diorex

Altı Çağdaş Nô Oyunu - Yukio Mişima Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Altı Çağdaş Nô Oyunu kimin eseri? Altı Çağdaş Nô Oyunu kitabının yazarı kimdir? Altı Çağdaş Nô Oyunu konusu ve anafikri nedir? Altı Çağdaş Nô Oyunu kitabı ne anlatıyor? Altı Çağdaş Nô Oyunu PDF indirme linki var mı? Altı Çağdaş Nô Oyunu kitabının yazarı Yukio Mişima kimdir? İşte Altı Çağdaş Nô Oyunu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.05.2022 06:00
Altı Çağdaş Nô Oyunu - Yukio Mişima Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yukio Mişima

Çevirmen: Zeyyat Selimoğlu

Orijinal Adı: 近代能楽集

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755102481

Sayfa Sayısı: 147

Altı Çağdaş Nô Oyunu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitaptaki birer perdelik altı No Oyunu, 1950-55 yılları arasında çağdaş oyunlar olarak Tokyo Tiyatrosu'nda sahneye kondu. Doğaldır ki, seyirci bu çağdaşlaştırılmış No Oyunlarından, geleneksel oyunlara göre çok daha etkilenmektedir. Bu altı oyun, çok yetenekli bir dram yazarının zekâsını ve yaratıcı gücünü ortaya koymaktadır. Mişima, özgün oyunlardaki dehşet uyandıran simgesel havayı, çağdaş bir ortam içinde yeniden gündeme getirmeyi başarmıştır. Anlaşılan, Geleneksel No Oyunlarının gerek yapısından, gerekse temalarından çok etkilenmiş olan Mişima, özgür bir çalışmayla oyunları çağdaşlaştırırken, bu oyunları günümüz seyircisine sevdirmek amacını da taşımaktadır. Önemli olan, Çağdaş No Oyunlarının, Japon tiyatrosuna yabancı olan seyirciler üzerinde bile kuvvetli ve vazgeçilmez bir etki yaratabilmesidir.

Altı Çağdaş Nô Oyunu Alıntıları - Sözleri

  • KANEKO: Köpek mi yoksa aşk mı daha hızlı koşar? FUJİMA: Ve hangisi daha çabuk kirlenir?
  • JIRO: ...İçinde yaşadığımız dünya olsa olsa...sabun kö­püklerinde yansımasını gördüğümüz şeydir.
  • ANTİKACI: ...hoşnutsuzluk var ya, dün­yanın bütün mantıklı ilkelerini başaşağı edip kendi mutluluğumuzu bile yakıp yıkan odur işte.
  • PROFESÖR: ...Ulusumuz , gerçek elmas ger­danlık bir kasada saklı dururken, taklidi ile partilere katılan zengin bir kadını andırmaktadır.
  • MADAM:...Aşk dediğimiz şey, sonsuza dek uzayıp giden bir üzüntüdür." ..."Sirke dediğimiz şey bal değildir, sonu gelmeyen bir ekşiliktir."
  • JİRO: Bir çocuk doğdu bu karalık, kasvetli dünyaya. Anasının karnındayken çok daha iyiydi. O yeri neden daha kötüsüyle değiştirmek istedi bu küçük budala? Anlaşılır şey değil.
  • YAŞLI KADlN: Bundan seksen yıl sonra ... dünya biraz da­ha gelişmiş olur, değil mi? ŞAİR: Değişikliğe uğrayacak olan sadece insansı şeylerdir. Bir gül seksen yıl sonra da yine aynı güldür.
  • GÜZEL KADlN: Oo, ellerin kelebek kanatları gibi titriyor. Yakalayacağım onları. (JIRO'nun ellerini kendi ellerinin arasına alır.) İşte yakaladım. Ellerini yakalamasaydım uçup gideceklerdi.
  • KİKU: Yüzüne bakınca, dalgaları uzaklara sürüklenen bir akarsuya bakıyormuş gibi oluyorum.
  • İVAKİÇİ: Gökyüzü yıldızlarla dolu. Sen ayı göremiyorsun.
  • KANEKO: ...şu ruhsuz çağda yaşa­mak bahtsızlığına uğramış olan bizler ...
  • YİTSUKO: ...O günahsız yüzdeki güzellik! Çevresindeki incecik haleyle bir dolunay!
  • Hanako: Ama kimileri beklemek zorundadır. Benim bütün vücudum beklemeyle özdeşleşmiştir. Akşamın alacakaranlığı ayçiçeklerine ulaşır hep, sabah vakti de uyanan çiçeklere; ama ben beklerim, kendime işkence ederim, evet, benim vücudum sipsivri çam dikenleriyle doludur. İnsan hayatı beklemek ve başkalarını bekletmektir demezler mi? İnsan bütün hayatı boyunca beklerse hayatın ne anlamı kalıyor o zaman? (Kendi vücudunu gösterir.) Benim vücudum mu bu? Açık bir pencere miyim ben? Açık bir kapı mıyım? (Kapıyı gösterir.) Şu kapı gibi mi? .. Uyku uyumadan yaşamayı sürdürebilir miyim? Gözüne uyku girmeyen bir taşbebek miyim ben?
  • Gençlik grupları yürüyüşe geçtiler bile.
  • Hadi uyan artık!

Altı Çağdaş Nô Oyunu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Japonların geleneksel no oyunlari tarzında 1950'li yıllarda Misima tarafından yazılmış 6 adet tiyatro oyunu. Kitap altı oyundan oluşmaktadır. Yüzüncü Gece, Bez Davul, Düş Yastığı, Bayan Aio, Değişen Yelpazeler, Aynadaki Surat oyunlarıdır. Bütün oyunlar birbirinden bağımsız ve farklı karakterlerden oluşmaktadır. (red john)

Nô Oyunları 14. yüzyılda Şogun yönetimi sırasında ortaya çıkmış.Kan'ami Kiyotsugu ve oğlu Seami Motokiyo tarafından geliştirilen Nô Oyunları hasat bayramlarında, diğer tören günlerinde tapınaklarda ve kutsal yerlerde sergilenirmiş.Tek perdeden oluşan oyunlar, dört ya da beş oyuncu tarafından oynanırmış.Ölüm ile yaşam arasındaki keskin çizgi belirtilirmiş oyunlarda sıklıkla.16. yüzyılda kukla tiyatrosu ve Kabuki oyunları ilgi görmeye başlayınca çok dar bir çevrede oynanır olmuş Nô Oyunları.1868 yılında Şogun yönetimine son verilince, eski rejime ait Nô Oyunları da âdeta yok sayılmış. Yukio Mişima, Şogunluğun yüksek değerlerini savunup, modernleşmenin Japon kültür değerlerini yok ettiğine inandığı için de olsa gerek, Şogun yönetiminin desteklediği "Nô Oyunları"nı çağdaş bir yapıya kavuşturmuş.Tema ve yapı olarak da çekici bulmuş elbette.Kitapta yer alan altı oyun, 1950-1955 yıllarında yazılmış. Ben bu oyunları okurken çok büyük keyif aldım.Keşke sahnede görebilseydim diye düşündüm.Kitabım bir sahaftan geldiği için, içinde bol bol not vardı.Kitabın önceki sahibi sanırım bazı oyunları sahneye koymuş.Roller dağıtılmış.Sahneler için açıklamalar yapılmış.Oyunların sahneye konuluş serüvenine de kitaptaki notlar sayesinde ortak olmuş oldum. (Özlem Akbaş)

* "No oyunları" 14. yy'da Japonya'da Şogun yönetimine bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Şogun yönetimi 1868'de çökünce No Oyunlarıda eski rejimin düşmanları tarafından yok sayılmıştır. ** ilk No Oyunları semt sakinlerinin bir araya gelmesiyle tapınaklarda kutsal yerlerde sergilenirdi. Kiyotsugu ve Motokiyo adlı kişiler tarafından en önemli dramatik tür olarak geliştirildi. *** Mişima No Oyunları alanında en iyi ve hayat bulmasında büyük role sahiptir. **** Kitap altı oyundan oluşmaktadır. Yüzüncü Gece, Bez Davul, Düş Yastığı, Bayan Aio, Değişen Yelpazeler, Aynadaki Surat oyunlarıdır. Bütün oyunlar birbirinden bağımsız ve farklı karakterlerden oluşmaktadır. ***** Oyunlar 1950-1955 yılları arasında ortaya konmuş ve "Bez Davul" oyunu Tokyo Tiyatrosunda sergilenmiştir ****** Geleneksel bir Japon sanatı olan No oyunları aynı zamanda Mişima'nın gelenek ve modern arasındaki çizgiyi teşkil eder. ******* Bir yandan tarih boyunca Japonların modern kimlikleri diğer yandan her yanıyla geleneğe sarılan Mişima... ******** Özellikle modern siyaset ve kimliğin Japonlarda bütün alanları işgal ettiği sıralarda geleneği tercih eden ve No oyunlarının tutunmasında, hayatta kalmasında önemli rol oynayan Mişima adeta Japonlara özüne dönmesinde uyarıcı bir kişi olarak sahneye çıkmıştır... (HOMO FABER...)

Altı Çağdaş Nô Oyunu PDF indirme linki var mı?

Yukio Mişima - Altı Çağdaş Nô Oyunu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Altı Çağdaş Nô Oyunu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yukio Mişima Kimdir?

Yukio Mishima (Japonca: 三島 由紀夫, aslı adı: Kimitake Hiraoka 平岡 公威; d. 14 Ocak 1925 Yotsuya / Tōkyō - ö. 25 Kasım 1970 Ichigaya / Tōkyō), Japon romancı ve oyun yazarı. Milliyetçi örgütü Tate no Kai 盾の会 (Kalkan Cemiyeti) başkanı.

Mişima'nın çocukluğunun ilk dönemi onu yakın çevresinden uzak büyüten büyükannesi Natsu'nun gölgesi altında geçmiştir. Büyükannesi Mişima'nın diğer erkek çocuklarıyla oynamasına müsaade etmiyor, sadece kız kuzenleri ve bebekleriyle oynamasını istiyordu.

Natsu, Tokugava dönemi samuraylarıyla ilişkili bir aileden gelmekteydi ve Mişima'nın büyükbabası ile evlendikten sonra bile ailenin aristokratik geleneklerini sürdürmeye devam etmişti. Büyükbabası bir bürokrattı ve işleri sömürge döneminde açılmıştı.

Mişima ailesinin yanına ancak 12 yaşında dönebilmiş ve annesiyle yakın ilişkisi biyografisini yazan kimi yazarlar tarafından ensestliğe yakın bir ilişki olarak tasvir edilmişti. Babası askeri disiplinden keyif alan sert bir adamdı.

Mişima Japonya'nın modernleşmesi ve geleneksel değerlerini yitirmesine karşı sert bir muhalefet tavrı gösterdi ve samuray değerlerini savundu.

25 Kasım 1970'te Mişima ve beraberindeki Tatenokai üyelerinden dördü Japonya Silahlı Kuvvetlerinin Tōkyō'daki Ichigaya Kampını ziyaret etmişler, komutanı sandalyesine bağlamışlar ve İmparatorluğun haklarının yeniden tesis edilmesi için hazırladıkları manifestoyu ve taleplerini okuduktan sonra Mişima seppuku (geleneksel Japon intihar biçimi) yaparak intihar etmiş, Tatenokai üyelerinden Hiroyasu Koga ise intiharın tamamlanması için Mişima'nın başını kılıçla kesmiştir.

Mişima intiharını bir yıl öncesinden hazırlamış Tatenokai üyeleri dışında hiç kimse yazarın intihar hazırlığından haberdar olmamıştı. Mişima'nın kendisi intiharı sırasında hazır bulunacak Tatenokai üyelerinin mahkemedeki kendilerini savunmak zorunda kalacaklarını önceden bilerek onlar için geride nakit bırakmıştı.

Yazarlığı

Mişima ilk romanı Tōzoku'ya (Hırsızlar) 1946 yılında başlamış ve 1948'de yayınlamıştı. Bu eserini Kamen no Kokuhaku (Bir Maskenin İtirafları) adlı otobiyografik çalışması izlemişti. Roman büyük bir başarı kazanmış ve 24 yaşındaki Mişima'ya büyük bir ün kazandırmıştı.

Mişima velud bir yazardı. Romanları haricinde, popüler dizi romanlar, kısa hikâyeler, edebi denemeler, Kabuki tiyatro oyunları, geleneksel Noh drama tiyatrosunun modern versiyonlarıyla ilgili oyunlar kaleme almıştı.

Eserleri dünya çapında üne kavuşmuş ve İngilizce'ye çevirilmiştir. Üç kez (1963,1964,1965) Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmiş ancak 1968 yılında yakın arkadaşı Yasunari Kavabata ödülü kazanmıştı.

Türkçede Mişima

Bereket Denizi (豊饒の海 Hōjō no Umi) serisi

Bahar Karları (Japonca: 春の雪 Haru no Yuki)

Kaçak Atlar (Japonca: 奔馬 Honba)

Şafak Tapınağı (Japonca: 暁の寺 Akatsuki no Tera)

Meleğin Çürüyüşü (Japonca: 天人五衰 Tennin Gosui)

Dalgaların Sesi (Japonca: 潮騒 Shiosai)

Bir Maskenin İtirafları (Japonca: 仮面の告白 Kamen no Kokuhaku)

Yaz Ortasında Ölüm (Japonca: 真夏の死 Manatsu no Shi)

Denizi Yitiren Denizci (Japonca: 午後の曳航 Gogo no Eikô)

Aşka Susamış (Japonca: 愛の渇き Ai no Kawaki)

Yıldız (Japonca: スタア Sutā)

Altı Çağdaş Nô Oyunu

Altın Köşk Tapınağı (Japonca: 金閣寺 Kinkaku-ji)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yukio_Mishima

Yukio Mişima Kitapları - Eserleri

  • Denizi Yitiren Denizci
  • Dalgaların Sesi
  • Bir Maskenin İtirafları
  • Bahar Karları
  • Yaz Ortasında Ölüm
  • Aşka Susamış
  • Altın Köşk Tapınağı
  • Kaçak Atlar
  • Yıldız
  • Meleğin Çürüyüşü
  • Şafak Tapınağı
  • Altı Çağdaş Nô Oyunu
  • Patriotism
  • Death in Midsummer and Other Stories
  • Hagakure Samuray'ın Yolu
  • Şölenden Sonra
  • Dojoji et Autres Nouvelles

Yukio Mişima Alıntıları - Sözleri

  • Mutluluğun kocaman bir fransız ekmeğiymişçesine herkese eşit oranda dağıtılması gerektiği türünden, incelikten yoksun bir inancı vardı. Birinin mutluluğunun, öteki için mutsuzluk demek olduğuna ilişkin sayısal ilkeyi anlayamıyordu. (Meleğin Çürüyüşü)
  • Bize kalan, o ufacık aralıktan taze yaprak kokularıyla dolu gece havasını koklamak ancak. (Yıldız)
  • "Aşk olmasa insanlar iyi anlaşabilirlerdi. Aşk olmasa... (Aşka Susamış)
  • Sessiz sorularına anlayışla karşılık verecek olan denizdir gibi geliyordu ona. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Benim ölümümü kolaylaştıracak şey böyle keskin bir tiksinme olmalı,rahatlık değil!. (Yıldız)
  • ''İzlenme''nin ne demek olduğunu sıradan insanlara anlatmayı ne kadar denesem de faydasız. Çünkü ''izlenme'' denen şeyin çıkış noktası, bizi sıradan insanların arasından çekip sıra dışı kılmasına dayanıyor. (Yıldız)
  • İnsanın istediği hiçbir şeyi elde edemediği, kararlılığının boşa çıktığı öyle çok duruma tanık olmuştu ki. Bu ka­dar şiddetle istenmeseydi belki ele geçirilebilirdi, denecek şeyler bile salt çok istendiği için insanın elinden kayıp gide­biliyordu. (Şafak Tapınağı)
  • Ne var ki bizler ümit ettiğimiz şeyler tarafından ihanete uğramanın aksine, hor görmeye çalıştığımız şeyler tarafından ihanete uğrayınca derinden inciniyorduk. (Aşka Susamış)
  • Geçmiş bizi sadece geçmişe çekip götürmez . Geçmişteki hatıraların sayıları az da olsa baZılarının güçlü çelik telleri vardır ve bugünde yaşayan bizler onlara dokununca bu teller bir anda sımsıkı gerilip bizi geleceğe fırlatırlar . (Altın Köşk Tapınağı)
  • Kensuke ve karısının, tüm sıkıcı insanlarda olduğu gibi, hastalığa eşdeğer bir cana yakınlıkları vardı. Dedikoducu ve saldırgan bir cana yakınlık: Bu iki özellik, onlar farkında bile olmadan, Kensuke'yle karısına işlemişti bile. Diğer bir deyişle, eleştiri ve öğüt verme denilen üst sınıf kamuflajina. (Aşka Susamış)
  • YAŞLI KADlN: Bundan seksen yıl sonra ... dünya biraz da­ha gelişmiş olur, değil mi? ŞAİR: Değişikliğe uğrayacak olan sadece insansı şeylerdir. Bir gül seksen yıl sonra da yine aynı güldür. (Altı Çağdaş Nô Oyunu)
  • Onun ülküsü, bembeyaz bir kâğıdın üzerine taze, siyah mürekkeple yazılmıştı. (Kaçak Atlar)
  • İnsanlar kendi hayallerini diledikleri gibi anlatabiliyorlar fakat herkesin ulaşmak istediği o hayal kişinin kendisi olunca, bu hissi münasip bir biçimde anlatması kesinlikle mümkün değil. (Yıldız)
  • İnsan, zamanın çeşitli noktalarına dikilmiş olan cam duvarların geri­sini yalnızca eyleme geçerek görebilirdi. (Şafak Tapınağı)
  • "Bellek, düşsel bir ayna gibidir. Bazen şeyleri görüle­meyecek kadar uzakta, bazen de yanı başımızdaymış gi­bi gösterir." (Meleğin Çürüyüşü)
  • Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Daldığı düşten ayılmadan, ılık çayı başına dikti. Çay buruktu. Bilirsiniz, buruk olur tadı yüceliğin. (Denizi Yitiren Denizci)
  • Ta boğazına kadar ken­disiyle dolu bir küvetin içindeydi. (Meleğin Çürüyüşü)
  • Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkan endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak. (Denizi Yitiren Denizci)
  • “Ben bir fotoğrafın negatifiydim, o ise aydınlık tarafıydı. Bir kez onun yüreği tarafından süzülmeye görsün, karanlık duygularım, geride tek bir tane bile kalmayacak şekilde, parıldayan duygulara dönüşüyordu, defalarca şaşırarak görmüştüm bunu!” (Altın Köşk Tapınağı)

Yorum Yaz