diorex
sampiyon

Ataerkil - Mehmet Mollaosmanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ataerkil kimin eseri? Ataerkil kitabının yazarı kimdir? Ataerkil konusu ve anafikri nedir? Ataerkil kitabı ne anlatıyor? Ataerkil PDF indirme linki var mı? Ataerkil kitabının yazarı Mehmet Mollaosmanoğlu kimdir? İşte Ataerkil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 29.04.2022 09:00
Ataerkil - Mehmet Mollaosmanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Mollaosmanoğlu

Yayın Evi: Güncel Yayıncılık

İSBN: 9789944840590

Sayfa Sayısı: 400

Ataerkil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ölmüş tüm sevdiklerinizi eski bir Mezopotamya tapınağında bulacağınızı bilseniz bu yolculuğa gücünüz yeter mi?

Koşarak köprüden geçti, çimlerin arasında oynamakta olan, kareli gömleği ve askılı kısa pantolonuyla son derece sevimli görünen çocuğa arkasından yaklaştı. "Hey, küçük delikanlı!" diye seslenmek için ağzını açmıştı ki sesi çıkmadı, tıkandı... Beyninden gelen komutlar diline ulaşmadı. Çünkü başını geriye çeviren çocuğun yüzünü görmesiyle, tatlı bir meltemle haşin bir fırtınayı peş peşe yaşamaya başlamıştı. Burası gerçekten Cennet olmalıydı. Öyle ya, o ancak Cennette olabilirdi! Dudakları titredi ve gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Aynı esnada karşısındaki çocuğun küçük dudakları da kıpırdadı, ömre bedel o kelime döküldü dilinden: "Baba!" Daha bir buçuk yaşındayken kaybettiği minik oğluydu bu. "Bebeğim, sen misin?" diyebildi zar zor.

"Kuantum fiziği ile ifadeye çalışılan 'Tanrı-Yaradan' kavramlarına değinerek, ruh-beden ayrımını atomlar nezdinde açıklayan, yaşamdaki 'negatif-pozitif' dengesi üzerinde duran, evrensel denge kuramıyla birlikte 'günah' kavramını da sorgulayan farklı bir roman Ataerkil. 

-CNN Türk-

(Tanıtım Bülteninden)

Ataerkil Alıntıları - Sözleri

  • " Yaşam nedir? " diye sordu bir kez daha kendine. Bu sorunun yanıtı yoktu beyninde ama bu soruyu soruyor olmanın tuhaf huzuru vardı ruhunda...
  • " Ama insan hata yaparak doğruları bulduğu zaman, o doğruyu sahiplenir. Tavsiye ile ulaşılan doğrular ise kendi doğruları olmaz . "
  • "Tarih öncesi devirlerden beri toplumlardaki yıkımların tek sorumlusu sevgisizlik değil mi?"
  • "Bir insanın sezgileri güçlüyse, diğerlerinin görmediğini görüyor,duymadığını duyuyorsa ' hasta' olduğu düşünülüyor. Şizofren denilip küçümseniyor. Bunun bir ayrıcalık olduğunu fark etmiyor doktorlar. Çelişkiye düşüyorlar, hasta olduğuna ikna ediyorlar ve kişi bir süre sonra başka güçlerin etkisi altında olduğunu düşünüp korkmaya başlıyor. Korku başlı korkuları üzerine çekiyor ve korkunun esiri oluyor."
  • Bazen insan, başka bir insanın kalbinin neden aktığını bilemez. Aşk anlamında da, dostluk anlamında da geçerlidir bu. Ve çoğu zaman mantık bu duyguları kontrol altına alır. Hele kalbin aktığı bu dost, insanın kendi statüsünün dünyevi değerlerle daha altında ise...
  • "Sen nasıl hayvanların korunması için şefkat ve sevgi ihtiyaçları olduğunu düşünüyorsan, insan denen varlığa da benzer şefkati duyan daha üst varlıklar var."
  • " Korku, korktuğunu sandığın şeyi etkin kılar. Ama bu demek değildir ki, etkisiz kalınacak şeyler önemsenmez. "
  • Bizi yaşatacak olan geleceğimizdir. Eğer yeni nesiller üretemezsek, bu dünyadan yalnızca bedenimiz değil, ismimiz de silinir gider.
  • Çoğunluk gibi düşünmeyen tuhaf oluyor bu dünya da... ........... çoğunluk her zaman haklıdır.
  • Aşk, bedenin ve beynin beslediği sevgilerden en yoğunudur. Ve bedenin ölümüyle sona erer. Ama bir sevgi daha var ki, beden gibi yok olan bir sevgi değil... Ruh enerjisini saran ebedi sevgi... Aşka göre daha derin, daha kutsal. " Evrensel sevgi yani ! "

Ataerkil İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitapla değişik konuları ve yazarları okumanın ne anlama geldiğini öğrendim. Bakış açısı geliştirmek için tüm okurseverlere tavsiye ediyorum. Sürekli aynı tür ve aynı yazar okunması bazen hayal gücümüzünü sınırladığını düşünüyorum. Kitapta; Kuantum fiziği ile ifadeye çalışılan 'Tanrı-Yaradan' kavramlarına değinerek, ruh-beden ayrımını atomlar nezdinde açıklayan, yaşamdaki 'negatif-pozitif' dengesi üzerinde duran, evrensel denge kuramıyla birlikte 'günah' kavramını da sorgulayan farklı bir roman... Farklı bir bakış açısı kazanmak ve hayal gücünüzü geliştirmek istiyorsanız okumanızı öneririm. (Oya Kaya)

Yaşam nedir? Bu sorunun yanıtı yoktu beyninde ama bu soruyu soruyor olmanın tuhaf huzuru vardı ruhunda... ( Sayfa 31 ) Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu'nun ilk romanı ATAERKİL yaşamı sorgulayan ve sorgulatan felsefi bir kitap. Tanrı ve Yaradan kavramlarını en ince detaydan başlayarak felsefi bir dille anlattığı eserinde her bir cümle üzerinde uzun uzun analizler yaptığı yine farklı bir kurguyla iyi ki okudum diyeceğiniz bir kitabı size tanıtmak istiyorum. Yazar eserinde genel olarak yaşamı sorgulayan cevapları ararken sevginin ve anlamanın üzerinde yoğunlaşarak oluşturduğu karekterlerinde bu vasıfları çok iyi oturtmuş. Kitabın konusuna değinecek olursam; her şey karakterimizin bir buçuk yaşındaki oğlunun ölümüyle başlıyor. Hayatta yaşayabileceği acıların en büyüğünü yaşadığını düşünen karakter ilerleyen bölümlerde kendi yaşamına bir üçüncü gözden bakarak olayları sorgulama sürecine doğru yöneliyor. Önce rüya ile bilinçaltına yerleştirilenler yaşamına dair ilk müdahaleleri başlatarak gizemli bir karakterin hayatına dahil edilmesiyle artık başkarekterimizin kaderi için kısmetine düşenleri arama yolculuğu başlıyor. Daha önce hiç yaşamı anlamak için bakış açısına yön vermeyi düşünmeyen karekterimizin gizemli arkadaşıyla ilahi müdahaleler sonucu yolları kesişiyor. Aralarında oluşan bağ sayesinde evrenin ilk oluşumu, felsefenin düşünce yapısı, sevme ve anlama olgularının tohumlarının atılmasına ve de Mezopotamya'ya yapacağı ziggurat yolculuğuna zemin hazırlıyor. Madde -ruh ve bilinci çözme yolculuğunda artık bir şeyleri anlayabilmenin o yoğun hazzını yaşıyor. Gördüğü dev tapınak ve heykellerde sorularının cevabını adım adım ilerleyerek bulmaya çalışıyor. Baskın bir babanın korkusu ile yetiştirilmenin ve hep çocukluğu boyunca babanın bir tanrı olarak beyninde yer etmesi yine kendi çocuğu ile olan duygusal bağ da babanın otoriter tepkisiyle arada kalması çıktığı bu yolculukta baba tarafından para-hırs ve insani egoların üzerine oturtulduğu yaşamında Ataerkil düzeni artık yerini yavaş yavaş dostluk-sevgi ve yardımlaşmaya bırakarak  yaşamı üzerinde bir kez daha düşünme , anlama ve her şeyi olduğu gibi kabul etme olarak yerini almaya başlıyor. Kitapta her tezahür edilen olayların kaynağı sevgi olarak gösteriliyor. Sevginin evrende her zaman varolduğu fakat zamanla insanoğlu tarafından yok edilmeye doğru yol aldığı her bölümde vurgulanıyor. Karakter çıktığı yolculukta evrenin özünde sevginin hep varolacağını kendine yapılan müdahalelerin temelinde ise saf dürüstlüğünün etken olduğunu böylece görmüş oluyor. Peki çıktığı bu yolculukta yaşamın bütününe bakıp tarafsız gözlemleyeceği yedi felsefenin yedi katını oluşturan, evrenin küçük bir kopyası kabul edilmiş zigguratın ilk katından son katına kadar ulaşabiliyor mu? Her bir katta yaşamın görünmeyen yüzü ile tanışıyor mu? Evrenin bütün sırlarını içinde barındıran ziggurat yolculuğu, kitabı okuyacak okurlar için soruların cevaplarının her satırı cevher değerinde olan ve de derin anlamlar içeren bölümlerle  aradığımız birçok sorunun yanıtını da kolayca bulmuş oluyoruz. Sevmeyi, insanları olduğu gibi kabul etmeyi, kusurlarını yargılamamayı babasının kendisine sürekli empoze ettiği düşünce temelinde yatan itibarın dürüstlükle değil parayla sağlandığı yanlış ve eksik düşünce yapısı, çıktığı bu yolculukta kaderini değiştirerek müdahalelere izin vermesi, kısmetinin önünü açıyor. Yaşadığı yas karşısında yaşam tüm canlılığı ile devam ederken yine yaşamın zıtlıklarla bir bütün olduğunu kabulü onu yeni bir evlatla ödüllendirmesi olarak geri dönüş yapıyor. Hayat en kıymetli varlığını alırken elinde tek kalan sevgiye yani ailesine daha sıkı sarılması önünde açılacak yeni kapıların yaşamını sorgulama sürecinde yine sorguladığı bir çok şeyin cevapları olarak yaşamına tezahür ediyor. Her şeyin bir sebebi olduğunu vurgulayan yazar karakterin karşısına çıkan müdahaleler neticesinde kazandığı dostlarıyla yaşayacağı serüven sadece bu kitapta sınırlı kalmıyor serinin devamında Mezopotamya'daki ziggurat yolculuğundan sonra  bu defa arkadaşlarıyla Güney Amerika'da Atacama Çölü'nde kayıp bir zigguratın peşine düşecekleri " ATA MEZARLIĞI "ile devam ederken yine  yazar tadı damağımızda kalan eserine bir üçüncü  kitap " ATAKURT " ile okurlarına müjdeyi veriyor. Bir alıntı ile başladığım incelememi yine bir alıntı ile bitirirken mutlaka okumanızı tavsiye ederek yazarın diğer kitapları ile de keyifli buluşmalar diliyorum. " Ve ... Yaşam; bulduğun değil, hesap sorduğun kurgudur. " ( Sayfa 395 ) kitap/kitap--16947 yazar/i527 (Kemikbahçesi)

Ataerkil PDF indirme linki var mı?

Mehmet Mollaosmanoğlu - Ataerkil kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ataerkil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Mollaosmanoğlu Kimdir?

Alanyada doğdu. İlk ve ortaöğretimini de aynı şehirde tamamladı. 1983 yılında Akdeniz Üniversitesi Isparta Mühendislik Fakültesini (Şimdi SDÜ) bitirdi. Ardından bir süre İstanbul Belediyesinde kontrol mühendisi olarak çalıştı. Askerlikten sonra Alanyaya dönerek kendi işyerini kurdu. Antalya bölgesinde mimarlık ve mühendislik dallarında pek çok esere imza atmış olan Mollaosmanoglu 2000 yılında roman yazmaya başladı. İlk eseri olan Ataerkili 2007 de yayımladı. Tanınırlığı ikinci romanı Ata Mezarlığı ile arttı. Şimdi mesleği olan İnşaat Mühendisliği ile yazarlığı beraber yürütüyor. Ressam Seher Mollaosmanoğlu ile evli yazarın Servet ve Ateş adında iki oğlu var.

Mehmet Mollaosmanoğlu Kitapları - Eserleri

  • Cennet Ayracı
  • Peru Travması
  • Çark
  • Kutsal Adalet
  • Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri
  • Kaderler Tableti
  • Talaytaytan
  • Ata Mezarlığı
  • Ataerkil
  • Domuz Kasabı
  • Boğayı Öldür
  • Şili’de Alaturka

Mehmet Mollaosmanoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Acılar kader değil, kısmettir çocuk... Kaderimizi biz değiştiririz bazen. (Cennet Ayracı)
  • "Yeryüzündeki bütün hainlerin üzerinde güven elbisesi, yüzünde sempati pudrası, dilinde biat sakızı olduğundan elindeki kamadan kimse şüphelenmez." (Talaytaytan)
  • Dünya sandığın gibi değil ki, güçlü olursan ayakta kalırsın (Çark)
  • "Tarih öncesi devirlerden beri toplumlardaki yıkımların tek sorumlusu sevgisizlik değil mi?" (Ataerkil)
  • "Çünkü kadınlar kocalarının çetrefilli işlerini duyduklarında hepsi anında birer yaşam koçuna dönüşüverirlerdi." (Domuz Kasabı)
  • Gecenin lisanı ağırdır, herkes anlamaz. Harfleri sessizliğin 29 halidir, kelimeleri soluk alıp verme biçiminde tezahür eder, cümleleri buğudur gecenin karanlığına karışır. Bu yüzden gecenin suskun olduğu zannedilir fakat aslında gece hep konuşur... (Talaytaytan)
  • "Rüyalar yarınki soruların bu günkü cevabıdır " (Boğayı Öldür)
  • Dinler, gelişmiş toplumlarda ruhsal rehber olarak kabul edilirken cahil toplumlarda kayıtsız şartsız biat edilecek ilahi kurallar olarak aşılanır. Bu da hükümdarların ve egemen güçlerin işini kolaylaştırır. Sonuçta can almak normal şartlarda günahken din için yapıldığı takdirde sevap olduğuna inanan toplumlar yaratmanın başlıca yolu budur işte; cehalet ve biat kültürü..." (Cennet Ayracı)
  • "...Adalet yoktur, asla da olamaz, yalnızca yaşamı düzene sokmak için insanın koyduğu kurallar vardır ve buna yasa denmiştir. Yasalar her zaman adalet sağlamaz!" (Kutsal Adalet)
  • "Siz, biz gibi iki karşıt kavram yaratmasalardı savaş olur muydu dünyada?" (Çark)
  • İnsan geçmişini de peşine takar, bir kuyruklu yıldız gibi geleceğe kayar ve geçmiş sadece gelecekle birlikte biter; nihai son denir adına. (Peru Travması)
  • "Insanlar kelimeleri icat ettiğinden beri hisleriyle konuşmayı unuttu. En büyük ayricaliğimiz zannettigimiz dil birliğimizi anlamımıza asla yetmedi, bir ağacı dahi dinleyebileceğimiz hislerimiz böyle köreldi..." (Peru Travması)
  • "Siyasetle beraber istismara en yakın konu dindir biliyorsun! Özü öyle olmadığı halde ikisi de yalnızca kendi gibi olana hoşgörülü bakar bu ülkede, farklı bakış açılarına saygı duymaz." (Domuz Kasabı)
  • Evrende arzulardan daha kuvvetli bir güç yoktur. (Kaderler Tableti)
  • Aşk, bedenin ve beynin beslediği sevgilerden en yoğunudur. Ve bedenin ölümüyle sona erer. Ama bir sevgi daha var ki, beden gibi yok olan bir sevgi değil... Ruh enerjisini saran ebedi sevgi... Aşka göre daha derin, daha kutsal. " Evrensel sevgi yani ! " (Ataerkil)
  • "insan aklı çözemediği sorunları görmezden gelmeye meyillidir..." (Kutsal Adalet)
  • "Düşünme arzusu, bol ödüllü bulmacalar gibi insanı kışkırtıyor." (Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri)
  • Devlet nasıl ve ne zaman olur biliyor musun? Sıradan bir vatandaşım en doğal hakkı olan aile kurma ve çocuk yetiştirme kaygıları duymayacağı bir düzen sağlandıysa devlet vardır, yoksa bankaların, resmî kurumların, özelleştirilmiş hizmet sektörünün ekonomik kıskaca aldığı, borçlandırdığı halkların ülkesinde devlet kavramı yalnızca kılıftan ibarettir. Bak etrafına, yoksulluk çeken insanlar altın varaklı saraylarda yaşayanlara laf söyletmiyor. En sesi çıkması gerekenler haykıracaklarına zirvedekilere hayranlık duyuyor. Böyle toplumlarda devlet kurmaya ne gerek var, devlet adı verilmiş maddi ve manevi yatırım yapan şirketler işi götürüyor nasılsa… (Peru Travması)
  • "Vazgeçemediklerimizin pek çoğu hayatımızı kolaylaştıran unsurlar değil, alışkanlıklarımızdır." (Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri)
  • "Yasalar şekilcidir, ruhsuzdur; yol çizer ancak yaşamın sonsuz paradoksunu barındırmaz bünyesinde." (Kutsal Adalet)

Yorum Yaz