Aşkın Kırk Kuralı - Elif Şafak Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşkın Kırk Kuralı kimin eseri? Aşkın Kırk Kuralı kitabının yazarı kimdir? Aşkın Kırk Kuralı konusu ve anafikri nedir? Aşkın Kırk Kuralı kitabı ne anlatıyor? Aşkın Kırk Kuralı kitabının yazarı Elif Şafak kimdir? İşte Aşkın Kırk Kuralı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Elif Şafak
Yayın Evi: Doğan Novus
İSBN: 9786050958645
Sayfa Sayısı: 128
Aşkın Kırk Kuralı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Elif Şafak’ın yayıncılığımızda bir fenomen olan, 1 milyona yakın satan romanı Aşk’ın en çok sevilen, en çok paylaşılan bölümü AŞKIN KIRK KURALI kitap oldu...
Ella ve Aziz’in aşkını, Mevlânâ ve Şems’in yoldaşlığını güzel ve büyülü bir çerçeve gibi saran AŞKIN KIRK KURALI, Şafak’ın aşk, tasavvuf ve anlam arayışı üzerine kaleme aldığı bir metin. Kitapta bu kırk kurala Aşk kitabında yer alan, aşka dair en güzel cümleler de eşlik ediyor.
Bu kitap için özel olarak yazdığı Sunuş yazısında Elif Şafak “Uçsuz bucaksız bir deryadır tasavvuf” diyor… “kiminin elinde bir kepçe, kiminin elinde bir çay kaşığı… herkes kendi yüreğinin kabı kadar çeker o denizden… hoşça bakın zatınıza…”
Aşkın Kırk Kuralı Alıntıları - Sözleri
- Fark etmez ki gözlerinin rengi.İster denizi hatırlatsın.İster geceyi.Bir sevgi dolu bakmayı bilmeli insanın gözleri.Bir de hep gülmeli göz bebekleri.
- Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
- Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. “Aman sakın kendini” diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: “Bırak kendini, ko gitsin!” Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
- Sufi dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
- Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet, Allah dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Allah dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflar mevcut demektir.
- Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengârenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir ya kıymet bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde...
- . Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir, diye endişe etme. Nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını. .
- O kadar bencilsiniz ki Sulamadığınız çiçeğin kuruyuşunu nankörlük sayıyorsunuz..
- Okumak... daima okumak. Sorgulamak...daima sorgulamak.
- Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.
- Tüm kâinat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahlûk değil, bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara; dışında, başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir. Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükâfat olarak Yaradan’ı tanır.
- . Hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var. .
- . Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca; dağı bile taşır insan aşık olup inanınca. .
- . Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde. .
- Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!
Aşkın Kırk Kuralı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aşk adlı romanından kısa kısa alıntılar alınıp her bir sayfada bir resim bir de önceki kitabından bir alıntı şeklinde devam eden pembe ve mor renkli sayfalı bir kitap. Resim derken motiflerin olduğu şekiller demek daha doğru olur sanırım. Bu kitap yerine Aşk adlı kitabı almanız yerinde bir karar olabilir. 15 sayfalık şeyi bu kadar posta bürümek kağıt israfı... (Kuguduck)
Kütüphanede çok fazla Elif Şafak kitabı görüp Elif şafak da kimmiş diye bir okuyayım dediğim bir kitaptı. Kitap isminden de anlaşılacağı gibi 40 tane kuraldan oluşuyor. Hiç duymadığımız (!) çok acayip kurallardi. Zaten yarısı da resimliydi 15-20 dk da bitirdiğim bir kitap oldu. Sadece meraktan okudum. Kitap daha çok ilahi aşk ı anlatıyor. Okumasam da olur dediğim hatta zaman kaybı olduğunu düşündüğüm bir kitaptı beğenmedim. (Şevval)
kural varsa beşeri aşk yoktur.: Her insan için bir âşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı. Sen karar ver aşkın sende ki tanımına, kuralların var ettiği varsa kuralına uygun olarak yerine getirmek üzere yaşadığın aşkı kime neye nasıl olduğuna, sen karar ver; Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK’ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlıbaşına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da tam dışındasındır, hasretinde. Okur kalın... (Ayfer)
Kitabın Yazarı Elif Şafak Kimdir?
Elif Şafak (d. 25 Ekim 1971, Strazburg) Türk romancı. İlk romanının yayımladığı 1997'den beri peş peşe eserler vermekte olan ve geniş bir okur kesimince tanınan sanatçı, 2009'da yayımlanan Aşk adlı romanı ile Türk edebiyat tarihininin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı ünvanına sahip olmuştur. Ayrıca kitapları otuzdan fazla dile çevrilmiştir.
Yaşamı
25 Ekim 1971 günü, babasının o sırada doktora yapmakta olduğu Strazburg'da dünyaya geldi. Babası sosyal psikolog ve akademisyen Nuri Bilgin, annesi diplomat Şafak Atayman'dır. Doğumundan kısa bir süre sonra anne ve babası ayrıldı, annesi tarafından büyütüldü. Soyadı olarak annesinin adını kullandı.
Ortaokulu annesinin görev yaptığı Madrid'de, liseyi Ankara Atatürk Anadolu Lisesi'nde tamamladıktan sonra, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümünde yaptı. "Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Döngüsel Evren ve Kadınsılık Anlayışı" üzerine master tezinin ardından; ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünde doktorasını tamamladı. Doktora tezi, "Türk Modernleşmesinin Kadın Prototipleri ve Marjinaliteye Tahammül Sınırları" başlığını taşıyordu. Elif Şafak'ın İslamiyet, kadın ve mistisizm hakkındaki yüksek lisans tezi Sosyal Bilimler Derneği tarafından ödüllendirildi.
Yüksek lisans çalışması sırasında Kem Gözlere Anadolu (1994) adlı öykü kitabını ve ilk romanı Pinhan'ı (1997) yayımladı. Bu eserle Kombassan Vakfı tarafından verilen 1998 Mevlana Büyük Ödülü'nü kazandı.
Doktorasının ardından İstanbul'a taşındı ve Şehrin Aynaları'nı (1999) yazdı. Bir süre İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde "Türkiye ve Kültürel Kimlikler", "Kadın ve Edebiyat" konularında dersler verdi.
2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü kazanan Mahrem romanı ile geniş okur kesimi tarafından tanındı. Bunu iki yıl ara ile yayımlanan Bit Palas (2002) ve İngilizce olarak yazdığı Araf (2004) adlı kitapları izledi.
Sanatçılara verilen bir bursla doktora sonrası çalışması için ABD'ye giden Şafak, çeşitli üniversitelerde dersler vermiştir. 2003-2004 akademik yılı boyunca Michigan Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak bulundu ve ders verdi. Ardından Arizona Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları bölümünde yardımcı doçent olarak görev yaptı. "Edebiyat ve Sürgün", "Bellek ve Politika", "Müslüman Dünya'da Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet" konulu dersler verdi.
Şafak, 2004 yılında beş yazarın (Murathan Mungan, Faruk Ulay, Elif Şafak, Celil Oker, Pınar Kür) ortak kaleme aldığı bir roman projesinde yer aldı, bu roman Beşpeşe adıyla yayımlandı.
2005'te Med Cezir adlı kitabında kadın, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat hakkında yazılarını bir araya getirdi. Aynı yıl Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık ileBerlin'de evlendi.
2006'da yayımlanan "Baba ve Piç" adlı romanını İngilizce olarak kaleme aldı. Türk-Ermeni ilişkilerini inceleyen bu roman nedeniyle hakkında Türklüğe hakaret ettiği gerekçesi ile dava açıldıysa da, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etti. Aynı yıl Şehrazat Zelda isimli kızı dünyaya geldi. Doğum sonrası yaşadığı depresyonu, İngilizce olarak kaleme aldığı Siyah Süt adlı otobiyografik romanda anlattı. İki yıl sonra oğlu Emir Zahir'i dünyaya getirerek ikinci kez anne oldu.
2009 yılının Mart ayında yayımlanan AŞK isimli roman, Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eseri ünvanına sahip olmuştur.
2009 yılı sonunda, sekiz romanı ve ilk deneme kitabı Med Cezir'den seçilmiş paragrafları bir araya getirdiği Kağıt Helva adlı kitabını yayımladı.
2010 Kasım ayında Firarperest adlı deneme türündeki ikinci eseri piyasaya çıktı. Eserin içindeki illüstrasyonlar M. K. Perker'e aittir.
2011 yılında Doğan Kitaptan "İskender" isimli eseri piyasaya çıkmıştır. Kitabın kapak resminde, makyajla erkek haline gelen Elif Şafak'ın kendi fotoğrafı vardır.
Sanatçı, Türkiye'de çeşitli günlük ve aylık yayınlarda yazmaya devam etmektedir. 1 Mayıs 2009 tarihinden bu yana Habertürk gazetesinde ve aynı gazetenin "HT PAZAR" adlı ekinde yazılarını yayınlamayı sürdürür. Bu gazetede yayımlanan deneme türündeki yazılarından oluşan bir seçki, M.K Perker illüstrasyonlarıyla birlikte 2012 yılında Şemspare adıyla yayımlandı.
Elif Şafak Kitapları - Eserleri
- Aşk
- İskender
- Kem Gözlere Anadolu
- Pinhan
- Şehrin Aynaları
- Mahrem
- Bit Palas
- Araf
- Med-Cezir
- Baba ve Piç
- Siyah Süt
- Kağıt Helva
- Firarperest
- Beşpeşe
- Şemspare
- Ustam ve Ben
- Sakız Sardunya
- Havva'nın Üç Kızı
- Sanma ki Yalnızsın
- Aşkın Kırk Kuralı
- On Dakika Otuz Sekiz Saniye
- The Island of Missing Trees
- Siyah Süt
Elif Şafak Alıntıları - Sözleri
- Azalarak artıyor, eksilerek büyüyordum... (İskender)
- İnsan yüreği birden fazla durumu hissedebilecek kadar engin, insan aklı aynı anda birden fazla konuda analiz yapabilecek kadar karmaşık... (Şemspare)
- “Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa ‘kuru kalabilenler’ ve ‘sağanaktan’ nasibini alanlar var.” (Baba ve Piç)
- “Eğer bir gün âşık olursam, kesin o kişinin beynine âşık olacağım” diye söz verdi kendisine. “Tipi ya da konumu umurumda değil, varsa yoksa aklı, zekâsı, birikimi.” * * * (Havva'nın Üç Kızı)
- Onunla konuş. Onu ne kadar sevdiğini, onunla birlikte yaşamayı ne kadar sevdiğini söyle. Açık ol. Sevginin perdelere ihtiyacı yoktur. (Araf)
- Ve yürek kredisinin ne dibi vardır, ne bitimi. (Firarperest)
- Hayal gücü insana gerekli. Tıpkı ekmek gibi, su gibi önemli. (Sakız Sardunya)
- İnsan bir yalanı ne kadar sürdürebilir? (Beşpeşe)
- Ne hikmetse, erkeklerin en vasatı, en sıradanı bile kendini bir kadın karşısında yarı-Tanrı zannediyor. (Siyah Süt)
- Yaradan'ın gökyüzünde, tepede bir yerlerde olduğunu sanırlar. Kimileri de O'nu Mekke'de, Medine'de arar! Ya da mahalle camisinde! Allah bir mekana sığar mı? Ne gaflet! O tek bir yerdedir ancak: Aşıkların gönüllerinde. (Kağıt Helva)
- Birine inanmak ciddi bir iştir. (On Dakika Otuz Sekiz Saniye)
- Gidemeyenler'den olmanın en kötü yanı gidememek değil, kalamamaktır aslında; seni kışkışlayan toprakta penah aramaktır hâlâ. (Bit Palas)
- Hangi yolu seçersen seç, seçmediğin yolda kalacaktır aklın. (Siyah Süt)
- " Bakan göze göre her şey değişmekte. Kimine dev görünen, ötekine cüce." (Sakız Sardunya)
- " Yok olmadan var olmanın yolu yok ." (Sanma ki Yalnızsın)
- Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama! (Aşkın Kırk Kuralı)
- Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir. (Araf)
- Ne zor şeydi birbirini hiç sevmemiş bir çiftin evladı olmak. (Havva'nın Üç Kızı)
- Talih daima aşırıya kaçmıştır, dün olduğu gibi bugün de; kimilerine gani gani şans, yığın yığın variyet, tepe tepe iktidar, bol bol servet getirir. (Araf)
- Kaç kitap okuyunca âlim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan?!.. (Mahrem)
Editör: Nasrettin Güneş