Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler - Anne Frank Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler kimin eseri? Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler kitabının yazarı kimdir? Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler konusu ve anafikri nedir? Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler kitabı ne anlatıyor? Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler kitabının yazarı Anne Frank kimdir? İşte Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Anne Frank
Çevirmen: Gül Özlen
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755707778
Sayfa Sayısı: 188
Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Nazizmin işgali altındaki Hollanda'da saklandıkları evden yazdıklarıyla Yahudi soykırımının simgelerinden biri haline gelmiş Anne Frank, Türkçeye ilk kez çevrilen Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler'de hem günlük yaşamının ayrıntılarını hem de hayallerini döküyor kağıtlara.
Ailesiyle birlikte ihbar sonucunda yakalanıp toplama kampına götürüldükleri güne kadar iki yıl boyunca saklandıkları gizli bölmede, zamanın ve mekanın sınırlarını aşarak masallar, öyküler, hatta bir roman taslağı üretebilmiştir Anne Frank. Yakalanma endişesiyle sağlanması gereken sessizliğe karşı verilebilecek en güzel cevaptır belki de onunkisi; sesini bütün dünyada milyonlarca insana duyurabilmek. İnsanlık tarihinin en utanç verici dönemlerinden birine düşülen etkileyici bir not...
(Tanıtım Bülteninden)
Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler Alıntıları - Sözleri
- (...), her ne koşulda olursa olsun mutluluk her yerde mevcuttur.
- Dış görünüşe herkes vernik çekip parlatabilir.
- "Pencereye doğru yürüdü ve başını cama yasladı: 'Evet ben de hayal kurarım ve buna ne diyorum biliyor musun? Dünya tarihine bakmak' "
- "Bence insanlarin yaptığı en büyük korkaklık, kendi haya yada eksikliklerini(ki her insanda vardir) kendine itiraf etmemektir."
- "Tanrı kimdir? Ya da nasıl görünür? Bunu kimse bilmez. Ama Tanrı nedir diye soruyorsan o zaman sana etrafına bak, çiçeklere, ağaçlara, hayvanlara, insanlara bak, o zaman Tanrı'nin ne olduğu anlarsın. Mucizevi olarak doğan, ölen, üreyen her şey, Tanrı bu. Bütün bunları Tanrı yaratmış, Onu başka şekilde tasavvur etmene gerek yok."
- "Bütün insanlar eşit doğar ve eşit ölürler, sahip oldukları dünyevi varlıklardan geriye bir şey kalmaz. Her türlü zenginlik, güç ve büyüklük o kadar kısa süre içindir ki! Neden bazıları tüm bu fani şeylere sıkı sıkıya tutunmak ister? Neden kullanabileceğinden fazlasına sahip olanlar, kullanabileceklerinin fazlasını bir şeye sahip olmayan insanlara vermez? Neden dünya üstünde yaşayan insanlar bu kadar kötü durumda yaşıyor olsun?"
- İnsanlar dışarıdan bu kadar medeni görünen bir kişinin içeriden bu kadar boş ve çorak olduğunu hayal edemez.
- Şimdi benim size bir sorum var; topladığınız çiçeklerinde üstünü örtüyor musunuz ya da onların hassas yerleri hakkında fikir yürütüyor musunuz ? Ben doğadaki farklılıkları o kadar büyük bulmuyorum, biz de doğanın bir parçası olduğumuza göre neden üstümüzdeki doğal kıyafetten utanç duyuyoruz?
- Her savaş sonrasında insanlar, bu çok korkunç, bir daha asla, derler. Ödenen bedel çok yüksektir. Her koşulda savaşın engellemesi gerekir ama insanlar ellerine fırsat geçtiğinde yine savaşmaya başlar. Korkarım insanlar nefes alıp verdikleri sürece bu böyle sürüp gidecek. Ne zaman barış gelse insanlar yine kavga arayışına girecek.
- "Evet,hayatımdan memnun olmaya başladım,tabi her zaman değil,arada sırada şikayet etmeye devam ediyordum ama kederli değildim,çünkü üzüntünün kendime acımakla ilgili olduğunu mutluluğun kaynağının ise neşe olduğunu öğrenmiştim."
- "Bütün insanlar eşit doğar,hepsi yardıma muhtaç ve masumdur.Bütün insanlar aynı havayı teneffüs eder,çoğunlukla aynı Tanrıya inanır.Yine de birçokları için insanlar arasındaki fark epey büyüktür.Arada büyük fark olduğunu düşünenler,bu farkın neden kaynaklandığını bilmezler..."
- "Bütün insanlar eşit doğar ve eşit ölürler,sahip oldukları dünyevi varlıklardan geriye bir şey kalmaz.Her türlü zenginlik,güç ve büyüklük o kadar kısa süre içindir ki! Neden bazılarının tüm bu fani şeylere sıkı sıkıya tutunmak ister ki ?"
- "İnsanlar diğer birçok şey gibi adaleti de başka yerlerde arar ve kendilerine gelen adaletin az olmasından yakınırlar.Gözlerinizi açın,önce kendiniz adaletli olun !..."
- Ay gökyüzünde kımıldamadan sakince duruyor,herkese sevecenlikle gülümsüyordu."keşke bende böyle olsam...keşke her zaman sevecen ve sakin olabilsem,o zaman herkes beni severdi."
- Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür...
Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle şunu söyleyeyim. Bu kitap Anne Frank'ın günlüğü değil, hikaye ve hayali olaylarından oluşan bir kitap. Anne Frank'ı araştırdıkça bundan önce günlüğünü okusaydım keşke dedim. İnşallah onu da okuyacağım. 13-15 yaş aralığında bu kadar iyi yazması beni çok etkiledi. Romanı da gayet güzel başlamış keşke devamını okuyabilseydik. Ne yazık ki, kendi kaderini bir arkadaşı üzerinden yazmış en son. Çok trajik. Böyle bir kızı tanıdığım ve "dünyada neler olmuş" diyip daha çok düşünebildiğim için çok mutlu oldum. Küçük Anne ne yetenekli ve ne akıllı bir kızmışsın. Seninle tekrar buluşmak istiyorum. Bana çok şey öğrettin. Teşekkür ederim. (Zeynep Gökçe Özdemir)
Kitabın Yazarı Anne Frank Kimdir?
Anneliese Marie Frank (12 Haziran 1929 - 1945), Almanya'daki Yahudi Soykırımının simge isimlerindendir. Babası Otto Frank bir banka görevlisiydi. 1929 Büyük Buhranı ile işleri kötüye gidince 1933 yılında iş ilişkilerini kullanarak Hollanda'ya gitmenin bir yolunu buldu. Adolf Hitler'in Hollanda'ya girmesiyle birlikte, buradaki Yahudilere Almanya'daki gibi kısıtlamalar getirilir. Ablası Margotla birlikte sadece Yahudilerin okuduğu okulda eğitim almaya başlar. Yahudilerin kendi işlerini kurmaları ve işletmeleri yasak olduğu için babası işlerinin başına yakın bir dostunu geçirir. Temmuz 1942'de Annenin ablası Margota bir celp gelir ve SS merkezine çağırılır, Yahudi olarak işaretlenir. Anne Frank, 14 yaşındayken Otto Frankın Prinsengracht'taki ofis binasının arkasında bulunan gizli bölmede saklanmaya başlar. Beraberlerinde yakın dost oldukları 4 kişi daha vardır. Burada bir hapis hayatı yaşarlar ve ailelerin dış dünyayla bağlantısını, ihtiyaçlarını Otto Frank'ın sekreteri Miep Gies sağlar. On üçüncü yaş gününde kendisine hediye edilen bir günlüğe saklandıkları iki yıl boyunca yaşanan olayları günü gününe yazmıştır. İki yıl sonra saklandıkları yer polis tarafından basılır. Frank ailesi ve diğer aile trenle Polonya'daki Auschwitz toplama kampına gönderilir. Bir süre sonra Anne Frank ve diğer ailenin üyeleri farklı toplama kamplarında ölürler. Aynı yılın sonbaharında Anne Frank ve ablası Margot Bergen-Belsen kampına gönderilirler. Margot ve Anne tifodan ölür. Auschwitz'de kalan baba Otto Frank, Kızıl Ordunun gelmesiyle kamptan kurtulur. Baba Frank'ın elinde, eski sekreteri Miepin kendisine ulaştırdığı Annenin günlüğü vardır ve bu günlüğü defalarca okur. Sonra bir kopyasını profesör bir arkadaşına gönderir. Yakın çevresinin baskısıyla da günlüğünü yayımlamaya karar verir. İlk olarak 150 bin adet basılır. Bu baskıyı daha bir çok baskı takip eder. 60 dile çevrilmiş ve en çok satanlar listesine girmiştir. Bir süre sonra Frances Goodrich ve Albert Hackett bu kitabı tiyatroya uyarladı ve ilk kez Broadway Sahnelerinde oynandı. Daha sonra Münih Kommerspiele Tiyatrosunda tek dekorlu bir tiyatro olarak Alman tiyatrocu Christia Keller tarafından canlandırıldı.
Anne Frank Kitapları - Eserleri
- Anne Frank'ın Hatıra Defteri
- Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler
Anne Frank Alıntıları - Sözleri
- *Kalbim hala o sarsıntının altından kalkamadı. (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- "Evet,hayatımdan memnun olmaya başladım,tabi her zaman değil,arada sırada şikayet etmeye devam ediyordum ama kederli değildim,çünkü üzüntünün kendime acımakla ilgili olduğunu mutluluğun kaynağının ise neşe olduğunu öğrenmiştim." (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- "İnsanlar diğer birçok şey gibi adaleti de başka yerlerde arar ve kendilerine gelen adaletin az olmasından yakınırlar.Gözlerinizi açın,önce kendiniz adaletli olun !..." (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür. (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- "Başımızı dik tutalım! Yürekli olun. İyi günler tekrar gelecektir." (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- "Bütün insanlar eşit doğar ve eşit ölürler, sahip oldukları dünyevi varlıklardan geriye bir şey kalmaz. Her türlü zenginlik, güç ve büyüklük o kadar kısa süre içindir ki! Neden bazıları tüm bu fani şeylere sıkı sıkıya tutunmak ister? Neden kullanabileceğinden fazlasına sahip olanlar, kullanabileceklerinin fazlasını bir şeye sahip olmayan insanlara vermez? Neden dünya üstünde yaşayan insanlar bu kadar kötü durumda yaşıyor olsun?" (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- (...), her ne koşulda olursa olsun mutluluk her yerde mevcuttur. (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- "Bütün insanlar eşit doğar,hepsi yardıma muhtaç ve masumdur.Bütün insanlar aynı havayı teneffüs eder,çoğunlukla aynı Tanrıya inanır.Yine de birçokları için insanlar arasındaki fark epey büyüktür.Arada büyük fark olduğunu düşünenler,bu farkın neden kaynaklandığını bilmezler..." (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- Dış görünüşe herkes vernik çekip parlatabilir. (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- "Üzülmeyin" diyor, "sıkı durun; iyi günler ileridedir." (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- "Karşınızdaki insan sizi hayatında nereye koyuyorsa, sizde onu tam oraya koyun.. (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür... (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- Şimdi benim size bir sorum var; topladığınız çiçeklerinde üstünü örtüyor musunuz ya da onların hassas yerleri hakkında fikir yürütüyor musunuz ? Ben doğadaki farklılıkları o kadar büyük bulmuyorum, biz de doğanın bir parçası olduğumuza göre neden üstümüzdeki doğal kıyafetten utanç duyuyoruz? (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- “…Çünkü ancak cesaretle büyük korkularımıza, yokluklara ve acılara dayanabiliriz.” (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- Her savaş sonrasında insanlar, bu çok korkunç, bir daha asla, derler. Ödenen bedel çok yüksektir. Her koşulda savaşın engellemesi gerekir ama insanlar ellerine fırsat geçtiğinde yine savaşmaya başlar. Korkarım insanlar nefes alıp verdikleri sürece bu böyle sürüp gidecek. Ne zaman barış gelse insanlar yine kavga arayışına girecek. (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- "Bence insanlarin yaptığı en büyük korkaklık, kendi haya yada eksikliklerini(ki her insanda vardir) kendine itiraf etmemektir." (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)
- “Hepimiz yaşıyoruz ama ne için olduğunu bilmeden…” (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- Beni düşünüyor mu acaba? Aklına geldiğim zaman beni nasıl anıyor acaba? (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- Ben iyi olmanın çaresine bakmak zorunda bırakılmışım. (Anne Frank'ın Hatıra Defteri)
- "Pencereye doğru yürüdü ve başını cama yasladı: 'Evet ben de hayal kurarım ve buna ne diyorum biliyor musun? Dünya tarihine bakmak' " (Arka Ev'den Hatıralar ve Hikayeler)