diorex
Dedas

Ardından - Natsume Soseki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ardından kimin eseri? Ardından kitabının yazarı kimdir? Ardından konusu ve anafikri nedir? Ardından kitabı ne anlatıyor? Ardından PDF indirme linki var mı? Ardından kitabının yazarı Natsume Soseki kimdir? İşte Ardından kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.09.2022 04:00
Ardından - Natsume Soseki Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Natsume Soseki

Çevirmen: Habibe Salğar

Orijinal Adı: Sorekara

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786258475685

Sayfa Sayısı: 312

Ardından Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“… Sen bana gülüyorsun. Ve ben sana gülemiyorum. Hayır, gülmek istiyorum ama toplum yapamayacağımı söylüyor, öyle değil mi?”

Japonya'nın ülke dışında en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Ben Bir Kediyim, Gönül ve Madenci gibi eserlerin yazarı Natsume Soseki, ilk defa Türkçeye çevrilen Ardından'da birincil arzusu “pek bir şey yapmamak” olan Oblomovvari bir karakterin, Daisuke'nin trajikomik hayatını anlatıyor.

Varlıklı bir ailenin aylak evladı Daisuke, hem Meici dönemi sonundaki değişimlerle hem de hayattaki amacı ve kişiliğiyle dertleri olan genç bir adamdır. Günlerini ona tahsis edilen evinde kitap okuyarak, kafelerde vakit öldürerek ya da sokaklarda dolaşarak geçiren Daisuke'nin hayatı, uzun süredir başka şehirde yaşayan arkadaşı Hiraoka dönünce ve onun eşi Miçiyo'ya olan ilgisi tehlikeli bir aşka doğru evrilince tekdüzeliğini kaybeder.

Daisuke, bir yandan onu toplumsal normlara uygun bir yaşam sürmeye zorlayan ailesine karşı kişisel özgürlüğünden ve bağımsız hayatından ödün vermemeye çabalarken diğer yandan da Miçiyo ve Hiraoka'yla girdiği, benliğiyle çelişen umutsuz durumdan yakasını sıyırmaya çalışır.

Ardından Alıntıları - Sözleri

  • ''Yalnızlık içindeyim, tekrar gelir misin?''
  • Sen dünyayı olduğu gibi kabul eden bir adamsın. Diğer bir deyişle, iradesini ortaya koyamayan bir adamsın.
  • Zaman zaman hatırlardı.Acaba yaşıyor mu diye aklından geçirirdi.Fakat bu düşünceler aklına gelince bile, özellikle bir şey öğrenmeye yada duymaya uğraşmadı, bunun için ne cesareti ne de bir endişesi vardı.....
  • “Aynı zamanda mutluluğa erişeceğine dair umudu da azalmıştı.”
  • “Yaşamın çöküşü ruhun özgürlüğünün yok edildiği nokta, en acı veren kısımdı.”
  • “Hayatın farkına varmayan bir insan kadar tehlikeli başka bir şey yoktur!”
  • "Sadece kıyafete bakmakla anlayamayacağımız bir toplum hâline geldik çünkü. Bu beyefendi nerede yaşıyor acaba diye düşünürken, birden giyimiyle hiç uymayan bir eve girebiliyor,"
  • “Sen dünyayı olduğu gibi kabul eden bir adamsın. Diğer bir deyişle, iradesini ortaya koymayan bir adamsın.”
  • Kitabı kapattı. Ve böyle anlarda kitap okumanın pek mümkün olmadığını, aynı zamanda artık rahat yatamadığını da fark etti. Tedirginliğinin sebebi her zamanki can sıkıntısı değildi. Hiçbir şey yapamayacak kadar kayıtsız olduğundan değildi; aklı artık bir şey yapmamaya dayanamayacağı bir durumdaydı.
  • İnsanlar her zaman samimiyetin gerektirdiği gibi asil, içten, temiz eylem ve davranışlara sahip varlıklar değillerdir.

Ardından İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Japon Klasikleri-4: Natsume Soseki'nin Ardından'ını okurken Japon Klasikleri dizisinden yeni bir kitap haberi geldi. Dizinin beşinci kitabı Hagakure: Saklı Yapraklar- Tsunetomo Yamamoto olarak duyuruldu. Natsume Soseki hakkında dizinin diğer yazarlarına karşın daha çok bilgi sahibiyiz kendi ülkemizde. Çünkü bilinen kitaplarının hatırı sayılır oranlarda okunduğunu görüyoruz. Osamu Dazai'yi de biliyoruz aslında ama karamsar mizahı yüzünden birçok okur tarafından tercih edilmeyebiliyor. Dazai kalemini ben daha çok seviyorum tabi ki. Böyle giderse Japon yazarlarını ve yaşadıkları kültürlerine dair daha çok şey öğreneceğim galiba :) Natsume Soseki (D. 9 Şubat 1867-Ö. 9 Aralık 1916) Japon-Rus Savaşı sonrası Japonya'da, çağdaş roman türünün en önemli yazarı olarak kabul ediliyormuş. Batılı roman geleneği ile Japon geleneksel yazı geleneğini birleştirerek özgün bir üslup kurmayı da başarmış. Çünkü bir İngiliz edebiyatı uzmanı Soseki. On beş yaşından itibaren yazar olmayı kafasına koymuş fakat ailesinin ısrarları neticesinde Tokyo İmparatorluk Üniversitesi'ne mimarlık okumak için kayıt olmuş. Bu süreçte hayallerinden tamamıyla vazgeçemeyerek İngiliz edebiyatı üzerine çalışmaya başlamış. Ve 1905 yılında Ben Bir Kediyim adlı romanıyla ilgileri üzerine çekmeyi başarmış. Sonrasında da yazdığı öyküler ve romanlarıyla ilgi görmeye devam etmiş. Yarattığı özgün üslup sayesinde kendisinden sonra gelen birçok yazarı da etkilemiş Soseki. Özellikle Yasunari Kavabata, Yukio Mişima ve Kenzaburo Oe gibi Japon yazarlar Soseki'den oldukça etkilenenler arasındalar. Japon edebiyatıyla ilgili bu diziden daha önce üç kitap ve başka yayınlardan da birkaç eser okumama rağmen her kitap da farklı bir dünyaya açılıyor gibiyim. Bu nedenle o yabancılığımın farkında olarak beklentimi en aza indirgeyerek okumaya başlıyorum. Ve böyle yaptığımdan mıdır nedir bilmem ama beğenmediğim bir kitap da olmadı diziden. 'Bayıldım, aşık oldum' gibi görüşleri açıkça belirtmesem de bu diziyle aramda bir bağ oluştuğunu görebiliyorum şu an. Sevdiğimi de kabullenebiliriz. :) Ardından yazardan okuduğum ilk kitap, zaten dilimize de yeni kazandırılmış olduğundan iyi denk geldi. Yazarın çok bilinen kitaplarının aksine böyle bir kitabıyla başlamam da kötü bir başlangıç olmadı. Henüz okunma sayısı az ve okuyanların bir kısmı beğenmediklerini sert bir dille ifade etmiş olsalar da üç günlük Ardından yolculuğumdan oldukça memnunum. Daisuke otuzuna yeni girmiş, varlıklı ailesine bağımlı, evliliği ve işi olmayan, sadece kitaplarıyla haşır neşir olan biri. ''Oblomovvari'' denilmesinin sebebi ise kendi düşünceleri içinde yaşaması ve bu süreçte bir şey yapmak için nedeni olmadığına inanan bir tavırda olması. Gonçarov'un Oblomov'unu okuyanlar için daha anlaşılır ve tanıdık biri Daisuke. Tamamen Oblomov'un aynısı demek yanlış bir ifade olur ama esintilerini hissedebilirsiniz belki. Daisuke'nin Oblomov'dan farkı beni sinir etmesi. Kitabın başlarında aşırı duygusuz göründü bana ve sonrasında bu görünüşünü unutturan şeyler yaptı tabii. Daisuke-Oblomov olayına çok takılmayalım çünkü kitabın kendisinden uzaklaşmak istemeyiz. :) Ha bir de unutmadan Melville'nin Katip Bartleby adlı eserini bilenler bilir; ''Yapmamayı tercih ederim.'' Daisuke'nin ailesiyle ve çevresiyle ters düştüğü anlarda bu kalıbı anımsatan tarzda cevaplar vermesi bana Bartleby'i hatırlattı. Japon ailelerin bizden daha geleneksel olduğunu gösteren bir portre çizmiş Soseki; Daisuke'nin cevaplarına karşın ailesi de çok sabırlı. Babası eski samuray geleneklerinin kafasında olduğu halde gayet iyi idare ediyor; bu durum gözümden kaçmadı. Meici döneminin sonundaki değişimler ve Japonya'nın Batı modernliğini örnek almaya çalışması, ayrıca ülkenin bu çabalar içinde kıvranırken çeşitli borçlara girmesi gibi durumlar, kitabı gözümde çok daha değişik kıldı. İçinde sadece yasak bir aşkın olacağını düşünürken yozlaşmış bir toplumun ve ekonomik krizin pençesine düşen Japonya'nın genel sorunlarıyla baş başa kaldım. Bu eleştirel sürece de Daisuke'nin hiçbir şey yapmayarak ve çalışmaya inanmayarak aslında yaptığı eylemsizliklere bir anlatıcı yani yazar bakışıyla tanık oluyoruz. Odak noktası Daisuke ve arkadaşı Hiraoka'nın eşi Miçiyo olduğu halde bir toplum analiziyle iç içe oluyoruz gibi bir şey bu. Batılı yazarları ve ressamları takip eden Daisuke kendi ülkesine dair her şeyi çekilmez bulur; evlenmez ve çalışmaz nedeni ise borçlu bir ülkede çalışmanın sadece aç kalmamak için olduğuna inanarak bunun onurlu bir eylem olmadığına karar vermesidir. Ailesinin evlilik baskılarını önemsemez; kitaplarıyla, bahçesine bakarak ve arada bir yürüyüşe çıkarak sürdürür kendince doğal ve dertsiz yaşamını. Eski bir arkadaşı olan Hiraoka da bir nedenle eşiyle beraber Tokyo'ya dönünce dananın kuyruğunun koptuğu yere geliriz. Kitabın ortalarında olaylar durgunlaşır çünkü yasak aşkın şiddetini ve ailenin baskılarının yoğunluğunu görmeyiz. Ben Japon edebiyatının sakinliği içinde boğulurken bu sırada Daisuke, bir ailesi bir de Hiraoka-Miçiyo çifti arasında mekik dokur. Büyük gelişmeler beklemeden kendinizi bu sakin akıntıya bırakın ve sonlara yaklaşmak için sabredin derim. Olaylar ilginç bir hal almaya başlıyor çünkü. Kendinden ve prensiplerinden hiç ödün vermeyen Daisuke'nin planlarında unuttuğu bir şey var halbuki: AŞK. Bu duygu yüzünden neler olacak Daisuke'ye acaba? Kitabın sonu herkesi tatmin etmeyebilir ama benim için ''son'' hiçbir zaman önemli olmadığı için okumaktan pişman olmadım bu kitabı. Bu son olayına takılmamayı Hayao Miyazaki animeleri sayesinde öğrendim. :) Yazarın çok bilinen Ben Bir Kediyim, Madenci ve Gönül gibi kitaplarını da listeme aldım. İçlerinden okuduklarınız varsa da önerilere açığım ayrıca. :) İthaki Yayınları'na bu dizi ve muhteşem kapak tasarımları için de TEŞEKKÜRLER. https://wannart.com/icerik/33901-japon-klasikleri-4-ardindan-natsume-soseki (Sultan)

Daisuke otuz yaşında, işsiz. İşsiz ama kendini geçindirebiliyor, daha doğrusu ailesi ona bakıyor. Daisuke eğitimli, meraklı, okumayı seven biri aynı zamanda. Elbette topluma göre ters tarafları var. Ama o, toplumun düşüncelerini de ailesinin ‘artık evlensen mi- iş mi bulsan’ cümlelerini de önemsemiyor. Çünkü inandığı değerler var. Örneğin borçlar içinde olan bir ülkede çalışmanın mantıklı olduğunu düşünmüyor veya sadece karnını doyurmak için bir işte çalışıyor olmanın onurlu olabileceğine de itimat etmiyor. Etmiyor da…Bazen beklenmedik şeyler çıkıveriyor insanın karşısına: Aşk gibi. . ‘Ardından’ klasik bir Soseki çizgisinde. Yazarın diğer kitapları ile uyum içinde olmasıyla birlikte bana üç kitabı daha anımsattı: toplumun çalışma yönündeki dayatmalarını eleştirmesi yönünden Paul Lafargue’den Tembellik Hakkı’nı, Daisuke’nin varsıl bir aile kökeninden gelmesi-günlerini kendine dönük geçirmesi yönünden Gonçarov’dan Oblomov’u ve Daisuke’nin eylemsizliği yönünden de Melville’den Kâtip Bartleby’i. Ardından’ı farklı kılan, kitabı parlatan başka bir şey daha var: kitabın geçtiği dönemin Japonya’sını satır aralarında didik didik etmek! Batı özentiliğinden ekonominin kötüye gidişine, kurumlar arasındaki yozlaşmadan toplumun giderek bireyselliğe dönüşüne dair çok çarpıcı noktalar barındırıyor Ardından. . Soseki benim gözümde çok çalışkan, derli toplu ve açık bir yazar. Küçük Bey, Gönül, Ben Bir Kediyim ve dilimize çevrilen diğer eserlerini okurken de büyük bir haz almıştım. Bu eseri de beni şaşırtmadı. Kesinlikle tavsiye ederim! . Habibe Salğar’ın çevirisi ve önsözüyle ~ Kapakta ise Tsuçiya Koitsu’nun illüstrasyonu yer almakta (İthaki Japon Klasikleri serisiyle olduğu kadar kapaklarındaki seçimleri ile de göz dolduruyor!)ş (Hülya Açılan)

Merhaba, bugün sizlere Japon Edebiyatı’nın önemli yazarlarından olan Natsume Soseki’nin “Ardından” eserinden bahsedeceğim. Eser, _ladiesbookclub_ ile seçtiğimiz Mart’ın ikinci kitabı ve aynı zamanda İthaki’nin Japon Klasikler serisinin 4. kitabı. Ben yazarla daha öncesinde “Cam Kapının Ardı” eseriyle tanışmıştım. Bu eser, Soseki’nin gazetede yazdığı yazıların derlemesiydi. Yazarın kalemini ve biyografisini bilmek açısından önemli olsa da roman anlamında “Ardından” kitabı benim için tanışma kitabı oldu. “Ardından”da eğitimli bir genç olan Daisuke’nin ülkesinin geleneksel ve ekonomik durumuna bakış açısına yer verilir. Ana kahraman olan Daisuke daha önce hiçbir işte çalışmamış, çalışma kavramını ve toplumu sorgulayan, varlıklı bir ailenin oğludur. Daisuke, çalışmayı “toplum yararına çalışarak yeni bir şeyler üretmek” ile “kendi faydasına çalışmak yani kendi ihtiyaçları (yeme, barınma) için çalışmak” olarak ikiye ayırır. Herkes ikinci amaç için uğraştığından, kendini tüm bu insanlardan ayırır ama belirli bir noktaya da yerleştiremez. Daisuke karakteri, İvan Aleksandroviç Gonçarov’un Oblomov’uyla genel anlamda benzerlik gösterir. Her iki karakter de, çalışmaz, çalışsa da ne yapacağını bilmez, “birey”liğiyle ve muhalif bakışıyla toplumdan dışlanır. Tüm bu sorgulamaların dışında, romanda insan ilişkilerinde ve romantizmde karmaşıklık olarak da nitelendirebileceğimiz bir aşk ortaya çıkar. Üç arkadaş olan Daisuke, Hiraoka ve Miçiyo arasında doğan ve engellenemeyen bu durum, zaten toplum dışı olarak kabul edilen Daisuke’nin kendinden ve toplumdan daha uzaklara savrulmasına sebep olur. Karakterleri ve toplumu ana karakterle birlikte sorgulamak benim hoşuma gitti. Ana karakter de sizin gibi kitabın dışından bir karakter gibi, -özellikle sonlara doğru- olaylara dıştan bakarak neyi nasıl yapmalı sorusuna cevap bulmaya çalışıyor. Başlarda ağır ilerlese de, farklı bir tarihsel dönemi ve kültürü tanıyor olmak beni kitabın her bölümünü okurken tatmin etti. Kitabı genel anlamda severek okuduğum için, Japon Edebiyat’ı ile tanışmak isteyen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Edebiyatla kalın, Günce (guncecigim)

Ardından PDF indirme linki var mı?

Natsume Soseki - Ardından kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ardından PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Natsume Soseki Kimdir?

Sōseki Natsume Japon, İngiliz edebiyatı uzmanı ve yazardır. Uluslararası alanda sınırlı çevirileri dışında tanınmasa da, Japon-Rus Savaşı sonrası Japon Çağdaş Romanına damgasını vurmuş en önemli yazardır. Batılı roman geleneği ile Japon geleneksel yazı geleneğini birleştirerek orijinal bir üslup kurmayı başardı.

Kendisinden sonra gelen Akutagawa Ryunosuke gibi önemli yazarları büyük ölçüde etkiledi.II. Dünya Savaşı sonrası Kawabata Yasunari, Yukio Mishima ve Kenzaburo Oe gibi uluslararası çapta üne kavuşan yazarların temel kültürel kaynaklarından biri olduğu söylenebilir.

Türkçeye Küçük Bey adıyla çevrilmiş olan, önemli eserlerinden Bocchan'da çocukluğunda, yaramaz ve başına buyruk olan bir matematik hocasının taşra kasabasına matematik öğretmeni olarak gidişini ironik bir üslupla anlatır. Bu yapının arkasında ise Japonya'nın batılılaşması ve sömürgeci ülke konumuna gelmesine yönelik ince satirik öğeler gizlenmektedir.

Natsume Soseki Kitapları - Eserleri

  • Madenci
  • Gönül
  • Üç Köşeli Dünya
  • Sanşiro
  • Cam Kapının Ardı
  • Ben Bir Kediyim
  • Küçük Bey
  • On Gece Düşleri
  • Ardından
  • The Gate

Natsume Soseki Alıntıları - Sözleri

  • İliklerime kadar hissediyorum yalnızlığımı. Böyle bir gemide yapayalnız yol almaktansa kaldırıp atmak istiyorum kendimi sonsuz mavinin kucağına. (On Gece Düşleri)
  • Modern insanlarda gerçeğe eşlik edecek duyuyu terk etme huyu vardır.Toplum herkese öyle bir baskı uygular ki,insanların duyumsuzlaşmaktan başka çaresi kalmaz (Sanşiro)
  • Ben bir kediyim. Henüz bir adım yok. Nerede doğduğumu da bilmiyorum. Hatırladığım tek şey; hayatımda ilk kez bir insan gördüğümde nemli ve karanlık bir yerde miyavlıyor olduğum. Sonradan işittim ki, türünün en gaddar üyelerinden biriymiş bu insan... (Ben Bir Kediyim)
  • “Hayatın farkına varmayan bir insan kadar tehlikeli başka bir şey yoktur!” (Ardından)
  • Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin gibi yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zordur. (Üç Köşeli Dünya)
  • Öylesine bir acıydı ki bu, neredeyse nefes alamıyor, boğulduğumu hissediyordum. (Cam Kapının Ardı)
  • Ölüm direnebileceğin bir şey değildir. Kabullenirsen korkacağın bir şey kalmaz ortada. (On Gece Düşleri)
  • İnsanlar her zaman samimiyetin gerektirdiği gibi asil, içten, temiz eylem ve davranışlara sahip varlıklar değillerdir. (Ardından)
  • İlk başta yemeye tereddüt edeceğimiz bir şey olsa bile ilk lokmayı ısırdıktan sonra önceki kadar ızdırap çekmeden devam ediyoruz. (Madenci)
  • “Ancak insanoğlu fanidir. İnsanın ne kadar sağlığı yerinde de olsa, vadesi ne zaman dolar bilinmez.” (Gönül)
  • Aslında herkes, katlanılması mümkün olmayan şeylerin asla gerçekleşmeyeceğini varsaymayı seçer. (Ben Bir Kediyim)
  • Diyeceğim o ki, insanlık tarihi; etin, kemiğin ve kanın değil, yalnızca kostümlerin tarihidir (Ben Bir Kediyim)
  • Acı çeken ben olduğuma göre, buna son verecek olan da ben olmalıyım. (Madenci)
  • Bir insanın derin kederine tanıklık ediyor ancak o insana yardım eli uzatamıyordum. (Cam Kapının Ardı)
  • Hepimiz aynı derecede kıymetliyiz. Aramızda fark yok. (Cam Kapının Ardı)
  • ''Yalnızlık içindeyim, tekrar gelir misin?'' (Ardından)
  • "Dünyada güçlü bir arzudan daha korkunç bir şey yoktur." (Sanşiro)
  • Sadece aklın istikametinde hareket edersen insanlardan uzaklaşırsın. Duygularınla hareket edersen sürüklenirsin. Ruhunu açarsan ve dilediğin gibi yaşamazsan sıkışırsın. Nasıl bakarsan bak, insanlarla yaşamak zordur ! (Üç Köşeli Dünya)
  • Ev sessizliğe, kalbim huzura gömülüyor. (Cam Kapının Ardı)
  • “ Çocuklara örnek ol, erdem timsali ol. Öğretmen dediğin yalnızca ders vermez, öğrencilerini kişiliğiyle de etkiler.” (Küçük Bey)

Yorum Yaz