanı olarak anılan bir hayat hikayesi. (Filinta)

Naptın Dayı?: Nasıl anlatsam,nerden başlasam... "4 kez idam yedim,740 yıl hapis kestiler.48 yıl 38 ayrı cezaevinde hapis yattım.Ben Abdullah Dayıyım.Baba değilim!." Şahin Bey'in sağ kolu olarak Antep savunmasında yer alan,sol elini ve ailesini kurban veren,kentte efsaneleşen Kilisli Savcılı aşiretinin Reisi Ali Ağa'nın hayatta olan tek evladı,tek oğlu Abdullah Palaz. Abdullah Palaz ismini bundan bir hafta önce bir arkadaşımdan duydum ve dinledim.Hayatının anlatıldığı bu kitabı okumamı şiddetle tavsiye etti.Çünkü kitap şiddet içerikliydi.Ancak ortada küçük bir sorun vardı.Kitabı gece gündüz internette,kitapçılarda,sahaflarda aramama rağmen izine bile rastlayamadım.Kitabın baskısı yok,satışı yok.Sosyal ortamlarda ve bazı forumlarda kitabı 200 ile 250 tl arasında (karaborsa) satan kişilerle kontak kurup kitaba ulaşmak için hamle yaptım.Derken anlaştığım biri anlaşmaya uymadı,yan çizdi.Abdullah Dayı olsa bu kişiyi bulur cezalandırırdı.Ama ben Abdullah Dayı değildim.Amaçsızca internette sörf yaparken rabbilalemin bir hediyesi gibi kitabın pdf'sine rastladım.Oysa pdf'yi de çok aramıştım ama bütün siteler trol çıkmıştı.İndirip iki gecede okudum.Normalde okuma listesine bütün kalbiyle bağlı ve sadık biriyim.Abdullah Dayıyı listenin en başına almak benim için küçük bir kaçamaktı.Murat Menteş'den özür diliyorum.Abdullah Dayıyı,Cervantes'in Don Kişot'undan hemen sonra okumam da tam bir isabet olmuş.Bunu Abdullah Dayıyı okuyan bilir. Bu kitap bir otoyografidir.Abdullah Dayı anlatmış,yazar ses kaydı almış ve Abdullah Dayı vefat ettikten sonra kitap çıkmıştır.Herkes cezaevlerinde neler dönüyor bilsin,öğrensin ayağına aslında namı kuşaktan kuşağa sürsün diye (bence) bu kitabın yazılmasını çok istemiş ve çok acele etmiştir.Ömrü vefa etmemiştir kitabı görmeye.Abdullah Dayı kimine göre canavar,kimine göre katil,kimine göre mazlumların kahramanı,kimine göre efsanedir.Abdullah Dayı bana göre tam bir Don Kişot'dur.Tatar Ramazan denilince, aklıma hep 8 köşe kasketi,belinde kuşağı,pala bıyığı ve elinde hançeriyle Kadir İnanır gelirdi.Tatar Ramazan aslında Abdullah Palazmış arkadaşlar.Abdullah Dayı, babasının nüfusu ve varlığı ile bu hayatta çocukluğundan beri bir tek gün para sıkıntısı çekmemiş,varlık içinde bolluk içinde yaşamış, ta çocukluğundan ölene kadar parayı nam yapmada,isim yapmada ustaca kullanmıştır.Yeri geldiğinde garibana yardım etmiş,yeri geldiğinde birilerini susturmuş,yeri geldiğinde ise rüşvet olarak kullanmış.İlkokul mezunu bile değil ama kafa zehir.Sadece parayı değil,babasının namını da zaman zaman kullanıp bu nimetten de yararlanmıştır.Ama zamanla kendi namı babasının namını geçmiştir.Kendisini Allahı'ın yeryüzündeki gazabı,Allah'ın kılıcı ve Azrail olarak tanımlıyor.Allah istemese ben bunları yapamazdım diyor.Kendine göre her zaman haklı.Yaptığı icraatlara baktığınız zaman,hak hukuk adalet,vicdan,namus,haksızlık,zulüm terimlerini duyduğunuz zaman sığ düşünen ve tabuları olan biri için Abdullah Dayı tam da kendini tarif ettiği gibi görünüyor.Bir kişi de çıkıp demiyor ki "ya dayı sen neyin peşindesin?" Bir gelincik gibi intikamcı,bazen bir kedi gibi uysal,bir ceylan gibi tedirgin,bir tilki gibi kurnaz,bir ayı gibi güçlü,cezaevinde olmasına rağmen bir kurt kadar özgür,bir örümcek gibi sabırlı ve bir aslan gibi nam peşinde.Hayvan betimlemeleri yapmadan geçmememin sebebi,19 resmi cinayeti 24 gayriresmi (ispatı yok) toplam 43 insan öldürüp yüzlercesini yaralayıp sakat bırakan Abdullah Dayı ava ve avcılara karşı.Hayvan öldüreni öldürürüm,nerede yaralı bir keklik görürseniz yarasını sarıp salacaksınız emri veren birisi olduğu içindi. Abdullah Dayı,bütün ömrünü,7 sülalesini,karısını,parasını,evladını "Dayı" namını alıp,almakla da yetmez o namı sürdürmek için kendince muhteşem bahaneler üreterek,kanla,gözyaşıyla seve seve harcamış ve asla zerrece pişman olmamıştır.Antep'in buğday tarlalarına sahipken,ülkenin bütün ekmek fırınlarını satın alacak güce sahipken,en büyük babalığın, en büyük dayılığın,en büyük delikanlılığın koltuğunun altına iki ekmek alıp evine gitmekle olacağını bilmeyerek Don Kişotluğa soyunmuştur.Abdullah Dayı,bu toplum için,kanun için, hukuk için, adalet için, aklı selim insanlar için üniversitelerde tez konusu olmalı ve okutulmalıdır.İçi dolu veya boş hiçbir terim için,hiçbir bahane ile 43 tane insan öldüremezsiniz.Bir nefsi müdafa vardır, bir de kana doymayan nefis vardır. Ölünün arkasından daha fazla konuşmayayım.Kitapda Abdullah Dayının bütün bu icraatlarını nam için yaptığı kanaatine varmasaydım benim de efsanem olabirdi.İbret için ve ailenize sıkı sıkıya sarılmak için,yarın mecbur kalır da bir suç işlemeyi düşünürseniz cezaevlerinin o iğrenç yüzünü daha oralara düşmeden görüp anlamak için mutlaka okuyun. turuz.com'dan pdf e ulaşıp okuyun da 250 tl kaptırmayın karaborsacılara :) (Çağlayan ASLAN)

..Tez akşam oldu ,daha yapacak işlerimiz vardı .Abdullah Palaz #SPOILER Tatar Ramazan gerçek miydi ?diyerek yola çıktım ..karşımda Abdullah dayı'duruyordu ... 38 sürgün ,48 yıl hapis cezası 19 resmi cinayetten 43 gayrı resmî cinayet sayısız yaralama .. dört idam ,170 yıl hapis cezası yemiş. Baktığında "Canavar" dediklerinden ..öylemiydi merak ettim okudum .. öz yaşam hikayesini 1994 yılında yazara bir bir anlatmış ..çocukluğundan öldüğü güne kadar nasıl "Canavar " oldum diyor .. "Kimse de yüzüne karşı canavar diyememiş o da ayrı mesele " Bir katil'in biyografisi ... En büyük özelliği hiçbir şeyi unutmaması Isimleri ,olayları ,tarihleri ve hataları unutmayan bir adam "hata yapmayacaksınız diyor "affı yoktur " Babası ısmet paşayla Yemende savaşmış daha sonra Antep direnişinde Mehmet Sait yani namı diger "Şahin bey" ile at sürmüş. ."ben bunları babamdan dinledim diyor __yoksa ben nerden bileceğim " Herşey bitip Fransızlar geri çekilirken "ailesi ile yaylım ateşine tutulmuş Ali ağa üç evladını ve eşini katletmisler ,kendi de bir kolu kopuk olarak yaşamış ..tabii o bunları o kadar güzel anlatiyor ki keşke okuyup görseniz ..velhasıl bu olaydan yıllar sonra Ali ağa tekrar evleniyor ve Abdullah doğuyor .. 24 odalı kocaman kilerli bir evde büyüdüm diyor ..daha yedi yaşındayken açları doyurmaya ,yoksulu giydirmeye başlıyor ..bazı coğrafyalar erken büyüyor çocukları sanırım. .sekiz yaşında ilk silahı eline alıyor ..on yaşında vuramadıģı hedef yok ..onüç yaşında babasının kendine hediye ettiği tarlanin suyunu kesmek isteyen valiyi vuruyor .. "Demiştim sana Vali bey tek dur diye! Begendin mi simdi yaptığını? " Atı,silahı,namı derken aman diyenin yardımına koşuyor serde gençlik ,damarda deli kan ..hiç tanımadığı bir kadının hakkını gasp edenlere verince kurşunu başlıyor hikaye .. Halepte iki yıl saklıyorlar onu ne olursa olsun deyip dönüyor memlekete 17 ay cezaevi ,ilk giriş böyle oluyor ama son değil .. Sonrasını ne ben anlatmakla bitirebilirim ne onun anlattığı gibi anlatabilirim .. Cezaevlerinde yaşamı, ağzından dökülen "ki çenesinden vurulmuş ağzı kuş kadar" Hayatta kalma savaşını ondan dinlemeniz gerekir .. Sürgün nedir ?kumar nedir ?silah nedir?hapishane nedir?müdür, gardiyan,koğuş aģası nedir?pekmez tenekesi nedir?tuğladan,demirden el yapimi "alet"nedir? Kanalizasyon çukuru nedir?falaka,yıģma,yıkma? nedir bunlar? Firar nedir ?isyan nedir?koğuş basmak?alem yapmak? Racon? ?? nedir .. Şimdi bunları "övülsün"diye değil "bilinsin"diye yaziyorum sizlere .. Kan davaları süren coğrafyalar, belinde silahla büyüyen çocuklar "ne gülüyorsun dayının katilini öldürdünmü ki " diyen anneler göreceksiniz bu kitapta .. Suçun suçu büyüttüğü,beslediği ,semirttiği ceza evleri göreceksiniz ..idam cezasının caydırıcı değil "nasılsa idamlığım üç kişi daha vursam ne olur" diyen adamlar göreceksiniz .. Bir çok ünlü isim ama özellikle "Nazım Hikmet " göreceksiniz. .Bütün namlı cezaevleri Bursa ,Sinop dahil sayamadıģım kadar yere girip çıkacaksınız .. Bir "farklı " adam hikayesi Abdullah Dayı Hakkını savunan,canını ortaya atan,kumarı yasaklayan, yoksulu doyuran ,garibanı ezdirmeyen, öldürdüğü kadar da ölümden dönen bir adam hikayesi .. Okuyun "Tatar Ramazan" demişlerse eğer ona "az bile "söylemişler .. Hür ve adaletli bir dünya dileğiyle .. Iyi okumalar ... (Ebru Ince)

Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı PDF indirme linki var mı?

Turhan Temuçin - Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Turhan Temuçin Kimdir?

Turhan Temuçin Kitapları - Eserleri

  • Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı
  • Parti Mi Marti Mi?
  • Yahya Dayı
  • Katırı Deviren Vergi

Turhan Temuçin Alıntıları - Sözleri

  • Nâzım Baba da biraz sonra eşyalarıyla geldi. Zaten pek bir eşyası da yoktu. Kalktım, elini öpmek istedim vermedi, boynuma sarılıp beni öptü. "Abi" dedim, "senin suçun ne? Niye yatarsın burada?" "Benim suçum kalemimdir. Şiirlerimdir. İnsanları sevmemdir. Memleketimi de çok severim.'' (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Getirdiği suyla temizlenmesine yardımcı olan ve sigarasını paylaşan Nâzım Hikmet’le ilk diyaloglarını şöyle aktarmıştı Abdullah Palaz: “Abi” dedim, “Senin suçun ne? Niye yatarsın burada?” “Benim suçum kalemimdir. Şiirlerimdir. İnsanları sevmemdir. Memleketimi de çok severim.” “Peki abi, biz yazmasını bilmeyiz ama biz de insanları severiz. İnsanlara kötülük gelmesin diye bunca işler yaptık. Haksızlığa tahammül etmeyiz, haksızlığa uğrayanın yanında oluruz. Benim atalarım da bu memleket için savaşmıştır. Cenk etmiştir. O zaman bizim bunlardan da suçumuz olması mı gerekir?” “Yok, sizin bunlardan suçunuz olmaz. Size bundan bir şey demezler, bize derler. Bu yüzden de bana ceza verirler.” “Neden?” “Çünkü bana bunlardan dolayı komünist diyorlar.” “Komünist ne demek ağam?” “İşte bu anlattıklarım, yazdıklarım, düşüncelerim komünistlik oluyor.” Ben bu 'komünist' sözünü yeni duyuyordum. Güldüm. “O zaman demek ki, ben de komünistim de haberim yokmuş” dedim. Bu kez de o dev gibi adam güldü: “Yok, olmaz öyle şey. Çünkü sen haksızlıkların üzerine silahla gidiyorsun. İnsan sevgini, haksızlık yapanı öldürerek göstermek istiyorsun. Ben bu işi kalemimle yapıyorum. Kalemimle anlatıyorum. Senin silahın patladığı yerde kalır. Benim kalemim ise bu haksızlıkları anlatarak, bir gün bu düzeni patlatır, anladın mı?” Hiçbir şey anlamamıştım. Ama bu dev gibi, yiğit adamı çok sevmiştim. (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Yerine oturdu. Hâkim bağırdı: "Ayağa kalk, savunmanı oku!" Oturduğu yerden o da bağırdı: "Ayağa kalkmıyorum. Savunmamı da yapmıyorum. Ne yaparsanız yapın! Beni rahat bırakın, kararınızı da temyiz et- meyeceğim. " 2 Aralık 1989 Cumartesi günü, tüm gazeteler bu haberi yazıyordu. (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Onlar yedi arkadaş, Konya'ya büyük güvenlik önlemleri ile geldiklerinde, görüldü ki Abdullah Palaz'ın adı kendinden önce gelmişti. (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Çobanyıldızı yol gösteren bir yıldızdır. Bunu iyi bilirim. Acaba insanlara da doğruyu gösteren bir yıldız olamaz mıydı? Hep bunu düşünmüşümdür. İyiyi, kötüyü ayırt eden, yapılacak kötülüklerin önüne geçen bir yıldız yok mudur? (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Ben şair ne demektir , yazar ne demektir , tarihçi ne demektir bilmiyordum , komünistliği ise hiç bilmiyordum . Ama vatan haini denmesi ağrıma gitmişti . Böyle bir adam , böyle bir yiğit adam vatan haini olamazdı . (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • "Müdür Beyim! Sen de şunu iyi bil. Benim önümde de, arkamda bıraktığım cinayetlerden çok daha fazlası var. Ben senin çukurunu gördüm. Ama sen benim cinayetlerimi görmedin. Sadece duydun." (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Bana döndü: "Ne demek 'Yaşamak Direnmektir'?" Güldüm. "Bunu en iyi senin bilmen gerekir Dayı” dedim. "Sen yarım asır direnmişsin. Cezaevlerinde, işkencelerde, kurşunlarda. Direnmeseydin yaşayabilir miydin?" (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • “Bir şartla söz veririm..." "Nedir o şart?" "O adamı bizim koğuşa vereceksin. " "Hangi adamı?" "O şair, yazar, tarihçi olan adamı. O adamı bizim koğu­şa verirsen, sana söz veririm. Vermezsen, bak müdür bey, bu cezaevinde öyle şeyler yaparım ki tarih bunu yazmamıştır. Bursa Cezaevinin tarihini kanla yazarım. Hepsi bu kadar işte." "Kimmiş o adam? Nazım Hikmet mi yoksa?" (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)
  • Şu yıldızlara bak! Ne güzel dururlar! Hiç birbirlerine sataşmadan, kavga etmeden. Ya insanlar? Onlar niye birbirlerini yerler? (Abdullah Dayı - "Azrail'in Öbür Adı" Antep Canavarı)

Yorum Yaz