Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm - Aytuğ Akdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kimin eseri? Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kitabının yazarı kimdir? Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm konusu ve anafikri nedir? Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kitabı ne anlatıyor? Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm PDF indirme linki var mı? Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kitabının yazarı Aytuğ Akdoğan kimdir? İşte Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aytuğ Akdoğan
Yayın Evi: İkinci Adam Yayınları
İSBN: 6051281544
Sayfa Sayısı: 142
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hayat genç bir yazarı yolculuklara zorluyorsa, Aytuğ Akdoğan valizini çoktan hazırlamış. Onun ufkunu maceralar, rotasını ise merak belirleyecek. Gittiği yerden döner mi: Aklı bedenini bağışlarsa oralarda kalacaktır. Yazdıkları bunun ipuçlarını taşıyor çünkü."
Küçük İskender.
Kitap, ilk cümlesinden itibaren toplumsallaşmış ya da toplumsallaşamamış insanın sahip olabileceği kimlikleri sorgular ve ironik bir biçimde "serseri" ruhlu bir genç tarafından, yirmi birinci yüzyılın "modern" insanına ve hayatına eleştirel bir bakış getirir. Henüz on dokuz yaşındaki bir gencin aykırı varoluşunu keşfetme ve hakikat arayışındaki yolculuğunda edindiği gözlem ve yorumlar, kitabı üç bölümden oluşan psikolojik bir deneme-roman haline getirir; yazar, bir şeyler anlatırken aynı zamanda bir şeyler söylemeyi de arzular. Yıllarca yalnız yaşamasına izin verildiğinden dolayı içinde oluşan intikam ve şiddet duygusu yüzünden ise kitabın sonlarına doğru artık ufak ufak delirmeye başlar; okur bu sonlarla beraber yazarın bilinci ile kendi sorgusu arasında gidip gelir. Kitabı bitirdiğinizde ise yazarın deyimiyle "kendinizi gerçekleştirmek için" yazarı öldürmüş olursunuz.
(Tanıtım Bülteninden)
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm Alıntıları - Sözleri
- Ve insanlar öyle çok ve öyle zevkli yargılarlar ki sizi; saklamayı, saklanmayı öğretirler size. Siz de birkaçından başka kimseyi almak istemezsiniz artık yanınıza.
- Ve sayende bir avucun içinde başka bir avucun bu kadar güzel yer edinebildiğini öğrenmek...
- Sayende bir avucun içinde başka bir avucun bu kadar güzel yer edinebildiğini öğrenmek.. Minnettarım sana.
- Hayatın en hüzünlü anı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır; bırak gitsin, bırak, git...
- "Bir yere varmaktan çok gitmeyi seviyorum ama elinde haritasıyla dolaşan şaşkın bir turist gibi değil, daha çok bir gezgin gibi."
- Anlamanın ilk belirtisi ölme isteğidir.
- Bazı insanları mesela bu kadar sevmeseydim, onları kaybettiğimde bu kadar üzülmeyecektim ve benim için hangisi daha kötü, bunu artık kestiremiyorum.
- O kadar tükettik ki artık bizler için sevdiklerimizden çok sokaktaki dilenciler dua ediyor. O kadar yalnızız ki aslında şu hayatta...
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu kitap benim devrimim olan ve kendimi bulduğum bir kital olmuştu. Bu kitap sayesinde bir kitap yazmıştım. Buna cesaret etmiş, bitirmiş, hayaller kurmuştum. Bu hayaller sayesinde de zor bir zamanımda ayağa kalkmıştım. Sonra 15 Kasım 2016’da imzalatmışım kitabı, arkadaşım vasıtasıyla, sağolsun, bir de not yollamışım ve Aytuğ şöyle yazarak imzalamış; Ceren, notun bende saklı kalacak. Sevgili Aytuğ Akdoğan, bu kitabın hissettirdikleri, hayatıma kattıkları, hayatımı değiştirmesi de bende saklı kalacak. (Ceren Öztürk)
Kendini mutsuzluğa adamış 19 yaşında bir "adam" ın kalbinden, omrunden, kafasından geçenler kalemiyle buluşup bize ulaşıyor. Mutsuz olmak istiyor cunku mutlu olursa yazacağına inanmıyor inanmadığı başka şeylerin yanında... başka insanlar başka coğrafyalar geziyor gezdiği yerler bazen tanıdık bazen cok yabancı geliyor. Nereye giderse gitsin Istanbul vazgeçilmezi, benzetmelerinin gizli öznesi. Tanrıyla, yarattıklariyla kendi hayatıyla alıp veremediği var; belli ki bunalmış ve yazmak istemiş. Yazarsa kurtulacağı inancına sığınarak... (Burcu)
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm.: Duygularını bu yaşta bu kadar güzel anlatan geleceğin büyük yazarının(Aytuğ Akdoğan)19 yaşındaki duyguları ve hislerinin yazılarına yansıması da zaten bunun ipuçlarını veriyor... (İlyas Arslan)
Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm PDF indirme linki var mı?
Aytuğ Akdoğan - Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Aytuğ Akdoğan Kimdir?
18 Ağustos 1992’de, Karamürsel/Kocaeli’de doğdu. Emekli bir subay çocuğu olan Akdoğan, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde, farklı okullarda okumasının ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde sinema eğitimi almaya başladı. Erdal Eren’e ithaf ettiği ilk deneme kitabı ‘Ben Hep 17 Yaşındayım’ 2009’da yayımlandı. Ancak tam olarak tanınmasını sağlayan kitabı ‘Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm’ (2011) oldu. Arka kapak yazısı küçük İskender’e ait bu kitap, okurlar ve eleştirmenler tarafından çok beğenildi, ancak kitabevlerince ‘mahalle baskısı’ da denilebilecek illegal bir sansüre uğradı ve iade edilme sürecine girdi. Bir süre sonra okurların talebi doğrultusunda kitap tekrar raflardaki yerini aldı ve aynı hafta içinde ülkenin önde giden yazarlarından daha fazla satarak büyük bir rekora imza attı.
Gezgin. Direnişçi. Anti militarist… Yazılarında genel olarak normlara karşı gelip onları eleştiren, toplum bilimini ve ilişkileri ele alan ve karakter analizleri yapıp ruhsal çözümlemelere ulaşmaya çabalayan konuları ele alır. Varoluşçu felsefeyi ilgilendiren konular ve tanrı ve doğa aşkına övgüleri içeren izlenimci yazılara da sahiptir. Denemelerinde, subay çocuğu olmasına rağmen ironik bir şekilde anti militarizmi savunur.
Aytuğ Akdoğan Kitapları - Eserleri
- Sürgün
- Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm
- Yeraltından Notlar
- Ben, Hiçbir Şey
- Duvar
- Ben Hep 17 Yaşındayım
- Sürgün
- Duvar
Aytuğ Akdoğan Alıntıları - Sözleri
- Her şey sonsuza dek sürseydi hiçbir şey bu kadar güzel olamazdı... (Duvar)
- "Ve yalnızdır aslında bütün deliler, onlar ne kendileriyle ne de başkalarıyla mutlu olabilirler." (Ben, Hiçbir Şey)
- Eğer ortada gülünecek hiçbir şey yoksa bile, onu yaratmak zorundayız. Aksi halde hayatla baş etmek imkansız. (Sürgün)
- "Bence içgüdüyle yaşayan hayvanlar değil, insanlar" dedi. "Yoksa savaş çıkartmak için kim beyne ihtiyaç duyar ki? " (Sürgün)
- Dünya üzerinde her yere gidebilirdim, ancak hiçbir yere varamazdım, çünkü gittiğim her yere kendimi de götürüyordum. (Ben, Hiçbir Şey)
- Savaşı kazanmanın tek yolu onu reddetmekti. (Sürgün)
- Kim bilebilir bütün bir döngünün aslında sadece bu zamanda bizi birleştirmek için var olmadığını .? (Ben Hep 17 Yaşındayım)
- Ve insanlar öyle çok ve öyle zevkli yargılarlar ki sizi; saklamayı, saklanmayı öğretirler size. Siz de birkaçından başka kimseyi almak istemezsiniz artık yanınıza. (Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm)
- Sayende bir avucun içinde başka bir avucun bu kadar güzel yer edinebildiğini öğrenmek.. Minnettarım sana. (Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm)
- Aile, dünyada en çok katil ve terörist yetiştiren kurumdur. (Sürgün)
- Ve biz onlara hiçbir zaman gerektiği kadar vakit ayıramadığımızı, onların sessiz evlerinde öldüklerinin haberini aldığımız vakit anlarız. Oysaki bizden bir hayat istemezler, tek beklentileri ilgi ve sevgidir . (Ben Hep 17 Yaşındayım)
- "Yazarım yazmasına da, merak ediyorum, bir gün savaşlar ve göçler yerine bir kuşun uçuşunu, filizlenen bir tohumu ya da bir kadının gülümsemesini yazabilecek miyim sadece? Dünyadan tek beklentim bu: Ben gönül rahatlığıyla aşkı, doğayı ve hayvanları yazarken, artık daha fazla bombanın patlamaması.” (Sürgün)
- Yaşlılık yalnızlıktır, bilgeliktir, yeni nesile ve kültürlere yabancılaşmaktır . (Ben Hep 17 Yaşındayım)
- Ne demişti Gülben Akın: "Kimsenin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya." (Yeraltından Notlar)
- Bazıları başkaları için dans eder, bazıları başka kimse yokmuş gibi. (Duvar)
- Ben bir korkaktim ve kitaplarım her zaman benden daha cesur olup, benim yapamadıklarımı yapmıştı. Bu yüzden ben bir gün ölecektim, ancak onlar sonsuza dek yaşayacakti. (Sürgün)
- Çevremdeki herkeste bir delilik var.. (Ben Hep 17 Yaşındayım)
- Mühim olan şey doğruluk değil gösteri değeri artık… (Ben, Hiçbir Şey)
- “…baktığı yerde insan görmeye tahammülü yoktu.” (Duvar)
- karamsarlık romantik bir tutkudur; iyimserlik ise bir görevdir. (Sürgün)