Araf - Elif Şafak Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Araf kimin eseri? Araf kitabının yazarı kimdir? Araf konusu ve anafikri nedir? Araf kitabı ne anlatıyor? Araf kitabının yazarı Elif Şafak kimdir? İşte Araf kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Elif Şafak
Çevirmen: Aslı Biçen
Tasarımcı: Uğurcan Ataoğlu
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786051114699
Sayfa Sayısı: 396
Araf Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"İyi de bir insana neden ömür boyu geçerli olacak şekilde tek bir isim veriliyordu başka bir isim de verilebilecekken, hatta isminin harfleri karıştırılıp aynı isimden yenileri türetilebilecekken? Kendimiz de dahil etrafımızdaki her şeyi yeniden adlandırma şansı ne zaman alınmıştı elimizden?
Doğuştan bana verilen bir isme ilanihaye mıhlanıp yapıştığımı bilmek nasıl sıkmaz ki canımı, hayattaki yegâne tesellim kendim olmamayı başarabilme şansım iken? İsimleri sonsuza kadar sabitleyen bir dünyaya saplanmışım, harflerin çığırından çıkmasına izin vermeyen. Ama ne vakit kaşığımı alfabe çorbasına daldırsam ismimi ve onunla birlikte kaderimi yeniden düzenlemek üzere yeni harfler yakalamayı umuyorum."
Elif Şafak, cinsel/etnik/dini, tüm çarpılmışlıklarıyla aklımızdan çıkmayacak bir günümüz Amerikası tablosu çizmiş. Kaçık, hüzünlü, bilge ve inanılmaz komik romanı insanın damağında acı-tatlı bir lezzet bırakıyor.
-Fernanda Eberstadt, The Furies romanının yazarı-
Büyüleyici kelime oyunları, bir pop kültür aşkı ve korkusuz bir zekâ. Araf, Elif Şafak'ı XXI. yüzyıl edebiyatının önünde şapka çıkarılacak kadar orijinal seslerinden biri yapıyor.
-Adam Langer, Crossing California'nın yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)
Araf Alıntıları - Sözleri
- Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir.
- Onunla konuş. Onu ne kadar sevdiğini, onunla birlikte yaşamayı ne kadar sevdiğini söyle. Açık ol. Sevginin perdelere ihtiyacı yoktur.
- Sersemletici çeşitlilikte yüzlerce binlerce yüzle çevrelenmişti ama bunlardan bir teki bile tanıdık görünmüyordu. Bu insanların hiçbirinin onun kim olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. Tek birinin bile. Teker teker hepsi için hiçkimseydi.
- "Hayatın yüklerini bırak akıııp gitsinler."
- "İnsanda tarih bilinci olması lazım."
- Muhafaza edecek az şeyi olanlar sonunda herkesten muhafazakar olup çıkarlar.
- Belki de "bana" demek istemişti ama "bütün bu insanlara" diye bitirmeyi tercih etti.
- "Kemiğin köpekler, etin erkekler için."
- Yapma ya, kim sınanmak ister? Ben istemem! Bana kalsa, bana ne kadar ihtiyacı olduğunu O'na hatırlatmayı tercih ederim.
- doğru adam millerce ötede...
- O her şeyi sarmalayan boşluğun içinde bir yerlerde olsalar bile onlara giden yollar tehlikelerle doluydu.
- ... çünkü bir yerlere yapışmış bir önyargı daima vardır.
- Talih daima aşırıya kaçmıştır, dün olduğu gibi bugün de; kimilerine gani gani şans, yığın yığın variyet, tepe tepe iktidar, bol bol servet getirir.
- Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir.
- "Anlamıyorsunuz... aşık oluyorum...!"
Araf İncelemesi - Şahsi Yorumlar
#elifsafak bu essiz eserinde etnik, cinsel ,dini tüm çarpılmışlıklarıyla aklınızdan çıkmayacak bir gùnùmüz Amerikası tablosu çizmiş Kaçık ,hüzùnlü,bilge ve inanılmax komik romanı,insanın damağında acı,tatlı bir lezzet bırakılıyor. umarım hayatın cennet olur. @dilhunn__ (dilhunn)
Herkese selamlar... Kitap için şunları ifade etmek isterim; öncelikle ben okurken biraz sıkıldım ama genel anlamda konuya hakim olduğumu söyleyebilirim. Şüphesiz Elif Şafak kötü bir yazardır diyemem ama bu kitabında ele aldığı konu çok güzel ve etkileyici bir konu olmasına rağmen okurken bazı kopukluklar yaşadım ve biraz sıkılmama sebep oldu diyebilirim. Bir başka eleştireceğim nokta ise eğitim veya akademik kariyer için yabancı bir ülkeye giden bir karakter işleniyorsa eğer kitap içeriğinde de bu konu ile ilgili bir kaç bir şeyler görmek veya okumak isterdim. Ben okurken Ömer'in eğitimi, kariyeri ne oldu ne bitti pek anlayamadım. Bilmiyorum belki de sıkıldığım noktalarda o kısmı gözden kaçırmış olabilirim. Ama göremediğimi belirtmek istiyorum. İçerikte ise; Ömer adında bir baş karakterimiz var ve bu karakterin yabancı ülkeye eğitim amacıyla gitmesini ve orda tanıştığı arkadaş ortamını ve bu arkadaş ortamında nelerle karşılaştığını ve yabancı bir yerde yaşamanın kişide nasıl tepkiler oluşturduğunu ve Ömer'in kendisine bir hayat arkadaşı edinmesi ve birbirlerine olan duygularının ifade edilmesi en son olarak da ülkeye geri dönüp, aileye olan kısa ziyaretleri ve Ömer'in hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşması ile sonuçlanan bir eser. Okuduğum için hiç pişman değilim, sonuçta her kitabın insana bir şeyler katabileceğine inananlardanım. Ama yazdığım incelemenin başında da dediğim gibi sadece biraz sıkıldım okurken. Kitabı beğenip beğenmeme konusunda da çok "ARAF" ta kaldığımı belirtmek istiyorum. Siz de okursanız eğer, kitabı beğenip beğenmemekte "ARAF" ta kalmamanız dileğiyle İyi okumalar sayın gerçek okurlar..:) (Emrah ...)
Ben bu hayatta bi insan olmayı sevdim bir de kendim olabilmeyi insan olmayı becerebilen ama kendi olmayı beceremeyen kişilere bu kahkahalarım……………… (Mervenur İNCİLİ)
Kitabın Yazarı Elif Şafak Kimdir?
Elif Şafak (d. 25 Ekim 1971, Strazburg) Türk romancı. İlk romanının yayımladığı 1997'den beri peş peşe eserler vermekte olan ve geniş bir okur kesimince tanınan sanatçı, 2009'da yayımlanan Aşk adlı romanı ile Türk edebiyat tarihininin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı ünvanına sahip olmuştur. Ayrıca kitapları otuzdan fazla dile çevrilmiştir.
Yaşamı
25 Ekim 1971 günü, babasının o sırada doktora yapmakta olduğu Strazburg'da dünyaya geldi. Babası sosyal psikolog ve akademisyen Nuri Bilgin, annesi diplomat Şafak Atayman'dır. Doğumundan kısa bir süre sonra anne ve babası ayrıldı, annesi tarafından büyütüldü. Soyadı olarak annesinin adını kullandı.
Ortaokulu annesinin görev yaptığı Madrid'de, liseyi Ankara Atatürk Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümünde yaptı. "Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Döngüsel Evren ve Kadınsılık Anlayışı" üzerine master tezinin ardından; ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünde doktorasını tamamladı. Doktora tezi, "Türk Modernleşmesinin Kadın Prototipleri ve Marjinaliteye Tahammül Sınırları" başlığını taşıyordu. Elif Şafak'ın İslamiyet, kadın ve mistisizm hakkındaki yüksek lisans tezi Sosyal Bilimler Derneği tarafından ödüllendirildi.
Yüksek lisans çalışması sırasında Kem Gözlere Anadolu (1994) adlı öykü kitabını ve ilk romanı Pinhan'ı (1997) yayımladı. Bu eserle Kombassan Vakfı tarafından verilen 1998 Mevlana Büyük Ödülü'nü kazandı.
Doktorasının ardından İstanbul'a taşındı ve Şehrin Aynaları'nı (1999) yazdı. Bir süre İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde "Türkiye ve Kültürel Kimlikler", "Kadın ve Edebiyat" konularında dersler verdi.
2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü kazanan Mahrem romanı ile geniş okur kesimi tarafından tanındı. Bunu iki yıl ara ile yayımlanan Bit Palas (2002) ve İngilizce olarak yazdığı Araf (2004) adlı kitapları izledi.
Sanatçılara verilen bir bursla doktora sonrası çalışması için ABD'ye giden Şafak, çeşitli üniversitelerde dersler vermiştir. 2003-2004 akademik yılı boyunca Michigan Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak bulundu ve ders verdi. Ardından Arizona Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları bölümünde yardımcı doçent olarak görev yaptı. "Edebiyat ve Sürgün", "Bellek ve Politika", "Müslüman Dünya'da Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet" konulu dersler verdi.
Şafak, 2004 yılında beş yazarın (Murathan Mungan, Faruk Ulay, Elif Şafak, Celil Oker, Pınar Kür) ortak kaleme aldığı bir roman projesinde yer aldı, bu roman Beşpeşe adıyla yayımlandı.
2005'te Med Cezir adlı kitabında kadın, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat hakkında yazılarını bir araya getirdi. Aynı yıl Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık ileBerlin'de evlendi.
2006'da yayımlanan "Baba ve Piç" adlı romanını İngilizce olarak kaleme aldı. Türk-Ermeni ilişkilerini inceleyen bu roman nedeniyle hakkında Türklüğe hakaret ettiği gerekçesi ile dava açıldıysa da, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etti. Aynı yıl Şehrazat Zelda isimli kızı dünyaya geldi. Doğum sonrası yaşadığı depresyonu, İngilizce olarak kaleme aldığı Siyah Süt adlı otobiyografik romanda anlattı. İki yıl sonra oğlu Emir Zahir'i dünyaya getirerek ikinci kez anne oldu.
2009 yılının Mart ayında yayımlanan AŞK isimli roman, Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eseri ünvanına sahip olmuştur.
2009 yılı sonunda, sekiz romanı ve ilk deneme kitabı Med Cezir'den seçilmiş paragrafları bir araya getirdiği Kağıt Helva adlı kitabını yayımladı.
2010 Kasım ayında Firarperest adlı deneme türündeki ikinci eseri piyasaya çıktı. Eserin içindeki illüstrasyonlar M. K. Perker'e aittir.
2011 yılında Doğan Kitaptan "İskender" isimli eseri piyasaya çıkmıştır. Kitabın kapak resminde, makyajla erkek haline gelen Elif Şafak'ın kendi fotoğrafı vardır.
Sanatçı, Türkiye'de çeşitli günlük ve aylık yayınlarda yazmaya devam etmektedir. 1 Mayıs 2009 tarihinden bu yana Habertürk gazetesinde ve aynı gazetenin "HT PAZAR" adlı ekinde yazılarını yayınlamayı sürdürür. Bu gazetede yayımlanan deneme türündeki yazılarından oluşan bir seçki, M.K Perker illüstrasyonlarıyla birlikte 2012 yılında Şemspare adıyla yayımlandı.
Elif Şafak Kitapları - Eserleri
- Aşk
- İskender
- Kem Gözlere Anadolu
- Pinhan
- Şehrin Aynaları
- Mahrem
- Bit Palas
- Araf
- Med-Cezir
- Baba ve Piç
- Siyah Süt
- Kağıt Helva
- Firarperest
- Beşpeşe
- Şemspare
- Ustam ve Ben
- Sakız Sardunya
- Havva'nın Üç Kızı
- Sanma ki Yalnızsın
- Aşkın Kırk Kuralı
- On Dakika Otuz Sekiz Saniye
- The Island of Missing Trees
- Siyah Süt
Elif Şafak Alıntıları - Sözleri
- Azalarak artıyor, eksilerek büyüyordum... (İskender)
- İnsan yüreği birden fazla durumu hissedebilecek kadar engin, insan aklı aynı anda birden fazla konuda analiz yapabilecek kadar karmaşık... (Şemspare)
- “Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa ‘kuru kalabilenler’ ve ‘sağanaktan’ nasibini alanlar var.” (Baba ve Piç)
- “Eğer bir gün âşık olursam, kesin o kişinin beynine âşık olacağım” diye söz verdi kendisine. “Tipi ya da konumu umurumda değil, varsa yoksa aklı, zekâsı, birikimi.” * * * (Havva'nın Üç Kızı)
- Onunla konuş. Onu ne kadar sevdiğini, onunla birlikte yaşamayı ne kadar sevdiğini söyle. Açık ol. Sevginin perdelere ihtiyacı yoktur. (Araf)
- Ve yürek kredisinin ne dibi vardır, ne bitimi. (Firarperest)
- Hayal gücü insana gerekli. Tıpkı ekmek gibi, su gibi önemli. (Sakız Sardunya)
- İnsan bir yalanı ne kadar sürdürebilir? (Beşpeşe)
- Ne hikmetse, erkeklerin en vasatı, en sıradanı bile kendini bir kadın karşısında yarı-Tanrı zannediyor. (Siyah Süt)
- Yaradan'ın gökyüzünde, tepede bir yerlerde olduğunu sanırlar. Kimileri de O'nu Mekke'de, Medine'de arar! Ya da mahalle camisinde! Allah bir mekana sığar mı? Ne gaflet! O tek bir yerdedir ancak: Aşıkların gönüllerinde. (Kağıt Helva)
- Birine inanmak ciddi bir iştir. (On Dakika Otuz Sekiz Saniye)
- Gidemeyenler'den olmanın en kötü yanı gidememek değil, kalamamaktır aslında; seni kışkışlayan toprakta penah aramaktır hâlâ. (Bit Palas)
- Hangi yolu seçersen seç, seçmediğin yolda kalacaktır aklın. (Siyah Süt)
- " Bakan göze göre her şey değişmekte. Kimine dev görünen, ötekine cüce." (Sakız Sardunya)
- " Yok olmadan var olmanın yolu yok ." (Sanma ki Yalnızsın)
- Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama! (Aşkın Kırk Kuralı)
- Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir. (Araf)
- Ne zor şeydi birbirini hiç sevmemiş bir çiftin evladı olmak. (Havva'nın Üç Kızı)
- Talih daima aşırıya kaçmıştır, dün olduğu gibi bugün de; kimilerine gani gani şans, yığın yığın variyet, tepe tepe iktidar, bol bol servet getirir. (Araf)
- Kaç kitap okuyunca âlim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan?!.. (Mahrem)
Editör: Nasrettin Güneş