diorex
sampiyon

Asfalt Yol - Sabahattin Ali Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Asfalt Yol kimin eseri? Asfalt Yol kitabının yazarı kimdir? Asfalt Yol konusu ve anafikri nedir? Asfalt Yol kitabı ne anlatıyor? Asfalt Yol kitabının yazarı Sabahattin Ali kimdir? İşte Asfalt Yol kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.02.2022 10:00
Asfalt Yol - Sabahattin Ali Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sabahattin Ali

Yayın Evi: Kızıl Panda Yayınları

İSBN: 9786257238298

Sayfa Sayısı: 96

Asfalt Yol Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“En boşlukta olduğum zamanlarda bile benim için ehemmiyetlerini kaybetmeyen kitaplarıma, sadece alışkanlık yüzünden ve biraz da nefsimden utandığım için el uzatıyordum. Ama artık onlarda da beni heyecana düşürecek, düşüncelere daldıracak, harekete sürükleyecek ateşin kalmadığını hiç üzüntü duymadan tespit ediyordum. Hayat, sanki sadece gözlerimin eriştiği yerlerden, içinde yaşadığım zamandan ibaretti. Sanki dünyada, beni işime götüren tozlu veya çamurlu yoldan, kerpiç duvarlardan ve ne söylediklerini yarım saat sonra bile hatırlamaya imkân olmayan birkaç iyi kalpli arkadaştan başka bir şey mevcut değildi...”

Asfalt Yol Alıntıları - Sözleri

  • . Ruhumu ağır bir yükten kurtarmak istiyordum. ' .
  • . " İnsan ne garip şeydir! Bir yandan içimden, ona avaz avaz bağırarak beni rahat bırakmasını söylemek geçerken, (..) yüzüm onun sözüne sinirli bir tebessümle mukabele ederdi. "
  • . " İstemem... Göremem.. Yüreğim kaldırmaz... Yürekler dayanır mı..
  • . Hayatım tasavvur edilmeyecek kadar manasız ve boş geçiyordu. .
  • . Bütün insanlar gibi ıstıraba karşı zayıf bir insandım ; merhamet, acziyet ve korkudan mükerrep bir insan.
  • . " Kendisini memnun etmeye imkân yoktu."
  • . " Aptal mıdır nedir ? Boyuna kitap okuyup düşünür. "
  • Kendi Kendime: Başladığın işi yarıda bırakmak iki gözüm, sana yakışmaz diyorum!
  • -- '.. benim aleyhime sözler söylediğini duydum. Pek şaşırmadım.
  • . Küçük Hasan senelerden beri gördüğü şeylere alakasız gözlerle bakıyordu. .
  • . Sonra tutmuş 'çay içme! ' diyor. Allah Allah.. Çaydan da zarar geldiği görüşmüş mü... " . 33
  • . İnsanlara karşı kaybolmaya başlayan alakam sanki bu kadını düşünürken yeniden canlanıyordu. .
  • -- ' İçimde hiç şevk kalmadı.'
  • Hakikaten büyüklerimiz her şeyi görüyorlar ve bir işaretleriyle uyuyanları uyandırıyorlar.
  • Dünyada kendisi için hiç bir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarina yardım edecek bir şeyi vardır.

Asfalt Yol İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Köy yaşamına hakim bir öğretmenin, köyün vilayet ile iletişimini sağlayan yıkık dökük bir yol için verdiği uğraş mükemmel bir betimleme ile anlatılmış. Teşkilat-i Esasiye'yi köy halkına okuyup öğreten, hakkını aramaları ve daha refah yaşamaları için binbir emek sarfeden bu öğretmen, bir akşam üstü geldiği gibi uğurlamış kendini köyden.. (Ayşe Özkan)

Bir öğretmen: Bir öğretmen üstüne vazife olan olmayan her şeye dahil olur. Niye ? Üst için mi, alt için mi? Hakiki insanlar üstlere değil altlara çalışır. İşte ne zaman altı için çalışan bir kişi görürseniz bilin ki hakiki insandır. (Yusuf Kılıç)

Çok anlamlı kısa hikayelerden oluşan bir kitap. Sabahattin Ali her eserinde olduğu gibi bu eserinde de toplumumuzun maalesef günümüzde de pek değişmemiş olan yapısına , insanın apaçık bir şekilde olan görünene değilde kulaktan dolma bilgilere hiç bir şekilde sorgulamadan nasıl itimat ettiğini, geçim derdinin ne kadar büyük bir sorun olduğunu ve bu sorunun içinde küçücük hayatların yani çocukların nasıl tükenip gittiğini, insanların duyarsızlaşması ve bu durumun kendileri için ve çevrelerindeki ilişkiler için etkileri, kafamızın içindeki insan gibi yaşamanın bedellerini, değişik insan psikolojilerini ve analizlerini bu kisa hikayelerinin içinde yer vermiş. Aslında kısa hikaye deyip geçmemek lazım. Zira kısacık bir hikayenin içinde ne kadar çok şey verilebilirse bir okura , o kadar şey vermiş Sabahattin Ali. Her eserinde olduğu gibi bu eseride hem anlatımı bakımından hem de hikyelerinde işlediği konulardan mütevellit toplumumuz ve onu oluşturan insanları hakkında pek çok derinliğe sahip. Yedi hikâyeden oluşan bu eser okuruna benim kanaatimce pek çok şey kazandırma potansiyeline sahiptir. Birkaç saat içinde okuyup bitirilebilecek olan bu kitap sonunda okuruna birtakım farkındalıklar ya da güçlü bir bakış açısı kazandıracaktır. (Lale Özgün)

Kitabın Yazarı Sabahattin Ali Kimdir?

Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur.

Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır.

Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930).

Yurda döndükten sonra Sabahattin Ali, Orhaneli’nde ilkokul öğretmenliğine atandı. Aydın ve sonra Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.

Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır.

16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir.

Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır.

1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945).

"İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır.

Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?"

Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Jandarma karakolunda katledilmiş daha sonra da cesedi 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunmuştur.

Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır.

Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır.

Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926).

Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930).

Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz".

Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir.

Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir.

1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.

Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır.

'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir.

Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyun da yazmış (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.

Sabahattin Ali Kitapları - Eserleri

  • Kuyucaklı Yusuf
  • Bütün Şiirleri
  • Çakıcı'nın İlk Kurşunu
  • Değirmen
  • Hep Genç Kalacağım
  • Kağnı - Ses - Esirler

  • Kamyon
  • Mahkemelerde
  • Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
  • Sırça Köşk
  • Yeni Dünya
  • İçimizdeki Şeytan
  • Öyküler Şiirler ve Oyun

  • Arabalar Beş Kuruşa
  • Canım Aliye, Ruhum Filiz
  • Bütün Öyküleri - 2
  • Bütün Öyküleri 1
  • Üç Öykü
  • Bütün Eserleri
  • Dağlar ve Rüzgar

  • Değirmen - Dağlar ve Rüzgar
  • Kuyucaklı Yusuf - İçimizdeki Şeytan - Kürk Mantolu Madonna
  • Dağlar ve Rüzgar - Kurbağanın Serenadı - Öteki Şiirler
  • Tüm Eserleri - Öyküler
  • Kırlangıçlar
  • Kağnı
  • Ses

  • Kağnı - Ses
  • Kürk Mantolu Madonna
  • Aldırma Gönül
  • Esirler
  • Bütün Öyküleri - 3
  • Bütün Öyküleri - 4
  • Bütün Öyküleri - 5

  • Tüm Eserleri - Oyunlar Şiirler Mektuplar Yazılar Tutanaklar
  • Köpek
  • Bir Delikanlının Hikayesi
  • Bir Cinayet Sebebi
  • Seçme Şiirler
  • Gramofon Avrat
  • Ehliyetsiz İktidar

  • Leylim Ley
  • Benim Meskenim Dağlardır
  • Beyaz Bir Gemi
  • Şiirler
  • Mehtaplı Bir Gece
  • Sabahattin Ali Seti
  • Kuyucaklı Yusuf

  • Değirmen-Esirler
  • Tüm Eserleri
  • Gönül Yayıncılık Sabahattin Ali Seti 12 Kitap
  • Bir Fotoğraf Camı: Çektiği ve Çekemediği Fotoğraflarıyla Sabahattin Ali
  • Yeni Dünya ve Ses
  • Sırça Köşk ve Masallar
  • Değirmen ve Kağnı

  • Sabahattin Ali - Bütün Eserleri (Özel Deri Ciltli Kutulu)
  • Asfalt Yol
  • Değirmen - Sırça Köşk
  • Seçme Öyküler 1
  • Yeni Dünya - Sırça Köşk
  • Balaca Həsən
  • Devlerin Ölümü - Bir Aşk Masalı - Koyun Masalı - Sırça Köşk

  • İstanbul'u Dinliyorum - Leylim Ley (2 Kitap Birden)
  • Hasan Boğuldu - Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır (2 Kitap Birden)
  • Gramofon Avrat - Nedime
  • Seçme Öyküler 2
  • Dağlar ve Rüzgar-Esirler
  • Ses & Duvar ve Diğer Öyküler
  • Seçme Öyküler

  • Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali Alıntıları - Sözleri

  • ⊰ benim aşkım ⊱ “Sensin, kalbim değildir, böyle göğsümde vuran, Sensin “Ülkü” adıyla beynimde dimdik duran. Sensin çeyrek asırlık günlerimi dolduran; Seni çıkarsam, ömrüm başlamadan bitiyor. Hem bunları ne çıkar anlatsam bir dizeye? Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya. Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi’ye. Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor.” 1934 (Şiirler)
  • Herkes kendi havasında ve menfaat peşinde. (Kağnı)
  • °Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım. (Bütün Eserleri)
  • Ben zannediyorum ki, olan şeylerin karşısında şu anda duyduğumuz elem ve ızdırap, bunların niçin böyle olduğunu düşünmekten bizi menedecek kadar kuvvetlidir. (Bütün Öyküleri - 2)
  • Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı, İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum. (Leylim Ley)
  • Ve ozaman kalbimi sen alacaksin ! (Gramofon Avrat)

  • İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. (Kuyucaklı Yusuf)
  • Çünkü azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar. (Kırlangıçlar)
  • “Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigar gibi.” (Çocuklar Gibi)
  • İki kişi birbirlerini yeni tanıdıkları zaman havadan sudan bahsetmek âdettir. (Kamyon)
  • Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. (Kürk Mantolu Madonna)
  • "Rızkını vermediğimiz, veremediğimiz müddetçe ne çocuk, ne nüfus isteyemeyiz. Karnını doyuramadığımız, sıhhatini koruyamadığımız, tahsilini temin edemediğimiz her çocuk, "Bu memlekete yüz milyon lazım!" diyenlerin gözüne, onları gaflet uykularından uyandırmak için sokulmuş birer parmaktır." (Ehliyetsiz İktidar)
  • "Hiçbir fikre inanmadıkları için fikirlere, insanı insan eden duygulara yabancı oldukları için insanlık sevgisine, herhangi bir şeyi bilip öğrenemeyecek kadar beyinsiz ve tembel oldukları için bilgiye ve kitaba düşman olanlara lânet olsun..." (Ehliyetsiz İktidar)

  • “Hanım, burası neresi? Mahpus koğuşu, hırsız yatağı. Adamın gözünden sürmeyi çalarlar.” (Ses & Duvar ve Diğer Öyküler)
  • İçimde, kendime de izah edemediğim karışık ve üzücü birtakım hisler belirmişti.” (Yeni Dünya)
  • Ve onların arasında nasılsa kalmış olan beyaz bir kasımpatı, buraları örten siyah perdenin üzerinde geçmişi görmek için bırakılmış bir delik gibiydi (Arabalar Beş Kuruşa)
  • 'Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi..' (İçimizdeki Şeytan)
  • Gökyüzüne baktı, bir bulut aradı ve bekledi… (Kamyon)
  • Elbette, dünyada her şey parayla olur... (Beyaz Bir Gemi)
  • Aya hitap eder gibi, şarkısına devam etti: Ayın şavkı vurur sazım üstüne Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilâl kaşlım, dizim üstüne, Ay bir yandan, sen bir yandan sar beni. (Kamyon)

Yorum Yaz