diorex

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar - Nihat Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kimin eseri? Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kitabının yazarı kimdir? Aşk Coğrafyasında Konuşmalar konusu ve anafikri nedir? Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kitabı ne anlatıyor? Aşk Coğrafyasında Konuşmalar PDF indirme linki var mı? Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kitabının yazarı Nihat Genç kimdir? İşte Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.06.2022 23:00
Aşk Coğrafyasında Konuşmalar - Nihat Genç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nihat Genç

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9789944298117

Sayfa Sayısı: 208

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi hikâyelerimiz var. Bugün bile yüzlerce türkümüz, bu hikâyelerden alınmadır. Bu aşıklar, çok acı çekerler ama buluşamazlar. Hikâyenin sonu ise çok enteresandır. Aslı, gerdeğe girmek için düğmelerini çözerken elbisesi alev alır, yanar. Kerem de yanar. Aşkla yanarlar ve yine buluşamazlar. Fakat hikâye burada da bitmez. Kerem ile Aslı'nın külleri kalır ve küller birbirine karışır...

İşte Anadolu toprakları: Kayseri, Erzurum, Bursa, İskenderun... Kerem ile Aslı'nın külü. Bu topraklarda anneannelerimiz, dedelerimiz, birbirinin küllerine karıştı. Biz burada insanlığın külüne karıştık. En çok ziyaret edilen, tarihin en çok mezar adları taşıyan, sandukaların, kral mezarlarının, evliya türbelerinin en çok olduğu topraklardayız. Bu topraklar, Kerem ile Aslı'nın külüdür ve bu kül, bizi ilahi tutkallarla bağladı.

Şimdi bize etnik ayrımcılık dayatıyorlar. Ama hiçbirimizin annesi, babamıza aşık olurken, 'bu, inşallah Çerkez'dir, Boşnak'tır' demedi. Ancak hepimizin annesi ve babası, bir düğünde karşılaştıkları zaman, 'seni yaratan ne güzel yaratmış, ben sana kurban olayım' demiştir. Biz, Allah'ın yarattığı her insana evlenirken kurban olduk, çoluk çocuk kurban olduk. Bu topraklara da kurban olduk. Biz, şehirlerimizi böyle kurduk. Birliğimizin temelinde, bu aşk felsefesi, bu evliyalar ve bizi kardeş yapan bu türküler, bu halaylar, bu kemençeler yatıyor...

(Tanıtım Yazısından)

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar Alıntıları - Sözleri

  • “Özgürlük diye bir soru var. Bu, benim beynimde olan bir şey değil, benim vücudumda, kaslarımda, kanatlarımda, ayaklarımda olan bir şey. Ayakların yürüdükçe özgürlüğü öğrenirsin. ‘Oturun çocuklar size özgürlüğü anlatıyorum.’ Anlatılmaz! Kaslar çalışacak, sen gideceksin buradan oraya, oradan buraya! Özgürlük böyle bir şeydir. Beden bunu tanıyacak. Allah sana bu bedeni verdi. Sen bu bedeni kullanacaksın. Oturmuşuz evde, güvercinler, tavuklar, sığırcıklar gibi; biri bir şey atsın, ondan sonra biz de akşama kadar yemlenelim ve şişelim. Sonra en alt dala; kafelere ya da bir yerlere tüneyelim. Buna da hayat diyelim. Böyle bir hayat yok. Hayat daha yükseklerde, daha yukarılarda bir yerde.”
  • Bazı yazarlar var, Mustafa Kemal' i tanımıyorlar. Mustafa Kemal' in, Ortadoğu' ya ve Araplara bakışını bilmiyorlar. Bizim bazı Kemalist yazarlar, Ortadoğu' ya daha eleştirel, tuhaf bakıyorlar. Atatürk' ün bize bıraktığı emanetten haberi yok bunların. 1937 yılında Meclis' te yapılmış, arşiv numaraları kayıtlı bir konuşmasında Mustafa Kemal, Ortadoğuya nasıl baktığını açıkça ortaya koyuyor.: "Arapların, Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip, bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz bir kaç sene Araplardan uzak kaldık fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet' in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet' e lakayt olmakla itham edildik, fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusu yani mukaddes toprakların daima islam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cetlerimizin Selahattin idaresi altında uğrunda Hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda, yabancı hakimiyet ve nüfuzunun bulunmasına müsaade etmeyecek kadar bugün Allah' ın inayetiyle kuvvetliyiz. Avrupa'nın bu mukaddes yerlere temellük etmek için atacağı ilk adımda, bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.
  • Açlıktan öle öle hâlâ alnının teriyle yaşayan 75 yaşın üstünde bir ihtiyarın gururundan sarsılmayacak bir ruh, bir canlı yaşıyor mu dünyamızda! Melekler kadar saf, çocuklar kadar neşeli bu ebedi fakirlerin canını almaya Azrail dahi utanır. İşte bizler, depresyon saatlerimizde bu insanlardan hayat ilhamı alırız, bir elmas madeni bulmuş gibi seviniriz. Karanlık, talihsiz tehlikelerle hırpalanmış ve hiç bahtiyarlık yaşamamış ihtiyarların bu çelikleşmiş, kemikten direnci karşısında ruhlarımız takdis edilir. Bu gurur karşısında susmanın adı: Saygıdır. Saygının bu derin sesi kalbimizi parçalar. İçimizde insanlığa dair bir fırtına kopar. Ayaklarımız yerden kesilir, artık gözümüzü daldan budaktan esirgemeden, kutsal ışıltılı bu tecrübenin rüzgârıyla uçarak, otuzlu, kırklı, ellili yaşların üstünden rüya gibi geçeriz! Nihat Genç
  • "Hayatımızda bir kez olsun bir sabah vakti kırlangıçlar gibi çığlık attık mı? Onlar gibi bulutlarla şarkı söyledik mi?”
  • Bu kırmızı Başlıklı Kız hileyle dolu
  • Ama bağımsızlığımız çok muhteremdir, çok soyludur. Bu bağımsızlığı, Fransa'da, İngiltere'de bulamazsın. Bu bağımsızlık Fransa'nın, Rusya'nın yazarlarının şömineli şatolarında hazırlanmadı. Bu bağımsızlık Kocatepe'nin, Dumlupınar'ın, yoksul Erzurum'un ve Trabzon'un tepelerinde hazırlandı. Bu bağımsızlığa kimse laf edemez. Ettirmemeliyiz.
  • Birinci Dünya Savaşından sonra o kadar kültür emperyalizmine maruz kaldık ki bizim sağımız Amerika'ya düşman diye bakmadı, sol ise cinnet geçirdi.
  • Bu ülkenin hangi özgürlüğünü, hangi demokrasisini, yoksulları, altta kalanları, ne zaman konuştunuz? Nüfusun 69.5 milyonu tombul fındık ile yabani fındığın ayrımını bilmez. Kendi ülkesinin nimetinin, hazinesinin ne olduğunu bilmez. Bu toprağın 69.5 milyon insanı bu ülkedeki lüfer balığı ile istavrit balığını ayırt edemez. Lüferle sarı kanadı ayırt edemez. Bu ülkenin 69,5 milyon insanı bu toprakların zeytinyağı kalitesini ayırt edemez. Bu topraklarda yediği ekmeği anlayamaz. Yani bu toprakların nimetinden habersizdir...... Bu ülkede Eşitlik diyoruz, kardeşlik diyoruz, bunları dert eden yok.
  • Bizim beynimiz cumhuriyettir, akıldır ama kalbimiz bu Müslüman şehirlerdir, bu Müslüman geleneklerdir. İşte bunları tartışacak, kotaracak bir yazar ortaya çıkmıyor, tartışmalar ortaya çıkmıyor. Ne yapıyorlar? Fransız Meclisinin, Ermenilerin Taşnak'ın yazarları oluyorlar, bir de utanmadan, terbiyesizce bize gelip demokrasiyi öğretiyorlar.
  • Ben Batı'nın demokrasisinin sakat olduğunu düşünüyorum, çünkü Batı'yı oluşturan felsefenin kendisi sakattır. Modernitenin, Hristiyanlığın, demokrasinin kendisi sakattır. Atina' da demokrasi henüz doğarken, kölelik diye bir şey vardı. Köleleri adam yerine koymuyorlar. Batı demokrasisi hep elit ve seçkinlerin elinde oldu. Köleler, dışarıdan gelen insanlar hep ikinci sınıf insanlar oldu. Bizler de demokrasiyi öğrendikçe seçkin demokrasisi yapıyoruz. İmtiyazlıları sürekli üstün görüyoruz.
  • Almanya' yı dış siyasette kullanan ortak politikalar İsrail'e aittir.
  • 50 yıldırı her gün çocuk öldüren bir devletler karşı karşıyayız.
  • ....Yahudilerin bu seçilmiş ırk düşüncesine, Müslümanlar da islamiyetin ilk yüz yılında az kalsın düşüyordu. Çünkü Müslüman bilim adamları, Peygamberimizden hemen sonra Emevi döneminde yüz yıl " Kur'an' ı Allah yarattı ve Kur'an Arapça indirildi. Demek ki Arap dili kutsaldır. Kur'an Araplara indi. Demek ki biz kutsanmışız. " diyerek diğerlerini köle ya da bir başkası olarak gördü.
  • Bu topraklar Nuh' un topraklarıdır. Bu topraklar Nuh' un gemisidir.
  • Batı' nın ortalama ateşkes emri 250 bin, 300 bin ölü. Bunu Afganistan' da da gördük.

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar: Nihat Genç'i TV ekranlarından çoğumuz tanıyordur. Kızgın bir üslubu olan ve çoğu doğrusunun doğrularıma uyduğunu düşündüğüm, günümüz Türkiye'sinde başını dik tutup işini hakkıyla yapmaya çalışan nadir yazarlardan. Bu kitapta; insanları ayrıştırmaya ve küresel güçlere şakşakçılık yapmaya çalışan zümreler ağır eleştirilerle ele alınıyor. Anadolu'nun dünya halklarına karşı bu güne kadar sergilemiş olduğu hümanist tavır öznel güzel bir anlatımla okura sunuluyor. Kitabı araştırıp almadım, bir sahaf kitap alışverişimde almıştım ve artık okuyayım deyip aldım elime. Yazarın üslubuna TV'den zaten aşina olduğum için okurken görüntüyü yakalamak pek zor olmadı. Boş kalınan bir zamanda okunabilecek bir eser. Okumayı düşünenlere şimdiden iyi okumalar diliyorum. Kitapla kalın. (Alper Yıldırım)

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar PDF indirme linki var mı?

Nihat Genç - Aşk Coğrafyasında Konuşmalar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aşk Coğrafyasında Konuşmalar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nihat Genç Kimdir?

Nihat Genç, (d. 1956, Trabzon) Türk gazeteci, yazar.

Yaşamı

İlkokulu Meryem Mehmet Kayhan İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi de Trabzon Ticaret Lisesi'nde okuyarak 1974 yılında mezun oldu. İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi ile Ankara Bankacılık Okulu'na kayıt yaptırdı ancak siyasi olaylar nedeniyle bu okullardan ayrıldı. Ardından Sağlık İdaresi Yüksek Okulu'ndan 1983 yılında mezun oldu. Okul bitimi Sağlık Bakanlığı/Ankara Rehabilitasyon Merkezi'nde, ardından ise Kültür Bakanlığı’nda toplam dokuz yıl memuriyet yaptı.

Gençlik yıllarında gazete ve dergilerde teknik eleman olarak çalıştı. 12 Eylül öncesinde, ülkücü hareketin genç entelektüellerinin en önemli isimleri arasındaydı ve çeşitli ülkücü dergilerde yazmıştı. O yıllardan bugüne, Bağımsız ve Kırmızı-Beyaz gibi ulusalcı siyasî dergiler ile Leman dergisinde yazıları yayımlandı. Kısa bir süre Akşam gazetesinde köşe yazıları yazdı ve bu gazeteden yine aynı gazetenin yazarı Engin Ardıç'ın Genç'in eskiden çalıştığı Leman dergisini Saddamcılık ve Apoculuk ile suçlaması sonucunda ayrıldı. 2008 Eylülü'nde Leman'a geri döndü. [1] Yazar 2008 yılının Aralık ayında Aydınlık dergisinde makaleler yazmaya başladı. Bir Soru - Bir Cevap adlı köşesinde Genç, güncel meseleleri ulusalcı bir bakış açısıyla değerlendiriyor.

Sky Türk adlı televizyon kanalında Serdar Akinan ile 2008 Eylülüne kadar "Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok" adında bir program yaptı.[2] Kanal Akşam gazetesi ile kardeş kuruluş olduğundan, Genç, programına da son verdi. Bu progamın ardından ise 18 Ekim 2008 tarihinde Avrasya TV'de Lale Şıvgın ile ,"Nihat Genç ile Veryansın" programı yaptı.Son olarak günün siyasi olaylarını değerlendirdiği www.odatv.com adresinde yazıları yayınlanmaktadır.

Öykülerinde insancılık arayışı egemendir, insan hikâyeleri ile birlikte yaşanılan zamanların sorunlarını ve toplumsal değişimi gayet ince çizgilerle betimler ve kahramanlarını her zaman ezilen kesimden insanlar içinden seçer. Siyasi ya da siyasi olmayan fikir makalelerinde ise çok daha sert çizgilere sahip, kızgın ve hatta saldırgan bir tarza sahip olduğu görülür. Gizli ama derin bir yalnızlık duygusu, öykülerinde de fikir yazılarında da alt metni oluşturan güçlü öğelerden biridir.

2005 yılında Bilgi, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi üniversiteleri tarafından düzenlenen İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri başlıklı konferansı eleştiren bir yazı[3] yazması üzerine uzun süredir tüm kitaplarını yayınlamış İletişim Yayınları, Nihat Genç ile ilişkilerini kesme ve kitaplarını yayınlamama kararı almış[4], bunun üzerine yazar kitaplarını diğer yayınevlerinden çıkarmaya başlamıştır.

Kitapları

Dün Korkusu (1989)

Bu Çağın Soylusu (1991)

Ofli Hoca / Şeriatta Ayıp Yoktur

Kompile Hikayeler

Dar Alanda Tufan 1993

Üfürükten Üniversite Bilimi (1993)

Soğuk Sabun (1994)

Köpekleşmenin Tarihi (1998)

Modern Çağın Canileri (2000)

Memleket Hikayeleri

Arkası Karanlık Ağaçlar (2001)

İhtiyar Kemancı (2002)

Amerikan Köpekleri (2004)

Edebiyat Dersleri (2004)

Nöbetçi Yazılar (2004)

Hattı Müdaafa (2005)

Karanlığa Okunan Ezanlar (2006)

Aşk Coğrafyasında Konuşmalar (2007)

Kavga Günleri (2007)

Veryansın (2008)

Bir Millet Uyanıyor 17: "Kavga Günleri" (2009)

Sordum Kara Çiçeğe (2009)

Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı (2011)

İşgal Günleri (2011)

Öykülerinden örnekler

Narlıbahçe Sokağı (Modern Çağın Canileri)

Şeriatta Ayıp Yoktur (Ofli Hoca)

Bu İşin Tövbesi Var midur? (Ofli Hoca)

İhtişam ve Sefalet (Köpekleşmenin Tarihi)

Türkan (Arkası Karanlık Ağaçlar)

Hero Marka Mızıka (Kompile Hikayeler)

İhtiyar Kemancı (İhtiyar Kemancı)

Televizyon programları

Nihat Genç ile Ne Var Ne Yok? (Sky Türk, 2003-2008)

Nihat Genç ile Veryansın (Avrasya TV, 2008-2011)

Nihat Genç Ko-nu-şu-yor! (Halk TV, 2012-...)

Nihat Genç İle Ver-yansın (Ulusal Kanal, 2013-...)

Nihat Genç Kitapları - Eserleri

  • Karanlığa Okunan Ezanlar
  • Köpekleşmenin Tarihi
  • Veryansın
  • Amerikan Köpekleri
  • Memleket Hikayeleri
  • İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?
  • Arkası Karanlık Ağaçlar
  • Aşk Coğrafyasında Konuşmalar
  • Hattı Müdafaa
  • İhtiyar Kemancı
  • Soğuk Sabun
  • Bu Çağın Soylusu
  • Tek Tabanca
  • Bizim De Günümüz Gelecek
  • Modern Çağın Canileri
  • Edebiyat Dersleri
  • Kompile Hikayeler
  • Dün Korkusu
  • Aslanlı Yol'a Doğru
  • Ofli Hoca
  • Yurduma Alçakları Uğratma!
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Nöbetçi Yazılar
  • Direniş Günleri
  • İşgal Günleri
  • Bir Millet Uyanıyor! 17
  • Sordum Kara Çiçeğe
  • Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşı
  • Opus 61
  • Nihat Genç’le Veryansın
  • One Man Show
  • Saraya Kılınan Namazlar
  • Bizi Kandırası Umman Bulunmaz
  • İhtiyar Kemancı
  • Dar Alanda Tufan
  • Anadolu Yazarını Dinliyor
  • Edebiyat Derslerine Giriş

Nihat Genç Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar düzgün konuşuyor ölçülü konuşuyor diye uygarlık olmuyor insanlar istediği gibi rahat uluorta konuşunca uygarlık oluşuyor. (Nöbetçi Yazılar)
  • Kelimelerin sonsuz gücü vardır. (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • Yaşadığım her gün ne kadar yoğun işim olursa olsun mutlaka elime bir kitap alır hiç değilse birkaç sayfasını okumaya karıştırmaya çalışırım, sebebi, Osmanlı ordularıyla topyekün yenildi mağlup oldu yüz yıl oldu içimizde acısı ağıtı yarası dinmedi ve bir şeyler yapalım, daha zinde daha akıllı olalım, cumhuriyet mağlup olmasın, diye... (Bizi Kandırası Umman Bulunmaz)
  • “Hayattan memnun Amerikan işgalinden rahatsız değil, IMF canınızı sıkmıyorsa artık “mizahla” işiniz yok demektir. Mizahın, mutlu, bahtiyar, bana dokunmasınlar,keyifli, şeker bu tatlı yaşamın arasında yeri yoktur. Gayesiz,meselesiz insanlara mizahın söyleyebileceği bir şey yoktur.” (Hattı Müdafaa)
  • Sebatkâr, sanatlı ve çok derin bir heyecanınız varsa ; dünyanın hiçbir hayal kırıklığı ve umutsuzluğu ve kilisesi ve ideolojisi ve patronu sizi yenemez. (Tek Tabanca)
  • “Aydınlarımız iki yüzyıldır,şahlanmayı,ayağa kalkmayı öğretiyor ve her nesil kollarını, ayaklarını kırıyor.Bakın hâlâ İstanbul’un fethini öğretiyorlar. Bu nesle birileri ‘düşmeyi’ öğretsin. Bir tarafımızı kırmadan “düşebilmek...” (İhtiyar Kemancı)
  • Batıya, malımızı verdik, madenimizi verdik batıya köle olduk, şebek olduk, köpek olduk, en onursuz ittifaklara girdik, batının ve diplomasinin kuklası olduk, komşularımıza bu yüzden kalleş olduk. ihanet içinde olduk, OrtaDoğu'yu topa tutan İncirlik'i peşkeş çekip batının işbirlikçisi olduk. Ama batı durmadı, hala bir şeyler istiyor, onurumuzu almakla yetinmedi, şerefimizi almakla yetinmedi, dinimizi topyekun kazımakla yetinmedi ve şimdi topraklarımızı komşularımızı ve tüm kutsallarımızı topyekün bizden almak istiyor. (Hattı Müdafaa)
  • Yalan söylemeden büyümeyi başarabilecek miyim? İnsanlar çoğaldıkça, kalabalıklar, kitaplar, düşünceler, olaylar karmaşıklaşınca ne yapacağım? Şeytan tenine dokunuyor. Sapık diyecekler, kızgın demirlere oturtacaklar, pişman ol, tövbe et diyecekler, yeryüzünün en iğrenç pazarlığına alet edecekler beni. Hayır. Ben, yalan söylemeden büyüyeceğim... (Dün Korkusu)
  • "Düşüncesi olmayan insanların, ellerinde yalnız, babadan, deden kalma gelenekler, kılıçlar, silahlar vardır." (Köpekleşmenin Tarihi)
  • Millet fincana bakıp dünyalar ötesini görüyor, biz bir adım ötemizi göremiyoruz, gel de kendini yeme. (Hattı Müdafaa)
  • "Çukur gözleri, artık bir onur adası olmuş kalbinden başka yerde rahat etmiyor gibi..." (İhtiyar Kemancı)
  • "... O kadar insan suçlu hissediyor kendini. Artık topluma güvenmiyor. Medyaya güvenmiyor. Annesine güvenmiyor. Artık bilgiye güvenmiyor. Artık habere güvenmiyor, konuşulanlara güvenmiyor ve toplumdan kuşku duyuyor. Eğer çağımız bir depresyon çağıysa, bu sahte bilgi, sahte haber, yalan, uydurma, suçlama, söylenti, dedikodu, iftira ve yakıştırmaların; bu depresyon çağının büyümesinde katkısı yüzde yetmiş. Hepimizde her gün; biri bize iftira atacak, bizi yanlış anlayacak, yanlış şeyler söyleyecek, falan falan şeyler yapacak ve insanlar benim hakkımda kötü düşünecek duygusu. Bu duyguyu oluşturuyorlar." (Anadolu Yazarını Dinliyor)
  • "... Batı’da ve Doğu’da, ‘Allah’la kul arasında bir aracı kurum’ tartışması gelmiş geçmiş tarihlerin en kanlı ve en hararetli tartışmasıdır." (Saraya Kılınan Namazlar)
  • Oturup ürün, oturup tarla, bağ, oturup kültür üretmeye ve bağımsızlığın artık silahla ve marşla ve yaygarayla değil, bunlarla olabileceğini bilmiyorlar mı? Biliyorlar! Ama o zaman yüz yıllık iktidarları sarsılıp yok olacak korkusu taşıyorlar! Onlara ürün toplamak, kitap yazmak, gün boyu çalışmak çok kadınsı geliyor olmalı. Onlar lak lak dükkânları gibi, ağır makamların sert erkekleri... (İhtiyar Kemancı)
  • Bir köy imamı kadar zekası olan insanlar 1400 yıllık İslam düşüncesini yeniden yazıp , moda oldular." (Edebiyat Dersleri)
  • "Senin gözlerin kadar güzel bir ülkem olmadı." (Bu Çağın Soylusu)
  • "Benim de bir zamanlar 'ne derler' dinim vardı. Bırakın bu ne derler dinini, ne derlerden arının çok hafifleyeceksiniz, hadi hoşçakalın." (Bu Çağın Soylusu)
  • Bir kiraz ağacının altına on dakika uzansalar bütün panik bitecek biliyorum. (İhtiyar Kemancı)
  • Şimdi sokaklarımızda gezinen halk, o fütursuz, lafını Karagöz gibi esirgemeyen halk değil.Şimdi sokaklarımızdaki bu halk, Hacıvatların yetiştirdiği halk... (Nöbetçi Yazılar)
  • Hangi Müslümanlık, hangi ülkenin hangi mezhebin Müslümanlığı, hangi çağın Müslümanlığı? Anne babalarımızla yaşayan Müslümanlık mı, bugünlerde icat olunan ideolojik İslamcılık mı? (İslamcı Erol Nasıl Çıldırdı?)

Yorum Yaz