diorex
Dedas

Anılarda Yumak Yumak - Abbas Sayar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anılarda Yumak Yumak kimin eseri? Anılarda Yumak Yumak kitabının yazarı kimdir? Anılarda Yumak Yumak konusu ve anafikri nedir? Anılarda Yumak Yumak kitabı ne anlatıyor? Anılarda Yumak Yumak PDF indirme linki var mı? Anılarda Yumak Yumak kitabının yazarı Abbas Sayar kimdir? İşte Anılarda Yumak Yumak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.05.2022 05:00
Anılarda Yumak Yumak - Abbas Sayar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Abbas Sayar

Yayın Evi: Ötüken Neşriyat

İSBN: 9789754374018

Sayfa Sayısı: 112

Anılarda Yumak Yumak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yedek Subaylığı sırasında muhafız komutanlığı vazifesiyle bir süreliğine Zile'ye gönderilen yazarın yola çıkışından yaşlı gözlerle trenden el sallayışına kadar yaşadıkları... Hayata yeni atılan bıçkın bir delikanlı, görmüş geçirmiş hayatının son demlerinde bir hakim... Hatıralar bütün çıplaklıklarıyla nakledilirken geri dönüşlerle zenginleştirilir. "Aman yavrum! Küçüklükten zevk duyma der hakim Canan. "Küçüklük, adamı yer bitirir; büyüklüğe açılan yolu kapar... Sonunda "eyvah dersin ama iş işten geçmiş olur.

(Arka Kapak)

Anılarda Yumak Yumak Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan kendinin hem zengini, hem de fakiridir. Ama insan çoğunluğu işin fakir kuyruğundan tutar. Davaları küçüklükledir. Küçüklükten hoşlanırlar ve yürek karınlarını küçüklükle doyururlar. Küçüklüğün rahatlığında bir hoş olur, eriyip giderler. Küçüklük geçici rahatlık veren sarhoşluk veren bir afyondur. Bir de küçüklüğün arsız rahatlığına kavuşunca, yolunu belini keser...Üstelik dur durak tanıtmaz. İşte o zaman: 'Veleddalin, âmin..' Ne yazık insan çoğunluğu o küçüklük afyonunun rehavetinde gelip gider..."
  • ''Olmuşların, olanların arasında matematiksel bir orantı var. Nabzın ötesinde..
  • Fuzulî de Kuzû eylen toprağım, kılın ânınla yâre su
  • Fazla akla, ya insan kendisi , ya da bir başkası çelme takar.
  • "İnsan, bencilliğinde kendini kemirip sonra da yiyen bir yaratık. Mahlukların en acaibi..."
  • İnsan, insanda başlar ,insanda biter...
  • Hesab istedim garsondan. -Hesabınız kesildi efendim... Üç kişinin oturduğu bir masadan orta yaşlı biri ayağa kalktı. Mahcup, suçlu bi bakışla : -Teğmenim, dedi. Kazamıza hoş geldiniz. Bizim bütün Zile'nin misafirisiniz. Misafire hesap kestirildiğini gördünümüz mi hiç?
  • İnsan bir defa kendinden vazgeçince, o kişiyi yel alır süpürür, sel alır süpürür. Sonunda 'ata atsan at yemez, ite atsan it yemez...'
  • Bütün gafletim, insanlarla avuç içi bir yaşama isteğimden doğar...
  • "Tanrı uludur, Tanrı uludur." Ululuğuna ulu ama, böyle bir ululuktan insan denen bu yaratık nasıl var edilir? Bana öyle geliyor ki, bu işin bir fazlalığı, bir eksikliği var. İnsanı tanıdıkça Tanrıdan değil, o ahım şahım ululuğundan şüpheye düşer gibi oluyorum. Ben Allah olsaydım -haşa ve kellâ- bu insan denen mahluku yaratmazdım. İşin içinde bir karışıklık var. Karışıklık ya oluşta, ya da bizim oluşa karşı içimize gizli gizli sinmiş olmaz olası bencilliğimizde... İnsan kendinin Şeytanı, kendinin Peygamberi... İnsanın içinden bir ses geliyorsa, hiçbir vaizin sesi içinde yankı bulmaz. Abdallığı, eblehliği sermaye eder. Kendi Mecnunluğunun sermayesine düşer. Akıl gibi senet sermaye yoktur. Gel gör ki, insan en büyük sermayesi ya tanımaz, ya da küs gelir, küs gider... Ama fazla akıllı olmaya da gelmez. Fazla akla ya insan kendisi, ya da bir başkası çelme takar.
  • Gam karar eyleyemez gussa-yı matem de geçer Gece gündüz bir olur ân-ı demâdem de geçer.
  • - Dinle evlat. Söyleyeceklerim, anlatacaklarım sana ömrün boyu unutmayacağın, sık sık tekrarlayacağın, aklından öteye itemeyeceğin bir ders olsun. Üstelik, baba, ata nasihatı, vasiyeti.. Ömrün nerede biteceği hiç belli olmuyor. Ölüm bazan dil dudak yakınlığında, bazan da yürüye yürüye bitiremediğin dağlar dağlar ötesinde.. Bitmeye bitecek. Mutlaka her canlı ölümü tadacak.. O şerbet içilecektir er geç.. "Hükmü kanunu tabiat böyledir.."
  • Bektaşi ne demiş: "Allah olmaya Allah değilsin, ama Allah'tan önce senin hükmün geçiyor dünyada.." Öyle gavur şeydir para.. Anayı babadan, kardeşi kardeşten, yari yardan ayırır. Bir defa esaretine düşmeyegör..
  • İnsan yarına bakamazsa, geçmişin enkazı altında boğulur, ölür.. Soluksuz kesilir. İnsan arsızlığı yaşama sermayesi yapmayınca, yürek nefesi daralır..
  • Ne hain ne tatlı kadındı o. Sevmeyi öğretmişti. Sevilmeyi öğretmişti. Umutsuzlukta umudu, kederde kahkahayı öğretmişti.

Anılarda Yumak Yumak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Anadolu'nun merkezde olduğu Abbas Sayar’ın kitabında adaletin aranışı var.Yazar, emekli bir hâkimin adalet arayışını köylüler ve hâkimle dost olan komutan  üzerinden aktarıyor.Yazarın sıklıkla işlediği “kurnazlık" bu kitabında da var; hâkimin adalet arayışı aslında kendisine karşı yapılan bir kurnazlıktan doğuyor. Köy edebiyatımızın yazarlarından olan ,genelde merkezinde Anadolu'yu tutan, köy ağzını yansıtan, gözleme dayalı bir anlatımı olan Abbas Sayar ,“Anılarda Yumak Yumak" ile anılarını romanlaştırıyor. Kitapta bazı cümleler var ki uzun uzun düşündürtüyor. Ayrıca roman yazıldığı dönemin,genç cumhuriyetin sosyal hayatına,dinamiklerine ışık tutuyor. Kitap boyunca deyişler, beyitler ,mısralar ,türkü dizeleri var ve bu ayrıntıyla bana çok keyif verdi. (hernevikitap)

Yazar Abbas Sayar ile tanışmam "Yılkı Atı" adlı kitabı ile olmuştu. Ne de güzel kitaptı o öyle. Çok sevmiştim. Sanki Cengiz Aytmatov - Yaşar Kemal - Abbas Sayar oturmuş o kitabı benim yazmış. Gelelim 'Anılarda Yumak Yumak' adlı esere. Ya o sözler, O anlatım tarzı beni benden aldı. Bildiğin filozof. O hikaye. O hikayelerin akıcılığı, hayatın içinde olup bitenler. Ne kadar da gerçekçi herşey. Ne kadar da doğal ve içten ifadeler. Bu kitabı bitirmeden gözüme uyku haram demiştim. Çok şükür gecenin bu saatin de bitirdim. Oysa daha da evvel bitirebilirdim. Ama bitirmek istemedim. Yavaş yavaş sindire sindire okumak istedim. Ve öyle de yaptım. Ve de çok güzel oldu. Bence bu yazarımız bi çok şeyi hak ediyor. Hadi bi çok şeyi haketmesini geçtim, Tek bi şeyde takılı kaldım : Peki, ne mi o? Bu yazarımız daha da tanınabilir olmalı. Herkes okumalı ve okutmalı. Bildiğin Filozof üstad. Kalemine, yüreğine sağlık Abbas Sayar. Seni bu güzelim uygulama sayesinde tanıdım, Yılkı Atı adlı eserinle arkadaşlığımız başladı, Ve bu kitabın ile arkadaşlığımız daha da perçinleşti. Umarım dostluğumuz daim olur. Mekanın Cennet ruhun şad olsun Yozgatlı Abbas Baba ‍️ İyi geceler ve İyi okumalar herkese... (M.G)

Bir çok kişinin Abbas Sayar' ı Yılkı Atı kitabıyla tanıdığına eminim. Benim ilk okuduğum ve tanışmama vesile olan kitap Anılarla Yumak Yumak oldu. Keşke çok daha önce tanışsaydım. Su gibi aktı kitap. Güzel bir dili var. Komutan Amasya'dan Zile'ye gelmiştir alayıylw birlikte ve burda Hakim Bey ile tanışır. 93 yaşında olan Hakim Bey ile Komutan birbirlerine dost olurlar. Komutan, Canân'a büyük bir ilgi ve sevgi besler. Canân' da komutana bir oğul gibi yaklaşır. Kitabı okudukca komutanın ilgi açlığına hayret edeceksiniz, daha doğrusu buna ilgi açlığı demek ne kadar doğru o da tartışılır. Komutan, kendine göre birini bulamaz, kerhanelerde ve çevresinde görev alan kadınlarla kitapta yer alan tabirle sür-geç ilişkiler yaşar. Kendi için bulunan F. için sözde aşk hisseder fakat aşk degildir onunla da diğerleri gibi bir ilişki yaşar. Hakim bey, oldukça zengin biridir İstanbul'dan Zile' ye görev için gelmiş, köy halkı kendisini çok sevmiş , ama daha sonra İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da çok lüks yaşam sürer. Fakat bir anda öğrendiği bir bilgi onun hayatını tamamiyle değiştirir. Zile'de bulunan tarlalarının üstüne yatılmaya çalışıyordur. Birden hırslanır ve köye gider. Aslında o tarlalar maddi olarak çok önemli değildir. Evi kızına bırakıp köyde tek göz pislik içinde bir evde onca yıl yaşar. Daha sonra bu hırs ve intikam hissiyle orada vefat eder. Tüm anılarını komutan beyle paylaştığı gibi komutan beye son öğütünü verir ve onun karşısında vefat eder. Öğütü şudur; "...Aman yavrum küçüklükten zevk duyma.. Küçüklük, adamı yer bitirir.. Büyüklüğe açılan yolu kapar. sonunda eyvah dersin ama iş işten geçmiş olur.. " Beğenmediğim husus sadece şuydu fakat dönem şartlarına ve köy ağzına göre yazıldığı için normal. Kitabın içinde kadınları rahatsız edecek türden birkaç söylem bulunmakta. Okurken biraz rahatsız olabilirsiniz, fakat hepimiz bu tür şeylerle karşılaşıyoruz kitaplarda. Bu kitapta çok az var. "İddiasız erkek avrattan sayılır." gibi. Yani çok abartılacak şeyler değil. Üstelik bunları es geçerek konusu yine ilgimi çekti ve keyifle okudum. Rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir kitap. (Beyza Duru)

Anılarda Yumak Yumak PDF indirme linki var mı?

Abbas Sayar - Anılarda Yumak Yumak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Anılarda Yumak Yumak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abbas Sayar Kimdir?

Nail Abbas Sayar, 21 Mart 1923 tarihinde Yozgat’ta doğdu. 1941’de Yozgat Lisesi’ni bitirdikten sonra 1945 yılında evlendi ve İstanbul’a yerleşti. Dört dönem İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Türkoloji eğitimi aldı ancak eğitimini yarıda bırakarak Yozgat’a döndü. Bir süre çiftçilikle uğraştı. Yeniden İstanbul’a giderek matbaa kurdu, 1953’te Yozgat’a dönerek İstanbul’daki matbaasında 15 günde bir çıkarttığı gazeteyi Yozgat’ta yayımlamaya devam etti ve böylece şehrin Bozlak adlı ilk yerel gazetesini çıkarttı. Yozgat’ın Bozok ve İleri gazetelerinde çeşitli yazıları yayımlandı. Kısa bir süre politika ile ilgilendi. Yozgat Demokrat Parti müteşebbis heyeti kurucuları arasında yer aldı ama politikaya olan ilgisini kısa zamanda yitirdi.

11.07.1989 yılında Ayvalık Lisesi Edebiyat Öğretmeni Hanife Ender Sayar'la ikinci evliliğini yaptıktan sonra Ayvalık, Balıkesir’e yerleşti. Edebiyatın yanı sıra resim sanatı ile uğraştı. 1990’larda Ankara, Antalya, Ayvalık ve İzmir’de sergiler açtı. 04.08.1999’da yatağında uyurken, gece yarısına doğru fenalaşarak beyin kanaması geçiren Sayar, bir hafta sonra 12 Ağustos 1999 tarihinde-9 Eylül Ünv. Tıp Fakültesi-İzmir ’de hayatını kaybetti. Mezarı Yozgat’tadır.

Abbas Sayar’ın bir oğlu vardır. Yozgat’ta askeri gazinonun bulunduğu bir sokağa adı verilmiştir

Yazın Yaşamı  

Yazmaya şiir ile başladı. Toplam 6 şiir kitabı yayımladı. Bu kitaplar çok dar bir çevrenin dışına çıkmadığından bugün bilinmemektedir. Ancak daha önce yayımladığı tüm şiirleri 1992 yılında derlenip Boşluğa Takılan Ses adıyla kitaplaştırılmıştır. 1999’da ölümünden sonra derlenebilen şiirleri ise Şiirler adıyla yayımlanmıştır.

1950’lerde roman türüne geçti. İlk romanı Yılkı Atı’nı yazdıktan yaklaşık on - on beş yıl sonra 1970’de yayımladı. Yılkıya bırakılan bir atın doğadaki yaşam savaşını anlatan ve arka planda köy halkının yoksulluğu ve çaresizliğini sergileyen roman daha sonra filme uyarlanmıştır.

Yılkı Atı’nı yayımladıktan sonra ikişer yıl arayla romanlarını yayımlamayı sürdürdü. 1972’de yayımladığı Çelo, radyo oyununa (Nebahat Abla’yı Yitirdik adıyla)uyarlanmış; 1974’te yayımladığı Can Şenliği ise TV1'de dört bölümlük bir dizi film olarak gösterime sunulmuştur.

Yazarın tek öykü kitabı Yorganımı Sıkı Sar 1976’da, Dik Bayır adlı romanı 1977’de yayımlandı. Takip eden yıllarda Tarlabaşı Salkım Saçak (1987, roman), Anılarda Yumak Yumak (1990, anı-roman), Boşluğa Takılan Ses(1991, şiir), Noktalar (1991, vecizeler) adlı kitaplarını yayımladı.

Abbas Sayar’ın yapıtları köy edebiyatı kategorisinde değerlendirilir. Yapıtlarında genellikle Orta Anadolu’yu anlatır. Romanlarında Türk köylüsünün nasıl yaşadığını bilmek, öğrenmek ve yaşam koşullarını değiştirmek gerektiğini aydınlara ve politikacılara haykırır.

El Eli Yur El de Yüzü adlı romanında ise politika ile uğraştığı dönemdeki anılarından yola çıkarak; 1954-1957 seçimlerinde Zağcıoğlu köyünün genel durumu, köylünün politikacılara bakışı; politikacılarla köy halkının birbirlerinden beklentileri nibir kara mizah örneği olarak gözler önüne serer.

 

Ödülleri  

1971 - TRT Roman Başarı Ödülü, Yılkı Atı

1973 - TDK Roman Ödülü , Çelo

1975 - Madaralı Roman Ödülü , Can Şenliği

1987 - Yozgatlılar Dayanışma ve Kültür Derneği Şükran Plaketi

1992 - Yibitaş Holding - Erdoğan M. Akdağ - 50.Sanat Yılı Plaketi

1992 - Kültür Bakanlığı - Kültür Bakanı : D. Fikri Sağlar - 50.Sanat Yılı Plaketi

1992 - Yozgatlılar Kültür ve Dayanışma Derneği - 50.Sanat Yılı Plaketi

1992 - Gazeteciler Cemiyeti - Başkan : Osman Hakan Kiracı - Yozgat'ın İlk Gazetecisi Plaketi

1995 – Edebiyatçılar Derneği Onur Plaketi ve Altın Madalya Ödülü

1998 - Türkiye Yazarlar Sendikası - İzmir Kitap Fuarı 98 - Yazarlık Emeğine Saygı Plaketi

1998 - Türkiye Yazarlar Derneği Ödülü

Abbas Sayar Kitapları - Eserleri

  • Yılkı Atı
  • Yozgat Var Yozgatlı Yok
  • El Eli Yur, El De Yüzü
  • Şiirler
  • Dik Bayır
  • Noktalar
  • Çelo
  • Yorganımı Sıkı Sar
  • Can Şenliği
  • Anılarda Yumak Yumak
  • Tarlabaşı Salkım Saçak
  • Boşluğa Takılan Ses

Abbas Sayar Alıntıları - Sözleri

  • Saat oniki, saat bir Göm, gecenin koynuna dertlerini Yatağına gir.. (Şiirler)
  • Cami yaptırsak boyumuz sanki arşa ulaşacak.. (Yorganımı Sıkı Sar)
  • Bir Türk-Kürt davası akıllardan bile geçmezdi. Bizimkiler; bir Kürt kızını, bir Çerkez kızını, bir Türk kızına tercih ederlerdi. (El Eli Yur, El De Yüzü)
  • Dünya iki kapılı bir han. Hemi de geniş. Kimse sırtına vurup bir yana götüremiyor. Sevgi, gardaşlık dünyayı büyütür. Haset, fesat el ufağına döndürür. (Dik Bayır)
  • Bilmem ne ister insanlar insanlardan, Yer cömert, ağaç cömert. Gök alabildiğine kerem saçarken üstümüze Kin besler, darılır, kırılırız birbirimize. (Şiirler)
  • Bektaşi ne demiş: "Allah olmaya Allah değilsin, ama Allah'tan önce senin hükmün geçiyor dünyada.." Öyle gavur şeydir para.. Anayı babadan, kardeşi kardeşten, yari yardan ayırır. Bir defa esaretine düşmeyegör.. (Anılarda Yumak Yumak)
  • Ne olacaksa, bu dünyada zulum edenler, biraz da ettiklerinin karşılığını yine burada bulmalı... (Can Şenliği)
  • İnsan, insanda başlar ,insanda biter... (Anılarda Yumak Yumak)
  • ... Kurda kurban oluyum ...Çok aç kalır da saldırır adama..Kasabadaki dürzülerin tümü kurt.Hem de gözleri heç doymayan cinsinden..Yüreğini almayınca,yüreğinden el çekmeyen takımından. Bize göstermedikleri iğne ucu ışığı elleri uzanıp kabirlerini de delseler Tanrım onlara göstermesin. (Yorganımı Sıkı Sar)
  • Zulüm insan için var edilmiş herhal... Yoksa adı olmazdı. (Dik Bayır)
  • Elif kaşlarını çatar Gamzesi sineme batar Ak ellerin kalem tutar Yazar Elif Elif diye (Dik Bayır)
  • ‘Başkalarını kandırmak kolay iş. Emme insanın kendi kendini kandırması olmazların olmazı...’ (Yorganımı Sıkı Sar)
  • Seni de adam yerine koydum. Mayanız batsın! Suç sende değil, benim gibi hâlâ insandan umutvar olan kerhanecide... (Can Şenliği)
  • Dünya üç günlük yol gibi gözükür. Heç de öyle değil. Acısını, zulmunu bir bilinmedik güne saklar. Ahının, vahının tükendiği bir güne... (Dik Bayır)
  • Artık hükmümüze girmiyor günler (Şiirler)
  • Yurt ayrılığı, ölüm ayrılığından ağır. Namus lekesi gibi böyük, (Dik Bayır)
  • Başkalarını kandırmak kolay iş.Emme insanın kendi kendini kandırması olmazların olmazı. (Yorganımı Sıkı Sar)
  • "Ahir ömrümüzde şu yalnızlık belasiyla uğraşıp durmasak ! Birbirimize CAN ŞENLİĞİ olsak..." (Can Şenliği)
  • Bir şeyi yazarken, bir şeyi söylerken içinden ‘acaba’ diyorsan, hürriyet ve demokrasi yoktur. (Yozgat Var Yozgatlı Yok)
  • Dünya iki kapılı bir han. Hemi de geniş. Kimse sırtına vurup bir yana götüremiyor. Sevgi, gardaşlık dünyayı büyütür. Haset, fesat el ufağına döndürür. (Dik Bayır)

Yorum Yaz