diorex

Asuman Bir Deli Kız - Bülent Ata Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Asuman Bir Deli Kız kimin eseri? Asuman Bir Deli Kız kitabının yazarı kimdir? Asuman Bir Deli Kız konusu ve anafikri nedir? Asuman Bir Deli Kız kitabı ne anlatıyor? Asuman Bir Deli Kız PDF indirme linki var mı? Asuman Bir Deli Kız kitabının yazarı Bülent Ata kimdir? İşte Asuman Bir Deli Kız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 29.06.2023 13:00
Asuman Bir Deli Kız - Bülent Ata Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Bülent Ata

Yayın Evi: Erdem Yayınları

İSBN: 9786053495147

Sayfa Sayısı: 110

Asuman Bir Deli Kız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ailenizin kızı olmaya talip olan Asuman'ın hikayesi bu. Bu talip, minibüs şoförü olan Talip değil tabi. Onca zaman birçok çok okul, kurs gördüm. Ne öğrendim? Büyük bir pamuk şekeri içinde yaşamayı. diyerek kendisini tanıtmaya çalışsa da Asuman gerçekten Bir Deli Kız... Kardeşi Gülendam'la ev temizleyen, sinirlenince de annesinin tavuğu Çilli, mahalle bakkalının yedi yaşındaki aşık oğlu Muzaffer. Bir de iki tane ağabeyi var. İşte Asuman'ın hayatı... Facebook'ta ilişki durumu hiç değişmeyen Asuman'ın hikâyesi? Akşam kafede oturup nargile içerken, omzuma şal getirecek bir garson olmasını bekleyen. Benimki olsun ve öyle uzatmadan da evlenelim diye iç geçiren, ara sıra Çilli ile didişen mahallenin deli kızı Asuman...

Asuman Bir Deli Kız Alıntıları - Sözleri

  • Aldığım eğitim beni başka türlü düşünmeye itiyor.Ay, resmen aldığım eğitim benim mutlu olamamı istemiyor Jale Hanım.
  • 'Ben asker çocuğuyum.' 'Ben de asker çocuğuyum.' 'Öyle mii? Babanızın rütbesi neydi?' 'Er.'
  • Beynin gizli güçlerini harekete geçirip, uzanabildiğimiz üzümlere uzanmak, uzanamadıklarımızı da üzümden saymamaktır kişisel gelişim.
  • Sevilmekten başka dileği olmayan insanlar sevgisizlikle imtihan ediliyor bu dünyada
  • -Sedat abi kişisel gelişim nedir? -Kişisel gelişim(...) yarısı boş bardağa biraz daha su doldurmasıdır.

Asuman Bir Deli Kız İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kıtap mizah dolu çoğu yerinde gerçekten güld7m. Evet biraz kısaydı doyamadım ama gerçekten güldürebiliyor. Kafa dağıtmak isteyenler okuyabilir. (BD)

Adı üstünde deli bir kız Asuman. Okumuş, gelmiş 25 yaşına. Evlenmek istiyor ama işler orda karışıyor. Biraz muzip, biraz farklı, ilginç. Olaylara müdahale etme tarzı değişik. Böyle olunca bir deli kız Asuman oluyor işte. Mizah. Gülümsemek için okunabilir. (N. E. A.)

ASUMANLAŞMA AKIMI Gel Asuman, otur şöyle karşıma. İki lafın belini kıralım. Ben anlarım seni belki, anlat. Formüllediğin tüm matematik problemleri, koşturduğun okul koridorları, girip çıktığın sınavlar, işsizliğin ve belki biraz kimsesizliğin tanıdık gelir. Hadi diyelim ben tanımadım, okuyanlardan tanıyan çıkar elbet seni. Biraz Ayşe’ye benziyorsun, biraz komşu kızı Feride’ye, biraz bana. Hatunluğunu unutacak olursak az ileride mülakattan mülakata koşan Özgür’e ya da her bayram evliliği, ataması, okuduğu kitapları sorulan Veli’ye… Yani çok içimizdensin Asuman, öyle böyle değil hani! Şimdi seninle ontolojik bir mevzunun ortasına düşebilir, o su birikintisi üzerimize sıçramasın diye, neredeyse ayaklarımızı omzumuza alıp yürüme sanatını icra etmek derdindeyken, doksan dokuz model bir Brodway’in çamur banyosunda bulabiliriz kendimizi. Sövülecek yerle övülecek yeri karıştırıp sonra aklımıza hanım efendiliğimizi getirip, dilimizi mühürleyebiliriz… Evet, Asuman’la her şey yapılabilir aslında. Hani kaba tabirle tarif edecek olursak çok kafa kız şu Asuman. Bülent Ata kaleminden Erdem yayınları etiketiyle hayatımıza girdi. Somurtkan bir yüze bile tebessümün âlâsını bırakabilir ve siz “Aaa bende gamze de varmış meğer” diyebilirsiniz. Ya da benim gibi bir otobüs yolculuğunda dişlerinizi sıka sıka gülebilirsiniz. Yolcular muhtemelen kaçık olduğunuza dair senaryolarını, kafalarında hazır etmişlerdir. Biraz meraklıları eğilip ne okuduğunuza dair bir spoiler peşine düşmüştür. Sormaya çekinir bizim insanımız. Sorularla aramız -işimize gelmeyen konularda- iyi değil bence Türk toplumu olarak. Olsun, en azından merak duygumuzu muhafaza ediyoruz! Komşu kızını dert edindiğimiz kadar, kendi hayatımızdaki eksikleri merak etmesek de birini deli gibi güldüren bir kitaba dair ilgimiz, istenilen düzeye yakın derecede iyi! Yoksa Siz de Asumanlaştırdıklarımızdan mısınız? Asuman, bahtsız bir bedevinin çölde gördüğü serapla bile göz göze gelemeyen bir şanssız. Önce annesi tutuyor yakasından, tavuğu Çilli’ye gösterdiği özeni Asuman’ın ruhuna gösteremiyor bence,kızının başını etini yiyen annegillerden bir tür olarak göz göze geliyoruz hanım teyzeyleve ardından kulaklarımda bir paylama senfonisi duyuyorum: -Dur kızım, dur! Öyle okuyup yazması kolay, Bülent Bey’de Çilli’me üç cümlede bir laf etti zaten ne kızımı ne Çilli mi yedirmem size, amma yazarken hakkaniyetten ayrılmayın azıcık! Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik, okuttuk eee daha ne yapalım biz, hadi söyle! Duyamadım ne, ne? Sevemedik mi? Sevmeyip kapıya mı attık biz Asuman’ı yapma allasen! “… İş desen yok, ha bire sınava gir çık gir çık. Evlen desek evlenmez görücüleri kapıdan kovmalar. Kursa git, ebru öğren, kursa git minyatür öğren, rejim yap, kilo ver, ot yiye yiye kendi minyatür oldu.”1 Haberi yok, Asuman’ı normalleştirme çabaları içerisindeyim ben anne olarak, siz oradan hariçten gazel okumaya devam edin bakalım! Normalleşme mi? Affedersiniz sayın okur, hanım teyze ile kitapta da yıldızlarımızın pek barışamadığı doğru, haliyle kafasını uzatma ihtiyacı hissetti kelimeler arasından, mani olamadım. Pek tabi okurun da bir kitap üzerinde kahramanlara kendini savunma hakkı tanıması gerekiyor. En azından Asuman’ı okurken karakterlerin pençesinden kurtulamadığımız aşikâr. Görüyorsunuz ya çat kapı gelen görücü kadınlar gibi pat diye yazının ortasına dalabiliyor herhangi biri! Bülent Ata’da yazarken bu durumun farkında olduğundan, tüm kitap bir klasiğin dışında tamamıyla karşılıklı diyaloglardan meydana gelmiş. Akıcılığı bu şekilde yakalamış. Bu durum kitabın sonlarına doğru yazara irtifa kaybettirse de Asuman’ın nazar boncuğu niyetine saklayabiliriz. Toplumsal bağlamda Asuman’ı ele alacak olursak klasik bir “bize benzemeyen bizden değildir.” Lakırdısını ortaya atabiliriz. Farklı olana uzaklığımız ya da kabullenmiş gibi görünme çabalarımızla örttüğümüz isteksizliğimiz, ön yargılarımızın bir sonucu. Asuman kendini yetiştirmeye çalışmış, öğrenmeye meraklı bir kız ama tüm bunların yanında gelenekçi bir tavrı var kesinlikle. Henüz başını örtemese de namaza uzak değil. Bir aile sıcaklığına uzak değil. El öpmeyi, misafirliği, komşuluk duygularını ötelemiş bir entelektüel hanım kızyok karşımızda. Ancak toplumda özellikle taşra kesimlerde, yer yer hâlâ okumuş kız korkaklığı mevcuttur. Asuman bir taşra parodisi olmasa da metropollerintaşralaştığıyerdeAsumanlaşan kızlara fazlası ile rastlamak mümkündür. Hanımlar bugün beylerden daha fazla kalbini, aklını ve ruhunu yoruyor. Ya da bu yorgunluğu fazla ortada yaşadıkları için böyle gözüküyor en azından. Örneğin Asuman gibilere her erkek talip olamaz. Çokbilmiş kadın sevilmez toplumda,hâlbuki komplekslerinden sıyrılan erkek tarafının, ılımlı yaklaşımı esasında çok bilinen bir şey olmadığını ortaya koyar. Mesele karşılıklı ritimlerin ve elbette kisosyo kültürel meselelerin benzer uyumudur. Bazen çok farklı görünen ailelerde bile yüksek bir uyum seviyesi yakalanabilir. Bu nedenle ben toplumda Asumanlaşan kadın yüzdesini önemsiyorum açıkçası. Bir kadın tümüyle kendini yetiştirme çabası içerisindeyken geleneksel bağlarını koparmadan yeni düğümler atabilir hayatına. Bir kadının attığı düğüm gemici düğümüdür ve yalnızca kendisi çözebilir bunu. Realist ve kariyerist kadının mantıksal iz düşümü toplumda mesleki kavramların öne çıkması ile daha popüler oldu şüphesiz. Ancak Asuman’ı pek tabi minibüs Şoförü Talip’e ilgi duyarken okuyabiliyoruz. Talip’in Asuman’dan kaçar tavırları, Asuman’ın kaçanı kovalayışı mizah duygusunun kitaba kıvam kattığı bölümler şüphesiz. Talip’in de aslında göründüğü gibi olmadığını kitabın sonlarına doğru kavrıyorsunuz. Burada da toplumsal erkek modeline vurgular var yer yer. Sıkıştığı yaşamsal sorunlarla Talipleşen erkek modeli ile Asumanlaşan kadın modelinin uyumsuz uyumunu kitapta keyifle okuyacağınıza eminim. Çok beğenilirse devamını yazacaklarmış! Bülent Ata’nın deli kızı Asuman hanenizin bir bireyi gibi konuşacak sizinle hiç şüphesiz. Onu seveceksiniz, güleceksiniz ama daha çok anlamaya çalışacaksınız. Aile bireylerinin hayatını merak edecek, abileriyle olan bağını, psikoloğu Jale Hanım’a iç döküşlerini kimi zaman gülerek kimi zaman içlenerek dinlerken kendinizi Jale Hanım’ın yerine koyacaksınız. Talip’in ailesi ile olan macerasını okurken Âh Asuman sen nasıl bir hanım kızımızdın öyle diye iç geçireceksiniz! Bülent Ata okuru güneşte bırakmayıp diyaloglarla ördüğü bu kurguda gölgeliği eksik etmiyor bizden. Ucu açık bir sonla bitiriyor kitabı bu da çok beğenilirse devamı yazılır mesajını veriyor okura. Asuman’ın Talipleşebildiği bir ikinci kitap okumayı arzu ediyor gönül kesinlikle. Taliplerinin başına düzenli olarak açmadığı iş kalmayan Asuman’ın sakarlığını, ya da gelin biz şansızlık diyelim buna, okurken gülsem mi ağlasam mı diye düşündüğünüz yerlerde şu cümle gelecek aklınıza: Bazıları çeker; acıyı, hüznü, mutluluğu, belayı… Bu arada Asuman’ın, 1997 yılında çekilen ve okutulmamış ama kendini eğitmiş bir ev kızını anlatan, senaryosu Ali Atalay’ın kaleminden çıkmış Sıdıka dizine epeyce benzer yanları olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Bülent Ata komşu kızlardan ilham almamışsa, kendisinin mesleki olarak tv ile alakalı yönünün bu konuda ilham olabileceği gerçeği de ortada. Yani bu kitapta doksanların ev kızı modeli,yerini iki binlerin üniversiteli entelektüel kız modeline bırakmakta ama sanılanın aksine bazı gerçeklerle örülmüş bir model olarak önümüzde durmakta. Son olarak Asuman demişken: -Müsaadenizle adımın anıldığı yerde bitme gibi bir özelliğimde var, bilmem Bülent Bey söyledi mi size. Okudunuz, güldünüz kimi zaman üzüldünüz belki halime. İnsanlarda iyi niyetli bir acıma düğmesi var ben gibileri görünce otomatik olarak elleri o düğmeye gidiyor. Herkes yüzüme şu hayatta çok zor şeyler istiyormuşum da ondan hiçbir şey olmuyormuş gibi bakıyor. Hâlbuki öyle değil, hiç öyle değil hem de! “…Neden kimse beni kebapçıya götürmez? Neden salep içmeye gidemeyiz? Neden instagram profilinde sevdiğim bir oğlanın silueti gözükmez? Facebook’ta ilişki durumum neden hiç değişmez? Akşam kafede oturup nargile içerken, omuzuma şal getirecek bir garson olmasın. “Benimki” olsun ve öyle uzatmadan da evlenelim. Kendi evim olsun, kira olsa da olur. Kendi Çilli’im olsun. Allah’ım bunları mı istiyorum ben? Hayır ya, istiyor olamam. İstiyor olamam değil mi?” 2 -Bence istiyorsun Asuman’cığım, gerçekler acıdır ama seni okurken gördüğüm en gerçek şey Taliplenmek istediğindir! 1-Asuman Bir Deli Kız Erdem Yayınları Syf.8 2-Asuman Bir Deli Kız Erdem Yayınları Syf.37 Not: Bu yazı Ayraç dergisinin 81. Sayısında yayımlanmıştır. Asuman Bir Deli Kız Bülent Ata Erdem Yayınları 110 sayfa (Gülnaz Eliaçık Yıldız)

Asuman Bir Deli Kız PDF indirme linki var mı?

Bülent Ata - Asuman Bir Deli Kız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Asuman Bir Deli Kız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bülent Ata Kimdir?

1972 Çankırı doğumlu. Ankara Üniversitesi Matematik mezunu. Şiir ve öyküleri, İzlek, Dize, Varlık, Dergah, Kırklar, Kaşgar, Yedi İklim, Karagöz ve İtibar gibi edebiyat dergilerinde yayınlandı, yayınlanıyor.

İnsan Aldanır şiir kitabı, 2004 ile 2012 yılları arasında biriktirdiği şiir sandığından çıkanlar.

İnsan Aldanır, Şule yayınlarının 410. kitabı olarak raflardaki yerini aldı.

Bülent Ata Kitapları - Eserleri

  • Asuman Bir Deli Kız
  • Büyüyünce Ne Olacaksın Baba?
  • Rüya Dedektifi
  • Asuman Çalışılmış Tesadüf
  • Bana Yapamazsın Deme
  • Anne Babanızı Nasıl Eğitirsiniz?
  • Köpekler Akşamı
  • Savaş Meydanında Başıboş Atlar
  • Hayal Kurma Günlüğü
  • Eve Gitmek İstemediğim Günler
  • 1453 İstanbul Fatihleri
  • İnsan Aldanır
  • Ali'nin Günlüğü
  • Hayvanlar Dünyasından Öyküler
  • Öğretmenini Kendine Benzetme Rehberi
  • Eve Gitmek İstemediğim Günler
  • Sevimli Kelimeler Ülkesi

Bülent Ata Alıntıları - Sözleri

  • keşke yağmur yağsa bugün yok mu içinizde hiç iğde ağacı şöyle bir koksa (Eve Gitmek İstemediğim Günler)
  • Sevilmekten başka dileği olmayan insanlar sevgisizlikle imtihan ediliyor bu dünyada (Asuman Bir Deli Kız)
  • Yok canım; bu büyükler sizler olmasanız kendi başlarına akıllı uslu durup bir şey yapamazlar. Elden geldiğince onları yönlendirip bazı konuları öğretmeliyiz. Yoksa, "Biz kocaman adamlarız, kadınlarız!" diye komplekse girip bir şeyler öğrenmekten utanacaklar. (Anne Babanızı Nasıl Eğitirsiniz?)
  • Hayatın bir ritmi var. Bir müzik var etrafımızı kaplayan. Kaldırımda oturan bir çocuğun yüzünde, kırlarda küskün çiçek diplerinde, çatlayan toprak keseklerinin beklediği bulutlarda. Yer altında, yer üstünde artan ve azalan, uzaklara giden... (Eve Gitmek İstemediğim Günler)
  • birini bağışlayınca sen özgür kalırsın (Savaş Meydanında Başıboş Atlar)
  • toprak yuttuğunu bahara verir senin gönlünün kışa mecali var mı (Eve Gitmek İstemediğim Günler)
  • "Acı olmadan tatlı olmaz kızım." (Asuman Çalışılmış Tesadüf)
  • Biz örtüsüyüz annemizin, Hz Ali'nin elindeki sancağız. Okuduğu kitabız son kez Hz Osman'ın. Hz Ömer'in kılıcı, Hz Ebubekir'in topuğuyuz. Biz güzel insanlarız. Hatırlayın ve sahip çıkın isminize. (Büyüyünce Ne Olacaksın Baba?)
  • yo kimseye bulaşma yollarda kaşının eğri olduğunu söyleme kimseye git mahalledeki kedileri doyur evde bir sürü bulaşık yakarsın derdin ocağını taşırsın bulaşığa bir de yaktın mı türkünün ucundan önünden geçerken varsın gülümsesin komşuların bir acıma gibi kavuşturup kollarını (Eve Gitmek İstemediğim Günler)
  • Ayasofya Ayasofya olalı böyle gün görmemişti. Ayasofya bir civana gönül vermişti de kız tarafı ayak diretiyordu sanki. Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle Ayasofya bir güzel alındı. Şimdi düğün zamanı. (1453 İstanbul Fatihleri)
  • ben sustukça devrilir ağaçlar (İnsan Aldanır)
  • İnsan kendi olmaktan uzaklaşırsa her şeyi değiştirebileceğini sanıyor sanki. (Rüya Dedektifi)
  • Belki garip bulacaksınız ama benim rüyalarım siyah-beyazdır hep. Evet, siyah-beyaz. (Rüya Dedektifi)
  • Gülümsemek ve selam vermek için dışarıda bizi bekleyen o kadar çok kişi var ki... Kimse bizden daha az değerli değil. Herkes birbirinin kardeşi. (Büyüyünce Ne Olacaksın Baba?)
  • Yılmak yok arkadaşlar. Allah anne babalarımızı bizlere emanet etmiş. Geceleri üstünüz açıldığında, onlar gelip sizin üstünüzü örtüyordur. Ya onların üstünü kim örtecek? Etrafınıza bakmayın. Tabii ki siz örteceksiniz. Yalnızca bu da değil. Onlar bazen yaşları gereği iyiyle kötüyü karıştırabilir. Onlara örnek olup, küçük, tatlı uyarılarla göz kulak olun, sahip çıkın. Anne babanız olur ya, tartışabilir, küsebilir. Onları barıştırmak, aralarını bulmak da size düşüyor. (Anne Babanızı Nasıl Eğitirsiniz?)
  • Seni uzaktan, buzlu bir camın ardından sordular. Onlara camı anlattım. (Eve Gitmek İstemediğim Günler)
  • ... kimse aramıyorsa belki de kaybolmamışsındır (Savaş Meydanında Başıboş Atlar)
  • Duvarları insanlardan oluşan bir labirentte gözleri donuklaşmış ruhum. Kalkamayan bir kuş gibi. Çırpınıp çırpınıp, duymuş gibi öldüğünü annesinin, babasının, yorulmuş geçmiş kendinden. (Köpekler Akşamı)
  • İnsanlar ezberledikleri davranış kalıplarının içinde yaşıyor. Aslında ezber bozmak herkesin önce kendi hayatında uygulaması gereken bişi. (Asuman Çalışılmış Tesadüf)
  • Eminim çoğunuzun anne babası, öğretmenleri, size neyi nasıl yapacağınızı söyleyip duruyordur. Onlara, "Bir saniye!" deyin. "Durun! Biz daha genciz, bazı şeyleri yanlış yapabiliriz!" deyin. Söylemek kokay tabii... Bakalım onlar zamanı iyi değerlendirip doğru kararlar verebiliyorlar mı? Yoksa durmadan televizyon seyredip, yemek yiyip, konuşup duruyorlar mı? (Anne Babanızı Nasıl Eğitirsiniz?)

Yorum Yaz