Açlık Sanatçısı - Franz Kafka Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Açlık Sanatçısı kimin eseri? Açlık Sanatçısı kitabının yazarı kimdir? Açlık Sanatçısı konusu ve anafikri nedir? Açlık Sanatçısı kitabı ne anlatıyor? Açlık Sanatçısı kitabının yazarı Franz Kafka kimdir? İşte Açlık Sanatçısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Franz Kafka
Çevirmen: Yekta Majiskül
Orijinal Adı: Ein Hungerkünstler
Yayın Evi: Altıkırkbeş Basın Yayın
İSBN: 9786055532475
Sayfa Sayısı: 69
Açlık Sanatçısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir trapez sanatçısı -çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır- trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemmellik adına bir çaba, sonraları ise zorba bir alışkanlık olarak, hayatını bütün gün ve gece boyunca trapez üzerinde kalabilecek şekilde düzenlemişti. Zaten son derece ikincil olan bütün ihtiyaçları da onu aşağıdan seyrederek nöbetleşe çalışan ve gerekli olan her şeyi yukarıya gönderip almak için yapılmış özel bir kutu kullanan yardımcılar tarafından karşılanırdı.
Açlık Sanatçısı Alıntıları - Sözleri
- Çocukların çocuk olmaya vakitleri yok.
- ...erken olgunlaşmış bireyleriz biz.
- Keşke varlığımı unutsaydı..
- En sevdiğimiz müzik huzurdur.
- Bu cahil dünyaya, anlayışsızlığa karşı eli kolu bağlıydı.
- Keşke varlığımı unutsaydı..
- Şarkılarının güzelliği öylesine olağanüstü ki, en duygusuzlar bile ona dayanamıyor.
- Bizler için en iyi müzik huzurdur.
- Aç kalabildiği son noktaya kadar gidecekti. Gitti de! Insanlar onu es geçiyordu. Artık onu hiçbir şey kurtaramazdı. Açlık sanatını bir anlatmaya çalışın! Açlık, hayatında hiç hissetmemiş plana karşı kelimelere dökülemezdi.
- Dünyanın anlayışsızlığına karşı savaşmak neredeyse imkansızdı.
- Bu özür ile yetinmem mi gerek? Ah evet, sanırım öyle. Her zaman bir şeylere tahammül etmem gerekiyor. Dünyaya güzel bir yara ile geldim, varım yoğum da bu.
- Hiç kimse olan bitenden rahatsız değildi. Herkes memnundu. Her zaman ki gibi mutsuz olan sadece oydu.
- En çok sevdiğimiz müzik sessiz huzurdur...
- Bu anlayış eksikliğine karşı savaşmak, anlayışsızlardan oluşan bu dünyaya karşı durmak imkansızdı.
- Elbette aç kalarak para kazananların zamanı günün birin de mutlaka yine gelecekti.
Açlık Sanatçısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Açlık Sanatçısı: ~Bir açlık sanatçısı ki, öyle aç öyle mahrum sevgiden. Sahneler deva değil sergilemek istediği açlığa, alkışlar nafile kalıyor bunca çabasına... Kafka'dan okuduğum ilk öykü idi, o kapalı anlatımı ve bulutlu kalemiyle tanıştığım ilk eseri. Bu eseri bir Açlık Sanatçısıydı, Kısacık satırlarda derinlemesine her perde de tarklı mesajlar veriyordu Kafka, anlamak kimine göre manasızken kimine de zevkten çok bir düşünce kırıntısı bırakıyor. İtiraf etmem gerekirse ilk başta anlamsız ifadelerle dinlemiştim, vakit geçip de hikaye bitince zihnimde volta atan o sözler ucundan yakalamamı sağladı. "...çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum, eğer bulsaydım inanın bana ben de siz ve diğerleri gibi karnımı tıka basa doldururdum..." O bir açlık sanatçısı olabilirdi fakat yiyeceğe değildi açlığı, bambaşka şeyler arzuluyordu o alkışları alırken. ~Ve şimdi söndü ışıklar, artık yok, umudun belirtisi yükselip alçalan alkışlar. Besleniyordu ruhu o'nun. Lâkin karardı sevinçleri, sonu ise hüsranlı bir ölüm.. Herkese hitap etmese de zaman ayırılacak güzel öykülerden, okumanızı tavsiye ederim. Okur Kalın =,) (hev`)
Franz Kafka hikayeciliğin en zor anlaşılan hali. Kendimi başka bir dünyada hissettiğim ender yazarlardan kısacık kitap 4 hikaye okuyanlar için bir kaç cümle anlayanlar için daha fazlası. En sevdiğim hikaye açlık sanatçısı oldu. Açlığın gerçek bir duygu olması garip geldi birine aç veya tok olduğunuzu nasıl kanıtlarsınız? Kitabı okurken aklıma ilginç fikirler geldi kafkanın kitaplarını okurken muhalif bir gözle okumayı çok seviyorum çünkü sevmek için okursanız sevemiyorsunuz. Kişi olarak kalemi o kadar kapalı bir ortama sokuyor o kadar kendinizden uzaklaşıyorsunuz ki onunla aynı düşününce unutuyorsunuz yaşadığınızı. Açlık sanatçısı bana bir duygu olarak açlığın görünmeyen her şey gibi sevgi gibi kanıtlanma isteğine duyulan hayranlığı hissettirdi. Biri size olan sevgisini aynı açlık sanatçısının açlığını kanıtlama çabası gibi bir yol bulsa o zaman gerçekten hayranlıkla bakarsınız. Açlık sanatçısına baktıkları gibi. Gerçek inanç güvensizlikten doğar hiçbir zaman şüphe duymadığınız bir duygunun gerçekliğine tam olarak inanamazsınız. (Furkan dolgun)
Zweig pek sevmem ama Kafkayı çok severim. Kafkanın hiç kötü bir şey yazdığını ya da bana yabancı gelen bir şey yazdığını görmedim. Açlık sanatçısına gelecek olursak; aslında kitapta da dediği gibi o kadar içler acısı bir durum ki. Bir insanın kendini bir kafese kapatıp affedersiniz ama bir hayvanmış gibi insanlara sergilemesi ve insanların da bunu normal bir şeymiş gibi izlemesi. O kadar saçma bir hal almış ki toplum. Neyse buna biz de alıştık artık tabi. Ve bir gün nedense ilgi azalıyo bu mesleğe tabi ne kadar meslek denilebilirse. Bizim sanatçı da başka yerlerde mesleğini yapmaya gidiyor kendince. Ama ilgi de değişen bir şey olmuyor. Adam resmen görünmezleşiyor herkes için. Yani aslında yazar diyo ki herkes işine geldiği gibi davranır gibi bir şey söylüyor. Sıkıldıklarında seni öylece kenara atıyorlar işte. Ta ki ölüm gününe kadar. O gün herkesin dikkatini çekiyorsun. Ve adamın aç kalma nedeni de bambaşka. Bu kitap toplumun bir özeti aslında bir nevi. Tavsiyemdir. " Açlığımı görün ve takdir edin istiyorum. Takdir ediyoruz ama aslında etmemiz gerekir." (Güneşgibi)
Kitabın Yazarı Franz Kafka Kimdir?
Yahudi bir tüccar aileden gelen, Almancaya da hâkim olan bir yazardı. Kafka'nın en önemli eserlerini, üç romanının (Dava, Şato ve Kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor.
Kafka'nın eserlerinin büyük bölümü ancak Kafka'nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı.
1883 yılında Prag'da doğdu. Taşralı Çek proletaryasından gelip zengin bir tüccar konumuna yükselmiş bir baba ile zengin ve aydın bir Alman Yahudi'si annenin çocuğu olan Franz Kafka'nın, içedönük ve huzursuz kişiliğini büyük ölçüde annesine borçlu olduğu söylenir. Ailenin en büyük çocuğu olan Kafka'nın iki erkek kardeşi küçük yaşta hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla ise Nazi Almanyası'nın organize ettiği Yahudi katliamı Holocaust'da hayatlarını kaybettiler. Kafka, çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyüdü. Ailesinin Prag'daki Alman toplumuyla kaynaşma çabaları sonucunda Alman okullarında okudu.
1893 yılında öğrenim görmeye başladığı Avusturya Lisesi, yalnızlığını ve kendi içine kapanmasında büyük etken oldu. Çek kökenli bir aileden geldiği halde Almancayı anadili olarak kullandığı için tam bir Çek sayılmayan Kafka'yı, Almanlar da tam anlamıyla kendilerinden görmediler. Ufak yaşlarda da Çekçe konuşan Kafka gittiği Alman okullarının da etkisiyle Almancada ustalaştı.
1901 yılında Altstädter Gymnasium lisesini bitirdikten sonra Prag'daki Karl Ferdinand Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Alman edebiyatı derslerini takip etmeye başladı. Öğrenciliği sırasında Yiddiş tiyatro çalışmalarında yer aldı ve bu çalışmalara destek verdi. Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü bu dönemde yazdı.
1902 yılında Max Brod'la tanıştı. Max Brod, Kafka'nın yaşamında önemli rol oynayan isimlerden biri olacaktı.
1906 yılında hukuk öğrenimini doktora ile tamamladı ve bir yıl süren avukatlık stajını yaptı.
1907'de Sigorta Şirketi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Gündüzleri sigorta şirketinde sürdürdüğü çalışma hayatının yanı sıra geceleri ölümden bile daha derin bir uykuya benzettiği yazma işine yoğunlaşıyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü kaleme aldı.
1912 yılında nişanlısı Felice Bauer'le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak,
1919'a kadar sürdürdü. Evlenmemesine neden olarak hastalığını gösteriyordu. Oysa güncesinde evliliği bir burjuva bağı olanak nitelendirmiş ve edebiyat hayatını sürdürebilmesi için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kalmıştır. Bunlar, Kafka'nın ölümünden çok sonra 1967'de 'Felice'ye Mektuplar' adıyla yayınlandı.
1917'de Kafka, verem olduğunu öğrendi.
1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı.
1920 yılında Milena Jesenska ile tanıştı. Mektuplaştığı dört kadın arasında en ciddi ve önemli olan Milena Jesenska'ydi. Milena'yla mektuplaşmaları önce bir arkadaşlık gibi başladı, daha sonra tutkulu bir aşka dönüştü. Fakat Milena evli olduğundan bu mutsuz ve imkânsız ask Kafka'yı derin acılara sürükledi. Mektuplaştıkları üç yıl boyunca sadece iki üç kez görüşebildiler ve bu görüşmeler Kafka'yı üzmekten başka bir işe yaramadı, yine de onun yaratıcılığını olumlu yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Daha sonraları edebiyat tarihinin güzide eserlerinden biri sayılacak olan "Milena'ya Mektuplarında Kafka şöyle dile getirir durumunu;
"En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki..."
Milena bu mektupları 1939 yılında yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü.
1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu.
1923`de ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya yoğunlaşmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena`dan daha şanslıydı Nazi Almanya'sına direndi ve 1952`de Londra'da öldü.
1924 yılı 3 Haziran gecesi, 1917 senesinde kaldırıldığı Viyana yakınlarındaki Keirling sanatoryumunda hayata gözlerini yumdu.
Kafka'nın eserlerinin hepsinde görülen yabancılaşma olgusu, onun kendi yaşamında da belirgin bir biçimde izlenir. Ona göre ne kadar küçük ve basit bir yaşamı olursa o kadar mutlu ve sorunsuz olacaktır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında Kafka ile ilgili birçok belge yok edildi. 20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka'nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı.
Yaşamının ve yapıtlarının ortak yani, Camus'nün dediği gibi, "Her şeyi göstermek ve hiçbir şeyi teyit etmemektir".
Çünkü yaşamayı bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görür. Çünkü bir insan olarak yaşamak ve doğru yolda ilerlemek hemen hemen olanaksızdır.
Franz Kafka Kitapları - Eserleri
- Dava
- Şato
- Dönüşüm
- Milena'ya Mektuplar
- Babaya Mektup
- Mavi Oktav Defterleri
- Ceza Sömürgesi
- Açlık Sanatçısı
- Aforizmalar
- Çin Seddi'nin İnşası
- Amerika
- Akbaba
- Bir Savaşın Tasviri
- Bütün Öyküler
- Günlükler
- Hayvan Öyküleri
- Kovalı Süvari
- Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
- Özdeyişler
- Bir Köy Hekimi
- Dava (Çizgi Roman)
- Felice'ye Mektuplar
- Yeni Bulunmuş Mektuplar
- Bir Köpeğin Araştırmaları
- Bir Kardeş Cinayeti
- Küçük Bir Kadın
- Öyküler
- Kafka Öyküler 1
- Kafka Öyküler 2
- Ofis Yazıları
- Üç Uzun Hikaye
- Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu
- Hayata Yön Veren Sözler
- Ceza Sömürgesi (Çizgi Roman)
- Mutsuzluk
- Kafka
- Yakılmamış Öyküler
- Seçme Eserleri
- Taşrada Düğün Hazırlıkları
- Günlük'ten Seçmeler
- Dönüşüm
- Anlatılar
- Köy Öğretmeni - Ateşçi
- Seçme Yazılar
- Kanun Önünde
- The Sons
- Ateşçi
- İn
- Grete Bloch'a Mektuplar
- Dönüşüm ve Diğer Hikayeler
- Dönüşüm (The Metamorphosis)
- Bir Dostluk
- Kafka'nın Kedisi
- Contemplation
- Günlükler 2
- Gammaz Yürek - Dönüşüm (2 Kitap Birden)
- Yargı
- Vəsiyyət
- Blumfeld: Geçkin Bir Bekar
- Kafkadan Rilkeyə qədər 12 Hekayə
- İmparatordan Bir Haber
- On Bir Oğul
- Kararlar
- Milena'ya Mektuplar, Cilt 2
- Erzählungen
- Dönüşüm
- The Metamorphosis
Franz Kafka Alıntıları - Sözleri
- Hiç eksiğim yok. Kendime muhtacım yalnızca. (Hayata Yön Veren Sözler)
- "Evet, dünyada hâlâ sadakat diye bir şey var." (Amerika)
- Değer vaktinde bilinmeli. (Dönüşüm (The Metamorphosis))
- "İyi kitap en iyi arkadaştır." (Taşrada Düğün Hazırlıkları)
- Oysa biliyorum, uyuyamayacağım. Sana yazmaktan vazgeçtiğim için uyuyamayacağım. (Milena'ya Mektuplar)
- "Yargılama adaletsizlik kokuyordu, infaz da insanlık dışıydı." (Ceza Sömürgesi)
- hiç senin dengin değildim; (Babaya Mektup)
- Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez. (Dava)
- Keşke varlığımı unutsaydı.. (Açlık Sanatçısı)
- Gittiğim her yerde benden önce bir şairin orada bulunduğunu görüyorum. (Hayata Yön Veren Sözler)
- Kanepeye yatsın, ona kimse dokunmasın, yaşam boyu tavana bakıp dursun, daha ne ister? (Bir Köy Hekimi)
- "Hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!” (Dönüşüm)
- Bizde insanlar şimdiki zamanı yok etmeye bu kadar hazırdır işte. (Akbaba)
- Pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim. (Kafka)
- Evlilik korkusunun bazen, kişinin kendi ebeveynine karşı işlediği günahlarının acısını ileride kendi çocuklarının ondan çıkaracağı yolunda duyduğu endişeden kaynaklandığına dair bir görüş vardır. (Babaya Mektup)
- Dünyanın fakir insanlardan beklediği her şeyi yerine getiriyordu. (Dönüşüm ve Diğer Hikayeler)
- Bırakın, boş sokaklar mutsuz kılacaktır onları, biliyorum. (Anlatılar)
- "Ah" dedi fare, "Dünya daralıyor günden güne. Başlangıçta o kadar genişti ki, korkuyordum, koştukça koşuyor ve nihayet uzakta, sağlı sollu duvarlar görünce mutlu oluyordum; ama bu uzun duvarlar o kadar hızla birbirine yaklaşıyor ki, son odaya gelmişim bile, şu köşede de koşup gireceğim tuzak duruyor." (Kararlar)
- Sizi çok iyi tanımak benim koruma altında olmam anlamına gelmez, sadece sizi önümde numara yapma zahmetinden kurtarır. (Ateşçi)
- Pencereyi açıp kendimi dışarıya atmak çok yararlı bir şey gibi görünürdü bana. (Felice'ye Mektuplar)