diorex
life

Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası, Sinan Yağmur kitap özeti - Kitap konusu ve incelemesi

Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası kimin eseri? Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası kitabının yazarı kimdir? Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası konusu ve anafikri nedir? Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası kitabı ne anlatıyor? Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası kitabının yazarı Sinan Yağmur kimdir? İşte Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.02.2022 14:17
Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası, Sinan Yağmur kitap özeti - Kitap konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sinan Yağmur

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9786057838940

Sayfa Sayısı: 360

Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Edebiyatımızda ilklerin kitabı özelliği taşıyan Aşkın Gözyaşları kitaplarının da satır aralarında olmayan, kalpten kaleme gelip de kâğıda dökülmeyen yaşanılanların yazıldığı ilk kalem arkası kitap da Aşkın Gözyaşları Şems kitabına nasip oldu. Yazılmadan önce, yayınlanırken ve yayınlandıktan sonra nelerin yaşandığını kitabı okudukça hayatlarına dokunan Şems âşıkları ile paylaşmak istedik. Haddizatında hepimizin hayatında, yaşarken göz önünde olan kadar belki de daha çok, daha derin göz arkasında, gerilerde kalan birçok iz bırakan olay yok mudur?

Aşkın Gözyaşları’nı her okuyanın, etkisinde kalanın, onun dokunuşlarını hissedenin, Şems’te kendini bulurken hissedip de söyleyemediklerine Şems tercüman olurken yazan kalemin de yaşadıkları vardı.

Aşkın Gözyaşları Şems’i okuyup da bazen hayıflanarak bazen hayret makamında durarak sormak isteyip de soramadığınız, zihninizin veya yüreğinizin bir kenarına bıraktığınız soruların cevaplarını da bulacaksınız. Kâh Murat Göğebakan olacak, kâh Sinan Yağmur olacak konuşulanların, yazılanların hayatınızdan kesitler olduğunu görerek içinize ayna tutacaksınız.

Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası Alıntıları - Sözleri

  • "Kalbim kalbine ,ömrüm ömrüne,kavlim kavline helaldır .
  • yazılanlar, yaşananların yerini alamaz. Sevgi nice emek ister.
  • 'Allah zikri kalbin ilacı ve gıdasıdır.'
  • Yüreğini güldüremediğinin yüzünü güldüremezsin.
  • Kim dünyayı kucakladıysa herkesten bir günah yüklenerek kefenini ağırlaştırdığını bilmeden ölüyor.
  • İletişim, dijital ve sanal bir dünyamız var. Her şey dokunmatik… Tuşa dokun uzak yakın olsun. Klavyeye dokun uzun süreler yakın olsun. Dijital oldu her dokunduğumuz. Her şeye dokunan insanlık, esas dokunması gerekeni unuttu: GÖNÜL.
  • Net. Yüreğini güldüremediğinin yüzünü güldüremezsin.
  • Anladım! 'İnsanın kendini bilmesi acıyla mümkün oluyormuş.'
  • Öyle ya "Dost, dostun gözyaşı ile abdestini alır." demişti Mevlânâ.
  • Sen nasıl ki bir fanisin, bil ki dertlerin, canını yakan ne varsa onlarda fanidir. Ölümlüye ölümcül acılar neyler ki?
  • "Allah aşkın sırrını kimi kuluna onun gönül gözünü aça aça öğretir. Kimi kulunun da burnunu sürte sürte..."
  • "Allah bir kimsenin perdesini yırtmak isterse o kişiyi temiz insanları ayıplamaya sevk eder. Ayıbını örtmek dilerse o kimse ayıplı kimseler hakkında konuşamaz hâle gelir. Yardım etmek isterse ona dua ve yakarış kapısını açar."
  • En çok sevdiğinle sınanırsın.
  • 'Aradıkların kitaplarda değil, aradığını okuyarak bulamazsın. Sende eksik olan şeyi gözlerinde tamamlayamazsın. Aradığın şeyi dünyada arayacak, yüreğinle bulacaksın. Dünyadaki tüm kitaplar, hesaplar, akıl oyunları, sayfalarca laflar, sevginin yerine tutmaz. Okuyarak öğrenecek, severek anlayacaksın.'
  • Ey kalbim! Dur, durak bilmez misin? Ölümlü dünya da sevdanın ölümsüzlüğünü arama! Ölümsüz olana aç ki yüreğini, aşkın sonsuz olsun.

Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Belki de bu bir kitap incelemesi olmayacak. Duygularımı anlatmaya çalışacağım yine... Artık bana kimse " bu devirde gerçek dostluk mu kaldı?" "Böyle dostluklar ancak eski devirlerde kaldı." " artık dünyamıza geri dön, senin düşündüğün gibi bir dünya yok" benzeri cümleler kurmasın. Elimde tam da bu devirde yaşanmış bir kanıt var. Sinan Yağmur ile Murat Göğebakan'ın dostluğu... Şems ile başlayıp Mevlana'yı bulup Yüce Sevgili'ye ulaşan... Aşkın Gözyaşları ile başlayıp AŞK'a varan... ... Kitabı bu kadar uzun sürede okumamın sebebini kitap bitince anladım. Tevafuk... 3 Ağustos Ay Yüzlü, Şems Yürekli Adam'ın toprağa emanet edildiği gün... Ve ben dün bitirdim kitabı, bu yazımı da yine bir '3 Ağustos' günü yazmak nasip oldu... Nasıl ki 'Aşkın Gözyaşları Şems' kitabı Murat Göğebakanın zor dönemlerine merhem oldu, 'Kalem Arkası' aynı ile benim... Rabbim kitabı öyle bir çırpıda değil de sindire sindire okumam için bana zemin yaratmış. Belki de yaşamam için... Bu dua çıkmazdayken içime öyle bir huzur serpti ki: "Ah Rabbim! Eğer kabul edersen ruhumla geldim sana! Sana sarılıyorum işte! Senden başka gidecek bir yerim yok! Hiç olmadı ki! Al beni yeniden ruhuna! Öylesine özledim ki seni! Sonsuz bir huzurun içinde artık kaybolmak istiyorum... Arıyorum seni ey 'Aşk' diye seslendiğim Allah'ım. Ah Rabbim! Senden her uzaklaştığımda ruhum daha çok yandı, acıdı kanadım...' *** Anladım! 'İnsanın kendini bilmesi acıyla mümkün oluyormuş.' Bildim! Acı bitirir dünyanın yalanlarını. İçimizde acının kırıntısı bile kalmış olsa hepsini siler dünya hazlarının. Dünya biter. Beden... Düşünceler... Hayaller, bilişler kaybolur gider. Erdim! Geriye sadece ruh kalırmış! *** Şems'le Mevlana'nın birbirine dost olduğu gibi Onlar da birbirlerine dost oldular ve dostluğun tarifini verdiler bizlere, yaşayarak... Sinan hoca: "Şems, 'Dost dostun yanına değil, yarasına gelir.' der. Yarana geldik, iyileşir mi iyileşmez mi? Bak, bunu yüce Yaradan bilir." Dostluğun ölümüne bir olmak olduğunu öğrettiler. ... Küçük bir hikaye: Bir sabah erkenden iki derviş yolda karşılaşmışlar. İkisinin de sırtında odun yükü varmış. Oradan geçen sultan, dervişleri görmüş. Birkaç saat sonra dönüşte sultanın yolu yine oraya düşmüş ve dervişlerin hâlâ orada ayakta, sırtlarında yükleriyle sohbet ettiklerini görmüş. 'Bu adamlar da kim?' diye usormuş. Bir hizmetçi, 'Dervişlerdir sultanım; onlar bir araya geldiğinde dünyanın bütün gamları, kederleri yok olur.' demiş. Hah buradaki iki dervişinki gibiymiş onların dostluğu. Bir araya geldiklerinde herşeyi unutup Şems'te kaybolurlarmış... ... Şems'in bu cümlesinin hakkını verircesine yaşadılar dostluğu... "Dost ya hâli ile ya sözü ile hatta siması ile dostuna Allah'ı hatırlatandır." ... Dostluğun vasıflarını vermişler: •Dostluk, canı olan insanların bir başarısıdır. Canın açılması canana, ötekine doğru yola çıkmasıdır. Canların buluşmasıdır. Can, kendini diğer canda bulur. •Dost bulunmaz, dost olunur! Aşka, ayrılığa, hayra, şerre, her şeye dost olmak... Gönülden gelene, gönül verene dost olmak... •Keza insan ölüme de dost olmalı. Ölüme dost olursan o ölüm seni Dost Allah'a kavuşturan olur, o vakit de ölüm, korkulası değil, düğün sevinciyle gelir sana. •Dostların sözleri de niyetleri de müşterektir. Bu müştereklik hisse pay olarak değil "Sırrına da günahına da kefilim." diyebilmektir. O yüzden dostlar talep etmez, talip olurlar. Cefaya, kedere ve kadere... •Dost tanış değil, tanıştan öte yanıştır. Tanışanlar dost olamazlar çünkü tanışmanın arkası yakınmadır. "Senin gibi dost olmaz olsun!" dedirten işte bu tanışıklık pişmanlığıdır. •Dost dosta bahane, mazeret üretmez. Takvim sormaz, zamana bağlanmaz. *** Murad'ına bazı öğütlerde bulunmuş, haline haldaş, derdine derttaş, sırrına sırdaş, olmuş Sinan Hoca... Tabii ki Murad'ıyla yanaşı bize de yönlendirmiş kalbindekileri. Ruhumuza dokunmak istercesine... Dokundu da... "Unutma Murad'ım, beden kirliliğini her su temizler de ruhun kirlenmişse onu kendi gözyaşından başka bir şey temizlemez." "İçindeki sevgi hazinesi ne çalındı ne de başkası tarafından tarumar edildi. Durduğu yerde duruyor. Sen içini kaz, deşele ama cerahat bulmak için değil, kin iltihabı toplamak için hiç değil. O, doğuştan itibaren çoğalttığın büyük sevgiyi görmek için eşele, kaz." "Ey, içini içime açan Murad'ım! İçindeki sevgi cevherinin üzeri pas tutmuşsa ümit mendiliyle sil, dua cilasıyla parlat." "Murat dostum! Önceleri hoşuna giden şey, sana sonraları nahoş geliyorsa. Eşinin, çocuğunun veya sevdiğin birinin daha önce yaptığında seni hiç rahatsız etmiyorken sonraları onun yemek yerken dudak şapırdatması, kaşıkla çayı karıştırma sesi, giydiği kıyafeti, soluğu, varlığı hatta sana dokunması, bakması içine batıyorsa tiksinme başlamışsa kabahat onda, onlarda değil sendedir. Bil ki gönlün ya mezbahaya veya çöplük hâline dönüşmüş demektir. O rahatsız eden koku dışarıdan değil içinden geliyordur. Batan ne varsa içine, oklar içeridedir zaten, başkalarında arama! Gönlünü yokla! Yok saymadıkların seni yok ediyor anla! Hafiflik! Biraz hafiflik...." "Asıl sebep şartlar; ihtiyaçlar, çoluk çocuk, iş güç değil. Bir insan manevi yolculuğa çıkmak istiyorsa bunu daima, nasıl bir durumda olursa olsun, ne gibi koşullar altında olursa olsun yapabilir. Ben bu hayatta hakikate doğru yol almamıza engel olacak bir şey bilmiyorum." *** Doğrusunu itiraf etmem gerekirse ben Murat Göğebakan'ı Sinan Yağmur sayesinde tanıdım. Önceden tanımıyordum. Nasıl bir dostluk ki yaşadıkları hiç tanımadığım bir insanı bana bu kadar sevdirdi. Sanki ezelden tanıyormuşum hissi uyandırdı bende. Sinan hoca anlatsın dostunu: "Ah Şems yürekli Murad'ım! Kimsenin okuyamadığı bir hikâyenin son cümlesi gibisin. Hâlâ yarım, Hâlá yaralı, Ayrıca hâlâ yalnızlığın çok eksik! Yanılgılarına bahane mi arıyorsun, yoksa yangınlarına dökecek su mu? İnsan tam bir muammadır biliyor musun? Kendi kalbinin ateşini söndüremezken başkalarının yangınlarına kova kova su taşımak peşindedir." Küçük bir hatıra: "İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı'ndaki imza günüme sürpriz yaparak ansızın geliyor. Oysa bir gün öncesi Almanya konseri vardı. Dönüş biletini bir gün öncesine aldırıyor, 'Dostumun yanında olmalıyım.' diyerek." Vasıflandırıyor candan öte dostunu Sinan hoca: "Tevazuu ondan öğrendim. Bana birçok şeyi öğreten öğretmenim gibiydi. Dosttu. Dosttan öte yaralarıma yarendi." "O, dostluğun, vefanın ve kadirşinaslığın etten kemikten bir örneği idi. İnsanları bulundukları mevki, makam ve kimliğe göre değil, Allah'ın bir emaneti olarak görürdü." "Asaleti konuşmaz, bizzat yaşardı. Eğer içimizden birisi Murat Göğebakan'ın yaşadığı acı veya çektiği çilelerden sadece birazını yaşasaydı, isyankâr, asi ve kin dolu birisi olup çıkardı. Oysa o, ne çileler çekti de içine atıp ses çıkarmadı. Acısına bile perde çekerdi. Kin, beddua nedir, bilmezdi." "Aynı yazgıyı yaşayan iki yalnızdık. Yangınları dumansız, yanılgıları pişmansız, iki ayrı üç noktaydık." ''Bu yolda yalnız değilsin. Ölüm bile ayıramaz bizi. Ağladıkça...Üzüldükçe... Sevindikçe... Sen varsın yanımda." ""Kalbim kalbine, ömrüm ömrüne, kavlim kavline helaldir, Şems yüreklim!''" *** Bazen de susarak konuşurdular. Sözlerin aciz kaldığı, kalplerin hatta ruhların birbiriyle konuşmasıydı bu... *** "Başımı kesip kör kuyuya atsalar... Şah damarımdan oluk oluk kanım akıtsalar...Dokuz diyara bedenimi parça parça doğrayıp atsalar...Kırmazdı acılar beni, yorardı belki teni. Özümsün, özümle ararım Mevlânâ'm seni." İşte buydu gerçek adanış... *** Kendimi bulduğum cümleler de gördüm. Aslında tüm kitapta buldum kaybettiğim özümü... Uçmakla mümkünmüş Aşkın yurduna konmak bunu öğrendim... Uçma hayalimi gerçekleştire bilirsem kona bilirmişim Aşkın diyarına... Ayrı dünyanın insanı olduğumu anlatan cümle: "Ben rüya görmüş bir dilsizim, âlem ise hep sağır. Ben söylemekten acizim, âlem ise duymaktan..." Şemsin kurduğundan habersiz kurdum bu cümleyi defalarca: "Ben adını, nerede yaşadığını bilmediğim meçhul dostumu aradım." Ve ararım... 'Bu defa duama icabet etmeyen Allah'a hamd olsun! Benim iyiliğimi istiyor, bense zarardayım sanıyorum. Bazı dualar nasıl da felaket ve zarar peşindedir, yüce Allah merhamet gösterir de kabul etmez onları!' Nasılda bazı dualarla zararda olduğumu anladım. Rabbimin bazı dualarımı kabul etmemekle bana ne kadar da lütufta bulunduğunu idrak ettim... "Kuşlardır benim kelimelerim... Gökyüzünde uçarlar ama görünmezler!" ... Murat Göğebakan'a sağlığı için müziğe biraz ara vermesini söylüyor Sinan hoca. Cevabı: "Duramam Sinan. Durursam soluk alamam. Müzik benim gücüm. Allah Kerim'dir. Ben seçmişim zaten yolumu, gerekirse ölürüm." oluyor. Aynısını bana da söylüyorlar, kitaplarla, okumakla ilgili. Anlamıyorlar kitaplar, okumak, benim gücüm. Durursam nefessiz kalırım. Allah benimledir, Allah Kerimdir. Gerekirse bu yolda gözlerimi feda ederim... *** Ay Yüzlü'müz anlatsın kendini biraz da: "Biliyor musun Sinan'ım kendimi Cem Karaca babanın şarkı sözlerindeki gibi hissediyorum. Ben suyumu kazandım da içtim. Ekmeğimi böldüm de yedim. Alkışı duydum ihaneti gördüm. Sesim de oldu sessizliğim de." ... "Bahtımın yazısını kan ile yazdım ben. Gönül yarasını kör bıçakla kazdım ben. Aşkta nazım, intizarım yok, ben aşkta Şemsçe gitmeye geldim. Eşiğindeyim. Aşkın gözyaşları ile bas yüzüme. Bil ki ya oluşta ya ölüşteyim!" *** İki can dosttan bize kalan: Hayatlarından çıkaracağımız dersler, Ay Yüzlü'müzün vasiyeti ( tüm şarkıları ), Sinan hocamızın Aşk sözü, Ay yüzlüsü, ve hala kan sızdıran yaralı gönlü... ... Söz veriyorum emanetlerinize sahip çıkacağım... Birgün görüşmek ümidiyle Şems Yürekli Adam'la Hakk katında, Sinan hocamla da nasip olursa bu dünyada, olmazsa da Ay Yüzlü'müzün yanında... *** "Haydi, bana gözyaşlarınla dokun. Ama dualarınla uğurla dostunu, olur mu?" *** Son söz Murad'ımızın olsun: "Varsa bir damlacık gözyaşınız Allah aşkına, aşkın nârına, dostluğun hatırına bu kardeşiniz için akıtın Fatiha kokulu dudağınıza sızsın bir Murat Göğebakan hasreti." Huzur dolu okumalar... (Gökyüzü Yolcusu)

şems yürekli ay yüzlü Murat: İlk taslağını okuma fırsatını bulduğum kitapta Murat Göğebakan’ın hastalık dönemlerinde sinan yağmur ile başlayan dostlukları Murat Göğebakan’ın Şems’i tanıma anlama isteği yaşadıkları zorluklar Ve acıların anlatıldığı içinde şemsten hikayelerin anıların yer aldığı yanı sıra bilinmeyen tarafı ile Murat Göğebakan’ı bulacağınız güzel bir eser. Neden kalem arkası çünkü burada yazılanlar daha önce hiçbir yerde görülmeyen ve duyulmayan olaylar olduğu için .. İçinde bolca hüzün olduğu kadar bir sanatçının yaşam hikayesi yer almaktadır . Murat Göğebakan sevenlerin olduğu kadar her kesime hitap edecek yaşanmış gerçek bir yolculuğa çıkmanızı tavsiye ederim. (Evsiz karınca)

Yazar Sinan Yağmur'un kitaba dair sözleri..: "Ben bu kitapla Murat’a verdiğim sözü tutmak istedim. Onu bütün Türkiye’ye, olduğu gibi, kameralar karşısındakini değil gerçek Murat'ı yazmak istedim.Murat’ın kalbinin arkasındakileri göstermek istedim." Sinan Yağmur (Ali Hebebci)

Kitabın Yazarı Sinan Yağmur Kimdir?

Sinan yağmur (1965, Kırşehir doğumlu) Türk tasavvuf, aşk yazarı ve öğretmen.

Eğitimi

İlk ve orta öğrenimini Kırşehirde tamamladı, Kırşehir imam hatip lisesinden 1984 te, selçuk üniversitesi ilahiyat fakültesindende 1990 yılında mezun oldu. Aynı yıl kelam ve islam felsefesi ana bilim dalında yüksek lisansa başladı.

Özel Hayatı

1991 yılında kadınhanı imam hatip lisesinde öğretmenliğe başlayan Sinan Yağmur sırasıyla Konya İmam Hatip Lisesi, ve Meram Dr. Ali Rıza Bahadır İmam Hatip Lisesi'nde idarecilik görevlerinde bulundu, halen Naci’ye Mumcuoğlu Lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görevini sürdüren Yağmur, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Selçuk belediyesince organize edilen aile okulunda aile içi iletişim, eşler arası sevgi köprüsü konularında konferans etkinliğinde bulunan yazar ulusal ve yerel tvlerde eğitim proğramlarına katılmıştır.

Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazmaktadır.

Sinan Yağmur Kitapları - Eserleri

  • Aşkın Gözyaşları 2 - Hz. Mevlana
  • Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems
  • Aşkın Gözyaşları 3 - Kimya Hatun
  • Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Mesneviden Hikayeler
  • Babalar da Ağlar
  • Öğretmence Sevebilmek İnsanı
  • Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha
  • Kerbela
  • Aşk'a Yolculuk - Veysel Karâni
  • Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı Mansur
  • Tennure ve Ateş
  • Aşkın Meali 2 - Hz. İbrahim Ve Hacer
  • Aşkın 7 Hali - Bişnev!
  • Aşka Yol Alma Defteri
  • Benim Annem Bir Melek
  • Hüzün Yanığı 1
  • Tarihimi Çok Seviyorum
  • Barış Peygamberi
  • Her Anne Bir Melektir
  • 16 Türk Devleti
  • Aşkın Gözyaşları 5 - Yunus Emre
  • Mevlana'dan İnciler
  • Aşkın Meali 3 - Hz. Ali ve Fatma
  • Hüzün Yanığı 2
  • Sevgi Öğretmeni
  • Aşk'a Yolculuk 2
  • Mesnevi'den Hikmetler
  • İmam-ı Azam Ebu Hanife
  • Ravza'nın Yıldızları-1
  • Ravza'nın Yıldızları-2
  • Ravza'nın Yıldızları-3
  • Genç Yüreklere Dokunmak
  • Aşkın Gözyaşları
  • Minik kalplere Dini Hikayeler
  • Mevlana'dan Nefesler
  • Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası
  • Bana Tarihimizi Anlat
  • Aşkın Son Ozanı

Sinan Yağmur Alıntıları - Sözleri

  • Annelerinizin kıymetini bilin! (Her Anne Bir Melektir)
  • , "Bilginin ışığı kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur." ... (Tarihimi Çok Seviyorum)
  • Kitap okumak meslek, imtihan için değil; insan kalabilmek, aydınlanmak ve aydınlatmak için okunur. Kitap okumanın ne bir meslekle alakası vardır ne de insanın yaşı ile. Okumak alışkanlık değil,aşktır. (Sevgi Öğretmeni)
  • Ömer Bin Abdülaziz halife olduktan sonra " hiç kimse bana körü körüne itaat etmeyecek! Allah'ın emirlerine uymayan talimatlar için kula itaat yoktur ! Ben sizin en hayırlınız değil, sadece sizden biriyim." demiştir. Halife olduktan bir sene sonra onun çocukluğunu, gençliğini bilen birisi yanına yanaşıp ona şöyle demiş: "Ömer ne hale geldin sen, erimiş bir deri bir kemik kalmışsın." Halife Ömer, "Ziyad, bir de beni mezara girdikten üç gün sonra görsen ne halde olacağım," cevabını vermiş. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
  • İletişim, dijital ve sanal bir dünyamız var. Her şey dokunmatik… Tuşa dokun uzak yakın olsun. Klavyeye dokun uzun süreler yakın olsun. Dijital oldu her dokunduğumuz. Her şeye dokunan insanlık, esas dokunması gerekeni unuttu: GÖNÜL. (Aşkın Gözyaşları Şems - Kalem Arkası)
  • İnancımız bizi asla yarı yolda bırakmaz, ümidimiz hep kafamızda bir yerlerdedir. (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))
  • Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım Ben bir bahçe suluyorum gönlümde Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden Ne güller fışkırır çilelerimden Kandır, hayattır, emektir benim güllerim Korkmadım, korkmuyorum ölümden Siz çiçek getirin yalnız çiçek getirin (Öğretmence Sevebilmek İnsanı)
  • Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi 'Ben asla böyle bir şey yapmam' dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır. (Barış Peygamberi)
  • "Hayata bağlı olanlar korkardı ölümden.Her şeyleri bu hayat olanlar" (Ravza'nın Yıldızları-3)
  • Her doğum yapan kadın anne değildir (Her Anne Bir Melektir)
  • Bilesin ki yari uyuyanın yarası uyumaz. (Aşkın Meali 1 - Hz. Yusuf ile Züleyha)
  • Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi... (Aşkın Gözyaşları 1 - Tebrizli Şems)
  • Anne-babaların üzerinde en fazla durduğu konulardan birisi, çoçuklarının sağlam karakterli olmasıdır...........Doğruluk, dürüstlük, cesaret, fedakarlık, yardımseverlik, sorumluluk, vefa, sabır, azim, hak ve hukuka dikkat gibi çeşitli vasıflar ideal karakteri oluşturmaktadır. Çoçuk bu vasıfları anne-babasından görerek, anlatılanları dinleyerek ve eğitim sürecinde aktırılanları özümseyerek belli ölçüde kazanır. Bu özellikleri kazandırmada daha farklı ve yararlı yöntemler de kullanılabilir. Bu biri, tarihimizdeki mümtaz şahsiyetlerin örnek alınmasıdır.............Başka yöntemlerle kazandırılamayan bir karakter özelliği, örnek bir şahsiyetin hayatının anlatılmasıyla kolayca kazandırılabilir. İYİYİ NAZARA VERME, İYİ OLMA SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR YOLDUR. .... .... (Tarihimi Çok Seviyorum)
  • Ben yeryüzü yetimiyim. Ancak yüreklerin yetimi değilim. İnsanlığın yüreklerinde nurum vardır. (Barış Peygamberi)
  • “mesafeler yollardadır, gönül kırk diyar öteden sever.” (Aşkın 7 Hali - Bişnev!)
  • Kılıç ne kadar keskin olursa olsun, yumuşak pamuğu kesemez.. (Aşk'a Yolculuk 2)
  • Aynı dili konuşan değil aynı acıyı yürek katığı yapanlar anlaşabilir. (Aşk'a Yolculuk 2)
  • İslam dini yeryüzüne inmiş en kıymetli hazinedir. (İmam-ı Azam Ebu Hanife)
  • Hayatta tek dostum yine kitaplarımdı (Her Anne Bir Melektir)
  • " Ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum. Ben ne kralım ne de sultan. Ben kulum. Sadece kul. " Hz. Muhammed ( s.a.v.) (Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v))

Yorum Yaz