matesis
dedas

Akhilleus'un Şarkısı - Madeline Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Akhilleus'un Şarkısı kimin eseri? Akhilleus'un Şarkısı kitabının yazarı kimdir? Akhilleus'un Şarkısı konusu ve anafikri nedir? Akhilleus'un Şarkısı kitabı ne anlatıyor? Akhilleus'un Şarkısı PDF indirme linki var mı? Akhilleus'un Şarkısı kitabının yazarı Madeline Miller kimdir? İşte Akhilleus'un Şarkısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 21.05.2022 01:00
Akhilleus'un Şarkısı - Madeline Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Madeline Miller

Çevirmen: Seda Çıngay

Orijinal Adı: The Song of Achilles

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051416434

Sayfa Sayısı: 393

Akhilleus'un Şarkısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kısa boylu, çelimsiz ve babasının gözüne bir türlü giremeyen Patroklos, trajik bir kaza sonucu bir çocuğun ölümüne sebep olmuş ve Phthia krallığına sürgüne yollanmıştı. Bundan böyle Kral Peleus'un ve onun altın oğlu Akhilleus'un -"Yunanların en iyisinin"- gölgesinde diğer yetim ve sürgün çocuklarla birlikte büyüyecekti. Akhilleus ki güçlü, güzel ve cesurdu, bir tanrıçanın, Thetis'in oğluydu. Zıt karakterdeki bu iki çocuk birbirlerine sadık arkadaşlar oldular. Aralarındaki bağ ve sevgi onlar büyüdükçe güçlendi.

Savaş ve hekimlik sanatını öğrenmek için at-adam Kheiron'un saklı cennetine yollandıklarında, Spartalı Helene kaçırılmıştı, Helene'i koruyacaklarına dair ettikleri yemine kanla bağlı olan Yunanlar, Troya'yı kuşatma planlarına girişmişlerdi. Yarı-tanrı Akhilleus'un neslinin en iyi savaşçısı olacağını müjdeleyen kehanet onu karşı konulmaz bir biçimde savaşın ortasına çekiyordu, bu kadere boyun eğen Akhilleus ve Patroklos kendilerini bekleyen sona doğru yola çıktılar...

İlyada destanının bir yeniden yazımı olan Akhilleus'un Şarkısı'nda Madeline Miller, kendisine 2012 Orange Ödülü'nü kazandıran, yetkin, tempolu ve soluk soluğa okunan bir romana imza atıyor. Troya destanı, çağdaş romanın taze nefesiyle yeniden doğuyor.

Akhilleus'un Şarkısı Alıntıları - Sözleri

  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarını yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu .
  • Bazıları için koca destanlar yazılırdı bazıları içinse birkaç satır…
  • Birbirimizde yaralar açtık ama hiçbiri ölümcül değil.
  • Akhilleus gerçekten kast ettiği şeyleri söylüyor, karşısında öyle yapmazsa da şaşırıyordu. Bazıları bunu budalalıkla karıştırabilir oysa her zaman yürekten gelen şeyleri söylemek de bir tür deha değil midir?
  • Şelalenin yakınında yaşayanların suyun sesini duymadıklarını söylerler. Ben de aynı şekilde Akhilleus’un kaçınılmaz yazgısının kulakları sağır edici uğultusuyla yaşamayı öğrenmiştim.
  • Bir mızrağı baston niyetine kullanabilirsin ama doğasını değiştiremezsin.
  • "Mutlu olan bir kahraman söyle bana." Düşündüm. Herakles delirip ailesini öldürmüştü; Theseus karısını ve babasını yitirmişti; İason'un eski karısı, yeni karısıyla çocuklarını katletmişti; Bellerophontes Khimaira'yı öldürmüş ama Pegasos'un sırtından düşüp sakat kalmıştı. "Söyleyemezsin." Akhilleus doğrulup oturmuştu, öne eğiliyordu. "Söyleyemem." "Biliyorum. Hem ünlü hem de mutlu olmana asla izin vermezler." Tek kaşını kaldırdı. "Sana bir sır vereceğim." "Söyle." Böyle davranması çok hoşuma gidiyordu. "Hem ünlü hem de mutlu ilk kahraman ben olacağım.” Elimi tuttu, avuçlarımızı birbirine dayadı. "Yemin et." "Niye ben yemin ediyorum?" "Sebep sensin de ondan. Yemin et." "Yemin ediyorum," dedim. Yanaklarındaki rengin, gözlerindeki alevin içinde kaybolmuştum.
  • “Hem ünlü hem de mutlu ilk kahraman ben olacağım.” Elimi tuttu, avuçlarımızı birbirine dayadı. “Yemin et.” “Niye ben yemin ediyorum?” “Sebep sensin de ondan.”
  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarının yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu .
  • Gecenin en koyu karanlığında, vahşi köpeklerin bile uyuduğu, baykuşların bile sustuğu bir saatte çadırımıza yaşlı bir adam geliyor. Pislik içinde, üstü başı yırtık pırtık, saçları külle ve toprakla kaplı. Nehri yüzerek geçtiği için giysileri ıslak. Yine de konuşurken gözleri berrak. “Oğlum için geldim,” diyor.
  • Onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu.

Akhilleus'un Şarkısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Eşcinsellik İçeren Bir Kitap: Çok kısa, süslemeden bir baba olarak empati yaparak bu kitapla ilgili bir inceleme yapma ihtiyacı hissettim. Kitabın akıcılığı içeriği üslubu falan oldukça iyi, konusu zaten çoğumuzun izlediği Brat Pitt'in başrol oynadığı TRUVA filmi. Altını çizerek söylüyorum kitabın ilk 160 sayfası Akhilleusun savaşa gitmeden önceki hayatını anlatıyor. Ve ortalama 160 sayfa süren bu bölüm tamamen gey'liğe özendirilecek şekilde yazılmış. Dolayısıyla ergenliğe yeni adım atmış erkek bireylerin bu kitabı okurken eşcinsel eğilimlerinde ciddi manada etki edecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Direk şunu da söyleyeyim kimsenin tercihi beni ilgilendirmez. Lakin bir baba olarak ben bu kitabı asla çocuğuma okutmayacağım. Benim önceden okumam gayet isabet oldu. Böylece çocuklarımın benim okumadığım kitapları okuduklarında içeriğini incelemem gerektiğini öğrenmiş oldum. Herkese iyi okumalar. (uğur bayam)

Şimdi Atlar Yas Tutuyor Patroklos'a: "Bir zamanlar düşünürdü göğsümde yüreğim..." (Homeros- İlyada,  XIX -330) Düşünmenin göğüsten bilindiği bir zamandan... Homeros'un İlyada'sı Akhilleus'un öfkesi "Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle" ile başlayan ve Hector'un ölüm töreni ile son bulan epik geleneğin kuşkusuz en ünlü eseridir. Troya Savaşı'nın yalnız 51 gününü kapsayan ve 16.000 dizeden oluşan İlyada'ya ne yazık ki Troya Savaşını tam anlamıyla yansıtıyor diyemeyiz. Savaş zaten başlamış ve sürmektedir, Paris ve Helene aynı yatakta uyumakta ve Agamemnon'un Akhilleus ile iktidar yarışı devam etmektedir. İlyada'ya farklı bir isim ararsak, yansttığı önemli olaylar bakımından ve kapsamından dolayı kitabın adına "Akhilleus'un Öfkesi" demek zannımca daha doğrudur. İlyada karakter ve soy tanımlamaları, savaşın nedenleri ve gelgitleri, tanrıça, tanrı ve tanrısoyluların etkileşimleri ile sadece bir sahnedir; başını ve sonunu bilmediğimiz bir sahne. Eğer Hollywood yapımı bir Troya filmi, ya da ilgili Netflix dizisi izlemediyseniz Tahta At savaş taktiğini bile bilemez ve anlam veremediğiniz bu yarım savaşın yanıtını Odysseia'da ararsınız. Odysseia sizi bir nebze aydınlatır ama yine boşluklar olacaktır ve bilme isteği sizi İlkçağ Yunan Trajedileri ile buluşturur çünkü yanıtlar seçkisi Eshilos, Sophokles ve Euripides'in eserlerindedir. Homeros İlyada ve Odysseia destanlarında başrolleri Akhilleus ve Odysseus'a verir. Bize kadar korunduğunu, belki başkalaştığını varsaysak da onun iki destanda merkeze koyduğu isimler bellidir. Neden Hector'un cesareti ya da Paris'in aşkı değil de Akhilleus'un Öfkesi ile Odysseus'un maceraları diye merak etmek çok doğaldır. Bu durum Homeros'un  İonyalı olduğundan ileri gelebilir. Amerikalı romancı Madeline Miller Akhilleus'un Şarkısı'nı Troya Savaşı kadar bir sürede yazar. Yunanca ve Latince öğretirken yazdığı eserini on yılda tamamlar ve 2012'de Orange Ödülü'nün sahibi olur. İlyada'ya Akhilleus'un Öfkesi dememin sebebiyle Madaline Miller'in romanına çıkış noktasının aynı olabileceğini düşünüyorum. Akhilleus'un Şarkısı yalnız Troya savaşını kapsamaz, kitaba Akhilleus ve Partoklos'un sevgilerinin merkezde olduğu, savaşın başlangıcı ve sonucunun aynı kitapta işlendiği, İlyada, Odysseia, ve Troya tragedyalarını da içeren, epiğin romana dönüştürüldüğü bir çalışma olarak bakmak yerindedir. Mitoloji seven arkadaşlarımın kahramanlarının değişkenliğine sık sık şahit olurum. Benim de Hector sevgim, Andromakhe'ye olan empatim kadar Akhilleus'u da düşlerimde barındırdığımı düşününce ne Troya, ne Grek tarafında olduğum sonucuna varılır. Avrupa -Anadolu çatışmasında Hector'un Anadolu halklarının özgürlüğünün bir simgesi olduğu düşüncesi, hatta Limni adasının Mondros Limanı'nda yakın tarihte imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın dahi "Agamemnon" adlı zırhlıda -ki bu ad manidardır- imzalanması beni bir Troya taraftarı yapabilir. Bazı isimler ölmez, bazı savaşlar da hiç bitmez, dönüşür. Tıpkı bizce Hector'un Mustafa Kemal'e dönüşmesi gibi, üstelik bu sefer Hector başarmıştır... Bu Patroklos'un Hikâyesi Girizgah yine karmakarışık, asıl meseleye hiç gelemeyeceğim korkusu göğsüme P dalgaları yaymaya başladı. Önümde İlyada sereserpe açılmış, her noktasını çizdiğim halde bir kutsal kitapçasına korunmuş durumda. Sayfaları karıştırıyorum içinde bir sürü çiçek, büyük büyük annemin tohumları kadar eski çiçek. Onlarca not ve üzerinde fazla durulmuş XVI. Bölüm : Patroklos Destanı. Miller'in Eseri baştan sona Patroklos'un anlatıcılığından oluşuyor. Akibeti bildiğim için 30 bölüm Patroklos'u duymaya şaşırmadım. Ama ya ölünce? Ölü bir anlatıcı Patroklos, bu harika bir detay çünkü Patroklos öldüğünde ruhunun Akhilleus ile konuştuğu İlyada bölümü ile asla çelişmez. İlyada' da doğru saydıysam tam 30 yerde Patroklos ismi geçiyor, savaşın nedeni sayılan Paris'in 17 yerde geçtiğini düşününce Patroklos'un önemini çok iyi anlıyorum. Patroklos'un ilk sahnesi  İlyada'da ilk olarak Brisseis kriziyle başlıyor. Menotios oğlu Patroklos'un Akhilleus'un daima yanında sağkolu olduğu düşüncesi ilk izlenimim . Ardından IX. Bölüm kilit öneme sahip,  Meleagros- Kleopatra miti üzerinden zirvedeki savaşçı ya da kralın yani erk sahibinin yanında yer alan kişinin karar mekanizmasındaki yerini gösteriyor Ulu Ozan. Patroklos'un Nestor'a gönderilmesi, inatçı savaşçı Akhilleus'un (Agamemnon -Briseis krizi yüzünden) savaşa yeniden dönmesini sağlama çabası. XI. bölümde yaralı Eurypylos'a tıbbi yardım, bunu Akhilleus'tan öğrenmişti Akhilleus da Kherion'dan ve XVI. Bölüm; Patroklos Destanı. Patroklos'un Akhilleus'u savaşmaya ikna edememesi üzerine onun zırhını giyip Yunan saflarında savaş ruhunu yeniden uyandırması, pek çok savaşçıyı öldürüp Hector'a yenilmesi.(XVIII) Akhilleus'un bu ölümden haberdar olması ve yıkılması. (XXII) Bölüm Akhilles'un Hector'u öldürüp sürükleyerek Patroklos'un intikamını alması... İlyada'da Akhilleus üzerinde etkisi olan en önemli insandır Patroklos. Onun candostu diye geçer. Akhilleus kafası kafama göre der onun için. Cesurdur Patroklos, Akhilleus kadar olmasa da yüreklidir, kadın savaş tutsaklarına özellikle Briseis'e karşı naziktir ve akıllıdır . Akhilleus ile arasında cinsel bir tutku olduğunu düşünemeyiz İlyada üzerinden. Dönem için bu sansüre uğramış olabilir ya da bu günün duyarlılığı ile Miller cinsel tutku üzerinden ilerlemiş olabilir. Miller'in eseri tamamen Patroklos üzerine kuruludur ama atmosfer Troya savaşı öncesi ve sırası atmosferidir. Helene'nin talibidir küçük Patroklos ve talip töreni ile başlar kitap. Helene'e verilen seçme hakkı büyük bir savaşı engelleme adına olsa da moiralar her zaman sessizce beklemektedir. Helene bir seçim yapar Menalaus'tur seçtiği.  Ne en güçlüyü ne de en yakışıklıyı seçmiştir,  belki sırf ablasına yakın olmak için Krallar Kralı'nın kardeşini seçer, çünkü ablası da Agamemnon ile evlidir. Bu tören sırasında henüz çok küçüktür Akhilleus da Patroklos tanışmamışlardır henüz ve yaşları talip olmalarına engel değildir? Dönem ruhunu ve zihniyetini göstermek için güzel bir sunuştur Miller'inki. Azra Erhat Mitoloji Sözlüğü'nde Patroklos konusunu İlyada'dan üzerinden aktarmaya başlar : "Birlikte büyümemiş miydik, Akhilleus sizin evde. Opoels'ten beni size Menoitios getirmişti, ufaktım, bir kaza çıkmıştı elimden, öldürmüştüm Amphidamas'ın çocuğunu, yapmıştım bu deliliği istemeye istemeye, öfkeye kapılmıştım aşık oynarken. At sürücüsü Peleus evine almıştı beni, özene bezene büyütmüş, seyis yapmıştı sana" Miller'in Patroklos'u da aynıdır. Patroklos bir kaza sonucu istrmeden bir çocuğu öldürmüş ve Akhilleus'un topraklarına sürgün edilmiştir. Daha çocukken birbirleriyle dost olan bu iki karakter ergenlik çağında cinsel tutkularının kesişmesiyle birlikte olurlar. Akhilleus tanrısoyludur annesi Thetis'tir ve ölümsüz sayılacakken annesinin küçücük bir hatası, onu ölümsüzlük suyuna batırırken ayak bileğinden tutması ve o bölgenin ölümlü kalışı yüzünden yitirir tanrısallığını. Bu yüzden ne zaman öleceği düşmüştür Thetis'in gözlerine. Genç ölecektir Akhilleus,  ölümü Hector'la düğümlüdür aynı zamanda. Akhilleus Kherion tarafından büyük bir savaşçı olarak yetiştirilir Miller'in eserinde ve yanıbaşında daima Patroklos vardır. Tıbbi eğitimi de Kherion verir ona oysa Homeros'ta bu eğitimlerin yalnız olduğunu düşündürür dizeler ancak Akhilleus öğrendiklerini Patroklos'a da öğretmiştir diye eklenir. Ve iki genç büyürken Paris Helene meselesi patlak verince Odysseus devreye girer. İthaka kralı savaşçıları toplarken,  Thetis kaderini bildiği oğlunu kadın kılığında saklamaya çalışır. Bu sırada Akhilleus heteroseksüel birliktelik de yaşar hatta bir kadını hamile dahi bırakır. Oğul Neoptelemos'un rahme düşüşü Troya savaşından kaçış sırasındadır... Kaderden kaçılmaz, savaş başlar aynı zamanda Akhilleus ve Agamemnon rekabeti. Bir tarafta en güçlü savaşçı, bir tarafta Kralların kralı. Egoları çarpışır evvela kilit nokta Briseis adlı köle kızın kimde olduğudur. Briseis genç ve güzel bir Anadolu kızıdır ve ona sahip olan daha değerlidir, yani bir maldır Briseis... Agamemnon 'un Kızı İphigenia'yı kurban edişi, bir kahinin kızına zarar verdiği için cephede başlayan salgın tıpkı İlyada'da olduğu gibi işlense de Briseis meselesi tuhaftır Miller'de. Güya ne Akhilleus ne Agamemnon dokundu ona.. Çünkü Akhilleus'un tek aşkı Patroklos'du. Agamemnon ise sırf Akhilleus'dan intikam için elinde tutar Briseis'i. Akhilleus'un şarkısında da İlyada da bu köle kız çok önemlidir, çünkü savaşın gidişatını değiştirmiş ve Mrymidonlar'ın Lideri Akhilleus'un küsmesine aynı zamanda onun askerlerinin de savaştan çekilmesine neden olmuştur. Troya safları güçlenmiş ve saldırıya geçmiştir. Bu durumda yine Patroklos devreye girmiş tıpkı İlyada'da olduğu gibi Akhilleus'u uyandırmaya çalışmış başaramayımca onun izni ve zırhıyla Troyalılarla mücadele etmiş neticede Hector'a yenilip ölünce Akhilleus'un öfkesi yeniden doğmuş, acısıyla şarkısı yeniden başlamıştır. Miller baştan sona aşk odağında bir Akhilleus yaratmıştır.  Hector'u acımasızca öldüren ve sürükleyen aynı zamanda baba kral Priamos'a karşı hem anlayışlı hem misafirperver davranan Akhilleus, kalpten ibaret bir savaşçıdır. Kitabını İlyada'dan bağımsız, savaşın neticesini, Akhilleus'un kendine hiç benzemeyen oğluyla bitiren Miller epiği romana çevirirken aşk hariç Homeros'a tamamen sadık kalmış, akıcılığı bakımından da harika bir eser çıkarmıştır. Ancak Patroklos'u feminen, hatta korkak biri olarak göstermesi, yoğun aşk odağında bir eser çizme çabasından ileri geliyor görünmektedir . Akhilleus ve Patroklos'un cinsel birliktelik yaşayabileceklerine katılıyorum. Ama Briseis'e olan hırsının altında bir tutku da yatabilir. Miller'de Briseis Patroklas'a tutkun çünkü ailesini sevdiklerini öldüren Akhilleus'a karşın Patroklos ona son derece iyi davranmıştır, İlyada'da aynıdır bu nokta. Diğer yandan Thetis'in Patroklos'a karşı adeta bir kayınvalide tutumu da komik. İlyada'da bu denli etkili olmayan Thetis Miller'de her an karşımıza çıkıyor. Yüzyıllardır Akhilleus ve Patroklos'un cinsel tutkusu varmıydı sorusu pek çok sanatçıyı meşgul etmiş. Homeros'un Antik yunanda eşcinsel birlikteliğin onaylanmaması üzerine bir sansür uyguladığını varsayanlar var. Pederasti gerçeği ise diğer taraftan ben buradayım diyor yani yetişkin bireylerin kendinden küçüklerle kurduğu sapıkça ilişki. Yunan'da bunun mutual olduğu varsayılıyor kısmen, yani Akhilleus Patroklos'dan faydalandıysa da ona savaşmayı, politikayı, hayatı öğretmiş ve hep yanıbaşında tutmuştur. Oysa Akhilleus ve Patroklos hemen hemen aynı yaşlardaydı. Ancak bir sürgün olan ve ötelenen Patroklos'tan bu şekilde yararlanıp ona da sığınak olmak adı tutku sanılan bir mevhuma dönüşmüş de olabilir. Ya da hiçbiri deyip sadece dosttular yargısına da varılabilir. Asıl mesele ise Akhilleus. Benim gibi çok fazla alıntı yapan birini İlyada'da en etkileyen dize "Bir zamanlar düşünürdü göğsümde yüreğim" di... Çünkü cesur bir savaşçı olan bazen delicesine yok etmeye meyilli Akhilleus'un hareket mekanizmasının sebebi yüreğiydi. Bir zamanlar insanlar kalbe, onun yol göstericiliğine inanırdı. Akhilleus'u hiçbir ganimet ve vaat savaşa geri dönmeye ikna edemedi. Onu bir tek yüreği kaldırdı ayağa, ister seks partneri ister can dostu,  Patroklos'du onu ayağa kaldıran... Bu konudaki sanat eserlerine lütfen bakın: Antik Yunan  Patroklos Vazoları Jean Joseph Taillason -Hektor'un Bedenini Patroclus'un Ayaklarında Sergileyen Akhilleus, 1769 Benjamin West - Akhilleus, Thetis, Partoklos, 1806 Nikolai Ge -Aşil ve Patroclus'un vücudu, 1855 Ludovico Salvetti - Patroklos'un Ölmüş Bedenini Tutan Menelaos Heykeli, 1579 Uzun zamandır elimde olan -verdiğim rahatsızlık için özür dilerim- küçük küçük ama herzamanki gibi kapılarak okuduğum Akhilleus'un Şarkısı'nı İlyada'yı okuyan ve mitoloji seven, destan okurken zorlanan ama roman akıcılığını arayan herkese tavsiye ederim. Kitabın müziği https://youtu.be/n5aMav6q-o0 Teşekkür ederim. (Psyche)

Aşkın ve Hüznün Bitmeyen Acısı: Akhilleus ve Patroklos: Birazdan okuyacağınız inceleme spoiler değil de 1K okurlarına sitem içerir… kitap/akhilleusun-sarkisi--204078, bu dünyada var olmak için yazarı yazar/madeline-miller’ı 10 sene uğraştıran bir roman. Çabaladığı 10 seneye değmiş mi? Kesinlikle değmiş. Bu kitabı okumadan önce az da olsa biraz mitoloji temelinizin olması kitaptan alacağınız hazzı en az iki kat arttıracaktır. Tavsiye vermem gerekirse; yazar/Homeros’un kitap/ilyada--150034 ve kitap/odysseia--127254 kitaplarını veyahut en azından Say Yayınları’nın yayınladığı kitap/mitoloji-101--26169 kitabını mutlaka okumalısınız. Olay örgümüz Antik Yunan’da geçiyor ve İlyada’nın farklı bir bakış açısıyla yeniden anlatımını bizlerle buluşturuyor. Bu sefer Patroklos’un gözünden olaylara şahit oluyoruz. Patroklos, Phthia’ya sürgün edilmiş bir prens. İşte tam da bu topraklarda hayatının aşkıyla tanışıyor, altın çocuk, geleceğin en iyi savaşçısı Akhilleus ile. Evet ikisi de erkek, bu sizi şaşırtmasın. Bir prensle bir savaşçının aşkını ve gelişen olayları okuyacaksınız. Ama kitap/romeo-ve-juliet--4586 okurken ne duygular hissettiyseniz, yine hissedeceksiniz. Hatta daha güçlü duyguları tecrübe edeceksiniz belki de. Bu iki karakterden birinden birine bir şey olmasın, aman biri ölmesin diye sağır kulaklara dualar edeceksiniz. Madeline Miller’ın kalemine ayrıyeten bir şapka çıkarmak istiyorum, çünkü Homeros’un İlyada’sını şairane bir biçimde ve çok başarılı bir şekilde ele almış. Akhilleus’un savurduğu kılıç darbelerinin Truvalı askerlerde açtığı yaradan her an yüzünüze kan fışkıracakmış gibi hissediyorsunuz okurken. Ne yalan söyleyeyim, okurken kılıcımı kalkanımı kuşanıp Akhilleus ve Aias ile omuz omuza çarpışmaya gitmek istedim bir an için. İşte bu yüzden bu kitap başarılı bir kitap! Çevirmen yazar/seda-cingay’a da buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi gelgelelim sitemime… İnceleme yazmadan önce, okuduğum kitap hakkında yapılan incelemelere iyice bir göz atarım, yazılan bir şeyi tekrar yazmamak için. Ama bu sefer gerçekten üzüldüm okurken, kitapta eşcinsellik var diye çocuğuma okutmam diyenler mi dersiniz, homofobikseniz önermiyorum diyenler mi dersiniz, kitapta lgbt var aman diyenler mi dersiniz… Ey dostlar, Romalılar, yurttaşlar nasıl ki polisiye kitap okuyup katil, hırsız vs. olmuyorsanız veyahut da bilim-kurgu okuyup android olup elektronik koyun düşlemiyorsanız bu kitabı okuyarak da eşcinsel olmazsınız. Çünkü bu mevzubahis özenilecek bir şey değildir. Bu mitolojik hikayenin aynı zamanda 2004 yapımı bir filmi var, oyuncu kadrosu şahanedir mutlaka izleyin. Orada da Akhilleus ve Patroklos sadece kuzen olarak gösterilmişti, linçlerden vs. mi korktular bilemem artık, ama korkmayın be kardeşim, düpedüz ikisi de birbirlerine aşık bu adamların. :) Saygılarımla, siz de saygılı olun lütfen! Ben şahsen okurken zevk aldım, mitoloji sevenlere yazarın diğer kitabı kitap/ben-kirke--177628 ile birlikte mutlaka öneriyorum. Son olarak da sadece kitabı okuyanların anlayacağı bir cümle ile sonlandırmak istiyorum incelememi; Öldüğümde küllerimi bu kitap ile yakın. :) ‘’Adamların en iyisi, Myrmidon’ların en iyisi’’ Patroklos’a selam olsun! #117773399 Keyifli okumalar herkese! (Yoruma Akhilleus ile Patroklos ile alakalı bir tablo bırakacağım spoiler sayılır, isteyen baksın lütfen.) (Kayaberk İpek)

Akhilleus'un Şarkısı PDF indirme linki var mı?

Madeline Miller - Akhilleus'un Şarkısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Akhilleus'un Şarkısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Madeline Miller Kimdir?

Madeline Miller, Amerikalı romancı, Akhilleus'un Şarkısı ve Ben Kirke'nin yazarı. Miller, Latin ve Yunanca öğretmeni olarak çalışırken, 10 yılda Akhilleus'un Şarkısı'nı yazdı.

Eğitim: Brown Üniversitesi, The Shipley School, Yale School of Drama

Madeline Miller Kitapları - Eserleri

  • Akhilleus'un Şarkısı
  • Ben, Kirke
  • Galatea

Madeline Miller Alıntıları - Sözleri

  • Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. -Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap. (Ben, Kirke)
  • "Mutlu olan bir kahraman söyle bana." Düşündüm. Herakles delirip ailesini öldürmüştü; Theseus karısını ve babasını yitirmişti; İason'un eski karısı, yeni karısıyla çocuklarını katletmişti; Bellerophontes Khimaira'yı öldürmüş ama Pegasos'un sırtından düşüp sakat kalmıştı. "Söyleyemezsin." Akhilleus doğrulup oturmuştu, öne eğiliyordu. "Söyleyemem." "Biliyorum. Hem ünlü hem de mutlu olmana asla izin vermezler." Tek kaşını kaldırdı. "Sana bir sır vereceğim." "Söyle." Böyle davranması çok hoşuma gidiyordu. "Hem ünlü hem de mutlu ilk kahraman ben olacağım.” Elimi tuttu, avuçlarımızı birbirine dayadı. "Yemin et." "Niye ben yemin ediyorum?" "Sebep sensin de ondan. Yemin et." "Yemin ediyorum," dedim. Yanaklarındaki rengin, gözlerindeki alevin içinde kaybolmuştum. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Everyone looked at me, because I was the most beautiful woman in the town. I don't say this to boast, because there is nothing in to boast of. It was nothing I did myself. (Galatea)
  • Birbirimizde yaralar açtık ama hiçbiri ölümcül değil. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • “ Ne diyebilirim? Dünya adil bir yer değil. “ (Ben, Kirke)
  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarının yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu . (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • “ Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.” (Ben, Kirke)
  • Kimsenin göründüğü gibi olmadığını aklında tut. (Ben, Kirke)
  • "... yitip gitmiş o hayal için içimde ne kadar gözyaşı varsa hepsi kurumuştu." (Ben, Kirke)
  • Cüretkâr hareketlerle utanmazlık aynı şey değildir. (Ben, Kirke)
  • Bazıları için koca destanlar yazılırdı bazıları içinse birkaç satır… (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Gökyüzünü perdeleyebilirim. Hele beni gözlemeye çalışın bakalım. (Ben, Kirke)
  • Düşünceye yaraymış gibi dokundum, ne kadar acıdığına baktım. (Ben, Kirke)
  • Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi? (Ben, Kirke)
  • Onu sevseydim çoktan çekip gitmiş olurdu, oysa kaçınmam tekrar tekrar geri dönmesine neden oluyordu. (Ben, Kirke)
  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarını yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu . (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Şelalenin yakınında yaşayanların suyun sesini duymadıklarını söylerler. Ben de aynı şekilde Akhilleus’un kaçınılmaz yazgısının kulakları sağır edici uğultusuyla yaşamayı öğrenmiştim. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • En iyi demir bile fazla dövülürse pürtüklenir. (Ben, Kirke)
  • "Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?" (Ben, Kirke)

Yorum Yaz