Akıldan Bela - Aleksandr Griboyedov Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Akıldan Bela kimin eseri? Akıldan Bela kitabının yazarı kimdir? Akıldan Bela konusu ve anafikri nedir? Akıldan Bela kitabı ne anlatıyor? Akıldan Bela PDF indirme linki var mı? Akıldan Bela kitabının yazarı Aleksandr Griboyedov kimdir? İşte Akıldan Bela kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aleksandr Griboyedov
Çevirmen: Cenk Gündoğdu
Çevirmen: Engin Toprak
Orijinal Adı: Горе от ума
Yayın Evi: İkaros Yayınları
İSBN: 9786055717209
Sayfa Sayısı: 206
Akıldan Bela Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Modern Rus edebiyatının kurucuları ile pek çok önemli ismi etkilemiş ve Puşkin’in Erzurum Yolculuğu’nda; değeri bilinemedi, mutlaka biyografisi yazılmalı diye belirttiği Griboyedov’un, Rusça aslından çevrilen Akıldan Bela adlı bu önemli eseri, Gonçarov’un eleştirel incelemesiyle bir arada sunulmuştur.
Griboyedov, Akıldan Bela’da, 19. yy Rus soylusunun yaşam biçimini, davranışlarını ve dünyayı anlamalarını yine onlardan biri olan bir aydının eleştirisini merkeze alarak anlatmıştır.
İlk gerçekçi yapıtlardan olan Akıldan Bela her ne kadar bir dönemin eleştirisi olsa da bugün aradan geçen yaklaşık iki asra karşın; yakılan, asılan, cezaevlerinde susturulmaya çalışılan aydınların coğrafyasında benzer gerçeklerle karşı karşıyayız. Statüko ve muhafazakârlığa karşı olan aklın; gücü elinde bulunduranlarca yok edilmesi, dışlanması maalesef yabancısı olmadığımız bir durum da.
Evrenselliğini koruyan Akıldan Bela’nın, aydın kavramını yeniden tanımlamamızı, tartmamızı sağlayacağını ümit ediyoruz.
Akıldan Bela Alıntıları - Sözleri
- İnsan mutlu olunca zamana hiç aldırmıyor.
- İnanmasını bilen insan mesuttur, dünya ona tatlıdır.
- Bizlerden malikâneler, rütbeler isterler. Fakat konu Guilloment olunca iş değişir! Şimdi burada âdet böyle: Resmi toplantılarda, dini bayramlarda olsun, Taşra ağzıyla Fransızcayı karıştırıp konuşmak moda.
- Zaman ne kadar da kötüleşti! Nereden başlayacağını bilemiyor insan! Görüyorum da bu devirde, Yaşına göre pek zeki herkes!
- Ya sen küçük hanım, yataktan çıkar çıkmaz, Genç bir erkekle böyle baş başa! Genç kız aklı işte! Sabahlara kadar peri masallarını okumakla meşgul! Ve bu da meyvesi olmalı o kitapların! Ah şu lanet olası Fransızlar, Caddelerimizi doldurmuşlar boydan boya, Modaları, romanları ve ilham perileriyle Kalplerimizi çalıyor, ceplerimizi boşaltıyorlar ha bire! Sen bizi onlardan kurtar, Tanrım! Şapkalarından, keplerinden, firkete ve süslerinden, Bisküvi dükkânlarından ve de kitapçılarından!
- "Ne garip şeyler oluyor şu dünyada. İnsan delirir mi ömrünün baharında?"
- "O eski günleri çok özlüyor..."
- "İnsan hiç beklemediği yerden, ummadığı desteği bulabilir."
- Halim kalmadı inan ki Gece değil, sanki kıyamet günü.
- "Kendim de küfür ediyorum bu dünyaya geldiğime."
Akıldan Bela İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Podcast: Akıldan Bela, Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov: Podcasti dinlemek için YouTube linki: https://youtu.be/k3zbz1grTLg Merhaba kitapçokseverler. Bu bölümümüzde Puşkin'in Erzurum Yolculuğu'nda; değeri bilinemedi, mutlaka biyografisi yazılmalı dediği Griboyedov'un, Akıldan Bela yapıtı üzerine sohbet ediyoruz. 19. yy Rus soylusunun yaşam biçimini, davranışlarını anlatan bir dönem eleştirisi olmasının yanında "aydın" kavramını bugün de sorgulamamıza, tanımlamamıza etki edecek bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle. (Okur Sohbetleri)
Unutma, mucizenin olduğu yerde mantık yoktur..: Aleksandr Sergeyevic Griboyedov, 1795 yılında Moskova’da dünyaya gelmiş, önemli bir Rus şairi, oyun yazarı ve diplomattır. Dostu ve adaşı Aleksandr Sergeyevic Puşkin ile aynı dönemde yaşamıştır. Kendisi de Puşkin ve diğer ünlü Rus yazar Lermantov gibi ne yazıkki trajik bir şekilde öldürülmüştür. Puşkin ve Lermantov bir düello sonucu öldürülmüşler, Griboyedov ise Tahran’da Rusya’nın İran seferi olarak görev yaptığı sırada bir halk ayaklanmasında öldürülmüştür. Okuduğum pek çok kitapta Griboyedov’a atıfta bulunulması nedeni ile uzun zaman önce okuma planıma aldığım eser aynı zamanda Rusca’dan dilimize çevrilen ilk eser olma özelliği taşıyor (1883 yılı). Bulgakov’un “Usta ve Margarita” kitabında yazarlar derneği olarak adlandırdığı ve önemli olayların geçtiği yerin adı Griboyedov’dur. Puşkin’in yine “Erzurum Yolculuğu” adlı eserinde de yolu Griboyedov’un cenazesi ile karşılaşır. Griboyedov bir soyludur, ilk eğitimini evde alır, ardından hukuk ve filoloji okur, müzik eğitimi alır, Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca bilmektedir, sonradan da Arapça ve Farsça öğrenir. Fransızların Rusya’ya saldırdığı dönemde askere yazılmıştır, yine aynı dönemde tiyatroya yönelmiştir. Daha sonra ordudan ayrılarak kendini tamamen tiyatro ve edebiyata adamıştır. Akıldan Bela güncelliğini asla yitirmeyen ve yitirmeyecek bir evrenselliğe sahiptir. Eserin karakterleri de eserin kendisi gibi evrenseldir. Diğer klasik roman kahramanlarını belki günümüz koşullarında yaşatmakta zorlanabiliriz. Örneğin Lermantov’un Peçorin karakteri ya da Puşkin’in Onegin karakterleri ancak belirli bir dönemi temsil ederler ve günümüzde onlara rastlamakta zorlanabiliriz. Akıldan Bela’nın ana karakteri Çatski ise evrensel ve zamandan bağımsız olarak yaşamaya devam edecektir. Çatski otokrasi ve düzeni eleştirir ve her ne pahasına olursa olsun kendi erdemlerini savunmaya devam eder. Bu nedenle de eser bir Eski – Yeni çatışması olarak düşünülmelidir. Eskiye bağımlılığı, yeniyi reddetmeyi ve yozlaşmış bir yaşamı erdem sayanlar ile aydın, yenilikçi düşüncelerin savunucularının bir çatışması. Bu çatışmanın sonucu olarak da ortaya çıkan aydının yalnızlığı. Eserde Çatski karakterinin deli olduğu iddia edilir ve bunun nedeninin eğitim ve kitaplar olduğu öne sürülür : kitaplar yasaklanmalıdır, okullar kapatılmalıdır ve dine yönelmek gerekmektedir. Tanıdık geliyor mu ? Neredeyse 200 yıl önce çok farklı bir coğrafyada ve oldukça farklı koşullar altında bir toplumsal sistem eleştirisi olarak yazılmış bu eserin bugün yaşadığımız zor günlerde ülkemizde de bu çatışmayı aynı şekilde ve şiddetle takip edebilmek gerçekten oldukça ilginçtir. Akıldan Bela aynı zamanda dönemin Moskova sosyetesine de ciddi bir eleştiri getirmiş, özellikle bu dönemde yaşanan ikiyüzlülüğün, makam ve mevki düşkünlüğünün de eleştirisini yapmıştır. Gogol ve Dostoyevski’nin de pek çok eserinde ortaya koyduğu gibi. Griboyedov eserini kendi başından geçen gerçek bir hikayeden yaratmıştır. Eserinin kahramanı Çatski ile arasında gerek yaşam tarzı gerek düşünce yapısı benzerliği vardır. Griboyedov katıldığı bir sosyete partisinde rastladığı bir Fransızın etrafındaki kalabalığı nasıl etkilediğini görünce dayanamaz ve tepki olarak düşüncelerini söyler. Tüm yenilikçi ve aydın fikirleri onu dinleyen eskinin savunucuları tarafından tepkiyle karşılanır. Balo salonundan birisi de onun deli olduğu iddiasında bulunur. Griboyedov da intikamını almak için bir komedi yazmaya karar verir. İşte Akıldan Bela böyle ortaya çıkmıştır. Her değerli eserin başına gelen değişmez kader Akıldan Bela’yı da es geçmez ve hem yasaklanır hem de sansüre uğrar, bu sebeple de kopyaları elden ele dolaşmaya başlar ve inanılmaz bir üne kavuşur. Özellikle dönemin özgürlükçü ve aydınlanlarının arasında hızla yayılır. Akıldan Bela’nın daha iyi anlaşılması için Rus tarihindeki Dekabristler isyanı hakkında da bilgi sahibi olmak ilginç olabilir. Dekabristler o dönemdeki Çarlığa ve yönetime karşıdırlar, serfliğin kaldırılmasını isterler ve anayasa tasarıları vardır. Bir askeri ihtilaldir ve 1825 tarihinde gerçekleştirilir. Sanırım Ekim devrimine giden sürecin de ilk basamakları demek yanlış olmayacaktır. Ayaklanmanın içindekiler Fransız aydınlanmacılığından etkilenmiştir ve herkes için özgürlük istemişlerdir. Ancak ayaklanma bastırılır. İlk kez kültürlü insanlar otokrasiye karşı silaha sarılmışlardır. Ayaklanmanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra yönetim baskıyı arttırır ama artık süreç başlamıştır ve taşlar yerinden oynamıştır. Dönemin ünlü yazarları da bu olayları yazmaya başlamıştır. Onlardan birisi de Griboyedov dur. Ve kendisi de Dekabrist ayaklanması sebebi ile tutuklanır. Ben bu eşsiz eseri İkaros Yayınları ve Cenk Gündoğru - Engin Toprak çevirisi ile okudum. Bu yayınevinden ilk defa bir okuma yapmama rağmen çeviriyi çok başarılı buldum. Kitabın başında çevirmenlerin eserle ilgili çok değerli bir incelemesi ve hepimizin eşsiz Oblomov eseri ile tanıdığımız Ivan Goncarov’un eserle ilgili uzun bir incelemesi yer alıyor. Her iki incelemeyi de eseri bitirdikten sonra okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar. (Baris Bekar)
Akıldan Bela PDF indirme linki var mı?
Aleksandr Griboyedov - Akıldan Bela kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Akıldan Bela PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Aleksandr Griboyedov Kimdir?
Aleksander Sergeyeviç Griboyedov (Rusça:Алекса́ндр Серге́евич Грибое́дов) veya alternatif translıterasyonla Griboedov}}) (d. 15 Ocak 1795 - o. 11 Şubat 1829, Tahran, İran) Rus oyun yazarı, besteci, şair, ve diplomat. Yazar olarak günümüze kadar gelmiş olan ünü özellikle şiir olarak yazmış olduğu komedi oyunu olan "Góre ot Oumá (Akıldan Bela)" dolayısıyladır. Kafkasya'da Rus-İran Savaşı (1826–1828)'na ve Türkmençay Antlaşması'na yaptığı katkılar dolayısiyla Rusya İmparatorluğu'nun Kaçar Hanedanı idaresinde olanİran'a Tahran elçisi olarak görevlendirildi . Bu görevde iken Rusya'nın Türkmençay Antlaşması ile İran'a ait Kafkasya topraklarını eline geçirmesini protesto eden büyük bir gösteri yapan halk kitlesinin Rusya elçilik binasını ellerine geçirirmeleri sırasında bu ayaklanmacılar tarafından öldürüldü.
Yaşamı
Griboyedov'un Sankt Petersburg'daki anıtı
Griboyedov'un Moskova'daki anıtı
Aleksander Sergeyeviç Griboyedov 15 Ocak 1795'de bir küçük asilzadenin oğlu olarak Moskova'da doğdu. 1810-1812'de Moskova Devlet Üniversitesi'nde bilim ve hukkuk uzerinde üniversite eğitimi yaptı. Fakat Napolyon Bonapart'n Rusya Seferi bu üniversite eğitimini aksattı. Sonra bir "husar (hafif süvari) alayı"'na subay olarak alındı. Fakat Rus orduları Avrupa'da Napolyon'a karsi iki kez savaşmak zorunda kalmakla beraber Griboyedov'un birliği hiç muharebeye katılmadı. 1816'ya kadar bu birlikte subaylık yaptı.
St Petersburg'a geçerek orada imparatorluk "Hariciye Bakanlığı"'nda bir memur olarak çalışmaya başladı. Bu arada edebiyata merak sardı. 1816'da ilk şiir şeklinde "Genç Çiftler (Молодые супруги)" adlı komedisi sahnelendi. Sonra da aynı geleneksel Şişkov-tarzı komediler de yazdı. Bunların yanında nesir denemeleri ve şiirler de yazdı. Bunların pek değerli olmadıkları kalıcı olmamalarından açıktır. Bu arada masonlar ve diğer edebiyat sosyetesi çevrelerine katıldı ve bu çevrelerde gayet "atılgan" bir genç edebiyatçı olarak isim yaptı.
1818'de Rusya'nın İran'a gönderdiği diplomatik heyete bir diplomat delege olarak katıldı. Ama heyet Iran'a daha girmeden Tiflis, Gürcistan'da bulunan ve İran Kaçarlara karşı (1805–1813) savaşı ve Osmanlılara karşı (1807–1812) savaşından sonra Rusların eline geçen güney Kafkaslardaki orduları ve idareyi ele alan General Aleksej Petroviç Yermolov'un karargahında generalin Genel Sekreteri olarak çalışmaya başladı. 1822'de şiirsel bir komedi olan ve en popüler ve beğenilen oyun eseri olan ve Rusya bürokrasisini hiciv eden "Góre öt Oumá (Akıldan Bela)" adlı eserini yazdı. Bu eser sansür yüzünden sahnelemedi ama gizli basılmış bir yazı şeklinde çok yaygınca okundu. Bu eserin basımı ancak 1833'de Griboyedov'un ölümünden sonra yapılabildi. Buna rağmen 1823-1825 döneminde bu edebiyatta başarısı dolayısiyla Gürcistan'daki görevinden izinli olarak Moskova ve St Petersburg'da kaldı.
Çar I. Nikolay'a karşı hazırlanan bir askeri ayakalnma olan Aralıkçılar İsyanı'na katılmıştı. Ama bu isyana ait kendi elinde bulunan ve I. Nikolay'ı gayet yerici şekilde tenkit eden mektububunun elindeki bazi nüshalarini General Yermolov'un ikazı üzerine imha etmişti ve diğer nüshalar devlet merkezinden gönderilmiş ve yerlerin ulaşmamışlardı. Buna rağmen ayaklanmacı elebaşları diğer subaylara yakınlığı bilinen Griboyedov tutuklandı ve St Petersburg'da hapse atıldı. Ama yapılan sonucsuz araştırmalar sonunda aklandı. Tiflis'e eski görevine döndü. Bu arada I. Nikolay General Yermolov'u görevden almış yerine görevi general Ivan Paskevich'e verilmişti. Genaral Paskevitch ise, Griboyedov'un kuzeni olduğu için onun Aralıkçılara olan bağlantıları Gürcistan'da araştırılmadı.
Rus-İran Savaşı (1826-1828) sırasında General Paskeviç önce Rus ordularının ikinci komutanı idi. O yıl sonu Gence üzerinden hücum ederek İran'ın Karabağ'daki Suşa kalesi kuşatmasını durdurdu. General Paskeviç ertesi yıl 1827'de Kafkasya'da Rus ordularının başkomutanı oldu ve o yıl Revan üzerine yürüdü ve doğu Ermenistan'ı eline geçirdi. General Paskeviç'in Genel Sekreteri olarak Griboyedov'in bu savaşa katkısı oldu. İranlılar barış istemek zorunda kalıp çok ağır şartları gerektiren Türkmencay Antalaşması imazalamak zorunda kaldılar. 1828'de imzalanan Türkmençay Antlaşması müzakerelerinde Griboyedov'un önemli diplomatik rol oynadığı kabul edilmektedir.
Ölümü
Puşkin'in İran'dan geri getirilen Griboyedov cesedini karşıladığı Dilijan'da, Ermanistan'da Sovyet döneminde dikilen anıt
Bundan sonra, Griboyedov kuzeni ve komutanı olan General Ivan Paskeviç tavsiyeleri ile ilk Rus İmpoaratorluğu elçisi olarak 1828'de İran'a Tahran'a gönderildi. İran'a gitmekte iken uğradığı Gürcistan'ın başkenti olan Tiflis'te arkadaş olduğu "Prens Cavcavadze"'nin 16 yaşında olan Nıno adlı kızı ile evlilik yaptı ve onu da beraberinde Tahran'a götürdü.
Tahran'daki İran Şahlığı'nın başında Kaçar Hanedanı'ndan Feth Ali Şah Kaçar bulunmaktaydı. 1828'de İran'da Türkmençay Antlaşması ile Rusya'ya kaybettiği büyük topraklar dolayısiyla Rusya aleyhinde büyük bir husumet bulunmaktaydı. En ufak bir kıvılcım bu husumetinin ayaklanmalar çıkmasına neden olacaktı. Nitekim Şubat 1829'de Griboyedov Tahran'a geldiğinde ortays çıkan bir olay Tahran'da büyük ayaklanmalara neden oldu. Ayaklanmaya neden olan olay İran Şah Feth Ali Şah'ın sarayında iki Ermeni asıllı cariye ile bir hadim harem ağasının kaçıp Rusya elçiliğine sığınmaları ile başladı. Şah yeni Rus elçisi olarak Tahran'a gelmiş olan Griboyedov'dan bu cariyelerin ve harem ağasının İran'a teslim edilmelerini talep etti. Griboyedov'da "Türkmençay Antlaşması" şartı olarak Rusya'nın İran'da bulunan Ermeni ve diğer Hristiyanları koruma hakkı olduğunu ve aynı antlaşmada İran'da bulunan Ermeni'lerin Rusya'ya geri gönderilmesi şartı da bulunduğunu ileri sürerek bu talepleri redetti. Rus Elçiliği Tahran'da bulunan bir Kazak gücü ile korunmakta idi ve elçilik bir halk kuşatmasına karşı tedbirler almıştı.
Elçinin bu tutumu Tahran'da İranlılar arasında büyük infihale neden oldu ve büyük bir ayaklanmacı halk grubu elçiliği kuşattı ve elçilliğe hücuma geçti. Başlarında üniformasını giyinmiş ve silahlanmış olan Griboyedov olarak Kazak koruma birliği bu halk güruhunu durdurmaya yeltendi ise de kızgın İranlı halkın hücumuna karşı koyamadı. Griboyedov ve Kazak birliğinden kalan askerlar elçi odasına kaçıp orada kendilerini savunmaya başladılar. Fakat İranlılar çatıyi delip odaya girerek bu son savunmayı da ortadan kaldırdılar.[3] Bu hücum sonunda öldürülen ve başları kesilen diğer Rusların yanında elçi Gorboyedov da bulunmaktaydi. Cesedi pencereden elçilik bahçesine atıldı. Kesilen kafası bir kebabçi tarafından vitrinde gösteriye konuldu. Öldürülen diğer Ruslarla birlikte elçinin cesedi üç gün Tahran'ın pazar yerleri ve sokaklarında sürüklenerek halka gösterildi ve bundan sonra cesetler şehir çöplüğüne atıldı. Saraydan kaçan hadım harem ağası elçi ile birlikte savaşmıştı ve kaçan üç Ermeni cariyenin akibetlerinin ne olduğu bilinmemektedir. Griboyedov'in yeni evlendiği 16 yaşında ki Gürcü karısı Nino'ya dokunulmadı ise de karışiklık içinde hamile olan Nıno çocuğunu kaybetti. Nino Tiflis'e dönüp orada br daha hiç evlenmeden 30 yıl daha yaşadı.
Griboyedov'un cesedi Tahran'da bulunan bir İngiliz doktor tarafından elinde bulunan bir düello yarası ile tanındı. Cesedi bir araba ile Rusya'ya yollandı. Haziran 1829'da Griboyedov'un yakın arkadaşı olan ve kardeşini görmek için Gürcistan'a gelmiş olan ünlü Rus şairi Aleksander Puşkin cesedi getiren arabayı (günümüzde Ermenistan'da bulunan) "Dilijan" mevkiinde karşıladı. Sovyet döneminde bu mevkiye bir anıt yapılmıştır. Puşkin Griboyedov'in cesedinin Tiflis'e taşınmasına refakat etti.
Griboyedov'un cesedi Tiflis'de "St David Manastırı"'nda gömüldü.
Griboyedov için anıtlar
Griboyedov Rus İmparatorluk döneminde St Peterburg ve Moskova'da birer heykelli anıt ile anılmıştır. Sovyet Rusya döneminde 1923'de (o zamanki Leningrad'daki) anıtının önünde bulunan "Katerina Kanalı"'nın ismi anısına "Griboyedov Kanalı" olarak değiştirilmiştir. 1944'de Puşkin'in Griboyedov'un İran'dan getirilen cesedini karşıladığı (günümüzde Ermenistan'da bulunan ) Dilican şehrinde bu olayı anan bir taştan bir anıt yapılmıştır. 1978'e kadar Ermenistan'da bulunan ve Türkiye sınırına yakın olan eski Ermeni adı "Aralıkh Kyolanlu" olan kasabaya "Griboyedov" adı verilmiştir.
wikipedia
Aleksandr Griboyedov Kitapları - Eserleri
- Akıldan Bela
Aleksandr Griboyedov Alıntıları - Sözleri
- "Kendim de küfür ediyorum bu dünyaya geldiğime." (Akıldan Bela)
- Zaman ne kadar da kötüleşti! Nereden başlayacağını bilemiyor insan! Görüyorum da bu devirde, Yaşına göre pek zeki herkes! (Akıldan Bela)
- "İnsan hiç beklemediği yerden, ummadığı desteği bulabilir." (Akıldan Bela)
- "O eski günleri çok özlüyor..." (Akıldan Bela)
- İnanmasını bilen insan mesuttur, dünya ona tatlıdır. (Akıldan Bela)
- "Ne garip şeyler oluyor şu dünyada. İnsan delirir mi ömrünün baharında?" (Akıldan Bela)
- İnsan mutlu olunca zamana hiç aldırmıyor. (Akıldan Bela)
- Halim kalmadı inan ki Gece değil, sanki kıyamet günü. (Akıldan Bela)
- Ya sen küçük hanım, yataktan çıkar çıkmaz, Genç bir erkekle böyle baş başa! Genç kız aklı işte! Sabahlara kadar peri masallarını okumakla meşgul! Ve bu da meyvesi olmalı o kitapların! Ah şu lanet olası Fransızlar, Caddelerimizi doldurmuşlar boydan boya, Modaları, romanları ve ilham perileriyle Kalplerimizi çalıyor, ceplerimizi boşaltıyorlar ha bire! Sen bizi onlardan kurtar, Tanrım! Şapkalarından, keplerinden, firkete ve süslerinden, Bisküvi dükkânlarından ve de kitapçılarından! (Akıldan Bela)
- Bizlerden malikâneler, rütbeler isterler. Fakat konu Guilloment olunca iş değişir! Şimdi burada âdet böyle: Resmi toplantılarda, dini bayramlarda olsun, Taşra ağzıyla Fransızcayı karıştırıp konuşmak moda. (Akıldan Bela)