diorex
life

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni - Friedrich Engels Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kimin eseri? Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kitabının yazarı kimdir? Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni konusu ve anafikri nedir? Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kitabı ne anlatıyor? Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kitabının yazarı Friedrich Engels kimdir? İşte Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.03.2022 06:00
Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni - Friedrich Engels Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Friedrich Engels

Çevirmen: Kenan Somer

Orijinal Adı: Der Ursprung Der Familie, Des Privateigentums Und Des Staats

Yayın Evi: Sol Yayinlari

İSBN: 9789757399049

Sayfa Sayısı: 232

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İçindekiler

7 Çevirenin Notu, Kenan Somer

11 Birinci Baskının Önsözü

14 Dördüncü Baskının Önsözü

29 I. Tarih-Öncesi Uygarlık Aşamaları

30 1.Yabanıllık

30 1.Aşağı Aşama

30 2.Orta Aşama

31 3.Yukarı Aşama

31 2. Barbarlık

31 1.Aşağı Aşama

32 2.Orta Aşama

34 3.Yukarı Aşama

36 II. Aile

46 1.Kandaş Aile

47 2.Ortaklaşa Aile

56 3.İki-Başlı-Aile

73 4.Tek-Eşli-Aile

99 III.İrokua Gensi

117 IV.Yunan Gensi

128 V. Atina Devletinin Oluşumu

141 VI. Roma'da Gens ve Devlet

154 VII. Keltlerde ve Cermenlerde Gens

172 VIII.Cermenlerde Devletin Oluşması

185 IX. Barbarlık ve Uygarlık

209 Ek: Grup Halinde Evlilik Üzerine Yeni Bulgulanmış Bir Olgu

Ek

217 Mark

237 Özel Terimler Sözlüğü

242 Açıklayıcı Notlar

246 Adlar Dizini

250 Kaynaklar Dizini

250 I.Yazarlar

251 II.Anonim Dergi ve Yayınlar

252 Konu Dizini

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Alıntıları - Sözleri

  • Modern karı-koca ailesi, açık ya da gizli, kadının evcil köleliği üzerine kurulmuştur.
  • Toplumsal üretime katılmaktan uzaklaştırılan kadın, bir başhizmetçi oldu.
  • Analık hukukunun yıkılışı kadın cinsinin büyük tarihsel yenilgisi oldu. Evde bile artık yönetimi elde tutan erkek oldu. Kadın köleleşti, aşağılandı ve erkeğin keyif ve çocuk doğurma aleti haline geldi.
  • yalnızca toplumda başlamış bulunan sınıflar halindeki bölünmeyi değil, ayrıca mülk sahibi sınıfın hiçbir şeye sahip olmayan sınıfı sömürme hakkını ve onun üzerindeki egemenliğini de sürdürüp götüren bir kurum. Ve bu kurum çıkageldi. Devlet icat oldu.
  • . Ailenin daha önceki biçimlerinde, erkekler hiçbir zaman kadın sıkıntısı çekmedikleri, tersine, istediklerinden de çok kadına sahip oldukları halde, ilk karı-koca evliliğinin kurulması aşamasında, kadınlar az bulunan ve aranan bir şey haline gelmişlerdir. Bundan ötürü, ikibaşlı-evlenme aşamasından itibaren, kadınların kaçırılma ve satın alınmaları başlar - bunlar çok yaygın belirtilerdir (symptômes), ama yalnızca çok daha derin bir değişmenin belirtileri. Nedir ki, aslında kadın elde etmenin basit yöntemlerinden başka bir şey olmayan bu belirtilerden, İskoçyalı ukala Mac Lennan, özel aile sınıfları yapıntısını yaratmış bulunuyor: "kaçırma yoluyla evlilik" ve "satın alma yoluyla evlilik"
  • Şimdi artık evlilik bağını çözebilen ve kadını aldatabilen esasen yalnızca erkektir. Evlilik içinde sadakatsiz davranma hakkı erkeğe şimdi de en azından hâlâ töre yoluyla garantilenmiştir (Napoléon'un Medeni Kanunu, yattığı kadını evlilik hanesine getirmediği sürece bu hakkı erkeğe açıkça tanımaktadır)
  • Demek ki, ailenin ilkel tarih içindeki gelişmesi, başlangıçta bütün aşireti kapsayan ve içinde iki cins arasındaki evlilik ortaklığının hüküm sürdüğü çerçevenin durmadan daralmasına dayanır . Önce en yakın, sonra giderek uzaklaşan, ve hatta evlilikle edinilmiş akrabalıkların gitgide kan-koca ilişkisinin dışında bırakılmasıyla, grup halinde evlenmenin her türlüsü pratik bakımdan olanaksız duruma gelir ve sonunda, daha da gevşek bağlarla geçici olarak birleşmiş bir tek çiftten başka bir şey kalmaz; bu, bozulması durumunda, her türlü evliliğin son bulacağı moleküldür. Bütün bu söylenenlerle, daha şimdiden, sözcüğün bugünkü anlamında bireysel cinsel aşk ile, kan-koca evliliğinin kurulması arasında, ne kadar az bir ilişki bulunduğu ortaya çıkar.
  • Yabanıllık: Doğa ürünlerinden, onları hiç değiştirmeden yararlanmanın ağır bastığı dönem. lnsan eliyle yapılan üretim, her şeyden önce bu yararlanmayı kolaylaştıran aletlerin üretimidir. Barbarlık: Hayvan yetiştirme, tarım ve insanın faaliyeti sayesinde doğal ürünlerin üretimini artırmayı sağlayan yöntemlerin öğrenilmesi dönemi. Uygarlık: İnsanın doğal ürünleri hammadde olarak kullanmayı öğrendiği dönem; asıl anlamda sanayi ve ustalık dönemi.
  • Morgan'ın dediğine göre: "Kandaş olmayan gensler arasındaki evlenmelerden, beden bakımından olduğu kadar, kafa bakımından da daha sağlam bir soy çıkar; gelişmekte olan iki aşiret birleşince, yeni kafatasları ve yeni beyinler, iki aşiretin de yeteneklerine sahip olana kadar, doğal bir biçimde gelişirler. ''
  • Tek-eşlilik, hiçbir şekilde,bireysel cinsel aşkın meyvesi olmadı; evlilikler, geçmişte olduğu gibi, gene büyükler tarafından kararlaştırıldıklarına göre, tek-eşlilikle bireysel cinsel aşkın hiçbir ilişkisi yoktu. Bu, doğal koşullar üzerine değil, iktisadi koşullar [yani, özel mülkiyetin, ilkel ve kendiliğinden ortaklaşa mülkiyet üzerindeki yengisi] üzerine kurulmuş ilk aile biçimi oldu. Aile içinde erkeğin egemenliği ve yalnızca ondan olabilecek ve babanın serveti kendilerine kalacak çocukların doğması, -karı-koca evliliğinin (mariage conjugal), Yunanlılar tarafından içtenlikle açıklanmamış gerçek erekleri işte bunlardı.

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Friedrich Engels, pek çoğumuzun Karl Marx ile beraber yazmış olduğu Komunist Manifesto kitabıyla ve Marx ile mektuplaşmalarıyla tanıdığı büyük çok büyük bir bilim adamı ve kuramcıdır. Ailenin , Özel Mülkiyetin ve Devletin kökeni kitabı da büyük düşünürün, Karl Marx'ın el yazmaları ve Lewis H. Morgan'ın yabanıllık, barbarlık-uygarlık ayrımını kullanarak ortaya koyduğu fikirlerinden ibarettir. Diyalektik materyalizm mantığıyla yazılan kitapta ailenin kökeniyle başlanır irdeleme. İlk ailelerden bu yana ortaya çıkan ekonomik devinimlerin toplumun geri kalanını nasıl etkilediğini, Ataerkil aileye nasıl geçildiğini, Analık kanununun bozulmasıyla aslında kadın soyunun nasıl erkek karşısında mağlup olduğunu ve kadınlarında sömürülenler kısmında kendine yer bulduğunu bir bir anlatmış yazar. Ailenin ortaya koyduğu ekonomik davranış kalıplarının barbar toplumlardan başlamak üzere toplumun genelinde bir etkiye sahip olduğunu ve aile içindeki ilişkilerin uygarlığın ekonomiye bakış açısını nasıl değiştirdiğine dem vuruyor düşünürümüz. Barbarlığın, uygarlığın ve günümüz uygar (!) devletinin aynı kökenden o küçük aileden filizlendiğini ve beraberinde getirdiği paradigmaları gözler önüne seriyor. 21.yüzyıl dünyasında hala sıkça konuştuğumuz kadın cinayetleri, kadın erkek eşitsizliği, emek sömürüsü, yoksulluk, gelir adaletsizliği, kölelik ve modern kölelik kavramlarının yüzyıllar öncesinden bu yana kangrene dönmüş durumlarını irdeliyoruz ve reçeteyi önümüzde buluyoru. Engels'in sayfalarında haykırdığı idealde belki de ütopyada.. (Caner)

''Aile'' Her şeyi başlatan en küçük birim..: Engels çoğu zaman Marx’ın düşüncelerine uyum sağlamış bir dost olmasıyla bilinmektedir. Yazılarını Marx'ın yazılarının önüne geçirmemiş ve kendi adını da onun adının önüne geçirmemiş bir burjuva çocuğudur. Babası zengin bir fabrikatör olmasına rağmen o işçilerin çektiği zulümleri gördüğü için babasına karşı gelmiş ve işçi hareketlerinin başlatıcısı olmuştur. Demek ki neymiş? Mevcut dönemin karaktersizliği ve zorlaması sizi siz yapan değerlerinizi yıpratamayabiliyormuş. Karakterinizi bozmasına müsaade etmediğiniz takdirde insan olabiliyormuşsunuz. Engels tam da böyle bir insan, Marx öldükten sonra bile eşine ve çocuklarına o bakmıştır. İlk feminist hareketin başlatıcılarından birisidir. Kadının değerinin proleteryanın değeriyle bir olduğunu ver her ikisinin de özgürleşmesinin dünya için en önemli olgu olduğunu belirtmiştir. ‘Kadın’ Engels için hassas noktadır. Aile dediğimiz en küçük yapı aslında özel mülkiyetle gelen ve devleti oluşturan en güçlü yapıdır. Kadın ise bu yapının aslında en değerli yapı taşıdır. Zaten kendisi evliliğin kısıtlama olduğunu düşünerek aşık olduğu kadınla evlenmemiştir. Bireysel aşkın bütün otoritelerden üstün olduğunu vurgulamıştır. Toplumsal sistemin ürettiği bütün ürünleri gözler önüne seren ve kısa bir insanlık tarihini gözler önüne seren bir eserdir. Aynı zamanda ailenin, özel mülkiyeti, özel mülkiyetin ise devleti nasıl oluşturduğuna güzel bir ışık tutmaktadır. Okuduğunuz zaman içerisinde olduğumuz bu sistemin nasıl bir zincirleme tutsaklık olduğunu göreceksiniz. Keyifli okumalar dilerim.. :) (Δες Τινα)

İnsanlığın başlangıcından bu yana, cinsellik, evlilik, kadın erkek ilişkileri, toplumlar ve aşiretlerin oluşumu ve birbirleri arasında ki münasebetler derken, bugünkü devlet ve aile yapısına, özel mülkiyetlere kadar geldik. Dünya görüşünü değiştiren, insanın ufkunu açan bir kitap. Hatta şöyle bir yorum yapmak istiyorum. Kitapta insanlığın ilk zamanlarından bu yana yaşanmış cinsel durumları okurken bugün sapkın dediğimiz her türlü ilişkiye şahit oldum. Enses ilişkiler çok fazla, sonra grup halinde evlenmeler, misafirine grubundan kadın ikram etmeler falan, sonra diğer gruplardan aşiretlerden kız kaçırıp damat ve arkadaşlarının komple üstünden geçmeleri vs. Demem o ki bütün bu sapkın ilişkiler insanın genetiğinde var yeterki ayyuka çıkmasınlar. Bugün Müge Anlı'nın programı ve türevleri, toplumun içinden böyle sapık hayatları bulup önümüze seriyor. Olmaması, yapılmaması lazım. Eşeğin aklına karpuz kabuğu getiriyorlar. Bu konuları uzmanların ele alıp incelenesi gerekir. Düşünün tv de böyle bir program seyrediyorsunuz ve konu baldız ve enişte konusu. Bunu seyreden cahil ve kendini yönetemeyen, iradesine sahip olamayan bir enişte ve baldızın aklından neler geçer siz düşünün. Eyleme geçme olasılıkları nedir? Alın size karpuz kabuğu. (Barış Yalın)

Kitabın Yazarı Friedrich Engels Kimdir?

19. yüzyıl Alman politik filozof. Karl Marx'la beraber, Komünist Manifesto'yu (1848) yazarak komünist kuramın geliştirilmesinde önemli bir rol aldı. Karl Marx hayatını kaybettikten sonra Karl Marx'ın en önemli eseri Das Kapital'in son iki cildini tamamladı.

Engels, şimdiki Wuppertal'da doğdu. Bir Alman tekstilcinin en büyük oğluydu. 17 yaşında iken, babası onu Manchester'daki pamuk fabrikasının yönetimine yardımcı olması için İngiltere'ye gönderdi. 1833 yılında tanık olduğu yaygın yoksullukla sarsıldı. Fabrikada 3,5 yıl çalışıp ayrıldı ve maden ocaklarında işçi olarak çalışmaya başladı. Ve aynı zamanda bazı gazetelere haftalık makale gönderiyordu. Gençlik yılları sefalet içinde geçip gidiyordu. Günde 18 saat mesai yapıyor, geri kalan zamanında da komünist kuram üzerine makaleler yazıyordu. Babası'nın ölümünden 2,5 ay sonra annesini de kaybetti. Kendisi gibi maden ocaklarında çalışan kardeşleri 1842'de tünel çökmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Engels artık yalnızdı. Ailesi yoktu. Zaten anne ve babasıyla iyi geçinemediği için evden ayrılmıştı.

1845 yılında İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu konulu bir makale yayınladı. Aynı yıl, editörlüğünü Paris'teki Karl Marx'ın yaptığı Franco-German Annals adlı dergiye yardım etmeye başladı. Marx Engels ile kişisel olarak tanışmasının ardından onunla kapitalizm üzerine aynı bakış açısına sahip olduklarını fark etti. Marx, Engels'e ve fikirlerine büyük hayranlık duyarak Engels ile birlikte çalışmaya karar verdi. Marx'ın 1845 Ocağında Fransa'dan sürülmesinden sonra, diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha fazla ifade özgürlüğü vaad eden Belçika'ya gitmeye karar verdiler.

Engels içlerinde George Harney'in de olduğu Çartist hareketin liderleriyle tanıştı. 1846 Ocağında Engels Marx'ı da yanına alarak Brüksel'e döndü. Burada Komünist Yazışma Komitesi'ni kurdu. Tasarısı Avrupa'nın çeşitli bölgelerindeki sosyalist liderleri birleştirmekti. İngiltere'deki sosyalistler Engels'in fikirlerinden etkilenerek Londra'da bir toplantı düzenlediler ve Komünist Birlik adı verilen yeni bir organizasyon oluşturdular. Engels buraya bir delege olarak katıldı ve eylem stratejisinin geliştirilmesine öncülük etti.

1847 yılında Engels ve Marx birlikte bir broşür yazmaya başladılar. Temelini Engels'in Komünizmin İlkeleri adlı kitabının oluşturduğu bu 12.000 kelimelik broşür altı haftada bitirildi; Engels'in amacı komünizmi kitleler için anlaşılabilir kılmaktı. Komünist Manifesto adı verilen bu broşür 1848 Şubatında yayımlandı. Ama yayımlandıktan henüz 1 ay sonra, Mart'ta Engels ve Marx Belçika'dan kovuldular. Köln'e taşındılar ve Marx radikal bir gazete olan Yeni Ren Gazetesini Engels'in desteğini alarak çıkarmaya başladı.

Engels, 1848 devriminin önderiydi. Ve bu ayaklanma ilk ciddi Sosyalist ayaklanma idi. Ve bu ayaklanma sonra ki komünist ayaklanmaların en büyük ilham kaynağı oldu. Engels Elberfeld'deki ayaklanmada aktif olarak bulundu, Prusyalılara karşı düzenlenen Baden Seferi'nde Baden-Palatinate ayaklanmasındaki serbest güçlerin komutanı olan August Willich'in yaveri olarak savaştı. Aslında bu yaverlik bir aldatmacaydı. Çünkü August Willich tüm emirleri Engels'den alıyordu.

1849 yılında İngiliz hükümetine başta Engels olmak üzere birçok sosyalist liderin sürülmeleri için baskı yapıldıysa da Başbakan Lord John Russell bunu reddetti. Yalnızca Engels tarafından kendilerine sağlanan parayla Marx ailesi büyük bir yoksulluk içinde yaşadı. Engels, Marx ailesi kendi ailesi olmasa dahi sonuçta hem bir aile geçindiriyor hem fikri mücadele veriyor hem de serbest güçlerin fikri ve askeri sahada stratejik önderliğini yapıyordu.

1870'te Londra'ya taşınmadan evvel, Engels Marx'a yeterli geliri sağlayabilmek için Manchester'daki fabrikasında çalışmaya gitti. Marx'ın 1883'te ki ölümünden sonra Komünist kitle Engelsi artık o ölene dek fikri ve askeri alanda önder kabul ettiler. Bununla birlikte, tek eşli evliliğin erkeklerin kadınlar üzerinde baskı kurmak için ortaya attığı tek taraflı bir yalan olduğunu söyleyerek Feminist kuramın kurucularından sayılmaktadır. Bu bağlamda komünist kuramı aileyle ilişkilendirerek, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyetinin tıpkı kapitalist toplumlarda burjuvazinin işçi sınıfı üzerindeki hakimiyetine benzediğini iddia etti. Engels'in bu düşüncesi hayatına hiçbir kadının girmemesinden kaynaklanıyordu. Engels, 1895 yılında Londra'da bir otel odasında tek başınayken çalışma masasında makalesini yarım bırakmış bir halde ölü bulundu. Ölüm sebebi boğaz kanseridir. Öldüğünde hiç çocuğu yoktu. Bu yüzden bazı mason, kapitalist ve burjuva kesimlerce kendisine eşcinsellik iftiraları atıldı.

Engels para'nın olmadığı bir dünya istiyordu. Engels'in tüm fikirleri Marx'ı çok büyük bir etki altında bıraktığı gibi bu fikride Marx'ta derin bir etki bıraktı.

Friedrich Engels Kitapları - Eserleri

  • Alman İdeolojisi
  • Anarşizm Üzerine
  • Basın Söyleşileri
  • Devlet ve Hukuk Üzerine
  • Din Üzerine
  • Felsefe Metinleri

  • Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni
  • Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm
  • Politika ve Felsefe
  • Çizgilerle Komünist Manifesto
  • Komünist Manifesto
  • Konut Sorunu
  • Doğanın Diyalektiği

  • Anti-Dühring
  • Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu
  • Tarihte Zorun Rolü
  • Köylüler Savaşı
  • Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim
  • İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu
  • Büro ile Barikat Arasında

  • Komünizmin İlkeleri
  • Hakiki Sosyalistler
  • Felsefe İncelemeleri
  • Marksist Leninist Partinin Temel Eğitim Dersleri
  • Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi
  • Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi
  • Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri

  • Nüfus Üzerine
  • Sömürgecilik Üzerine
  • Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar
  • Serbest Ticaret Sorunu Üzerine
  • Seçme Yazışmalar - I
  • Komünist Manifesto
  • Marx - Engels Anıları

  • Nüfus Sorunu ve Malthus
  • Friedrich Engels Biyografi
  • Doğu Sorunu
  • Yazın ve Sanat Üzerine 2
  • Yazın ve Sanat Üzerine 1
  • Sanat ve Edebiyat Üzerine
  • Emeğin Rolü - Maymunun İnsanlaşma Sürecinde

  • Politik ve Askeri Savaş Sanatı 3
  • Felsefe Üzerine: Karl Marks - Friedrich Engels
  • Bakuninciler İş Başında
  • Seçme Mektuplar
  • Birinci Enternasyonalde Örgütlenme Meselesi
  • Ekonomi Politik Sözlüğü
  • Sürgündeki Büyük Adamlar

  • Cola di Rienzi
  • Genç Engels'ten Mektuplar
  • Siyasi Yazılar
  • Sosyalist Düşüncenin Gelişmesi

Friedrich Engels Alıntıları - Sözleri

  • Adalet sağlanmıyor ya da satılıyordu.. (Köylüler Savaşı)
  • “Hükümetlere şunu açıklamalıyız: Biz, sizin, proleterlere karşı yöneltilmiş bir silahlı güç olduğunuzu biliyoruz; biz, size karşı, olanak bulunduğu sürece barışçıl araçlar, ve kaçınılmaz olduğu zaman da silah kullanacağız.” (Anarşizm Üzerine)
  • "Filozoflar dünyayı türlü biçimlerde yorumlamakla yetindiler, asıl sorun onu değiştirmektir." (Felsefe İncelemeleri)
  • "Ne modern toplumda sınıflaın varlığını, ne de sınıflar arasındaki mücadeleyi bulma şerefi bana aittir. Benden önce burjuva tarihçiler, bu sınıfların mücadelesinin tarihsel gelişimini, burjuva iktisatçılar da sınıfların ekonomik yapısını açıklamışlardır." K. Marks (Felsefe Üzerine: Karl Marks - Friedrich Engels)
  • O yüzden, Komünistlerin kuramı tek bir tümcede özetlenebilir: özel mülkiyetin ortadan kaldırılması. (Komünist Manifesto)
  • Uğrunda cefa çekmeyi sevdiğim, Lanete, zindana, sürgüne katlandığım, Tiranlara karşı çıkıp yürekle, Artık yeter! dediğim halkım benim, Sen ezilme, hakarete uğrama! Heybetinle yüksel isterim, Benim mağrur, muzaffer insanım! (Cola di Rienzi)

  • Modern tarihte, bütün siyasal savaşımların sınıf savaşımları oldukları ve sınıfların bütün kurtuluş savaşımlarının, zorunlu olan siyasal biçimlerine karşın -çünkü her sınıf savaşımı bir siyasal savaşımdır- son tahlilde ekonomik kurtuluş sorunu çevresinde döndükleri tanıtlanmıştır. (Din Üzerine)
  • Uygarlıktaki her yeni ilerleme, aynı zamanda eşitsizlikte de yeni bir ilerlemedir. (Yazın ve Sanat Üzerine 1)
  • Emekçi sınıflar servet artışı içinde yoksulluklarını, lüks artışı içinde sefilliklerini sürdürürler. Maddi yoksunlukları, onları fiziksel bakımdan olduğu kadar ahlaki bakımdan da zayıflatır. (Basın Söyleşileri)
  • En büyük maddi ve zihinsel işbölümü, kent ile kırın ayrılmasıdır. Kent ile kır arasındaki karşıtlık, barbarlıktan uygarlığa, aşiret düzeninden devlete, bölgesellikten ulusa geçişle birlikte ortaya çıkar, ve zamanımıza kadar bütün uygarlık tarihi boyunca sürüp gider. (Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri)
  • O (iktisatçı), işçinin gereksinimini fizik yaşamın en gerekli ve en yoksul sürdürülmesine ve etkinliğini de en soyut mekanik harekete indirger ve sonuç olarak şöyle der: İnsanın ne başka gereksinimi, ne başka etkinliği, ne de başka zevki vardır; çünkü bu yaşamı bile o, insanal yaşam ve varlık diye gösterir; o, olabilecek en yoksul yaşamı (varoluşu) kural olarak ve üstelik evrensel kural olarak hesaplar. İnsanların büyük yığını bakımından geçerli olduğu için evrensel; işçinin etkinliğini tüm etkinliğin arı bir soyutlaması durumuna getirdiği gibi, işçiyi de duyu ve gereksiniminden yoksun bir varlık durumuna getirir; bunun sonucu işçinin her lüksü ona kınanacak bir şey ve en soyut gereksinmeyi aşan her şey de –edilgin zevk ya da etkinlik belirtisi olarak da olsa- lüks olarak görünür. Ekonomi politik, bu zenginlik bilimi, öyleyse aynı zamanda vazgeçme, yoksunluklar, esirgeme bilimidir de ve gerçekten temiz hava ya da fizik hareket gereksinimini bile insandan esirgeyecek kadar ileri gider. (Yazın ve Sanat Üzerine 1)
  • (...) bireylerin mülkiyetine bireysel tüketim maddelerinden başka hiçbir şey de geçemez. (Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi)
  • Sarhoşluğun sonucu kafa zonklamasıdır, alışkanlık hale getirilmiş aşırılıkların sonucu hastalıktır. (Felsefe İncelemeleri)

  • Bizim düşüncemiz gerçek dünyayı bulabilecek durumda mıdır? (Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu)
  • Bir egemen sınıfın varlığı, hem sınai üretme gücünün hem de bilimin, sanatın ve özellikle de uygar toplumsal ilişki biçimlerinin gelişmesine her gün daha fazla engel oluyor. (Konut Sorunu)
  • Matematikte dönüm noktası, Descartes’in değişken büyüklüğü olmuştu. Bununla birlikte hareket ve bundan ötürü de diyalektik ve hemen ardından Newton ve Leibniz tarafından bulunmamış olmakla birlikte, onlar tarafından tam olarak tamamlanan difransiyel ve entegral hesaplarının zorunluluğu matematiğe girdi. (Doğanın Diyalektiği)
  • Yoksul halk ve çalışan sonuçlar her saman varolmuştur, ve çalışan sonuçlar çoğunlukla YOKSULDURLAR. (Komünizmin İlkeleri)
  • Soyuların, köylüler üzerindeki sömürüsü her yıl daha da arttı. Bağımlı köylüler her tür bahane ve isim altında yeni ödeme ve hizmet sunma yükümlülükleri altına sokuldu. Angaryalar, vergiler, toprak kiraları, toprak satış vergileri, ölüm vergileri, koruma paraları vb. bütün eski sözleşmeler bozularak keyfi biçimde arttırıldı. Adalet sağlanmıyor ya da satılıyordu. Şövalye, köylüden para sızdırmak için başka yol bulamadığında da onu hemen zindana atıyor ve fidye ödemeye zorluyordu. (Köylüler Savaşı)
  • Siyasal iktidar denen şey, bir sınıfın başka bir sınıfı ezmekte kullandığı örgütlü güçten başka bir şey değildir. (Komünist Manifesto)
  • Kolektif mülkiyetle birlikte, halkın sözde iradesi de, yerini kooperatifin gerçek iradesine bırakmak üzere, kaybolur. (Anarşizm Üzerine)

Yorum Yaz