Aile Mutluluğu - Lev Tolstoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aile Mutluluğu kimin eseri? Aile Mutluluğu kitabının yazarı kimdir? Aile Mutluluğu konusu ve anafikri nedir? Aile Mutluluğu kitabı ne anlatıyor? Aile Mutluluğu kitabının yazarı Lev Tolstoy kimdir? İşte Aile Mutluluğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Lev Tolstoy
Çevirmen: Mehmet Özgül
Orijinal Adı: Семейное счастие
Yayın Evi: İletişim Yayınları
İSBN: 9789750517211
Sayfa Sayısı: 188
Aile Mutluluğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tolstoy’un otobiyografik yanı da olan novellası Aile Mutluluğu, yazarın erken dönem eserlerinin pırıltılı bir örneğidir.
Tolstoy Aile Mutluluğu’nu, 1856’da Valeria Arseneva adlı zengin ve yetim bir genç kızla yaşadığı aşk ilişkisinden esinlenerek 1859’da kaleme aldı. Kendisinden yaşça büyük olan Sergey Mihayloviç’le evlenen on yedi yaşındaki Maşa’nın evliliğini ve evlilikle ilgili naif beklentilerini gözden geçirmek zorunda kalışını hikâye eden Aile Mutluluğu, Tolstoy’un daha sonra yazacağı iki büyük romanı Savaş ve Barış ile Anna Karenina’daki temaların da habercisidir.
Aile Mutluluğu Alıntıları - Sözleri
- “Önceden sadece can sıkıntımı dağıtmak için okuduğum kitaplar, birdenbire hayatta en büyük mutluluklarımdan biri olmuştu.”
- “Ben yalnız senin sayende yaşayabilirim.”
- Görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.
- "Konuşmayalım artık" demişti, ama bütün benliğiyle benim bir sözümü beklediğini görüyordum.
- İnsan kendisi için zevkle yaşayamadıktan sonra niçin başkaları için yaşasın ki?
- Mutluluk yaşadığın hayat tarzında değil hayata bakış tarzındadır....
- ...bir şey yüreğimi acıtıyormuş gibi..'
- “ Ötekiler birer oyuncakmış; gerçek yaşam yeni başlıyor. Kim bilir daha neler göreceğiz ileride !.. “
- “ … çok önceden yaşanmış değersiz bir şeymiş gibi geliyordu bana..! “
- İyinin düşmanı daha iyidir.
- ....sanki artık ruhu yoktu.'
- “Vücudumun güzelliğini göstermektense manevi güzelliğimi göstermeyi tercih ediyordum.”
- “ Çevremde her şeyin donup kaldığını düşünüyordum..! “
- “ Neden içten davranmıyorsun ?.. “
- Sadece başkaları kendisiyle ilgilendiği zaman mutlu olabilen, yalnız kalınca ise miskinleşen ve kendini kaybeden bir kız budaladır. Çünkü onun için hayatın kendisi anlamsızdır, her şeyi başkalarına iyi görünebilmek için yapmaktadır.
Aile Mutluluğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tolstoy'a Bakış: Ekim ayında okuma grubumuzun kitaplarından ilki Tolstoy'un Aile Mutluluğu. Kitabı bugün birkaç açıdan değerlendireceğim. Uzun bir inceleme olacak gibi görünüyor. Ancak Tolstoy'u az da olsa anlamak adına bunu yapma gereği görüyorum. Okuma sabrını gösterenlere de teşekkür ederim şimdiden. Öncelikle, Tolstoy ve Valeria'dan bahsetmekle başlayayım. Valeria, Tolstoy'un aşk yaşadığı ve bu hikâyeyi Aile Mutluluğu'na yansıttığı kadındır. Sudakova'da yaşayan Valeria aslında üst tabakadan bir kadındır hattâ Tolstoy da onun ailesini tanımaktaydı. Daha da ileri gidip onların vasisi olmuştur. Yirmi yaşındaki Valeria'nın vasisi olması da onlar arasındaki durumu güçleştirir. Tolstoy 28, Valeria ise 20 yaşındadır. Hikâyemizde ise Sergey 36, Maşa ise 17'dir. Vasi olduğu eve sık sık ziyarette bulunur Tolstoy. Herkes onların evlenmesini istese de bütün bunlara rağmen "aşk" Tolstoy'un inanmadığı duygulardan biridir. Aşık olmaya zorlar kendini ve bu duygularını günlüğüne de yansıtır. Günlüğünden kısaca Valeria ile olan durumunu özetleyecek notlar bırakıyorum buraya: 26 Haziran 1856: Valeria beyaz bir elbise giymişti ve çok güzel görünüyordu, hayatımın en güzel günlerinden birini geçirdim. Onu cidden seviyor muyum? Ya o, uzun süre sevebilir mi? İşte bu iki soruyu yanıtlayabilmek isterdim ama yanıtlayamıyorum. 28 Haziran 1856: V. son derece eğitimsiz ve cahil, tabii eğer aptal değilse. 10 Temmuz 1856: V. çok güzel, ilişkimiz de rahat ve keyifli. 12 Temmuz 1856: Korkarım ki V. çocukları bile sevemeyecek biri. 12 Ağustos 1856: Aşık olup olmadığımı bilmek istiyorum. 25 Eylül 1856: Valeria Sudakova'ya döndü. V. iyi hoş ama gel gör ki tam bir aptal. 1 Ekim 1856: Fena halde boş kafalı, prensip sahibi değil ve buz gibi soğuk. 19 Ekim 1856: Çok şişmanladı, ona karşı kesinlikle hiçbir şey hissetmiyorum. 24 Ekim 1856: Bir baloya gittik. V. büyüleyiciydi. Ona aşık olmak üzereyim. 28 Ekim 1856: İstemeden bir tür nişanlı oluverdim. Bu, sinirime dokunuyor. Günlüklerden de anlayacağımız gibi Tolstoy'un ruh halindeki değişim hem hayatına hem de yazdıklarına yansımıştır. Kendi hislerini bile tam anlamıyla analiz edememiştir. Ruhu yaşlıdır Tolstoy'un, bu her seferinde ilişkisine yansır. Güvenemez, inanamaz, hayatına aldığı kişinin arzuları ile kendinin istekleri çakışır. Öyle ileri gider ki, Valeria'ya kendini nasıl seveceğini bile öğretir. Bu, küstahlık olarak adlandırılsa da Tolstoy böyle düşünmez ve Valeria'ya verdiği akılların nedeninin onu sevmeye olan isteğinden dolayı olduğunu savunur. Burada bile Tolstoy'un aslında ne kadar bencil düşündüğü gözler önündedir. Kadının buna katlanması da mümkün değildir. Zaman geçtikçe, kararsızlık Valeria'yı daha çok etkiler. Ve bizler gibi o da Tolstoy'a ve yazdıklarına güvenememeye başlar. Şimdi Aile Mutluluğu ile Tolstoy'un gerçek yaşamı arasındaki bağ daha da netleştiyse gelelim yazdıklarından memnun olmama durumuna. Savaş ve Barış için bile günlüklerinde ve mektuplarında "laf salatası" diye bahseder Tolstoy. Aile Mutluluğu da bu eserlerinden biridir. Kendi yazdıklarını beğenmez, duyduğu suçluluğu hafifletmek için yazar kitabı. Birçok kez üstünde değişiklik yapar bu nedenle. Psikolojik rahatsızlıkları ve kararsız tutumları her bölümde kendini gösterir. Birçok ülke tam bir fiyasko ve başarısızlık olarak kabul eder Aile Mutluluğu'nu önce. Ancak olumlu eleştiriler gelmeye başladıkça önce nefret ettiği kitabı benimsemeye başlar Tolstoy. Tıpkı Savaş ve Barış'da olduğu gibi! Sıra Aile Mutluluğu karakterleri ile Tolstoy karşılaştırmasına gelsin şimdi de. Maşa, 17 yaşında annesini kaybetmiş ve sessiz bir yaşam sürdürmeye çalışan genç kızdır. Sergey ise vasisi ve kendinden yaşça büyüktür. Öyle ki, Sergey çocukluğunu bilir Maşa'nın. Aile dostu kavramı ile başlanan hikâye bir yerden sonra Maşa'nın duyduğu aşka dönüşür. Sergey'in de kendine aşık olduğundan habersiz kendi içinde çelişmeye başlar Maşa. Sergey ise bu küçük kızın hayattan istedikleri ile kendi isteklerinin nasıl farklı olduğunu bilme olgunluğuna sahiptir. Tıpkı Tolstoy'un Valeria için hissettikleri gibi! Kararsız ama kabullenmiş bir adam olur zaman geçtikçe Sergey. Eşinin yaptıklarını ve gençliğin ona verdiği neşeyle coşkuyu ondan almamak adına kendi doğrularından vazgeçer. Peki evlense Tolstoy da Sergey gibi mi olacaktır? Tabi ki hayır! Sadece pişmanlığın kağıda dökülmüş halidir Aile Mutluluğu! Eleştiriye bir de hak verme payı ekleyelim bu kez de. Hikâye ne denli sıradan gelse de bazılarımıza, aslında öyle değildir. Tolstoy eserinde iki durumu başarı ile incelemiştir. Birincisi, kendisi inanmasa da aşk ve romantizm ile bir kadının gözünden anlatmıştır durumu. İkincisi ise şehir hayatı ve köy hayatı arasındaki bariz uçurumu kendi doğruları ile olsa da çok iyi ele almıştır. Bir de yine her yerde karşımıza çıkan ve evliliğin en iyi yanının dünyaya gelen çocuk olduğu kanısını yine savunmuştur Tolstoy. Tüm eserdeki çelişki sadece bu konuda netliğe bırakır kendini. Maşa ile Sergey çocukları için yaşamaya devam ederler bu nedenle eserde. Aşk ile bulamadıkları mutluluğu çocukta ararlar. Birbirlerine veremedikleri sevgiyi çocuklarına yöneltirler. Genç bir kızın, bir erkeğe ve kendinden yaşça büyük olan bu erkeğe duyduğu aşk ile hayatın gerçekleri arasındaki seçimi kendince özetlemiştir Tolstoy. Maşa'nın heyecanını, saflığını, toyluğunu ve hayata olan duygusunu önce genç kızın gözünden ele almış ve ardından kendi hislerini dahil etmiştir ikinci bölüme. Aşkın yerini dinginlik alır, duyguların yerini boşvermişlik, bahçe yürüyüşlerinin yerini ise mutlak sessizlik. Demek ki Valeria ile evlense bunlar olacaktır Tolstoy'un bakış açısına göre. Evliliğin getirmediği ya da getirmeyeceği mutluluk Tolstoy'un lanetlerinden biridir ne yazık ki. Anna Karenina da Kreutzer Sonat da buna en iyi örneklerdir. Uzun bir yazı olsa da Tolstoy ve eserlerine bakış için gerekli olduğunu düşündüğüm bir inceleme oldu. Daha fazla da yazabilirdim. Ancak bunlar eser ve Tolstoy için bana yeterli göründü. Umarım sizi sıkmadan ne demek istediğimi anlatabilmişimdir. Tolstoy, yazdıklarından daha fazlası. (fazi)
Keyifle okudum bir nöbette bitti. Kitap annesi ve babasını kaybeden bir genç kızın, babasının genç bir arkadaşı ile evlenmesi ve evlilik hayatından bir kesit. Kahramanın ağzından anlatılıyor olaylar. Kitabın kahramanı olan genç bir kadın ve kocasının şehir değiştirmesi farklı ve tanımadığı hiç alışık olmadığı bir ortama girmesi... Bu ortamda yaşadıkları ve olayların bakış açısını değiştirmesi, mutlu bir çiftin birbirine yabancılaşması, iletişimin kopması, farklı beklenti ve düşüncelere kapılması... sonunda hatalarını anlamaları ve yaşları statüleri gereği yani bir başlangıç yapmaları konu edilmiş. Keyifle okudum. (İstiklâl soysal)
#ailemutluluğu benim en sevdiğim #tolstoy kitabıdır . Anlam derinliği açısından evlenmeyi düşünenlerin ,evli olup iletişim problemi yaşayanların özellikle okuması gerektiğini düşünüyorum . Genç yaşta ailesini kaybeden Mişa'nın , kendisinden yaşça bir hayli büyük olan Sergey ile olan aşkını ve evliliğini okuyoruz bu novellada . Sorun yaş farkından ziyade aslında düşünce farklılığı ve karakter yapıları . Çözüme ulaşamayan sorunlar ve gözden geçirilen bir ilişki ... Aslında yaşamın ta kendisi ... Tolstoy'un aslında bu eseri aşık olduğu Valeria adlı bir kadın için yazdığı bilinmekle birlikte daha sonra kaleme alacağı eserlerine işaret olduğu söyleniyor . Gururun yıktığı ilişkilere bir örnek aşk aslında geriye sadece bir dostluğun kalabildiği ... Hazır #dogankitap baskısı çıkmışken okumanızı öneriyorum . Çok akıcı ve düşündürücü bir eser . (Sevtap Cüntay)
Kitabın Yazarı Lev Tolstoy Kimdir?
Lev Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'da doğdu. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 Napolyon Savaşlarına katılmış emekli bir yarbaydı.
Tolstoy romanlarında, insanoğlunun ne kadar değişik karakterli olduğunu vurgular. ''Savaş ve Barış'', ''Anna Karanina'' insan tahlileri ve canlı tasvirler bakımından birer baş eserdir.
Lev Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir çocuk gibi hayata küstü ve kaçtı. Seksen iki yaşındaki karanlık ve yağışlı bir Ekim gecesinde köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti.
Lev Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı.
Lev Tolstoy Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi.
Lev Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs kendisinden 16 yaş küçük olup henüz 18 yaşındaydı. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu; bu çocukların 3'ü bebek iken, biri 5 diğeri de henüz 7 yaşında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.
Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır.
Lev Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.
82 yaşında vefat eden Lev Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı kitabı "tanrının egemenliği içimizdedir" kitabıyla yeni bir hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.
Lev Tolstoy Kitapları - Eserleri
- Hacı Murat
- İnsan Neyle Yaşar?
- Kazaklar
- Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
- Anna Karenina
- Aile Mutluluğu
- Aslan ile Köpek Yavrusu
- Hazreti Muhammed
- Çocukluk
- Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik
- Sivastopol
- İvan İlyiç'in Ölümü
- Kreutzer Sonat
- Diriliş
- Sergi Baba ve İki Hafif Süvari
- Efendi ile Uşağı
- Erik Çekirdeği
- İtiraflarım
- Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli
- Aşkın Yasası - Şiddetin Yasası
- Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır
- Üç Ölüm
- Şeytan
- Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir
- Hayatın Anlamı
- Masallar
- Bir Gencin Dramı
- Gençlik
- Her Şeye Rağmen Sevgi
- Sanat Nedir?
- Din Nedir?
- Vahşi Zevkler
- Ve Işık Karanlıkta Parlıyor
- Kafkas Tutsağı
- İçimizdeki Şeytan
- Hayat Üzerine Düşünceler
- İnsana Ne Kadar Toprak Lazım
- Hayatı Sorgulamak
- Bilgelik Kitabı
- Hikayeler
- Günlükler
- Tipi
- Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer
- Fil ile Tilkiler
- Baskın
- Halk İçin Hikayeler
- Öyküler
- Ölüm Manifestosu
- Karanlığın Kudreti
- Canlı Ceset
- Yaşlı Kavak
- İlkgençlik
- İhtiyar Adam ve Torunu
- Tanrı Her Şeyi Bilir
- Zamanımızın Köleliği
- Dekabristler
- İncil'in Kısa Bir Özeti
- Tolstoy'un Risaleleri - 2. Cilt
- Tolstoy'un Risaleleri - 1. Cilt
- Davulun Sesi
- Katya
- Yunan Öğretmen Sokrates
- Çocuk Gibi Olun
- Şahin İle Horoz
- Küçük Şeytan
- Sahte Kupon
- Savaş ve Askerlik Üzerine
- Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine
- Kralın Hediyesi
- İnancım Neden İbarettir?
- Dua
- Savaşa Karşı Yazılar
- Çömlek Alyoşa
- Anna Karenina - 3. Cilt
- Tolstoy'dan Seçme Öyküler
- Yaşayan Ölü
- Anna Karenina - 2. Cilt
- Hikmetli Sözler
- Savaş ve Barış - 2. Cilt
- Savaş ve Barış - 3. Cilt
- Savaş ve Barış - 4. Cilt
- Hiddet
- Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları
- Ruh
- Bethink Yourselves
- Polikuşka
- Tolstoy Bütün Eserleri 3
- Balodan Sonra
- Gri Tavşan
- Seçilmiş əsərləri - 1. Cilt
- Ruh ve Ölüm
- Gençlik - 2. Cilt
- Vatanseverliğe Karşı
- Anna Karenina - 4. Cilt
- Felsefe-i Hayat
- İman ve İtikad
- Aşk ve Öfke
- Корней Васильев (Korney Vasiliev)
- Gizli Notlar
- Bütün Eserleri 10
- Bütün Eserleri 11
- Bütün Eserleri 12
- Ölümden Sonra Dirilme - Cilt: 3
- Çilekler
- Tövbe Edin
- Kuğular
- İki Qusar
- İman Vicdan Ve Dua
- Halk İçin Hikayeler - 1. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 2. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 3. Cilt
- Ainsi Meurt L'amour
- Budala İvan
- Yaban Çilekleri
- Tanrı Gerçeği Görür Ama Bekler
- Tolstoy Bütün Eserleri 14 (Ciltli)
- Aforizmalar
- Yolcu ve Köylü
- Risaleler - İnsanın Dokuz Hali
- Muhabbet
- Kelam
- Masallar
- Basübadelmevt
- Father Sergius
- Söz ve Eşitsizlik
- Bir İzdivacın Romanı
- Çocukluk ve Gençlik Yılları
- Susa Bilmirəm
Lev Tolstoy Alıntıları - Sözleri
- Biz de böyleyiz işte... (İnsana Ne Kadar Toprak Lazım)
- İnsan eğer çok yaşasaydı o nispette çok değişimlere uğrardı. İnsan başlangıçta bir bebekken sonra küçük çocuk, sonra yetişkin ve daha sonra da ihtiyar olurdu. Fakat insan ne kadar değişim geçirirse geçirsin kendisine daima "ben" demiştir. Bu "ben" bebeklikte, yetişkinlikte ve ihtiyarlıkta her zaman kişinin yanındadır. İşte değişmeyen bu "ben" ruh adını verdiğimiz şeydir. (Ruh ve Ölüm)
- "İnsan kazanayım derken kendim kayboldum." (Tanrı Her Şeyi Bilir)
- "Böyle anlarda bir felakete ne kadar yakın olduğumu bilseydin, kendimden ne kadar korktuğumu!" (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bu da yaşamak mı sanki! İnsan ya tam ölmeli ya da tam yaşamalı. Tövbe, tövbe! (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Insana öyle geliyordu ki yeni bir şeyi anlamak için büyük bir hevesle atılıyor ancak amacına erdikten sonra o şeyden nefret etmeye de hak kazandığını düşünüyordu. (Gençlik - 2. Cilt)
- Kalben sakin ve uysal olun, hayatınızda mutluluğu bulursunuz. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- Sağlığı ile övünenin değil hasta olanın hekime ihtiyacı vardır. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- -Çünkü sen kendin için, mutluluğun için yaşamak istiyorsun. +Bu dünyada başka ne için yaşanır ki? -Tanrı için yaşamak gerekir Martin. (Hikayeler)
- ''Kabahatlerin en korkuncu, nankörlüktür...'' (Çocukluk)
- Bu acıyla da aynı şey olacak, zaman geçecek ve umurumda olmayacak. (Anna Karenina)
- Ben, hayattan hiçbir beklentisi olmayan, mahvolmuş bir adamım artık... (Hikayeler)
- Ölmek için referansa ihtiyaç yok (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bence her insan bencildir,ve bütün yaptiklari da bu yüzdendir. -Bencillik,insanin kendisini en iyi ve en akilli olduğuna inanmiş olmasidir.. (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Ve insanlar, kurtuluşu, her insan için zorunlu olan, tüm dinsel öğretilerde ve her bir insanın yüreğinde yazılan, 'kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve yakınlarını öldürme' yasasını yerine getirmekte aramalıdırlar. (Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine)
- İndi ki,bu dünya günahla doludur və ondan imtina etmək lazımdır,onda nəyə gərəkdir onun gözəllikləri? Bu işrəti niyə yaratmısan? (Sergi Baba ve İki Hafif Süvari)
- 'Öldün mü toprağa gömerler, sonra da mezarında ot biter, o kadar işte. Başka hiçbir şey yok' (Kazaklar)
- Ben, niçin bütün dünyanın dâhiyane bulduğu Shakespeare'in yapıtlarını beğenmemekle kalmıyor, bunları bir de iğrenç buluyordum? (Sanat Nedir?)
- Tarihsel olarak dekabristler,1825 Aralık ayında çarlığa karşı (Dekabr, Rusçada "Aralık" demek)meydan okumaya cüret etmiş ilk devrimcilerdi.hemen hepsi de Rus aristokrat ailelerinden geliyordu ve büyük bir çoğunluğu ise 1812'de Napoleon ordularına karşı savaşmışlar, kahramanlıklarıyla öne çıkmışlardı. (Dekabristler)
- erkekler böyle düşünürsünüz.. Kendinize özgürlük tanıdınız, kadını ise kuleye tıkmak niyetindesiniz. Kendinize gelince her şeye izin verirsiniz.. (Kreutzer Sonat)
Editör: Nasrettin Güneş