tatlidede

Atatürk - Lord Kinross Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atatürk kimin eseri? Atatürk kitabının yazarı kimdir? Atatürk konusu ve anafikri nedir? Atatürk kitabı ne anlatıyor? Atatürk PDF indirme linki var mı? Atatürk kitabının yazarı Lord Kinross kimdir? İşte Atatürk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.07.2022 09:00
Atatürk - Lord Kinross Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Lord Kinross

Çevirmen: Necdet Sander

Orijinal Adı: The Rebirth Of A Nation

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 9789754050356

Sayfa Sayısı: 592

Atatürk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Bu kitap çağdaş Türkiye'yi yaratan ve tarihin akışını değiştiren büyük önder hakkındaki birçok bilgi eksiğini giderecek bir araştırma ürünüdür.

"İşte, şimdiye kadar yayınlanmış en kapsamlı 'Atatürk' incelemesi...'Atatürk büyüleyici ve gizemli bir kişilik olarak belleklerde kalıyor."

-The Times- 

"Son zamanlarda yayınlanmış yaşam öykülerinden pek azı Lord Kinross'un 'Atatürk'ü kadar başarılıdır. Bu yapıt şan ve şerefin insan biçimine girmiş unutulmaz anıtıdır."

-Sunday Telegraph-

(Arka Kapak)

Atatürk Alıntıları - Sözleri

  • Milliyetçi Türkiye, azimli ve sabırlı politikası sayesinde, ilk kez olarak Batılı bir büyük devlet tarafından tanınmış ve üstelik bunu, milli çıkarlarına en uygun koşulları elde ederek başarmıştı.
  • “Çiçeklerle uğraşmak insanlar üzerinde çok iyi etki yapar, özellikle sert ve sinirli olanları yatıştırmaya yarar,”
  • "Ülkeye en gerekli olan insanlar, öğretmenlerdi."
  • “... Yürüyelim, arkadaşlar! Sesimizi yer, gök, su dinlesin, Sert adımlarla her yer inlesin, inlesin!”
  • “Ayaklarının ucuna basarak dışarı çıkan subayın kim olduğunu biliyor musunuz?” dedi. “Mustafa Kemal. Bir gün büyük bir adam olacak ve sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya ün salacak.”
  • Mustafa Kemal, “Gerçekler, ne kadar acı olursa olsun, daima göz önünde tutulmalıdır,”
  • “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunmaz. Onun için küçük büyük her birlik, bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük büyük her birlik, ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe kurup savaşmaya devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda olduğunu gören birlikler, ona uymaz. Bulunduğu mevzide sonuna kadar sebat ve mukavemete mecburdur.”
  • “Amacımız ölmek değil, ihtilali başarıya ulaştırmak ve düşüncelerimizi gerçekleştirmektir. Bunları halka benimsetmek için de, yaşamak zorundayız,”
  • Mustafa Kemal, “Söylediğiniz doğrudur general, ” dedi. “İçinde bulunduğumuz durumda yapmak istediğimiz şey, ne askerlik açısından, ne de başka bir açıdan açıklanabilir. Ancak, her şeye rağmen, yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir Türk devleti kurmak, insan gibi yaşayabilmek için yapacağız bunu.”
  • “Büsbütün unutulmaktansa hiç doğmamış olmayı yeğlerim.”
  • “Mustafa Kemal’in gözleri o gece, Dante’nin Cehennem’inde yananların gözleri gibi, anlatılamayacak kadar acı içindeydi.”
  • Mustafa Kemal, gözleri parlayarak, İstanbul’a dönmelerine izin vermeyeceğini bildirdi. Konuşmalarını trende ve daha ciddi olarak, Ankara’da sürdüreceklerdi. “Bir süre için, biz Anadoluluların misafiri olacaksınız, ” dedi.
  • “Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı demeli.”
  • “Gecenin en karanlık olduğu ve hiç bitmeyecek sanıldığı zaman, gün doğuşunun en yakın olduğu zamandır.”
  • Halide Edip’e göre Mustafa Kemal, “Deniz fenerlerini hatırlatıyordu. Işık saçtığı zaman göz kamaştıracak kadar parlak, fakat ışık söndüğü zaman bir şey görmek ihtimali yoktu.”

Atatürk İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir DEHA'nın Doğuşu!!!: Aslında bu kitaba bir inceleme yazmayı düşünmüyordum. Çünkü inceleme yazmak pek bana göre değil ve isteyen istediğini okusun beni ilgilendirmez! Ama bugün "YOBAZ" bir okuyucunun Atatürk'e karşı yaptığı karalamaları görünce dayanamadım yazmaya karar verdim. Kitap, 5 yıllık bir araştırmanın ürünü. Yani kaynağı bir hayli fazla. Teşekkür kısmında bir ben yokum. Bu yüzden çok fazla Atatürk biyografisi okuyan biri değilseniz bu kitapta bol bol Atatürk hakkında yeni bilgi öğreneceksiniz. Klasik okul bilgilerinden fazlası var içeriğinde ve kitap gayet akıcı. Bir İngiliz yazarın tarafsız bir gözle anlattığı güzel bir biyografi. Yazar için diyebilirim ki kendisinin kalemine hayran kaldım. Bir biyografi ancak bu kadar objektif bir şekilde yazılabilir. Sadece objektifte değil aynı zamanda bir çıkar amacı güdülmeden de yazılması yönünden takdiri hak ediyor bence. Bizim Türk yazarları gibi ne Atatürk üzerinden bir prim yapma peşinde ne de hamasi duygular ile yazma çabası içinde! Üzülerek söylüyorum Türk yazarlar konu Atatürk olduğu zaman Atatürk'ü objektif bir şekilde ele alamıyor. Ya din konusunda ya da siyasi konuda sürekli kendi görüşleri altında bir anlatım sunuyorlar. Ve zaten büyük, kutsal olan bir olayı hamasi duygular ile süsleyip okuyucuyu duygusal yönden vurmaya çalışıyorlar. O yüzden Türk yazarlara karşı mesafeliyim. Kinross, bize Atatürk'ü adım adım anlatıyor. Makedonyada Mustafa olarak doğan bu çocuk; ortaokulda zekası ve aklı ile öğretmenlerinin takdirini ve saygısını kazanarak Mustafa Kemal oluyor; Sonra Kurtuluş Savaşı'ında emperyalizm ile yaptığı mücadele sonucunda "Düvel-i Muazzama" karşı gelerek Gazi Mustafa Kemal oluyor; yetmiyor yaptığı devrimler ile içeride ve dışarıda saygı ile anılan, çağdaş bir devlet kurarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk oluyor. Yani kitabı okurken bir DEHA'nın doğuşuna şahit oluyorsunuz. Öyle bir DEHA ki kalbi milleti için atıyor; öyle bir DEHA ki "Benim havarimlerim olmaz. Ülkeye kim hizmet ederse havariler onlardır" diyor. Öyle bir DEHA ki kendisine akıl ve bilimi rehber etmiş, kendisini takip edecek gençlere kılavuz olarak bilimi emanet ediyor. İşin özü diyeceğim, Atatürk'ün düşüncelerini ve düşüncelerinin oluşum safhalarını detaylı bir şekilde anlatmış Lord Kinross. Ayrıca Kitapta Çanakkale Cephesini Lord Kinross çok güzel ele almış. Okuduklarım arasında Atatürk ve Çanakkale Cephesini birlikte bu kadar detaylı ve objektif bir bakış açısı ile ele alan başka bir kitap okumadım. O kısımları okurken Atatürk ve Türk askeri arasındaki bağı gördükçe sık sık duygulandım. Ve Türk yazarların nadir olarak bahsedeceği şey olan Atatürk'ün otokrat yönünü ve dine bakış açısını da gayet yerinde ve objektif ele alıyor. Din konusunda yazar Atatürk için agnostik diyor. Bende öyle olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Atatürk'ün inancı veya inançsızlığı onun değerini artırıp azaltamadığı gibi kimseyi de ilgilendirmez! Kinross Atatürk'ün tam bir Otokrat olduğunuda söyleyerek siyasi gücü elinde bulundurmasını sevdiğini de ayrıca ekliyor. Bu kısımlar klasik görüşlerden farklı bir bakışı ile yazıldığı için kitabı ayrıca sevdim. Atatürk'ün bu iki yönüne sık sık çamur atılır. İşte bu çamurun altındaki gerçeği görmek için, bir de Lord Kinross okuyun derim! Kitapta Atatürk'ün yaptığı devrimler ile yıkık bir imparatorluk içinden küllerinden doğan, ulus-millet-devlet anlayışına sahip bir "Bir Milletin Doğuşu"nu keşfediyorsunuz. Kısacası bu kitabı kesinlikle okuyun; okuyun ki gururlanın! Söz konusu Atatürk olduğu zaman anlatmakla bitmez! (gonderi/68274810) Son olarak Atatürk'ün dinde yaptığı devrimler ile bu millete ümmet yerine millet düşüncesini aşılayıp yurttaşlık duygusu uyandırdığı için Atatürk'ün karakterine, heykeline saldıran YOBAZ! Atatürk'ün heykelinin başını koparıp bir köşeye atsanda, resimlerini yaksanda, ne yaparsan yap, benim gibi milletinin yüreğinde yer etmiş olan Atatürk sevgisine erişemezsin bile! (Derviş Bey)

Atatürk'le ilgili bir kitap edinmeyi düşünüyorsanız, bu kitabı 1. Sıraya alın. İnkilap Tarihi derslerinde genel ve önemli hatlarıyla öğrendiğimiz Atatürk'ün hayatını ayrıntılı bir şekilde önümüze sermiş. Hazine değerinde desem, hiçte abartmış olmam. Son bölümü beni en çok zorlayan kısmıydı. Atamızın son günlerini okumak, sanki oradaymışım hissini yaşamak, çok çok zordu. Her Türk gencinin, genç kelimesinin altını çizerek söylüyorum, kütüphanesinde olmayı hak eden bir eser. Şunu da eklemeden geçemicem, Atatürk'ün özel hayatı, kötü alışkanlıkları ne beni ne de bir başkasını ilgilendirir. Benim için önemli olan, beni ilgilendiren; benim, bizim ve Türk milleti için yaptıklarıdır. (Aysun Baysan)

Kitabı bitirdim ancak kitap hakkındaki düşüncelerimde bir değişiklik olmadı. Atatürk'e kitap okumayı sevmeyen diyecek kadar, çok uyuyan, öğleden sonra uyanan bir insan diyecek kadar şuursuzluk örneği. Kİtap okumayı sevmezdi dediği insanın kütüphanesini hiç mi görmedi ya da yazdığı kitaplardan da mı haberi yok acaba? Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumlarından bir hezimet, bir yalan macera, bir can sıkıntısından doğmuş kurum gibi bahsetmiş. Kitap benim için büyük bir hayal kırıklığıydı, bu kitabı öven okuyucularda mevcut. Aynı kitabı mı okuduk, ben mi anlayamadım diyorum ama yani sürekli bir kadın-içki ve Atatürk'ün diktatör duruşunu anlatan bir kitap. Fikirlerini nasıl zorla kabul ettirdiğini, kadınlarla nasıl flört ettiğini, şahsi çıkarları için nasıl kararlar aldığını anlatan bir kitap. Ne savaşlar ne barışlar ne de alınan o büyük kararlar, Meclisin açılması, Cumhuriyetin ilanı vs. diğer konular kadar yer bulmamıştı. İnönü adı İnönü Savaşlarında sadece 3-5 defa geçiyor, Lozan Anltlaşmasında da hep İnönü'nün hata ve yanlışlarından bahsediliyordu. Bilemiyorum...Benim için tam bir zaman kaybıydı...11.09.2017 Kitabı çok büyük bir sabır ve sukünetle okuyorum. 140. sayfaya geldim ama ciddi anlamda gerildim. Her üç sayfada bir yinelenen Atatürk'ün kadınlara, içkiye ve sosyete hayatına olan merakı. Ortamlarda ki kaba tavırları, sessiz dik bakışları, fikirlerini karşısındakine zorla kabul ettirme çabası gibi cümleler kabul edebileceğim şeyler değil. Hatta Sofya elçiliğinin anlatıldığı bir bölümde şöyle bir cümle var: "Sofya'da sevişmekten, gülüp oynamaktan başka yapacak işler de vardı." keza böyle bile olsa ben bu cümlenin objektifliğine ve gerçeği yansıtma amacıyla yazıldığına inanmıyorum. ve ben bir yurtsever olarak bir Atatürkçü olarak böyle bir bilgiyi bilmek istemiyorum. Atatürk'ün saygınlığına bir hakaret gibi görüyorum. Atatürk'ün dehasını konuşturduğu savaşlar o kadar yüzeysel ki neredeyse konu edilmeyecekmiş. Askerlik dehasının ya da yeteneklerinin geçtiği bölümlerde ve satırlarda da sürekli bir Enver Paşaya kıskançlığı vurgulanmış. Kitapları yarım bırakmak kesinlikle alışkanlığım olmadığı için bitireceğim ama kaynakça da yararlandığı eserleri ve kişileri görünce de hazmedemiyorum. Kitap bitince daha uygun daha açıklayıcı bir inceleme yazıcam mutlaka. Atatürk'te bir insandı mutlaka kendi özel hayatı vardı, kişisel zaafları, kıskançlıkları, huzursuzlukları mutlaka vardı. Bunlar yok, yalan uydurma demiyorum ama böyle gereksiz detay vermenin değil Türk milletine, Dünyaya mal olmuş bir insanı bu şekilde lansa etmenin mantığını anlamıyorum. Bizler birçok Atatürk kitabı bir çok Kurtuluş Dönemini anlatan kitaplar okumuş olabiliriz. Ama Atatürkle ilgili sadece bu kitabı okuyan diğer milletlerin üzerinde bırakacağı izlenimleri düşününüz. (Ağustos.2017) (Ayşen)

Atatürk PDF indirme linki var mı?

Lord Kinross - Atatürk kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Atatürk PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Lord Kinross Kimdir?

Patrick Kinross, bilinen adıyla Lord Kinross, (d. 1904 - ö. 1976) İskoç soylusu Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki biyografisi ve Ortadoğu ülkelerine ilişkin diğer eserleriyle ün kazanmıştır. Bu eserlerinden biri de pek çok otorite tarafından beğeni kazanmış "Osmanlı İmpratorluğun Yükselişi ve Çöküşü" kitabıdır.

İkinci Kinross Baronu Patrick Balfour'un oğlu, eski başbakan ve 1. Dünya Savaşı yıllarında Dışişleri Bakanı olan Arthur Balfour'un akrabasıydı. Oxford'da okudu. 1938'de ressam John Spencer-Churchill'in eski eşi Angela Mary Culme-Seymour ile evlendi. 1942'de eşinden boşandıktan sonra eşcinsel tercihlerini açıkça ortaya koydu. 1952'de İngiltere hükümeti tarafından Atatürk hakkında bir biyografi yazmakla görevlendirildi. 1960'ta yayımlanan kitabı Atatürk hakkında bugüne dek yazılan en başarılı biyografilerden biri olmakla birlikte, yer yer eleştirellikten uzak tavrı nedeniyle eleştirilmiştir.

Kinross, akrabası ve aile dostu olan Balfour'un başbakan Lloyd George'a karşı siyasi polemiğini sürdürmekle de suçlanmıştır.

Lord Kinross Kitapları - Eserleri

  • Atatürk
  • Osmanlı - İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü
  • Kutsal Anadolu Toprakları

Lord Kinross Alıntıları - Sözleri

  • “Gecenin en karanlık olduğu ve hiç bitmeyecek sanıldığı zaman, gün doğuşunun en yakın olduğu zamandır.” (Atatürk)
  • Mustafa Kemal, gözleri parlayarak, İstanbul’a dönmelerine izin vermeyeceğini bildirdi. Konuşmalarını trende ve daha ciddi olarak, Ankara’da sürdüreceklerdi. “Bir süre için, biz Anadoluluların misafiri olacaksınız, ” dedi. (Atatürk)
  • İtalyan asıllı bir yorumcu Türk askerleri hakkında şöyle diyordu: Türkler askerlerimizden üç nedenle çok üstün: Komutanlarına anında itaat ediyorlar; Savaşta hayatları için en küçük bir endişe duymuyorlar; Çok uzun bir süre ekmeksiz ve şarapsız, sadece arpa suyuyla yetinerek yaşayabiliyorlar. (Osmanlı - İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü)
  • Arap'ın bir ırkçı, Yunanlı'nın bir politikacı olduğu yerlerde, Türk bir vatanseverdi. Bir vatansever olarak, yandaşlarıyla ve dostlarıyla işbirliği ruhuna sahipti. Cesarete ve bir savaşçının acımasızlığına sahipti. Güçlü ve sessiz, az konuşan ama konuştuğunda büyük anlamlar yansıtan adamın içtenliğini taşıyordu. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • “Büsbütün unutulmaktansa hiç doğmamış olmayı yeğlerim.” (Atatürk)
  • Köprülü Mehmet Paşa ölüm döşeğindeyken o sırada yirmi yaşında olan sultan IV. Mehmet’e dört davranış ilkesini miras olarak bıraktı: kadın tavsiyesine hiç kulak asmamalıydı; herhangi bir tebaasının fazla zenginleşmesine hiçbir zaman meydan vermemeliydi; devletin hazinesinin her daima dolu olmasına dikkat etmeliydi; daima at sırtında olmalı, orduları sürekli eylem durumunda bulundurmalıydı. (Osmanlı - İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü)
  • Mustafa Kemal sonra, bu olayı arkadaşlarına anlatırken, İşte ben Türk köylüsünün de böyle olmasını istiyorum. dedi. Köylü memleketin efendisi durumuna gelmedikçe, Türkiye'de gerçek bir ilerlemeden söz edilemez. Kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmişti: Köylü, memleketin efendisidir. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • ..sıradan bir gülüş değildi bu, daha çok mutlu olan ve neden mutlu olduğunu da bilen bir adamın derin, sıcak bir kahkahasıydı. İşte Rize'ye gelmiştim. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • Bir insanı tanımak için olduğu gibi, bir kenti tanımak için de onunla yalnız kalmak, onu Tète a tète (baş başa) incelemek gerekir. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • Osmanlılar ileride bir imparatorluk olma yazgılarını başlangıçta bir coğrafi rastlantıya borçluydular. (Osmanlı - İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü)
  • Doğuda, sistemden çok insanın kendisine itibar edilirdi. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • "The more I consider my dilemma, the more hopeless does its solution appear to me." (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • “Amacımız ölmek değil, ihtilali başarıya ulaştırmak ve düşüncelerimizi gerçekleştirmektir. Bunları halka benimsetmek için de, yaşamak zorundayız,” (Atatürk)
  • Osmanlı İmparatorluğu zamanında Türkiye Batı'nın ortasında merkezlenmiş bir Doğu gücüydü. Bugünkü Türkiye ise imparatorlukla ilişkisini kesmiş durumdadır ve paradoksal bir şekilde Doğu'nun ortasındaki bir Batı gücü haline gelmiştir. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • Okula sadece bir yıl devam edebilmiş, sonra marangoz olan babası onu okuldan alıp bir işe vermişti. Bu yüzden sadece büyük harflerle yazabiliyordu. .. Sadece bir kelimeyi küçük harflerle yazabiliyordu ve bunu da bana gösterdi: "Anne." (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • Mustafa Kemal, “Söylediğiniz doğrudur general, ” dedi. “İçinde bulunduğumuz durumda yapmak istediğimiz şey, ne askerlik açısından, ne de başka bir açıdan açıklanabilir. Ancak, her şeye rağmen, yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir Türk devleti kurmak, insan gibi yaşayabilmek için yapacağız bunu.” (Atatürk)
  • "Bir çocuğun en iyi arkadaşı kitabıdır." (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • ..bunlar, sırayla, bir Türk, bir Rus topraklarında yapılan, bir çeşit tören diyebileceğimiz nezaket toplantılarıydı ve mutlaka resmi bir öğle yemeğiyle noktalanıyordu. Türkler bu vesileyle genellikle bir koyun keserlerdi. Ruslar ise havyar, votka buna benzer şeyler ikram ederlerdi. Ruslara, alışık olmadıkları bollukta bir ziyafetin artıklarını yiyip bitirme fırsatını vermek için, Türkler bu yemeklerden sonra, bir süre arkalarını dönmeyi öğrenmişlerdi. (Kutsal Anadolu Toprakları)
  • “Ayaklarının ucuna basarak dışarı çıkan subayın kim olduğunu biliyor musunuz?” dedi. “Mustafa Kemal. Bir gün büyük bir adam olacak ve sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya ün salacak.” (Atatürk)
  • Mustafa Kemal, “Gerçekler, ne kadar acı olursa olsun, daima göz önünde tutulmalıdır,” (Atatürk)

Yorum Yaz