diorex
life
Dedas

Acı Yudum - J. Mario Simmel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Acı Yudum kimin eseri? Acı Yudum kitabının yazarı kimdir? Acı Yudum konusu ve anafikri nedir? Acı Yudum kitabı ne anlatıyor? Acı Yudum PDF indirme linki var mı? Acı Yudum kitabının yazarı J. Mario Simmel kimdir? İşte Acı Yudum kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.04.2022 04:00
Acı Yudum - J. Mario Simmel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: J. Mario Simmel

Çevirmen: Zeyyat Selimoğlu

Yayın Evi: E Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 654

Acı Yudum Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Peter Jordan, bir zamanların en çok beğenilen, en çok sevilen çocuk yıldızı… Diğer çocuk yıldızlar gibi o da büyüyünce gözden düşmüştür. Yoksulluktan geldiği hayatı geride bırakmış, Almanya’da Nazizmin kudurmaya başladığı dönemlerde bir film çekerken aşık olduğu Yahudi kızı toplama kampına yollanmaktan kurtaramamış ve alkolizmin en dibine inmiştir. Artık 34 yaşındadır, kendinden büyük ve zengin bir kadınla evlidir. Yetmezmiş gibi kadının üvey kızı, ellerinde büyüyen Shirley’e de aşıktır.

Dünya savaşı yıllarında asker olarak gelişini de sayarsak Acı Yudum’da Peter’in Almanya’ya üçüncü gelişinin hikayesini okumaktayız.

Savaşın üzerinden yıllar geçmiş ama Almanya hala kasvetli havasını korumakta ve savaşın izlerini taşımaktadır. Peter, “Come Back” diye bir film çekmek üzere Alman yapımcılarla anlaşmaya varmıştır. Çekilecek film biraz da kendi yaşam öyküsü olacaktır. İsmiyle müsemma, geri dönüşünü anlatacaktır. Ancak filme başlayabilmesi için yapımcının bir şartı vardır: sağlık muayenesinden geçmesi.

Tam da bu sırada bir kalp krizi geçiren Peter için bu olanaksızdır. Ama bazı tavsiyelerle bulduğu bir genelevdeki morfinman bir doktora para verince, doktor onu ayağa dikmeye söz verir.

Peter film çekimlerine başlamıştır ama hayatı her zamankinden de baş aşağı gitmektedir. Shirley hamiledir, şarlatan doktorun ilaçları beklenen yan etkileri göstermeye başlar, yapımcı ve yönetmen oyunundan hoşnut değildir. Kötü günler karısı Joan ve Shirley’nin yanına gelmesi ve oteline yerleşmeleriyle tırmanmaya devam eder. Shirley’nin ölümü, Joan’ın her şeyi öğrenip kendini terk etmesi, keş doktorunun tutuklanması darbe üstüne darbe indirir.

Simmel, trajediyi ustalıkla kullanır. Herkesin başına gelebilecek bir felaketler silsilesi haline getirir. Bu yüzden alabildiğine gerçekçidir. Savaş biteli 15 yıl olmuştur ama izleri Almanya’yı hala terk etmemiştir. Kurşuni bir atmosfer her yere hakimdir. Soğuk savaş diğer kitaplarında olduğu gibi fonda başrolü oynamaz, en azından Amerikalılar ve Ruslar yoktur. Ama yazar yine de bir şekilde dünyayı takip etmektedir; “Türkiye’de öğrencilerin ayaklandığını ve Başbakan Adnan Menderes’in görevden alındığını” da bir haberin içinde verir. Olayların kurgusunu daha önceki kitaplarında da yaptığı gibi flash-back’lerle anlatır. Gelecek güzel günlerin ipuçlarıdır, bu klinikten gelen teyp kayıtları.

Acı Yudum Alıntıları - Sözleri

  • "Bütün dürüst ve kalbi temiz insanlar, bu dünyada tanığı oldukları, görüp işittikleri şeylerden ötürü üzgün olsalar gerek."
  • "Ve insan sevdi mi, öbürü için iyi olan neyse, onu yapmalı."
  • Hiç bir insanın, hiç bir hayvanın devamlı mutlu olmayacağı...Her hayvan, her insan, yaşadığı sürece hep yeni acılar tadacak, hep yeniden incitilecektir. Ama insanın kendi kendini incitmesi yok mu, işte o insanı hasta eder Mister Jordan.
  • "... aşk konusunda hepimizin çok bencil olduğunu, başka bir insana kendimiz için, yalnız kendimiz için sahip olmak istediğimizi... Bu, aşkın en fazla rastlananı, alelâde ve yanlış olan aşktır, diyordu, insanın, yalnız kendisi için istemesi..."
  • "Kadın hasta erkeği seviyor. Erkek kadını sevmiyor. Kadın, erkeğin ancak iyileşinceye kadar yanında kalacağından emin..."
  • Mutluluğunuz kendi elinizdedir! Bir şeyi gözden çıkarmaya cesaret edin.
  • "Bir kadın ya da bir aşk mı yitirdik, hemen yenisi gelir yerine, yeni bir kadın, yeni bir aşk."
  • Karşılaştığımız bütün insanların, davranışlarını etkileyen yazgıları vardır. Bunu pek aklımıza getirmeyiz. Biz onların yerinde olsak nasıl bir tepki göstereceksek onların da aynı tepkiyi göstermelerini bekleriz. Ve bundan ötürü de onları çoğu durumlarda anlamaz, değerlendiremeyiz.
  • "Sağlığı tam olan bir insan, tamamen bağımsız olan insandır, ne bir kişiye, ne de bir şeye bağımlı olmalı."
  • Çağımız insanları, itiraf ettiklerinden ya da sandıklarından daha mutsuz, daha huzursuz, daha tatminsizdirler.
  • " Şu dünyada her insan , tek bir insanı mutlu kılsaydı, bütün dünya mutlu olurdu".
  • "Bu düzensiz dünyada her birimizin düzenli bir ödevi var. Her birimizin diğer birine bir şey vermek sorumluluğu var. Ama ne verirsek ya da ne alırsak, tam bir aydınlık içinde üretilmeli, tam bir aydınlık içinde elde edilmeli. Aydın düşünce --daha önce de söylediğim, daha sonra da sık sık söyleyeceğim gibi-- korkunun ölümü demektir."
  • "Hep yeni yeni acılar gelir, derken, onlar da unutulur. Kimi zaman da yeni sevinçlere sıra gelir, ama onlar da çabuk geçer, bir de bakarsınız onlar da tad vermiyor artık. Bifteği de unutursunuz, kanseri de; hayat budur işte."

Acı Yudum İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Peter Jordan geçmişte Hollywood'un çocuk sinema yıldızlarından biriyken başarılı sinema kariyerini ileriye taşıyamamış, kazandığı milyonları çarçur etmiştir. 37 yaşına geldiğinde yeni bir filmle eski şatafatlı günlerine geri dönmenin planlarını yapmaktadır. Fakat bu beklediği kadar kolay olmayacaktır. Karısı Joan'ı artık sevmemektedir. Üzey kızı Shirley'le aşk yaşamaktadır. Sağlık durumu filmi bitirecek durumda değildir zira herkesten gizlediği korkunç bir alkol bağımlılığına tutulmuştur. Kara bulutlar birer birer Peter'ın hayatını kaplamaktadır ve kendisi de almış olduğu korkunç kararlarla bir batağın içine saplanmaya başlar. J. Mario Simmel'in histerik, bir çıkmazın içine sıkışmış, yaralı roman karakterlerine bayılıyorum. Kurgu yaratmadaki başarısı ve özgünlüğü de takdire şayan. 600+ sayfaya sahip bir roman olmasına rağmen sıkılmadan okuyabiliyorsunuz. Bu romanında alkol bağımlılığı çözümlemesi yapıyor yazar. Alkol bağımlılığı nasıl başlıyor, karar alma sürecimizi nasıl etkiliyor, değer yargılarımız üzerindeki etkisi nedir? Derin bir tahlili mevcut. Bir alt metin olarakta sonuçları ne olursa olsun doğru yaşamalıyız diyor. Favori yazarlarımdan birisidir kendisi. Tavsiye ederim. (Mehmet Sağdıç)

Alkolik bir artistin hayat hikayesi, usta kalemin ellerinde çok güzel şekillendirilip okuyucuların beğenisine sunulmuş. Sıkılmadan okuyacağınız kitaplardan birisi.. (hakan)

Eski baskılı kitapları okumak bana ayrı bir mutluluk veriyor. Okuduğum bu kitap 1.baskı 1973 tarihli. Kitap kapağı da sade; kahverengi deri kaplı, üzerinde yazarın ve kitabın adı işlenmiş. Sayfalarının sararmışlığı ve kitabın kendine ait yılların kokusu okurken beni mest etti. Kitap, ismi gibi acı dolu... Peter JORDAN çocukluğunda beyaz perdenin aranılan isimlerindendir. Ancak yetişkinliğinde bu şöhreti kaybetmiştir. Üstelik bağımlısı olduğu alkolden de bir türlü kurtulamamıştır. Evli olduğu kadının kızı Shirley ile yasak ilişkisi ve bu ilişkiden bir bebeği olacağını öğrenmesi, her şeyi allak bullak etmiştir.Tek umudu kendisine teklif edilen büyük bir filmin başrolünü sorunsuz şekilde bitirebilmek. Ama işler burada da aksayacak, alkol krizleri kendini gösterecektir. Neyseki bu krizleri de Nataşa isimli kadının hemşireliği ile kimseye duyurmadan atlatacaktır. (Nataşa ilerde onun kaderi olacaktır.) Shirley, hayatının çıkmaza girdiğini artık dibe vurduğunu anlayınca yaşamına son verir; hem de Peter' in gözü önünde. Karısı Joan, kızının ölümünden sonra aşk mektuplarını bulup her şeyi öğrenince Peter'a boşanma davası açar. Bu karışıklığın içinde tek güzel şey Peter' ın filmi dünya çapında başarı kazanmıştır. Kitap, acıyla başlayıp acıyla bitiyor. Okuduktan sonra şunu düşünüyorsunuz: Bir erkek iki kadına zarar verebiliyorsa, başka bir kadına mutluluk verebilir mi? Verirse de bu daha önce yaptıklarına kefaret , bir günah çıkarma mıdır? (Bilge ADIGÜZEL)

Acı Yudum PDF indirme linki var mı?

J. Mario Simmel - Acı Yudum kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Acı Yudum PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı J. Mario Simmel Kimdir?

Johannes Mario Simmel, (d. 7 Nisan 1924, Viyana - ö. 1 Ocak 2009, Luzern), Avusturyalı yazardır.

Viyana'da doğmuş, Avusturya ve İngiltere'de büyümüştür. Eğitimi kimya mühendisliği üzerine tamamlamıştır. 1943 yılından itibaren II. Dünya Savaşı'nın sonuna demek araştırmacı olarak çalışmıştır. II. Dünya Savaşı'nın bitişinden sonra, Amerikan askeri hükümeti adına çevirmen olarak çalışmış ve Viyana'da yayım yapan "Welt am Abend" gazetesinde incelemeler ve hikâyeler yayımlamıştır. 1950'lerin başında, "Munich illustrated Quick in Europe and America" için muhabir olarak çalişmaya başlamıştır.

Johannes Mario Simmel, çok sayıda roman ve senaryo yazmıştır.Yazarın ilk başarısı 1960 yılında yayımlanan 'Es muss nicht immer Kavier sein'isimli romandır.Yazarın kitapları dünya çapında milyonlarca adet satılmıştır.Romanlarının pekçoğu 1960 ve 1970 yıllarında filme çekilmiştir. İçerisinde Award of Excellence of the Society of Writers of United Nations, ödülünün de bulunduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.

J. Mario Simmel Kitapları - Eserleri

  • Yalnız Havyarla Yaşanmaz
  • Bırakın Yaşasınlar
  • Güneşten de Sıcak
  • Aşk Dediğin Laftır
  • Ve Palyaçolarla Gözyaşları
  • Tanrı Sevenleri Korur
  • Acı Yudum
  • Gökkuşağı
  • Yaşamak Ne Güzel
  • Nina B. Olayı
  • Aşk Dediğin Laftır
  • Hepimiz Kardeş Olacağız
  • Karanlıktakiler Gözükmez
  • Merhaba Umut
  • Küskün Rüzgar
  • Vatan Sağolsun
  • Yalnız Değiliz
  • Çalınmış Rüyalar
  • Karlı Dağlarda Tatil
  • Gizli Ekmek
  • Lütfen Ağlamayın
  • Tanrı Sevenleri Korur
  • Neşeli Oluşuma Şaşıyorum

J. Mario Simmel Alıntıları - Sözleri

  • «Ölümde dahi ayrılmadılar... Metafizik bir gerekti karşılaşmaları... Sen bu konulardan hoşlanmazsın, ama... 'ayrılanlar, birbirini bulur' Goethe, böyle der, değil mi?» Groll: «O satırlar Holderlin'e aittir,» dedi. «'Kavganın arkasında barışma vardır ve bütün ayrılanlar birbirini bulur.'» (Gökkuşağı)
  • Ve Viyana bir savaş şehri olarak kalmış, hâlâ da öyle... savaş şehri... Geçmiş zaman bizim burada şimdiki zaman sayılır. Değişmiş hiçbir şey yok. (Gökkuşağı)
  • Dunya siyasetinin gorunmeyen yuzu,karaliktakiler gozukmez... (Karanlıktakiler Gözükmez)
  • Çağımız insanları, itiraf ettiklerinden ya da sandıklarından daha mutsuz, daha huzursuz, daha tatminsizdirler. (Acı Yudum)
  • Sibille'nin işi kolaydı, Tanrıyla konuşabiliyordu. Ona inanmak dünyanın en kolay işiydi. (Tanrı Sevenleri Korur)
  • Bu dünyada hiçbir güç insanı, inancına ve gerçeklere uymayan düşüncelere veya davranışlara zorlayamaz... İnsanoğlunun isteği dışında, Tanrı'nın güvencesi altında olan bir hak vardır ki, kişiye iyi ile kötüyü, neyin yapılacağı ile neyin yapılamayacağını ayırt etmesini..." (Merhaba Umut)
  • Beni, benim gibiler çeker. Şayet ben normal, sakin ve iyi ahlâklı olsaydım muhakkak ki öyle olan çoğunluğa yaklaşmak imkânını bulurdum. Ama neredeyse korkunç diyebileceğim bir iç güdüsü ile insanlar kendilerine benzeyen insanlara doğru yönelirler benim de başıma aynı şey geldi. (Aşk Dediğin Laftır)
  • «Sizin zaten soylulara hiç tahammülünüz yoktur!» «Hiç de değil! Tolstoy da bir soyluydu. Fakat en aşağı benim kadar da dindardı!» (Gökkuşağı)
  • "Güçlüydüm. Çünkü sevmiyordum." (Aşk Dediğin Laftır)
  • Çağımız da bilincini yitirmiş sayılmaz mı? Yüzyılımızın bütün acılarını, karışıklarını ve dehşetlerini, doğru düşünebilme olanağının yitirilmesine bağlamak mümkün değil mi? Beyinlerimizin yapısı değişti; basit, insancıl bağlantıları kuramıyorlar; basit, insancıl gerçeklerin yerine sahtelerini geçiriyorlar. Hasta ruh, hasta dünya. (Güneşten de Sıcak)
  • «Yaşamak isteyenin, acılara dayanıklı bir kalbe sahip bulunması gerektiği gerçeğini ancak uzun bir zaman sonra öğrenebildim. İnsan, iyi ve kötü günlerin birbirini izlediğini bilmeli. Ve ancak iyiyi şükranla, kötüyü de sabırla karşılamasını bilen insan, saygıya lâyıktır.» (Gökkuşağı)
  • Oysa yalnız insanların değil, evlerin de ikiyüzlü olabileceğini öğreneceğim gün pek de uzak değil. (Aşk Dediğin Laftır)
  • Hayvanlarda öldürme diye bir şey yoktur. İnsanlarda olduğu gibi demek istiyorum. İnsanlar niçin öldürüyor? İnsan, zevk aldığı veya öldürmek istediği için bir başka insanı öldürüyor. Öyle değil mi? Georgia üzüntü ile başını önüne eğdi. "İnsan bu değişmez içgüdüsüyle bir gün dünyanın sonunu getirecektir," diye devam etti Lindhout. "Hatta öteki dünyalara da zarar verecektir. Kısacası, bence insan zararlı bir varlıktır. Kendini ilerici sanan bazı kişiler, insanlığın yaptıkları çok iyidir, diyor. Şöyle etrafına bir baksana. Ne yapıyoruz biz? Hemcinsimizi öldürüyor, çevremizi kirletiyor, dünyayı parçalayacak silahlar geliştirmekte birbirimizle yarış ediyoruz! (Merhaba Umut)
  • "Bir kadın ya da bir aşk mı yitirdik, hemen yenisi gelir yerine, yeni bir kadın, yeni bir aşk." (Acı Yudum)
  • Karşılaştığımız bütün insanların, davranışlarını etkileyen yazgıları vardır. Bunu pek aklımıza getirmeyiz. Biz onların yerinde olsak nasıl bir tepki göstereceksek onların da aynı tepkiyi göstermelerini bekleriz. Ve bundan ötürü de onları çoğu durumlarda anlamaz, değerlendiremeyiz. (Acı Yudum)
  • "Bu dünyada her insan bir başka insanı mutlu ederse, tüm dünya mutlu olur!" (Bırakın Yaşasınlar)
  • «Kadehimi insan akıl ve mantığına kaldırıyorum. O bizi korkunun karanlık çukurundan çıkarsın, barış ve neşe dolu bir cennete götürsün.» (Yalnız Havyarla Yaşanmaz)
  • İmparatorluğun çok büyütüyorsun. Büyüteceğine güçlendirmeli, Güvence altına almalısın. Her bir kuruluş için en önemli şey budur! Hayatta ne olacağı belli olmaz. (Yaşamak Ne Güzel)
  • "Hep yeni yeni acılar gelir, derken, onlar da unutulur. Kimi zaman da yeni sevinçlere sıra gelir, ama onlar da çabuk geçer, bir de bakarsınız onlar da tad vermiyor artık. Bifteği de unutursunuz, kanseri de; hayat budur işte." (Acı Yudum)
  • Bir palyaçonun yüzünü andırıyor gülüşlerim.. Bir okadar soğuk ve yalancı. (Ve Palyaçolarla Gözyaşları)

Yorum Yaz