Arzuhâl - Sadiye Erol Aykaç Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Arzuhâl kimin eseri? Arzuhâl kitabının yazarı kimdir? Arzuhâl konusu ve anafikri nedir? Arzuhâl kitabı ne anlatıyor? Arzuhâl PDF indirme linki var mı? Arzuhâl kitabının yazarı Sadiye Erol Aykaç kimdir? İşte Arzuhâl kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sadiye Erol Aykaç
Yayın Evi: Nesil Yayınları
İSBN: 9786051836003
Sayfa Sayısı: 360
Arzuhâl Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“İçinde mektup olan Mektubat’ı bir süre aradım, tahmin ettiğim gibi üst rafta duruyordu. Hemen tanıdım, tanımamak imkânsızdı, çocukluğumdan beri bu iki cildin kavuşma hikâyesi beni hep çok etkilemişti. İçeriği hakkında hiçbir şey bilmiyordum, ilgimi de çekmemişti. Ama Hâce’min her gün mutlaka bir parça okuduğu, özel zamanlarını ayırdığı kitaptı. Onları ayırmaya kıyamayıp her ikisini de raftan aldım, dayımın yatağının ucuna oturdum, kitabın sayfalarını biraz karıştırdıktan sonra sararmış zarfı buldum. Zarfın üzerinde, ‘Emanetime, Zühre’me’ yazıyordu.
Ellerim titriyor, akan gözyaşlarım zarfın üzerine damlıyordu. Sakinleşmeye çalıştıkça içimdeki yangın daha da alevleniyordu. Zarfı aldım öptüm, kokladım. Nadide bir emanetmiş gibi titizlikle açtım. İç içe katlanmış sayfalardan uzunca bir mektup yazıldığını anladım. Hem bedenen hem ruhen sakinleşmeyi bekledim, yavaşça katlanmış kâğıtları açıp okumaya başladım.”
Arzuhâl Alıntıları - Sözleri
- Hepimiz inandığımız sürece biriz. Üstünlük takvadadır ve kimin takva sahibi olduğunu Allah'tan gayrı kimse bilemez..
- Zamansızlık denen zaman dilimini keşfettiğim günden beri ne mesafelere ne yaşadıklarıma ne kayıplarıma ne de hatırlayamadıklarıma esirim. Elimi ne zaman uzatsam, kader elimden tutuyordu nasılsa..
- Gönlümdeki deniz ile kıyısında durduğum denizin inatlaşmasına da aldırmıyorum artık..
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. --İmam-ı Rabbani
- Dünyayı ele geçirmek için ahireti feda etmek ve insanlara yaranmak için Allah Teâlâ'yı bırakmak ahmaklıktır. -İmam-ı Rabbani
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. -İmam-ı Rabbânî
- Büyüklerle birlikte yapılan hiçbir işte zorluk olmaz. -İmam-ı Rabbânî
- Bir sufi geleneğiydi; dergâh kapısında tokmak olmazdı, kapıya değil gönüle vuran içeri alınırdı, gönülden içeri girene de zaten bütün kapılar açık olurdu.
- Nasip kardeşlerim nasip... Kitapların da bir nasibi var, muhatabı var. Arayışa, ihtiyaca göre nasip olur.
- "Allah'ım, bana hayırlı olanı ver ve vereceğin her şeyin içinde sakladığın hayrı görmemi nasip et."
Arzuhâl İncelemesi - Şahsi Yorumlar
ARZUHAL YAZAR: SADİYE EROL AYKAÇ YAYINEVİ: NESİL YAYINLARI SAYFA SAYISI: 356 PUANIM: 9/10 Merhabalar.. Bugün o kadar güzel, o kadar huzur verici bir kitap ile geldim ki anlatamam. Kitabın kapağına aşık oldum resmen. Tasavvuf tarzı olan bu kitap alıp götürdü beni. İlk defa bu tarz bir kitap okuyorum. Bu zamana kadar nasıl okumamışım diye pişmanlık yaşadığım bir gerçek. İmam-ı Rabbanin yaşadıkları ve Ömer'in Zühre'ye olan aşkı beni çok etkiledi. Eminim ki sizi de etkileyecek. Benim en bi sevdiğim karakter Hace Alaaddin oldu. "Girdiğin kapıyı yavaşça aç, çıktığında ise kapıyı yavaşça kapat. Bu dünya öyle bir yer ki haktan ibarettir. Canlı cansız, dilli dilsiz herkesin bir hakkı vardır. Kapıyı hoyratça çarpıp gidersen kapı senden hakkını, seni kendine tekrar muhtaç ederek alır." Düşüncesi beni çok etkiledi. Alıntılara doyamadığım bir kitap Oldu beni için " Ne zaman ki unutmayı unutursa, o zaman büyüyormuş insan." "Gönülden içeri girene bütün kapılar açıktır." "Dile gel ey arayan gönül, aradığın senden gayrı mıdır?" (Kübra Karaçoban)
Uzun bir tatilin ardından herkese merhabalarrrrr Bugün size başta yavaş gidiyor diye üzüldüğüm ama ardından çok güzel ilerleyen ve tadı damağımda kalan güzel bir eserin yorumunu yapmaya geldim. Aslında bu konulara yabancı değilim ve bir çok detayını günümüz şartlarında yerinde görmüş biriyim ama bu kitabı okurken hepsini tekrardan incelemek aşırı derecede mutlu etti beni. Öncelikle yazarımız @ çok teşekkür ederimm bize güzel bir kitap okuma imkanı sunduğu için. Yazarımızın kalemini çok sevdim her satırda farklı güzellikler ile karşılaşıyor olmak ayrıca mutlu etti beni. Her satır büyük bir emek ve birikim sonucunda kaleme alınmış olduğunı her detayında bizi kendine dahada çok bağlıyor olacağını göreceksiniz. Ruhumuzun derinliklerine inerken bir kitap bu kadaar güzel mi eşlik eder dedim kitabın kapağını kapatırken. Daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama kitapta bizlere İmamı Rabbani 'yi anlatmakta. Rabbani hayatını ve kendini ilmin yolunda tasavvufa harcamış, gönülünü ve ömrünü vermiş birisidir. Kitabın içeriğinde dinler,mezhepler ve 313 mektuptan bahsedilmektedir. Birazda sizlere olanları anlatmak isterim. Ömer ve ailesi Hindistan’da yaşamaktadırlar. Ömer'in babasının işsizlik ve parasızlıktan dolayı farklı yollara girmesi üzerine Ömer’in annesi ve dedesi bu kişiler yüzünden öldürülür. Bu olayların canlı şahidi olan Ömer artık konuşamaz olur. Bu olay ardından hala peşlerinde olan adamlardan kurtulamayan babası kaçmaya kara verir. Bu kaçış Bursa’da son bulmaktadır. Buraya geldiklerinde karşılarına Hace Alaeddin çıkmaktadır. Ömer ve babasına sahip çıkar ve Ömer Hace Alaeddin’i çok sever. Bu arada yıllardır konuşmayan Ömer Hace Alaeddin’in yanında artık konuşmaya başlar. Ve Hace Alaaddin Arzuhal' in kendilerinde emanet olduğunu öğrenir. Birde bizler burada yani dergahta Ömer'in Zühre ile tanışmasına tanıklık ediyoruz. Bu kısımlar hakkında fazla spoiler vermeyi düşünmüyorum çünkü bu kısımlar beni öyle derinden etkiledi ki kitap hiç bitmesin dedim. Bu yüzden sizlerden direk kitaptan okuyun istiyorum. Neyseeee bu olaylardan sonra Hace Alaaddin , Ömer’den ölmeden önce İmanı Rabbani'in hakkında bildiklerini ve hayatını yazmasını ister. Sizce Ömer denileni yapmış mıdır? Buradan sonra acaba bizi neler beklemektedir? Bunların cevaplarını öğrenmenizi ve kitabın içinde olan güzellikleri görmenizi kesinle tavsiye ederim. Ben bu kitap sayesinde sabrın insanın hayatında en büyük çıkış noktası olduğunu öğrendim bakalım sizler neler öğreneceksiniz. Kitabı okumamda vesile olan @ ayrıca teşekkür ederim. Çok güzel bir grupla çok güzel bir eser okumuş oldum. Herkesin okumasını tavsiye ederim şimdiden keyifli okumalar. (lalin.kutuphanesi)
Kitabımız, İmam-ı Rabbani romanı, biyografik bir romanda diyebiliriz, çift zamanlı yazılmış , geçmiş ve günümüzden bir hikâye ile kurgulanmış. Geçmiş kısmında Ahmed Sirhindî veya bilinen ismiyle İmam-ı Rabbani'nin hayatı anlatılmakta. "Hicri 971,miladi 1563 yılında, Şevval ayının on dördünde, gökte yeni ay doğduğunda, yeryüzünde de yeni bir ay doğmuştu. Hace Abdülahad, bu harika gecede doğan bebeği ilk gördüğü anda, ona bahşedilecek yedi nimetin en değerlisini emanet aldığını biliyormuşçasına "Ahmed" ismini vermeyi uygun gördü. Ahmed isminde karar kılmasının ilk sebebi, elbette yeryüzünde ismi Muhammed, gökyüzünde Ahmed olan Peygamberimiz (S.A.V) mübarek ismi olmasıydı." Ahmed önce babasından, sonra değerli alimlerden dersler almış nihayetinde son durağı Şeyh Bakibillah olmuş ve günü geldiğinde Hace Bakibillah, emaneti sahibine devreder. Bundan sonrası İmam-ı Rabbani hazretleri için oldukça sıkıntılı zamanların başlangıcıdır zira o dönemde Hindistanı yöneten Ekber Şah yeni bir din icat etmiş herkesin bu dine uymasını istemektedir. Kitabın günümüz kısmında ise ; Ailesi bir felaketi yaşamış olan Ömer ve babası için tek çıkar yol oradan gitmektir ve yollara düşerler, yanlarında sadece bir kitap vardır "Mektubat". Mektubat, İmam-ı Rabbani'nin ; devlet adamlarına, öğrencilerine, halifelerine, dostlarına, öğrencilerine yazdığı mektupların derlenerek kitap haline getirilmesi ile oluşmuş bir eserdir. Ömer ile babasının zorlu yolculuklarının sonunda kitap ait olduğu yere ulaşır. "Kitapların da bir nasibi var, muhatabı var. Arayışa, ihtiyaca göre nasip olur." İslam Alimlerine dair okumayı seven dostlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Ve ruhunuza iyi gelecek bu kitap (İlkay Yurttaş Koşar)
Arzuhâl PDF indirme linki var mı?
Sadiye Erol Aykaç - Arzuhâl kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Arzuhâl PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sadiye Erol Aykaç Kimdir?
Kendi Anlatımıyla; 1978 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyünde doğdum. Altı yaşına kadar orada yaşadım, daha sonra dedem Seyda Hz.'nin isteği üzerine, babamın işleri dolayısı ile Şanlıurfa’ya taşındık.
Güneydoğuda ve Doğu Anadolu'da halkın konuştuğu dil Kürtçedir. Ben de bir çok insan gibi hem köyden gelmem, hem de ana dilim Kürtçe olduğu için tek kelime dahi Türkçe bilmiyordum... Urfa'ya taşındığımızda babamın öğrettiği Türkçe kelimelerle bakkala, fırına gidiyordum daha sonra okula başladım.
Öğretmenim, idealist bir öğretmendi ve okuldaki tek arkadaşımdı, diyebilirim. Türkçe bilmemem onun için hiç sorun olmadı, çok anlayış gösterdi. Fakat sınıfımızdaki öğrenciler ve tüm okul bu durumu öğrenince epey bir alay konusu olmuştu, o dönemler Türkiye çok çalkantılı olduğu için direkt etiketlenmiştim.
Bütün yıl, her gün okulda ağladım. Öğretmenim beni koruyup kolluyordu, fakat sınıf arkadaşlarım hiç öyle değildi. Kısa sürede Türkçe okumayı yazmayı öğrendim ama hala yeni dil öğrenen bir çok insan gibi konuşma güçlüğü çekiyordum. Sonra yaz tatili geldi ve biz o yazı Menzil'de geçirecektik. Onca zorluklardan sonra Menzil benim özgürlüğe açılan kapım olmuştu. Oyundan arta kalan zamanlarda Menzil'de Dergah'a gelen, özellikle İstanbullu sofileri seçiyor ve onlarla Türkçe konuşuyordum.
Üç ayın sonunda İstanbul Türkçesini öğrenmiştim, çünkü Urfa'da dile şive hakim olduğu için kitaplarda okuduğum Türkçe çok farklıydı ve ben İstanbul Türkçesi konuşmak istiyordum. İkinci sınıfa başladığımda artık bambaşka biriydim ve ilkokul bitene kadar okulda tüm etkinliklerde, ismim ilk sıralarda geçiyordu.
İlkokuldan sonra okumayı çok istedim ama Seyda Hz. okula gitmeme müsaade etmedi. Hem başörtüsü hem de bulunduğumuz konum buna müsait değildi. Seyda Hz. "Menzile gelsin" dedi. Dört yıl dedemin gözetiminde Menzil'de kaldım. Önce Kur'an dersleri ve talimle, ilim öğrendim. Eve döndükten bir yıl sonra Seyda Hz. vefat etti. Benim ilim aşkım ise onun boşluğunu dolduran yegane dayanağım oldu. Bu güne kadar bazen özel hocalar eşliğinde, bazen de kendi gayretlerimle hiç bir zaman okumaktan ve yazmaktan kopmadım.
Sadiye Erol Aykaç Kitapları - Eserleri
- Arzuhâl
- Ben Rabia
- Asr-ı Seyda
- Dinle Rabia'nın Dilinden
Sadiye Erol Aykaç Alıntıları - Sözleri
- Bir yanım kuyu diğer yanım Yusuf . (Ben Rabia)
- Sen dünyada namaza sahip çıkarsan ahirettede namaz sana sahip çıkacaktır (Asr-ı Seyda)
- "De ki; Hakk geldi batıl zail oldu zaten batıl yok olup gitmeye mahkûmdur." İsra/81 (Ben Rabia)
- Kendi içime dönüp yaşamayı huy edindim. (Ben Rabia)
- Biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya geldik.. (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- Gönlümdeki deniz ile kıyısında durduğum denizin inatlaşmasına da aldırmıyorum artık.. (Arzuhâl)
- Ne olursan ol gel ama geldiğin gibi gitme.. (Asr-ı Seyda)
- Bir sufi geleneğiydi; dergâh kapısında tokmak olmazdı, kapıya değil gönüle vuran içeri alınırdı, gönülden içeri girene de zaten bütün kapılar açık olurdu. (Arzuhâl)
- Allah'ın sevgisinde yalnızlığını giderene, büyük müjdeler olsun. (Asr-ı Seyda)
- Tarih şehirleri, ülkeleri fethedenleri değil, gönülleri fethedenleri yazar... (Asr-ı Seyda)
- Ey nefsim beni dünya ile aldatma! (Ben Rabia)
- Hz. Şems buyurmuyor muydu? “Arayanlar adayanlardı, adayanlar ise bulanlar.” (Asr-ı Seyda)
- Sen ki aşktan dem vurursun. Biraz da aşkın demine gir de aşk seni vursun. (Asr-ı Seyda)
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. -İmam-ı Rabbânî (Arzuhâl)
- Ahireti feda edenler, Dünyaya veda edemeyenlerdir. (Asr-ı Seyda)
- "Tövbe ve iman edip salih amel işliyenlerin günahlarını Allah iyiliğe tebdil eder." (Ben Rabia)
- "İnsanların sözlerine kulak verirsen hakikatin sesine, sözüne karşı zamanla sağırlaşırsın lakin hakikatin sesine kulak verirsen insanların sesine, sözüne sağırlaşırsın." (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- İhsan sahibinin kapısı, çalınınca açılır. --İmam-ı Rabbani (Arzuhâl)
- .. bir şehirde tanıdığı bulunan bir garip daha cesur ve rahat olur. O Allah ki dost seçtiği kimseyi lütfeder, günahkara ise rahmet eder. Gel onu tanı ve dost ol. O'nu bilen başka bir şey bilmeye ihtiyaç duymaz, O'nu bilen her şeyi bilmiş gibidir. (Dinle Rabia'nın Dilinden)
- İnsan önce saçlarından ölmeye başlar... (Ben Rabia)