matesis
dedas

Anahtar - Refik Halid Karay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anahtar kimin eseri? Anahtar kitabının yazarı kimdir? Anahtar konusu ve anafikri nedir? Anahtar kitabı ne anlatıyor? Anahtar PDF indirme linki var mı? Anahtar kitabının yazarı Refik Halid Karay kimdir? İşte Anahtar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 19.03.2022 00:00
Anahtar - Refik Halid Karay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Refik Halid Karay

Yayın Evi: İnkilâp Kitabevi

İSBN: 9789751028808

Sayfa Sayısı: 272

Anahtar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Refik Halid Karay bu romanında Perihan ve Kenan çiftinin bir anahtar merkezinde farklı boyutlar kazanan evlilik hayatını ele alıyor; gerçeklik ve algı kavramlarının insan psikolojisi üzerine etkilerine odaklanıyor; keskin gözlem gücü ve tasvir yeteneğiyle dönem İstanbul'unun sosyal yaşantısı ve dokusunu okuyucuyla buluşturuyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Anahtar Alıntıları - Sözleri

  • Asıl aşk, hesap kabul etmiyor. Çocuklaştığımız nispette aşkımız derindir.
  • Bana ne kadar acı söyleseniz benim kendime söylediklerimden fazlasını söylemiş olamazsınız.
  • O, bizde bulunmayan tılsımlı bir malikânede dolaşır.
  • "Kadın var kardan soğuk, kadın var kordan sıcak... Kadının muhabbette ortası yoktur. Severse baldan tatlıdır, sevmezse zakkumdan acı!"
  • "Her şeyi hepimiz gibi yapıyor da bulunduğu âleminden uzakta, başkalarıyla yaşıyor gibi tavırlar alıyor; kendinin iç dünyası var; daha ziyade o dünyaya bağlı!"
  • ''Her kalp bir başka ses çıkarır, kimisininki uyandırıcı ucuz saatlerin şamatasına benzer; kuru, ahenksiz ve telaşçıdır; kiminden ses, çok karanlık, yoğunluk,batak bir yere saplanmışçasına arızalı bir derinlikten gelir, korku verir.Bazısı satıhta, derinin hemen altında gibidir; saatinkine asıl böylesi benzer, işlediğini sanki görürsünüz.''
  • Bazı şeyleri sezmek için görmek şart değildir.
  • "Evlenmek mi," diyordu, "peki, evlenirim ... Fakat her ihtimali, aldatılmayı da göze alarak! Benden daha zeki, çok daha yakışıklı ve nüfuzlu kocalar, kimler ihanete uğramadılar? Uğramazsam ala ... Uğrarsam olağan şeylerdendir. İşime gelirse bir an evvel ayrılırım. Ayrılmazsam ne yapalım, göz yumar ve tahammül gösteren kocalar kafilesine ben de katılırım.
  • Aşk zannettiklerimizin çoğunda meçhule karşı merakın da tesiri vardır. Daha yakından tanımak, öğ­renmek, mahremiyetine girmek merakı...
  • Şefkatle karışmış aşk hepsinin güzelidir.
  • "Her günü birbirine benzeyen hayatın ne kıymeti var?"
  • Bir sürü özenti eşya ve bir sürü özenti insan...
  • Zamanın gençleri de pek çocuksu kalmışlardır, bir önceki neslin cid­dileşip mevki yaptığı yaşta hala mekteplidirler, akılları hala oyunda, mektep kaçkını eğlencelerindedir.
  • Karılarını başka kadınlardan farklı saymak ve daha meziyetli görmek yanlıştır; asıl böyleleri çabuk aldatılırlar.

Anahtar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Evliliği ayakta tutan güven midir? Kenan ve Perihan aşkın şüphe kuyusuna düşmüş ama bir türlü çıkamayan iki kişi. Çok basit bir nesne olan anahtar üzerinden evli çiftimizin birbirine ne kadar da güvensiz olduğunu görüyoruz. Kitapta aslında kaybolan sadece bir anahtar değil. Kenan ve Perihan'ın birbirine karşı olan güveni. Şüpheyle geçen her gün onların birbirine olan güvenini azaltıyor ve birbirinde uzaklaştırmaya yetiyor. Kitabın sonunda anahtarın açtığı bir kapı var ki okuyucuyu, bizleri şaşırtmaya yeterken bazı vesveselerin çok ta anlamsız olduğunu hatırlatıyor. (Nurbanu)

Vesveseli misiniz? Takıntılarınız var mı? Peki kendinizi hiç sorguladınız mı? Kitapta güvensizlik, şüphecilik ve kuruntu sonucu bir adamın başına gelen tuhaf ve bir o kadar da komik olaylar anlatılıyor. Evinizin anahtarını kaybetseniz ve aklınıza ilk geleni yapıp eşinizin çantasında bulduğunuz anahtarı çoğalttırsanız ancak sonrasında anahtarın evinize ait olmadığını farkettiğinizde ne düşünürsünüz? Aklınıza eşinizin sizi aldattığı gelir ve onu takibe alır mısınız? Evhamlar hayatınızı mahveder mi? Psikolojik bir rahatsızlık üzerine inşa edilmiş sürükleyici bir kurgu. Sonunda iyilerin kazanmadığı bir son daha vurucu olurdu. Henüz okumadıysanız listenize eklemelisiniz. (SihirliFlut)

Kitabımızın baş kahramanı Kenan bir gün evinin anahtarını kaybeder. Gururlu bir yapıya sahip olan Kenan anahtarını kaybettiğini kimseye söyleyemediği için habersizce karısı Perihan’ın anahtarını alarak anahtarı çoğaltmaya gider.Anahtarın yenisini yaptırdıktan sonra gelip evlerinin kapısında dener, ancak yeni yaptırdığı anahtarın kapıyı açmadığını görerek irkilir. “Acaba bu anahtar neden evin kapısını açmıyor? Yoksa bu başka bir erkeğin evinin anahtarı mı?” diye evhamlanmaya ve karısından şüphe duymaya başlar. Bundan sonra çevresindeki tüm erkeklerden şüphe duymaya ve bu anahtar bu erkeklerden birisinin mi diye kuruntu yapmaya ve kendini yiyip bitirmeye başlar. Eşinin sadakatinden şüphelenir.Saplantılarının esiri olur.Cumhuriyet sonrası İstanbul’unda; dış görünüş, yaşam biçimi olarak Batılı görünen ancak ahlaki değerler anlamında Doğulu olan Türk toplumunun yaşadığı ikilemler başarılı bir şekilde yansıtılmış. (Melahat Arıcı)

Anahtar PDF indirme linki var mı?

Refik Halid Karay - Anahtar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Anahtar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Refik Halid Karay Kimdir?

Bolu Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Karakayış ailesinden Maliye Başveznedarı Mehmed Halid Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisi'nde ve Hukuk Mektebi'nde okudu. Maliye Nezareti'nde (Hazine ve Maliye Bakanlığı) memur olarak çalıştı.

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı. 1909 yılında girdiği Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı.

Fecriâtî topluluğuna katıldı ve "Kirpi" imzasıyla mizah dergisi Kalem'e yazılar yazmaya başladı.

Yazıları yüzünden 1913'te önce Sinop'a sürüldü. Daha sonra Çorum, Ankara, ve Bilecik'e gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliği yaptı. Posta-Telgraf Umum Müdürlüğü'ne atandı. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na üye oldu, Aydede adlı siyasi mizah dergisini çıkarmaya başladı.

İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılardan ötürü vatan hainliğiyle suçlandı, Yüzellilikler listesine alındı. Uzun süre yurt dışında, Beyrut ve Halep'te sürgün yaşadı. Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı şiir ve mektuplarla, Yüzellilikler listesindekilerin affedilmesinde önemli rol oynadı. 16 senelik sürgün hayatının ardından 1938 yılının Temmuz ayında yurda döndü. 1948 yılında, Aydede dergisini tekrar yayımlamaya başladı.

18 Temmuz 1965’te İstanbul’da vefat eden Karay, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Türk Edebiyatındaki Yeri

Refik Halid, Türk edebiyatında ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de üne kavuşmuştur. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler ve benzetmeler kullanarak sade, akıcı dili ve güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halid, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır.

Seyit Kemal Karaalioğlu onu şöyle tarif eder: Refik Halit Karay; «Yeni Lisan» akımının tutunmasında önemli payı bulu­nan, konuşma dilini yazılarında büyük bir ustalıkla uygulayan bir yazardır. Hikâyeleriyle romanlarında renkli bir görgü ve gözlem zenginliği göze çarpar. Ro­manlarında, çoğunlukla aile üstünde durur. Hiçbir belli teze bağlanmaksızın, sağlam bir teknikle, başarılı çevre tasvirleri içerisinde nefis bir üslupla olayları anlatır. Ağır fikre, derin çözümlemelere, tezli saplantılara girmeden, «ak rea­lizm» diyebileceğimiz bir görüşle yazardır.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Refik_Halit_Karay

Refik Halid Karay Kitapları - Eserleri

  • Memleket Hikayeleri
  • Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya Var
  • Gurbet Hikayeleri
  • Bugünün Saraylısı
  • Sürgün
  • Yezidin Kızı
  • İstanbul'un Bir Yüzü
  • Üç Nesil Üç Hayat
  • Anahtar
  • Guguklu Saat
  • Nilgün
  • Kadınlar Tekkesi
  • Deli
  • Dört Yapraklı Yonca
  • 2000 Yılın Sevgilisi
  • Karlı Dağdaki Ateş
  • Bu Bizim Hayatımız
  • Çete
  • Sakın Aldanma, İnanma, Kanma
  • Ago Paşa`nın Hatıratı
  • Kirpinin Dedikleri
  • Dişi Örümcek
  • Bir Avuç Saçma
  • Bir İçim Su
  • Tanıdıklarım
  • Ay Peşinde
  • Yüzen Bahçe
  • Ayın On Dördü
  • Bir Ömür Boyunca
  • Ekmek Elden Su Gölden
  • Ağaç ve Ahlak
  • Minelbab İlelmihrab
  • İki Cisimli Kadın
  • Sonuncu Kadeh
  • İlk Adım
  • Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da
  • Hep İstanbul
  • Makyajlı Kadın
  • Gurbet Hikayeleri
  • Tanrı`ya Şikayet
  • Yerini Seven Fidan
  • Mutfak Zevkinin Son Günleri
  • Türkçenin Tadı ve Ahengi
  • Karga Bana Dedi ki: Mizah Yazıları
  • Edebiyatı Öldüren Rejim
  • Yeraltında Dünya Var
  • Taklitten Adete Gündelik Hayat
  • Pek İyi Hatırlarım
  • Yer Altında Dünya Var
  • Gurbet Hikayeleri
  • İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri
  • Bir Denizden Bir Denize
  • Ankara
  • Elli Yıl Önceki
  • Aydede 1922 - 1
  • Atatürk’e Eğilen Bir Sürgün
  • Sonuncu Kadeh
  • Aydede 1948 - 2
  • Doğuştan Kadıncıl
  • Sulhte Cimri Harpte Müsrif
  • Bu Bizim Hayatımız
  • Bu Gazeteciler
  • Güzel Sanat Suçları
  • Cihangir Dalkavuğu Tarih
  • Sarıbal
  • Aydede 1949 - 3

Refik Halid Karay Alıntıları - Sözleri

  • Memur sayısını elbette azaltmalıyız; lakin mevcut memurları lüzumlu işlerde çalıştırmaya daha ziyade ehemmiyet vermeliyiz. (Aydede 1948 - 2)
  • O akşam vezicebaşını kulüpte yemeğe davet etmişler di:masa başındaydılar, dört kişi... İki hanım n:Fergün ve anası Ferda, erkek olarak da onun genç kocası İnayetve bir de Süha.. (Kadınlar Tekkesi)
  • Ne tuhaf şu dünya! (Bugünün Saraylısı)
  • Güzellik ,tabiatın bağışladığı bir ayrıcalıktır. (Çete)
  • Üşümeyi, aşağı yukarı hepiniz bilirsiniz: Titremek, içi katılmak, buz kesmek... Hayır, asıl üşümek onlar değildir. Üşümek bir nevi yanmaktır. Hiç bir uzvumu duymuyordum, ne ellerimi, ne ayaklarımı... Bedenim kalmamıştı, yoktu, Yalnız içimi hissediyordum ve içimde yanarak tükenen bir yerimi! Bu, galiba, yüreğimdi. Benliğim yanan bir kalpten ibaret kalmıştı; kar içinde tutuşmuş bir kalbin tek başına depreştiğini biliyordum, o kadar.. (Yer Altında Dünya Var)
  • Aldanmaktan daha büyük teselli vardır: Unutmak! (Pek İyi Hatırlarım)
  • Bütçe komisyonu sadece eski arkadaşlarının bugün ne vazifede bulunduklarını araştırsa başka hiçbir tahkika lüzum kalmadan ilgası lâzım fuzulî memuriyetler kendiliğinden anlaşılır. Himaye edilemez hale gelenleri kendi akıbetlerine veya şahsî teşebbüslerine bırakmak daha iyidir. Zaten böyle küçük himayelerle onların ne minnettarlığı kazanılır, ne alâkaları devam ettirilir. Daima eski parlak günlerin hasretini çekerler ve sinsi birer muhalif kesilirler. (Aydede 1949 - 3)
  • "Bir kızım var, gelen öper, giden öper," bu hoş olanlardan bir tanesidir; bilmiyorsanız ve merak ediyorsanız söyleyeyim: Bardak. (İlk Adım)
  • ...bıçkıdan geçen bir çam tahtasının ıtırı, o sıcak, mahrem ve kuvvet arttırıcı esans niçin nadide pa­fönler arasında satılamaz diye şaşarım! (Makyajlı Kadın)
  • Siz ıstırap kuşlarının başınız üzerinde uçmalarına mani olamazsınız ama, saçlarınızın arasına yuva yapmasını önleyebilirsiniz. (Karlı Dağdaki Ateş)
  • Aşk hatırlamalarla yaşar, unutmalarla ölür. (Nilgün)
  • " Ben romantik eserleri daima sevdim. Hayali esirleştiren, saf heyecanlar verip melankolik düşüncelere sevk eden romanları.." (Çete)
  • Bedenim kalmamıştı, yoktu. Yalnız içimi duyuyordum ve içimde yanarak tükenen bir yerimi! Bu, sanırım yüreğimdi. (Gurbet Hikayeleri)
  • " İçmişim içtiğimin farkında değilim... Yemişim, ama ne ? Gezmişim, acaba nerede? Konuşmuşum, neye dair? Bu dört günden aklıma bir güzel söz, bir çift latif göz, bir dakika huzur, bir lahza zevk kalmamış! Buna mı yaşamak diyoruz? Yarın da mı bu böyle? Bu mu hayat? Yazık bize ! " (Aydede 1922 - 1)
  • Yeni nesil mesela süpürge tohumundan ekmek yemedi; biz yedik. Yine onlar İspanyol nezlesinden bazı evlerin büsbütün kapandığını ve sıra sıra yangınlarla İstanbul semtinin dörtte ikiye, eski Ankara'nın dörtte bire indiğini bilmezler. (Bir Ömür Boyunca)
  • Aman Yarabbi! Tebessüm ne büyük kuvvetmiş. (Nilgün)
  • Rabbim her lisanı böyle uydurmalıklardan muhafaza buyursun. (Türkçenin Tadı ve Ahengi)
  • Hasis, paraya kıymet veren adamdır; cimri paraya tapan; pinti para için her zillete katlanan; nekes, başkasına parayı yakıştıramıyan; tamahkâr bire beş yüz kâr elde etmek maksadını güdüp neticede zarara uğrıyan... Hasis, mesela kunduralarını kendi aldığı Amerikan mamulâtiyle evinde boyar veya boyatır; cimri son haddine varıncaya kadar bir bezle eski boyasını tazelemiye çabalar; pinti bu işe hiç yanaşmaz; nekes, ara sıra boyatır, çokça boyatanlara öfkelenir; tamahkâr, pazarlık ederek bir köşebaşı lostracısına kontrolü altında boyatır, fakat boyanın âdi cinsten olduğunu hesaba katmadığı cihetle derinin çatlaması yüzünden zarara girer! (İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri)
  • Hayhuy-ı ehl-i dünya bitmeden dünya biter Dünya bitecek bu işler bitmeyecek, galiba! (Aydede 1948 - 2)
  • Tek taraflı aşk, tek kürekli kayık gibidir; bulunduğun yerde dönüp durursun, engine açılamazsın. (Bugünün Saraylısı)

Yorum Yaz