Anne Beni Bekleme - Hidayet Karakuş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Anne Beni Bekleme kimin eseri? Anne Beni Bekleme kitabının yazarı kimdir? Anne Beni Bekleme konusu ve anafikri nedir? Anne Beni Bekleme kitabı ne anlatıyor? Anne Beni Bekleme PDF indirme linki var mı? Anne Beni Bekleme kitabının yazarı Hidayet Karakuş kimdir? İşte Anne Beni Bekleme kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Hidayet Karakuş
Yayın Evi: Bilgi Yayınevi
İSBN: 9789752206380
Sayfa Sayısı: 324
Anne Beni Bekleme Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sarışın, pembe yanaklı, yeşil gözleri çakmak çakmak bir kızdı. Afacandı, hemen her şeye el atardı. Ağaçtan ağaca gezmeye bayılırdı. Her şeyi bilirdi sanki. Ben onun yanında çekingen dururdum. Büyüdükçe aramızda bir uzaklık oluştu. O, artık genç bir kızdı, bense delikanlı. İş güç derken çocukluk günlerinin anıları gerilerde kaldı. O gün, kapılarının sövesine yaslanıp benim gidişimi izlemesi içimi bir tuhaf etmişti. Saçları yine uzundu ama artık kumrala dönmüştü. Sürmeli gözleri çok güzeldi. Kirpikleri kaşlarına değiyordu. Bana niye öyle bakmıştı ki; cepheye gittiğimi bilmiyor muydu?
(Tanıtım Bülteninden)
Anne Beni Bekleme Alıntıları - Sözleri
- "Annelik böyle derin, kucaklayıcı, çocukları için hep kaygılar içinde olmak demekti anlaşılan."
- Hepimiz beynimize şırıngayla verilen boş düşlerin kurbanıydık.
- Ne zaman ezilenin yanında yer aldı ki dünya!
- Hepimiz beynimize şırıngayla verilen boş düşlerin kurbanıydık.
- Ne zaman ezilenin yanında yer aldı ki dünya!
- Baban boş bir hayal uğruna gitti yavrum. Sen kimsenin malına, canına göz dikme çocuğum. Kimsenin ekmeğini elinden alma. Herkes o ekmeği nasıl kazanıyorsa sen de öyle
- "Annelik böyle derin, kucaklayıcı, çocukları için hep kaygılar içinde olmak demekti anlaşılan."
- "İnsanları evlerinden, yurtlarından edip,çoluk çocuk kırıp geçirmek ne zamandan beri kahramanlıktır, anlamıyorum."
- " Siz siz olun, kimsenin malında, bağında, bahçesinde gözünüz olmasın. Kimseye haksızlık etmeyin. Elinizden gelen ne varsa insanların iyiliği için yapın. İyilik bir şey beklemeden yapılandır. Karşılık beklemek aklınızdan bile geçmesin."
- " Yunanlıların yaptığı vahsilikler,zulümler insanlığın kafasının alamayacagi kadar korkunçtur.Kim dinleyecek bu kanlı savaşın kurbanlariyla ilgili soyleyeceklerimizi " _Kimse dinlemesede tarih dinler kuzum tarih dinler...
- Türkleri yanıltmak için yangıncıların hepsi Mustafa Kemal gibi kalpaklı olacaktır. Ayrıca göğüslerindeki kırmızı şeritler onları ötekilerden ayıracaktır.
- “− Göreceksin anne, sağ salim döneceğiz. Zafer bizim olacak. − Ben zafer filan istemiyorum çocuğum. Seni istiyorum. Senin kara gözlerini hep yanımda görmek istiyorum.”
- İngiliz Başbakanı Lloyd George, bakanlar kurulunda şöyle bağırmıştı: “….. Türkleri yenerlerse, bu bizim için paha biçilmez bir kazanç olacak. Büyük, güçlü bir Yunanistan, Uzakdoğu’ya giden suyollarımızın Akdeniz’deki bekçiliğini yapabilir. Bırakalım savaşsınlar!” “…İki yoksul ulus, İngilizlerin kale kapılarını kırıp açmak için kullandıkları koçbaşıydık.”
- Demokrasi ve vatan için ölenlerin mezarı bütün dünyadır .
- İnsan umutla yasardı.Böyle bilir, böyle söylerdi annem
Anne Beni Bekleme İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Türklüğümden gurur duydum... Savaş elbette çok kötü... Lakin, biz TÜRKLER savaşda bile adil olanlardanız... Ne mutlu türküm diyene... Savaşı bir de Yunan askeri Pandeli’ den dinliyor - okuyorsunuz... Hüzünlü ama bir o kadar da gerçek :( Teşeklürler yazar/Hidayet-Karakus , kalemin elinden hiç düşmesin... Okuyun, hatta evlatlarımıza mutlaka okutun... (Atiye Atiye)
Çoğumuz Türk yazarların kaleme aldığı işgal altındaki Osmanlı'nın onlarca kitabını okumuşuzdur. Veya tam tersine Yunan yazarların kaleme aldığı işgali anlatan kitapları. Ama bu sefer Yunan askerin gözünden okuyoruz tüm yaşananları. Benim için farklı bir deneyim oldu çünkü hayatımda ilk kez ülkemizi işgal eden Rum askerin ağzından okudum savaşın acımasızlığını... 1919'da Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını paylaşmak amacıyla İngilizlerin öncülüğünde Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar Anadolu'yu işgal etmek için yola çıkar. Her zaman barıştan yana olan Rum askeri Pandeli, hiçbir şekilde savaşmak istemese de kralın emrine boyun eğmek zorunda kalır ve İzmir topraklarına ayak basar. Türk orduları, Yunanlıları Afyon yakınlarında bozguna uğratınca çareyi kaçmakta bulan Yunanlılar, geri çekilirken Türk halkına eziyet etmiş; kadın, yaşlı, hamile, çocuk demeyip önüne çıkan herkesi vurup geçirmiş, hiç günahı olmayan savunmasız insanların bulunduğu evleri yakıp yıkmış ve bu insanlık dışı vahşeti, zalimliği sergileyen Yunan askerlerin arasında bulunan Pandeli, yapılan bu katliamlar karşısında insanlığından utanarak annesi Maria’ya mektup yazarak "Anne beni bekleme" diyerek, savaşın insanları ne derece vahşileştirip canavara dönüştürdüğünü, kendisinin tüm bu vahşetlere kayıtsız kalamayıp ruhen çöktüğünü anlatır. Komutanının 'Savaşta her şey mubahtır' sözüne kanıp yaptıklarından çok utanan ve acımasız kötü bir insana dönüşen Pandeli, savaşın insanın sağlıklı düşünemesini engellediğini, bütün duyguları altüst ettiğini, hiçbir şeyin olağan görünmediğini ama olağanmış gibi yaşandığı bir ortam olduğunu ve aslında insan olmanın ne denli zor, ne denli açmazlarla dolu bir yaşam olduğunu anlar. Gerçekten çok çok güzel bir kitaptı. Okurken etkilenmemek kesinlikle mümkün değildi. Her zaman aklıma gelince duygulanıp gözlerimin yaşarmasına sebep olan İstiklal Marşı'nın bir dizesiyle bitiriyorum yorumumu. Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı! Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı; Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. (Nuray Takaz Durmuş)
Köyünde, kendi halinde, bir kardeşi ve annesi ile yaşayan, çiftçilik yapan Pandeli, seferberlik ilan edilmesinin sonucunda askere çağrılır. Askerlik çağının gelmesine rağmen bu şekilde askere alınması ve babasının da askerde vefat etmiş olması annesini derinden yaralar. Askerlik şubesinde, atına da el konulmuştur. Kurtuluş Savaşı zamanında, Anadolu’yu ele geçirmek için , askeri birliği ile yola çıkarlar. Evet, Pandeli bir Yunan askeridir. Vicdanı ile emirler arasında kalan genç bir asker.. Bundan sonra annesi ile mektuplaşması, anne nasihatleri, askeri birliklerin durumu, gezip gördüğü anadolu toprakları, yakıp yıktıkları tarlalardaki bir tane buğdaya bile muhtaç kalmaları bir Yunan askerin gözünden anlatılıyor. Annesinin nasihatleri ile vicdansız birine dönüşmeme mücadelesini, savaşmak, değişmek istemeyip, aç, susuz, biçare kalıp esir düşmesi ve Türklerin esirlere nasıl insanca yaklaşımını okuyoruz romanda. Aslında birbirine kırdırılan Türk-Yunan düşmanlığının ardında nasıl oyunlar döndüğünü, Mustafa Kemal’in çektiği çileleri de öğreniyoruz. Bir günde okuyup bitirdiğim bir kitap oldu, 322 sayfa olsa da.. Savaşın soğuk yüzü ancak bu kadar etkileyici anlatılabilirdi. Annesinin nasihatleri, Türk köylülerinin çileleri ve vicdanlı Yunan askerinin değişime direnişi beni öyle etkiledi ki.. Bir süre kitabın etkisinden çıkamadım. Sadece Türk halkı değil bütün insanlık ne kayıplar verdi bu savaşlarda, belki maddi belki manevi.. Sinemaya uyarlansa, kesinlikle duygu yüklü bir savaş filmi olabilecek bu kitabı şiddetle öneriyorum. Mutlaka #okuyunuz @hidayet4319 kaleminden @bilgiyayinevi farkıyla #annebenibekleme Türkleri yanıltmak için yangıncıların hepsi Mustafa Kemal gibi kalpaklı olacaktır. Ayrıca göğüslerindeki kırmızı şeritler onları ötekilerden ayıracaktır. Baban boş bir hayal uğruna gitti yavrum. Sen kimsenin malına, canına göz dikme çocuğum. Kimsenin ekmeğini elinden alma. Herkes o ekmeği nasıl kazanıyorsa sen de öyle kazan. bloghemsire @senayayayyyy #bloghemsire #bilgiyayınevi #hidayetkarakuş #savaş #yunan #türk #savaşkitapları #kurtuluşsavaşı (bloghemsire)
Anne Beni Bekleme PDF indirme linki var mı?
Hidayet Karakuş - Anne Beni Bekleme kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Anne Beni Bekleme PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hidayet Karakuş Kimdir?
Hidayet Karakuş (d.6 Eylül 1946, Kurusarı, Yalvaç, Isparta), Türk şair, yazar, öğretmen.
Şiir, roman, hikâye, çocuk kitabı ve radyo oyunu alanlarında eser verdi. 1993 yılında Sivas Katliamı’ndan eşi ile birlikte kılpayı kurtuldu. Bu katliamın toplumdaki ve bireylerin yaşamındaki etkilerini anlatan Şeytan Minareleri adlı romanıyla Türkiye’nin en önemli edebiyat ödüllerinden birisi olan 39. Orhan Kemal Roman Armağanı’nın sahibi olmuştur.
İlkokulu köyünde okuduktan sonra 1964'te Isparta Gönen İlköğretmen Okulu'nu, 1966'da Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Şiire okul sıralarında başladı. Şiirleri Çağrı, Ilgaz, Varlık, Forum, Şölen, Adam Sanat gibi dergilerde yayımlandı.
İlk şiir kitabı "Günaydın Gül Yaprağı", 1979’da yayımlandı.
Adana, Manisa, İzmir'de Türkçe öğretmenliği yaptı. 1992'de emekli oldu. Şiir dışında romanları, çocuk kitapları ve radyo oyunları vardır.
1981’de yayımladığı ilk romanı "Yağmurlar Nereye Yağar" ile 1981 Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü’nü alan yazar, on yıl sonra yazdığı ikinci roman "Uykusu Derin Şehir" ile 1990 Ferit Oğuz Bayır Roman Ödülü’nü kazandı. Bu iki roman arasında daha çok şair kimliği ile ön planda oldu. 1993’te Sivas Katliamı’ndan eşi ile birlikte sağ kurtulan yazar, son romanı "Şeytan Minareleri"’nde Sivas Katliamı’nın görülmeyen yüzünü anlattı ve 2010 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, ardından 2010 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü'nü kazandı. Bu romanın bir özelliği de “ve” bağlacını hiç kullanmamasıdır.
Yazar, yaşamını İzmir’de sürdürmektedir.
Eserleri
Şiir kitapları
Günaydın Gül Yaprağı (1979)
Kemeraltı Şiirleri (1982)
Hangi Leylasın Sen (1986) (1982 Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülü)
Sesini Bana Bırak (1994) (1993 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü)
Ateş Mektupları (1995)
Konuş Benimle (1998)
Sıcak Sancı (2002)
Çocuk Kitapları
Sıska Balıkçı
Al Yanaklı
Mavi Balon
Sıska Balıkçı (1980)
Alyanaklı Mavi Balon (1982)
Can Dede'nin Çocukları (1986)
Can Dede'nin Oyuncakları (1986
Bilgisayara Giren Tırtıl (1994)
Bilgisayar Amca (1996)
Akıllı Tavşanlar (1997)
Sevgi Kuşları (1997)
Dedem Çocuk Oldu (1997)
Kuyudaki Asker (1998)
Serçenin Şiir Defteri (1998)
Yengeçten Korkan Köpek (1999)
Kardan Adam Kaçtı (1999)
Yaralı Tavşanın Doktoru (1999)
Bilgisayarlı Şapka (2001)
Annemin Mektupları (2001)
Bir Kedinin Anıları (2001)
Bahçeden Kovulan Çiçek (2001)
İşte O Çocuk (2001)
Başparmağın Şarkısı (2006)
Sayısal Çocuk (2007)
Oyuncakların Park Gezisi(2007)
Dönem dolap Döner Kebap (2007)
Yurdunu Yitiren Ağaç (2011)
Can Dede'nin Eşeği (2011)
Sahibini Gezdiren Kedi (2011)
Romanları
Yağmurlar Nereye Yağar (1981) (Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü üçüncülüğünü Burhan Günel’in Acının Askerleri romanı ile paylaştı)
Uykusu Derin Şehir (1990 Ferit Oğuz Bayır Roman Ödülü, Mehmet Güler’in İstanbul Kanatlı Ben adlı romanı ile paylaştı)
Şeytan Minareleri (2010 Orhan Kemal Roman Armağanı, 2010 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü)
Yalnız Seninle 2003 (Gençlik Romanı)
Sılam Isparta 2009 (Anlatı)
İzmir'in Kalbi Kemeraltı 2011 (Anlatı)
Radyo Oyunları
Sevgi Nereye Gitti, Bencil, Yalnızlıkta Çoğalanlar, Yabancı, Boşluktaki Adam, Karabataklar, Altın Köstek, Gizli Acıların Gölgesi, Tutkulu Düşler, Her Şey Güzel Olacak.
Şeyh-i Sanan’ın Aşkı (1997 Almanya’nın Sesi Radyosu Edebiyat Ödülü Radyo Oyunu Birinciliği)
Arkası Yarınlar: Yağmurlar Nereye Yağar, Uykusu Derin Şehir, Yürekler Yaprak Açınca, Nafile Hanım.
Çocuk Bahçesi: Alyanaklı Mavi Balon, Can Dede'nin Çocukları.
Hidayet Karakuş Kitapları - Eserleri
- Anne Beni Bekleme
- Sayısal Çocuk
- Şeytan Minareleri
- Mor Odanın Gizi
- Yalnız Seninle
- Yağmurlar Nereye Yağar
- Sıcak Sancı
- Yengeçten Korkan Köpek
- Konuş Benimle
- Annemin Mektupları
- Dedem Çocuk Oldu
- Uykusu Derin Şehir
- Atasözlerine Öyküler
- Al Yanaklı Mavi Balon
- Bilgisayara Giren Tırtıl
- Hangi Leylasın Sen
- Bir Kedinin Anıları
- Bahçeden Kovulan Çiçek
- Kardan Adam Kaçtı
- İşte O Çocuk
- Akıllı Tavşanlar
- Kül Kahvesi
- Atatürk Bizi Seviyor
- Kuyudaki Asker
- Can Dede'nin Oyuncakları
- Sıska Balıkçı
- Bilgisayar Amca
- Günaydın Gül Yaprağı
- Dönme Dolap Döner Kebap
- Yaralı Tavşanın Doktoru
- Bilgisayarlı Şapka
- Ateş Mektupları
- Sesini Bana Bırak
- Yurdunu Yitiren Ağaç
- Sılam Isparta
- İzmir'in Kalbi: Kemeraltı
- Oyuncakların Park Gezisi
- Küçük Yeşil Tırtıl
- Başparmağın Şarkısı
- Sahibini Gezdiren Kedi
- Can Dede'nin Çocukları
- Can Dede'nin Eşeği
- Sevgi Kuşları
- Serçenin Şiir Defteri
- Çakıltaşı
Hidayet Karakuş Alıntıları - Sözleri
- Nilüfer'in yanağını okşayarak o damlayı yerinden aldı, nasıl yaptığına sonradan kendisi de şaşarak parmağının ucunda ışıldayan damlacığı ağzına götürüp diliyle dudaklarına sürdü. Aşkın temreni on ikiden vurdu. (Şeytan Minareleri)
- yüreği türkü boylarında büyümüş... (Ateş Mektupları)
- bir yaprak düşer kalbinin üstüne bin yıl öteye özlem sızar... (Ateş Mektupları)
- diren kendine bilinç derin bir uyanıklıktır bırakma (Hangi Leylasın Sen)
- "İnsanları evlerinden, yurtlarından edip,çoluk çocuk kırıp geçirmek ne zamandan beri kahramanlıktır, anlamıyorum." (Anne Beni Bekleme)
- “Zaman, her zaman yanımızdadır. Yeter ki biz onun elinden tutalım çocuk.” (Mor Odanın Gizi)
- sen boynunu sıcak denizlere uzat göç mevsiminde elin kalsın kalbimde (Ateş Mektupları)
- “Şimdikinden de çok yaşlıymışım.” (Mor Odanın Gizi)
- "Edison bile ampulü icat ederken üç bin kez denememiş miydi o da deneyecekti gerekirse üç bin kez" (Sayısal Çocuk)
- Neyi temizliyordu ateş? Aklı mı, ruhu mu; eskiyi mi, yeniyi mi? İyileri mi, kötüleri mi? Kimi, kimleri temizliyordu ateş? Kendisini iyi yapan da kötü yapan da insan değil miydi? (Şeytan Minareleri)
- İnsanlar, efsanelerin içinde yaşamak, efsanelere yakın olmak efsane olmak isterlerdi. Kendi efsanelerini yaratamayanların, yaşadıklarının efsane olduğunun ayrımına varamayanların kafalarında, gönüllerinde hep olağanüstü düşler barınırdı. Bu bir ıssızlıktı... (Şeytan Minareleri)
- Demokrasi ve vatan için ölenlerin mezarı bütün dünyadır . (Anne Beni Bekleme)
- yürekleriyle bakıp gözleriyle sevinirler... (Ateş Mektupları)
- İngiliz Başbakanı Lloyd George, bakanlar kurulunda şöyle bağırmıştı: “….. Türkleri yenerlerse, bu bizim için paha biçilmez bir kazanç olacak. Büyük, güçlü bir Yunanistan, Uzakdoğu’ya giden suyollarımızın Akdeniz’deki bekçiliğini yapabilir. Bırakalım savaşsınlar!” “…İki yoksul ulus, İngilizlerin kale kapılarını kırıp açmak için kullandıkları koçbaşıydık.” (Anne Beni Bekleme)
- Baban boş bir hayal uğruna gitti yavrum. Sen kimsenin malına, canına göz dikme çocuğum. Kimsenin ekmeğini elinden alma. Herkes o ekmeği nasıl kazanıyorsa sen de öyle (Anne Beni Bekleme)
- “Ne içindeyim zamanın Ne büsbütün dışında Yekpâre, geniş bir ânın Parçalanmaz akışında” Ahmet Hamdi Tanpınar (Mor Odanın Gizi)
- parmak uçlarımda uzak denizler karıncalanıyor (Ateş Mektupları)
- “Benim ülkem Sevginin yeşerdiği yerdir.” (Sayısal Çocuk)
- “Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için Yaşamak; bütün âdetlerden uzak Yaşamak...” Sait Faik Abasıyanık (Mor Odanın Gizi)
- “Bir soluğun değerini hiçbir şeyle ölçemez insanoğlu.” (Mor Odanın Gizi)